- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Canda Özür Olmaz Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, çıkarılan çok sayıda kanun ve genelge ile engellilerin durumlarının iyileştirildiğini ancak gerekli bilgilendirmeyi yapmayan işgüzar bürokratlar yüzünden engellilerin haklarından faydalanamadıklarını söylüyor. 52.kez Okundu
Engellileri topluma kazandırmak için projeler üreten Canda Özür Olmaz Derneği, yeni projelerini hayata geçirmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Hükümet ile birlikte ortak projeler yürüten dernek, engellilerin sorunlarına ortak olmaya çalışıyor. Dernek Başkanı ve akademisyen-yazar Mustafa Öztürk,, yeni yasalarla engellilerin durumunun nispeten iyileştiğini ancak bilgilendirme yapmayan bürokratlar ve yönetmelikleri bilmeyen memurlar nedeniyle engellilerin bu yeni olanaklardan faydalanamadığı söylüyor.
ENGELLİNİN ADI YOK
Toplumun özürlüyle bütünleşmesinin önündeki sorunun, engelli kavramının bilinmemesi olduğunu söyleyen Mustafa Öztürk, adlandırmadaki karmaşa ve tanım güçlüğünün, engellinin kendisini anlatmasını zorlaştırdığını ifade ediyor. Öztürk, "Engellilik nedir, engelli kime denir? Tanımı maalesef tam olarak yapılamamıştır. Bu konuda resmi bir söylem yoktur. Tabi, engellinin kim, engelliliğin de ne olduğu açık bir biçimde ortaya konmayınca, engellilere yönelik geliştirilecek politikaların, yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmektedir." diyor.
SEFERBERLİK GEREKİYOR
Engellilerin sorunlarının şimdiye kadar ciddi bir şekilde ele alınmadığına da dikkat çeken Dernek Başkanı Mustafa Öztürk "Geçtiğimiz dönemlerde sorunlar doğru teşhis edilerek, çözüm üretilemedi. Kısa, orta ve uzun vadeli projelerle kalıcı çözümler yerine, popülist yaklaşımlarla günü kurtarma yoluna gidildi. Yapılması gereken bu aşamada, engelliler, engelsizler ve devlet birlikte sorunun üstüne giderek, sorunun çözümünü birlikte ortaya koymamızdır. Engelliler ile engelli çocuk sahibi ebeveynlerin görüş ve önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bir tür seferberlik ilan etmeliyiz." diyor. Çözümün, üç aşamalı bir çalışmayı gerektirdiğini ifade eden Öztürk; Engelliler eğitilerek topluma kazandırılmalı, Toplum eğitilerek, engelli bilinci oluşturulmalı, önyargılardan kurtulunmalı ve başarıları için fırsat eşitliği yaratılmalı ve son olarak yeni engellerin ortaya çıkması önlenmeli diyor.
2005 YASASI ENGELLİLERİ HAYATA BAĞLADI
2005 yılında kabul edilen Özürlüler Yasası'nın Türkiye'de engelliler adına çıkarılmış bir devrim yasası olduğunu anlatan Öztürk, bu yasanın engellilerin hayatlarını büyük oranda kolaylaştırdığını ve şimdiye kadar çıkarılmış en kapsamlı yasa ve yönetmelik olduğunu söylüyor. AK Parti hükümetleri döneminde çok sayıda iyileştirmenin yapıldığını ancak bu yasa ve yönetmelikleri uygulayacak kişilerin aynı heyecanı taşımadığını, yapılması gereken bilgilendirme çalışmalarını yapmadıklarını söyleyen Mustafa Öztürk, "Çıkarılan yasaların, paydaş kurumlarca doğru anlaşılması için, seminerler ve meslek içi eğitim kursları yapılmamıştır. Tepe yöneticileri alanda çalışan personelini bilgilendirmede, zafiyet göstermektedir. Bilgilendirilmeyen memurların da, bu yasa ve yönetmelikleri yorumlamaları mümkün olamamaktadır. Çünkü memurlar çıkarılan yasa ve yönetmelikleri okumuyorlar bile. Ne yapacaklarını bilmeyen memurlar, engellileri yanlış yönlendirmektedir. Böyle olunca; hayatım kolaylaştı diye koşup, devlet kapısına gelenler için eziyet ve işkenceye dönüşmektedir. İşte sorun bu. Engellinin hayatını kolaylaştırmak için çıkarılmış yasalar, işgüzar bürokratlar yüzünden bir faydaya dönüşememektedir. Sayın Başbakanımızın dediği gibi, bürokratik oligarşi, hizmete engeldir" diyor.
ENGELLİLER EVDE GÖNÜLLÜ MAHKUM
Türkiye nüfusunun yüzde 12.29'unun engelli olduğunu söyleyen Canda Özür Olmaz Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, bunun 8 milyon 431 bin 500 engelliye tekabül ettiğini ifade ediyor. Engelli nüfusun yüzde 64'ünün okuma yazma bilmediğine dikkat çeken Öztürk, "Engellilerin yüzde 26'sı lise ve dengi okuldan, sadece yüzde 0,2'si üniversiteden mezun. Bu çok trajik bir durum. Engellilerin eğitimsiz, işsiz, yoksul ve toplum tarafından kabul görmeyen insan kitlesi durumunda olduğunu göstermektedir. Eskiden şehir dışında yaşamaya mecbur edilen engelliler, şimdi evlerinde gönüllü mahkumlar. Ayrıca, erişebilirlik ve ulaşılabilirlik sorunun çözülememiş olması, eğitim, istihdam gibi sorunları da beraberinde getiriyor." diyor. Öztürk, engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki sorunları; Fiziksel engeller, (ulaşılabilir ve erişebilirlik), eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal güvenlik, yoksulluk, aile ve özel yaşam olarak sıralıyor.
Mynet
Engellileri topluma kazandırmak için projeler üreten Canda Özür Olmaz Derneği, yeni projelerini hayata geçirmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Hükümet ile birlikte ortak projeler yürüten dernek, engellilerin sorunlarına ortak olmaya çalışıyor. Dernek Başkanı ve akademisyen-yazar Mustafa Öztürk,, yeni yasalarla engellilerin durumunun nispeten iyileştiğini ancak bilgilendirme yapmayan bürokratlar ve yönetmelikleri bilmeyen memurlar nedeniyle engellilerin bu yeni olanaklardan faydalanamadığı söylüyor.
ENGELLİNİN ADI YOK
Toplumun özürlüyle bütünleşmesinin önündeki sorunun, engelli kavramının bilinmemesi olduğunu söyleyen Mustafa Öztürk, adlandırmadaki karmaşa ve tanım güçlüğünün, engellinin kendisini anlatmasını zorlaştırdığını ifade ediyor. Öztürk, "Engellilik nedir, engelli kime denir? Tanımı maalesef tam olarak yapılamamıştır. Bu konuda resmi bir söylem yoktur. Tabi, engellinin kim, engelliliğin de ne olduğu açık bir biçimde ortaya konmayınca, engellilere yönelik geliştirilecek politikaların, yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmektedir." diyor.
SEFERBERLİK GEREKİYOR
Engellilerin sorunlarının şimdiye kadar ciddi bir şekilde ele alınmadığına da dikkat çeken Dernek Başkanı Mustafa Öztürk "Geçtiğimiz dönemlerde sorunlar doğru teşhis edilerek, çözüm üretilemedi. Kısa, orta ve uzun vadeli projelerle kalıcı çözümler yerine, popülist yaklaşımlarla günü kurtarma yoluna gidildi. Yapılması gereken bu aşamada, engelliler, engelsizler ve devlet birlikte sorunun üstüne giderek, sorunun çözümünü birlikte ortaya koymamızdır. Engelliler ile engelli çocuk sahibi ebeveynlerin görüş ve önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bir tür seferberlik ilan etmeliyiz." diyor. Çözümün, üç aşamalı bir çalışmayı gerektirdiğini ifade eden Öztürk; Engelliler eğitilerek topluma kazandırılmalı, Toplum eğitilerek, engelli bilinci oluşturulmalı, önyargılardan kurtulunmalı ve başarıları için fırsat eşitliği yaratılmalı ve son olarak yeni engellerin ortaya çıkması önlenmeli diyor.
2005 YASASI ENGELLİLERİ HAYATA BAĞLADI
2005 yılında kabul edilen Özürlüler Yasası'nın Türkiye'de engelliler adına çıkarılmış bir devrim yasası olduğunu anlatan Öztürk, bu yasanın engellilerin hayatlarını büyük oranda kolaylaştırdığını ve şimdiye kadar çıkarılmış en kapsamlı yasa ve yönetmelik olduğunu söylüyor. AK Parti hükümetleri döneminde çok sayıda iyileştirmenin yapıldığını ancak bu yasa ve yönetmelikleri uygulayacak kişilerin aynı heyecanı taşımadığını, yapılması gereken bilgilendirme çalışmalarını yapmadıklarını söyleyen Mustafa Öztürk, "Çıkarılan yasaların, paydaş kurumlarca doğru anlaşılması için, seminerler ve meslek içi eğitim kursları yapılmamıştır. Tepe yöneticileri alanda çalışan personelini bilgilendirmede, zafiyet göstermektedir. Bilgilendirilmeyen memurların da, bu yasa ve yönetmelikleri yorumlamaları mümkün olamamaktadır. Çünkü memurlar çıkarılan yasa ve yönetmelikleri okumuyorlar bile. Ne yapacaklarını bilmeyen memurlar, engellileri yanlış yönlendirmektedir. Böyle olunca; hayatım kolaylaştı diye koşup, devlet kapısına gelenler için eziyet ve işkenceye dönüşmektedir. İşte sorun bu. Engellinin hayatını kolaylaştırmak için çıkarılmış yasalar, işgüzar bürokratlar yüzünden bir faydaya dönüşememektedir. Sayın Başbakanımızın dediği gibi, bürokratik oligarşi, hizmete engeldir" diyor.
ENGELLİLER EVDE GÖNÜLLÜ MAHKUM
Türkiye nüfusunun yüzde 12.29'unun engelli olduğunu söyleyen Canda Özür Olmaz Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, bunun 8 milyon 431 bin 500 engelliye tekabül ettiğini ifade ediyor. Engelli nüfusun yüzde 64'ünün okuma yazma bilmediğine dikkat çeken Öztürk, "Engellilerin yüzde 26'sı lise ve dengi okuldan, sadece yüzde 0,2'si üniversiteden mezun. Bu çok trajik bir durum. Engellilerin eğitimsiz, işsiz, yoksul ve toplum tarafından kabul görmeyen insan kitlesi durumunda olduğunu göstermektedir. Eskiden şehir dışında yaşamaya mecbur edilen engelliler, şimdi evlerinde gönüllü mahkumlar. Ayrıca, erişebilirlik ve ulaşılabilirlik sorunun çözülememiş olması, eğitim, istihdam gibi sorunları da beraberinde getiriyor." diyor. Öztürk, engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki sorunları; Fiziksel engeller, (ulaşılabilir ve erişebilirlik), eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal güvenlik, yoksulluk, aile ve özel yaşam olarak sıralıyor.
Mynet
