Epilepsi/sara nedir?

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
epileptik.jpg



Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkan Yardımcısı ve İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seher Naz Yeni, 10 soruda epilepsiyi anlattı.

1) Epilepsi/sara nedir?

Beynin fonksiyonel ünitesi nöronlardır (sinir hücresi) Hücredeki iletim, sinir lifi boyunca elektriksel olarak gerçekleştirilir. Bu uyarım sodyum, potasyum, klor gibi elektrik yüklü olan iyonlar aracılığıyla ayarlanır. Nöronların gerektiği kadar uyarılmaları, gerektiğinde baskılanmaları ince birtakım ayarları gerektirir. Tüm bu ayarlama (uyarılma-baskılanma; eksitasyon-inhibisyon) yine elektriksel ve kimyasal yollarla yapılabilmektedir. Bu dengenin bozulması kabaca epilepsinin altında yatan temel faktördür.

2) Sebepleri neler?

Doğumda meydana gelen zararlar, merkezî sinir sistemi enfeksiyonları (menenjit, vb.) önemli sebeplerdir. Daha ileri yaşlarda ise beyin tümörleri, beyin damar hastalıkları, kafa travmaları önemli sebepler arasında yer alır. İrsi epilepsiler ise genellikle genç yaşlarda başlar ve epilepsilerin sadece bir kısmından sorumludur.

3) Genetik bir hastalık mıdır?

Epilepsi, hastaların küçük bir kısmında genetik özellik gösterir.

4) Nöbetlerin görünümü nasıl?

En bilineni ve en ürkütücü olanı büyük nöbet olarak tanımlayabileceğimiz nöbettir. Hasta aniden yere düşer, tüm vücut kasılır ve çırpınmalar olur. Şuursuzdur. Bu esnada dilini ısırabilir. Çoğu epilepsi nöbeti 1-2 dakikadan fazla sürmez. Ancak bu tür bir nöbetin ardından hasta uzunca bir süre kendine gelemez ve uyur. Baş ağrısı, kas ağrısı yaşayabilir. Sadece 10-20 sn. süreli dalma tarzında nöbetler olabileceği gibi, kol ya da bacaklarda anlık atmalar tarzında nöbetler de olabilir. Bazı dalma nöbetleri ebeveyn tarafından fark edilemeyebilir ve okul başarısında düşme nedeniyle öğretmen tarafından fark edilir.

5) Teşhis nasıl konulur?

Epilepsi tanısı, hasta ve nöbetleri gözleyen hasta yakınlarından alınan iyi bir nöbet tarifi ile konulur. İdeali hekimin nöbeti görmesidir. Ancak, rastgele tekrarlayan nöbetleri hekimin görmesi genellikle mümkün olamamaktadır. Bu noktada nöbeti gözleyen aile bireylerine önemli bir görev düşmektedir. Nöbetin başından sonuna iyi bir şekilde tasvir edilmesi gerekir. Epilepsinin tanısında kullanılan en temel araştırma yöntemi elektroensefalografi (EEG)'dir. Beynin değişik bölgelerinde zaman zaman ortaya çıkan patolojik özellikteki biyoelektrik aktivitelerin faaliyetini ve meydana gelen değişimleri bize gösterir. Beyin MR incelemesi ise epilepsi sebeplerini araştırmada yardımcı bir yöntemdir.

6) Tedavi edilebilir mi?

Epilepsinin sebebinin ve ortaya çıkış mekanizmalarının anlaşılması tedavi açısından önemli gelişmeler sağlayabilir. Bugün için epilepsi tedavi edilebilir bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın tedavi eksiklikleri tamamen halledilmiş durumda değil. Epilepsi tedavisi de ancak mevcut ilaçların düzenli ve uzun yıllar alınması ile kontrolde tutulması yolu ile yapılmaktadır. Hastalık kendi doğal seyrini yaşar ve bizim bugün için bu seyre belirgin bir katkımız olmamaktadır. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlarla epilepsi nöbetleri yüzde 50-80 oranında kontrol altına alınabilir. Bir kere nöbetler kontrol altına alındığında, en az iki yıl ilaçlar düzenli olarak kullanılır. Bu sürenin ucu ise belirsizdir. Kimi zaman iki yıl sonra ilaçlar kesilebilse de bazen ömür boyu tedavi gerekebilir. Doğal olarak, süreğen ilaç tedavisinin de getirisi olarak yan etkiler karşımıza çıkabilir. Ciddi yan etkiler sık olmasa da, tedavi ile ilgili yan etkilerle de yakından ilgilenmek gerekir.

7) Kriz anında soğan koklatalım mı?

Bir yakınınız epilepsi nöbeti geçiriyorsa öncelikle sakin olun. Etrafından zarar verici eşyaları uzaklaştırın. Gözlükler çıkartılmalı, kesici, delici aletler elinden alınmalı, kravat gevşetilmeli, çevredeki eşyalara çarpmasını önleyecek bir pozisyona getirilmelidir. Ağzını açmaya çalışmak, dişlerini açmaya çalışmak işe yaramadığı gibi hastaya ilave zararlar vermenize neden olabilir. Nöbetin sonuna doğru hasta ağzında kan, tükürük birikebilir ve bu esnada hasta nefes almaya başlayacaktır. Bunların problem oluşturmasını önlemek amacıyla hastayı yan yatırmak uygun olur. Görüldüğü gibi hastaya fazla müdahale edilmez. Üstüne soğuk su dökülmez. Soğan koklatılmaz. Çoğu epilepsi nöbeti dakikalar içinde sonlanır. Hasta uyumaya başlar. Nöbetin beklenenden daha fazla sürmesi, bitip bitip tekrar başlaması ise acil bir durumdur ve hastanın hastaneye götürülmesini gerektirir.

8) Toplumun bakışı nasıl?

Toplumun hastalıkla ilgili olarak eğitilmesi epilepsili hastaların belki de en önemli ihtiyacı. İşsizlik, evlenememe, nöbetler nedeniyle utanma ve buna bağlı sosyal çekilme sıkça karşılaşılan problemler.

9) Saralı ile evlilik olur mu?

Epilepsi hastaları evlilik açısından birtakım sıkıntılar yaşasa da hastalık evlenmeye engel teşkil etmez.

10) Hangi işlerde çalışmalılar?

Epilepsili hastalar çalışabilirler. Tabii ki bazı tehlikeli işlerden sakınmaları gerekir. Epilepsili bir kişinin örneğin, polis olarak görev yapması uygun olmayacaktır. Vardiyalı görevler uykusuzluğa neden olabileceği için hastalarda problem olabilir.


alıntı
 
F

Fırtına

Guest
Epilepsiyi Tetikleyen Etmenler Nelerdir?

Şifresi tam olarak çözülemeyen epilepsi hastalığının ortaya çıkmasında çevresel faktörler de etkili... Prof Dr. Çiğdem Özkara "Uykusuzluk, ateşli hastalıklar, regl dönemi, alkol kullanımı ve stres; sara nöbetlerini tetikliyor" diyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Özkara, epilepsi tedavisi hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Epilepsiyi tetikleyen etmenler neler?

Uykusuzluk, ateşli hastalıklar, kadınlarda regl dönemi, alkol kullanımı ve stres sarayı tetikler.

Epilepsi tedavi edilebilir mi?

Evet. Tedavi edilebilen bir hastalıktır. Buradaki en önemli amaç nöbetlerin durdurulmasıdır. Tedavide çeşitli ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, hastaların çoğunda nöbetleri başarıyla kontrol eder. Çeşitli ilaçlara rağmen nöbetleri devam eden hastalar, tedaviye dirençli kabul edilir. Bu hastalar için ilaç geliştirme çalışmaları yoğun bir şekilde sürmektedir. Ayrıca uygun hastalarda, cerrahi tedavi ile başarılı sonuçlar alınmaktadır.

İLACIN YAN ETKİSİ

Epilepsi tanısı konduktan sonra nasıl bir tedavi uygulanır?

Epilepsi tanısı konulduktan sonra, en önemli ikinci adım tedaviye karar verilmesidir. Tedavide, epilepsinin tipi, atakların sıklığı, hastanın yaşı ve eşlik eden diğer hastalıkların varlığı gibi birçok etken önem kazanmaktadır. Çocukluk çağındaki epilepsi nöbetleri, sadece birkaç kez tekrarlanır ve tedaviye gerek duyulmaz. Buna karşın, geçici bir epilepsi türü olsa da bazı durumlarda oldukça sık ataklar olması ve hastanın bu esnada zarar görmesinin engellenmesi amacıyla da tedavi başlanabilir.

Nöbet ortaya çıkınca hemen ardından ilaç tedavisine başlanır mı?

İlaca başlandığında, hasta ve doktor ilişkisinin önemi büyüktür. Tedaviye uyum, tedavinin başarılı olmasındaki en önemli etkendir. İlaç tedavisi nöbetlerin tekrarlanmayacağına emin olana kadar sürdürülmelidir. Bu nedenle ilaçların akut ve kronik yan etkileri açısından hastalar dikkatli izlenmelidir. Diğer yandan, bazı epilepsi tiplerinde ilaçlar değişik kombinasyonlarda, yeterli doz ve sürede kullanılmasına rağmen nöbetler devam edebilir.

Medikal tedavide kullanılan ilaçlar hangileridir? İlaçların tedavideki rolü nedir?

Epilepside kullanılan antiepileptik ilaçlar, nöbetlerin engellenmesi veya sıklığının azaltılması amacıyla kullanılmaktadır. Prensip olarak, hastaya en uygun olduğu düşünülen ilaç ile tedaviye başlanır. Bu durumda nöbetler tamamen kesilebilir veya yeterli bir kontrol sağlanamadığı zaman ilacın dozu hastanın tolere edeceği düzeye kadar kademeli olarak arttırılır. Yine istenilen etki elde edilemezse ikinci bir antiepileptik ilaç eklenebilir.

SORUN KALKMAZ

Epilepsi ve tedavisi ile ilgili olarak dünyada ve Türkiye'de yapılan klinik çalışmalar var mı?

Epilepsi tedavisi ile ilgili özellikle gelişmiş ülkelerde birçok deneysel ve klinik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmayla, bir yandan nöbet ve epilepsiyi oluşturan mekanizmaların araştırılması, öte yandan yeni antiepileptik ilaçların geliştirilmesi hedeflenmektedir.

Tedavi ile hastalık yok edilebilir mi?

Antiepileptik ilaçlarlar, nöbetleri engeller. Ancak sorunu ortadan kaldırmaz.

İLAÇLAR CİNSEL İSTEKSİZLİK YAPABİLİR!

Epilepsi ilaçlarının bir kısmı cinsel isteksizliğe neden olur mu?

Nadiren bazı antiepileptik ilaçlar cinsel isteksizliğe yol açabilir.

Epilepsinin cerrahi tedavisi mümkün mü?
Epilepsi nöbetlerine yol açan durum kimi zaman ameliyatla ortadan kaldırılabilir. Beyindeki tümörler, gelişimsel bozukluklar, başa gelen darbe izleri, mikrobik hastalık kalıntıları ve damarla ilişkili bozukluklar gibi durumlarda cerrahi girişimle nöbetlerde azalma veya kaybolma sağlanabilir.

Terapiye ihtiyaç duyuluyor mu?

Hastalarda psikolojik sorunlar ortaya çıkarsa psikiyatristlerin önerisi ile terapi yapılabilir.

ÇEVREDE KESİCİ ALET BIRAKMAYIN!

Hastanın odası nasıl düzenlenmeli?

Hastanın yaşadığı yerlerde mümkün olduğu kadar batıcı, delici ve kesici aletler olmamalı. Çevredeki eşyaların kenarlarının keskin olmamasına dikkat edilmeli. Hastanın kaynar su ve çay gibi döküldüğü zaman zarar verebilecek maddelerden ve tehlikeli işlerden uzak durması sağlanmalı.

İlaca bağımlılık ortaya çıkar mı?

Kullanılan ilaçların büyük bir kısmında bağımlılık yapma özelliği yoktur.

İlaçları belli süre sonra değiştirmek gerekir mi?

Nöbetler kontrol altına alınmış ve ilaçlara bağlı herhangi bir yan etki görülmemişse değiştirmeye gerek yoktur.

TEDAVİDE DÜZEN ŞART!

Epilepsi tedavisinin en önemli özelliği nedir?

Tedavide en önemli nokta, hastanın ilaçlarını düzenli kullanması ve kontrole gelmesidir. İlaçlar doktorun önerdiği şekilde ve doktor tarafından kesilinceye kadar aralıksız olarak kullanılmalıdır. Hastalıkla ilgili en ufak bir değişiklikte bile doktora başvurulmalıdır.

ALKOL ALMASIN UYKUSUZ KALMASIN!

Epilepsi hastalarının daha mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için hastalar ve yakınları nelere dikkat etmeli?

Kanunlara göre epilepsi hastalarının araba kullanması yasaktır. Hasta, çok istese bile araba kullanmasına mani olunmalıdır.

Birçok epilepsi hastası, toplumdan ve sosyal çevreden uzaklaşır. Kendi içine kapanır, toplum tarafından kabul görmeme korkusu yaşar. Bu noktada ailenin ve sosyal çevrenin desteğinin önemi daha da anlaşılır. Epilepsi hastasının sosyal aktivitelere katılması desteklenmelidir.

Hasta düzenli kontrole gitmeli, ilaçlarını önerildiği şekilde ve düzenli olarak kullanmalıdır.

Epilepsi hastasının televizyonu uzaktan ve iyi aydınlatılmış bir odada seyretmesi büyük önem taşır.

Epilepsi nöbetlerinin ortaya çıkmasını kolaylaştıran uykusuzluk, yorgunluk ve alkol kullanımı gibi faktörler de ortadan kaldırılmalıdır.

Hastaların kendilerini koruması amacıyla, tehlikeli iş ve spor aktivitelerinden uzak durmaları gerekir.

Kola, çay ve kahve gibi uyarıcı maddeler içeren içecekler ancak aşırıya kaçmamak şartıyla içilebilir.

ERKEN EMEKLİ EDİLEBİLİRLER!

Epilepsi hastaları hangi işleri yapamaz?

Nöbet geçirdiği sırada kendisine veya çevresine zarar verebileceği konumda olmasını gerektiren işleri yapması uygun değildir. Örneğin; marangozluk, elektrik işleri gibi...

Malulen emekli olur mu? Askerlikten muaf mıdır?

Gün içinde çok sayıda nöbet geçiren hastalar, malulen emekli olabilir. Yine, nöbetleri ilaç kullanılmasına karşın sık gelen hastalar, askerlikten muaf tutulur. Ancak nöbetleri kontrol altında olan hastalar askere gidebilirler.

Epilepsi yaşlanınca kendiliğinden geçer mi?

Bazı sara hastalıkları yaşla beraber kaybolur.


aktuelpsikoloji
 
F

Fırtına

Guest
Epilepsi (sara) hastalığına iyi gelebilecek bitkisel kürler.!

Herbalist Cahit Gürkaş, epilepsi (sara) hastalarına tıbbi tedavinin yanında rahatlıkla uygulanabilecek bitkisel kür olarak sabah ve akşamları tok karnına 3 adet karanfil çiğnemelerini önerdi.

Diyarbakır'da faaliyet gösteren Akdemir Baharat'ın Herbalisti Cahit Gürkaş, epilepsi hastalığı ile ilgili yaptığı açıklamada, "Beyindeki sinir hücrelerinin gücü senkron olarak ve sürekli birbirleriyle aynı doğrultuda işlevlerini görürler. Beynin o anki canlılığına uygun olarak belli sayıdaki ve aynı görevi üstlenmiş olan sinir hücreleri aynı doğrultuda çalışırlar.

Beynin herhangi bir bölgesinde yer alan nedbe, tümör gibi bölgesel bozukluklar ya da oksijen azlığı, kanda glikoz azlığı, kanın baz özelliğinin artması, kanda kalsiyumun azalması gibi genel bozukluklar beyinin belli bölgesindeki sinir hücrelerinin yüksek bir elektriksel canlılık göstermelerine karşılık bazen de fazla miktarda elektriksel boşalmalara neden olabilirler.

Elektriksel boşalımlar bazen yalnız kaynaklandıkları bölgede kalabilirler. Bazen de beyinin diğer bölgelerine de yayılabilirler. Bu sebeple beyinin tam işlevini görebilmesi için yeteri derecede düzenli ve dengeli bir beslenmenin çok büyük bir önemi vardır.

Beyini lüzumsuz işler ve düşüncelerle yormamakta önemli bir faktördür. Epilepsi hastalığı doğumsal olabildiği gibi bazen de herhangi bir kaza sonrası oluşabilmektedir. Epilepsi ataklarının şiddeti değişken olabilmektedir.

Tıbbi tedavi ile birlikte rahatlıkla uygulanabilecek ve beyin fonksiyonlarının gelişmesine yardımcı olabilecek bitkisel kür olarak; sabah ve akşam olmak kaydıyla tok karnına 3 adet karanfil çiğnemelerini öneririz. Çünkü karanfil bedeni, zihin yorgunluğunu giderir. Kalbi ve hafızayı kuvvetlendirir.

Ferahlatıcı etkisi mevcuttur. Ayrıca beyin fonksiyonlarının gelişimi ve vücudun çeşitli hastalıklara karşı direnç göstermesi için faydalı olabilecek bitkilerden polende ortalama yüzde 25 oranında protein vardır. Bu protein içinde insan vücudu için gerekli olan temel aminoasitlerin tamamı bulunur. Demir, bakır, kalsiyum, potasyum, fosfor, sodyum, magnezyum, iyot gibi ayrıca A,B,C,E vitaminleri bulunur. Hücre yenileyicidir" dedi.

Gürkaş, epilepsiye iyi gelebilecek diğer bitkileri ise şöyle sıraladı;

"Harnup: Gallik asit içerdiğinden anti analjezik, anti bakteriyel, antioksidan, antiviral, antiseptik, anti kanserojen özelliği bulunur.

Soya fasulyesinde bulunan isoflavonlar adındaki bileşikler sayesinde vücudumuza dış yollar etkisiyle geçen virüslere karşı iyi bir direnç gösterirler. Hormon benzeri işlev görürler. Ayrıca vücut çalışmaları için elzem bazı vitamin ve mineralleri yüksek oranda içermektedir.

Yulaf: Yulaf tanesinde sabit yağ, azotlu maddeler ve karbonhidrat (yüzde 60) bulunmaktadır. Ayrıca pektin slica, pretoin, tireonin, serini alenin, thianin ve furfural antioksidanı mevcuttur. Bu sayede sinir hücrelerinin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar, iltihaplı hastalıklara karşı vücudu korur.

Keten tohumu: İçeriğinde B1, B2, C ve E vitaminleri, Omega- 3 ve Omega- 6 yağ asitleri içerdiğinden sinir sisteminde depresyon ve manik depresyonu iyileştirmede etkilidir. Epilepsi hastalarının tedavisinde olumlu sonuçlar verebilir. Karaciğerin fonksiyonlarını geliştirir. Vücudun enerji üretimini arttırmada yardımcı olur.

Zencefil: Zihni ve bedeni yorgunlukta, bedeni ve zihni gücü artırır. Unutkanlığı giderir, vücudu terletir, idrarı söktürür, dimağa kuvvet verir, ağrı ve sızıları giderir, kan dolaşımını düzene sokar.

Havlıcan: Alpinol ve Alpinin gibi maddeler içerdiğinden korkuya bağlı idrar kaçırma hallerinde kullanılır. Ayrıca vücudu kuvvetlendirir. İştahı açar.."

Cahit Gürkaş, karanfil, arı sütü, propolis, akırıkarha, alıç, portakal nergisi, bal ve üzüm pekmezi ile tüm bu bitkilerden belli ölçülerde yapılacak macundan sabah ve akşam yemekten önce 1 tatlı kaşığı yemenin de oldukça faydalı olduğunu söyledi.


İHA
 
F

Fırtına

Guest
Sara Nöbeti Beyini Resetliyor.!

386697.jpg



REEM Nöropisikyatri Merkezi kurucusu Dr. Mehmet Yavuz, Sara nöbetlerinin korkutucu tablosunun yanısıra iyi yanlarınında bulunduğunu belirterek, “Nöbet geçirenlerde bir nevi beyin resetlemesi olmaktadır” dedi.

Epilepsi (sara) hastalığının ilk çağlardan beri bilinen çoğunlukla sebebi bulunmayan önemli bir hastalık olduğunu belirten Dr. Yavuz, “Nöbet geçiren şahısta ani bilinç kaybıyla beraber yere düşme olur. Bu esnada yaralanmalar olabilir. Bazen nöbetin ilk başlaması ile beraber yüksek sesli bağırma ya da çığlık duyulabilir. Arkasından yere düşen kişi de yüz morarması ile birlikte 3-5 dakika süren şiddetli kasılmalar olur. Çığlık sesi ile beraber ani yere düşülmesi ve şiddetli kasılmalar, izleyen şahısları dehşete düşürebilir” dedi.

ESKİSİ KADAR SIK GÖRÜLMÜYOR

Dr. Yavuz, daha sonra şunları söyledi; “Ancak çok şükür ki, epilepsi hastalarının büyük kısmı daha çok küçük nöbetler geçiren hastalardır. Ani bayılma ve kasılmalarla seyreden ürkütücü büyük sara nöbetleri, tedavilerin gelişmesi ile artık eskisi kadar sık görülmemektedir..”

BEYİNİ RESETLİYOR

“Sara nöbetlerinin bu kadar korkutucu tablosunun yanısıra iyi yanları da vardır. Çünkü nöbet geçirenlerde bir nevi beyin resetlemesi olmaktadır. Programları karışan bir bilgisayar nasıl kapatıp açtığınızda düzeliyorsa, aynen beyin de öyle nöbet sonrası rahatlamaktadırlar. Nöbet geçiren hastaların büyük bir kısmı bu rahatlamanın etkisiyle uykuya geçerler. Nöbet ile resetlenme, algılama, öğrenme ve odaklanma gibi zihinsel faaliyetleri çok arttırmaktadır. Nitekim tarihe yön veren bir çok kumandanın ve icatlar yapan bir çok kaşifin sara hastası olduklarını bilmekteyiz..”

TARİHTE BİR ÇOK ÜNLÜ SARA HASTASI VAR

“Sezar, Napolyon, Büyük İskender, 4. Murat, Cicero, Van Gogh, Dostyoveski, Aristo, Sokrates, Charles Dickens, Niccolo Paganini, Jean-Jacques Rousseau, Blaise Pascal, Molière, Michelangelo, Leonardo da Vinci, Alexander the Great ve Nietzsche gibi ünlü kumandan ve dahilerin sara hastası olduklarını bilmekteyiz. Ayrıca geçen yüzyıllarda sara hastalığı, bir kusur ve engellilik gibi düşünüldüğünden hastalığı gizlenen daha bir çok ünlü de olsa gerektir. Bu noktada dahilik ile sara hastalığı arasında bir pozitif bir ilişki olduğunu düşünmekteyim. Ancak şunu da ifade edelim ki, sara nöbeti esnasında tam bilinç kaybı ve sonrasında konfuzyon vardır. Bazılarının iddia ettiği gibi kişi, bilmediği bir şeyi nöbet esnasında öğrenemez. Dağarcığındaki zaten mevcut olan birikimlerine daha iyi odaklanır ve daha iyi analiz eder. Yukarda saydığımız dahi kişiler, nöbetler sayesinde dahi olmamışlar, mevcut bilimsel birikimlerini daha iyi değerlendirme yetisine sahip olmuşlardır..”

PSİKOLOJİK RESETLEME DE YAPIYOR

“Sara hastaları, depresyon ve panik atak gibi psikolojik bozuklukluklara çok daha az maruz kalırlar. Ben şahsen meslek hayatım boyunca sara nöbetleri geçiren bir depresyon hastası görmedim diyebilirim. Zaten sara nöbeti bir nevi doğal elektrokonvulzif tedavidir (EKT) Ağır psikolojik ve ruhsal bozukluğu olan ya da ağır bunalım tablosu içinde olan hastalara uygulanan EKT tedavisinin sara nöbetleri ile benzerliği şaşılacak derecededir. Hastalara EKT ile aynen sara nöbetine benzer durumlar oluşturulmaktadır. Bu yüzden sara hastası, nöbet geçirmek suretiyle psikolojik bozukluklardan da korunmaktadır. Sonuç itibariyle sara hastalığı, her türlü olumsuz tarzına ve görüntüsüne rağmen, fiziksel ve psikolojik resetleme yaparak faydalar sağladığı da bir gerçektir..”
 
Tekerlekli Sandalye
Üst