Ergenlere bunları sakın söylemeyin!

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Özlem Şileli, anne babalarınergenle konuşurken asla sarf etmemeleri gereken cümleleri sıraladı.

Ergenlik dönemi; çocukluk ve erişkinlik arasında yer alan biyolojik, psikolojik ile fiziksel değişimlerin yaşandığı hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi. Genel olarak 12-19 yaş arasını kapsayan bu dönemde çocuk ve/veya genç yetişkin olmaya adım atıyor, ardı ardına pek çok davranış ve rol deniyor, duygu ile düşüncelerde karmaşıklık yaşıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar göre; başta depresyon olmak üzere birçok ruh sağlığı hastalığı ergenlik döneminde daha sık görülüyor.

Bu dönemde ergenin maruz kaldığı reddedici, tutarsız, denetimsiz anne baba tutumları, psikiyatrik hastalıklar için önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bunun aksine döneme özgü bu kaotik süreçte anne ve babanın yol gösterici, kabul edici, gerektiğinde sınırlayıcı bir tutum içinde olması ise ergenin karşılaştığı yeni durumlarla baş etmesini kolaylaştırarak bu süreci daha uyumlu atlatmasını sağlıyor. İşte bu noktada ergenle “doğru iletişim kurmak” büyük önem taşıyor.

ergenlere-bunlari-sakin-soylemeyin--5224558.Jpeg


Örneğin anne babaların kullandıkları bazı cümleler var ki ‘yarar’ yerine ‘zarar’ getirerek, hem iletişimin kesilmesine, hem de ergende depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Anne babaların ergenle konuşurken asla sarf etmemeleri gereken cümleleri sıraladı.


1 -) Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin


Ergen kimlik arayışı içindeyken zaman zaman yetersizlik duyguları yaşayabiliyor. Bunu özgüven eksikliği olarak yorumlamamak gerekiyor. İçinde bulunduğu dönem itibariyle zaten oldukça kırılgan olan Ergene karşı anne babanın söyleyeceği aşağılayıcı, küçümseyici her ifade hem ergenin öfkesini artıracak, hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden olacaktır.

2-)Neden .....?

"Neden?" sorusuyla başlayan cümleler, suçlayıcı sözlerdir. Sıkıntısını dile getiren bir ergene anne baba tarafından örneğin, "Sen neden o saatte ordaydın?" şeklinde yöneltilen bir soru, ergende suçlandığı, ağır düzeyde eleştirildiği, anlaşılmadığı hissi yaratabiliyor ve daha çok içine kapanmasına yol açabiliyor. Bu nedenle ebeveynlerin "neden?" sorusu yerine "ne? " sorusunu (ne oldu?, ne düşünüyorsun? vb.) sormaya özen göstermeleri çok önemli.

3 -) Sen daha ne yaşadın ki… Ben senin yaşındayken...

Böyle bir iletişim şekli ergene kendisini yetersiz ve çaresiz hissettiriyor. Kendisini güçsüz hissetmesine neden olan bu ifadelere maruz kalan ergen de anne babasına karşı öfkeli yanıtlar veriyor. Devam eden bu iletişim tarzı ise ebeveyn çocuk ilişkisinin çatışmalı hale gelmesine yol açabiliyor.

4- ) Bu konuda böyle.......davranmalısın

Anne babanın öğüt verir tarzda konuşması, özerkliğini kazanmaya çalışan ergenin öfkelenmesine ve daha savunmacı davranmasına neden oluyor. Ebeveynlerin yol gösterici davranabilmeleri için ergenin mevcut sorun hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamaları, onun ihtiyaçlarını göz önüne alarak birlikte çözüm yolları üretmeleri daha etkin bir iletişim tarzını oluşturuyor.

5) Biz senin her istediğini yaparız... Arkadaş gibiyiz...

Yapılan çalışmalar göre; hem aşırı izin verici, hem de aşırı kontrolcü/kısıtlayıcı anne baba tutumları; ergenin uyum sorunları, hatta depresyon başta olmak üzere birtakım ruhsal hastalıklar yaşamasında önemli rol oynuyor. Aşırı demokrat tutumlar genç tarafından disiplinsizlik olarak algılanabiliyor. Denetilmeyen, üzerinde yaptırım uygulanmayan ergen kendini boşlukta hissederek zarar verici eylemler deneyebiliyor.

6) Bıktım senin hatalarından...çocuk gibi davranıyorsun.... ne halin varsa gör....


Ebeveynler bu ve benzeri ifadeler kullandıklarında; öfkelerini, ergenin davranışına değil bireysel olarak ergene yöneltmiş oluyorlar. Anne babaların ergene karşı kullandıkları bu tarz söylemler, onun kendisini reddedilmiş hissetmesine yol açıyor. Bu tarz iletişim biçimi süreklilik gösterdiği takdirde, reddedilme duygusuyla baş edemeyen ergende, bir takım duygusal ve davranım sorunları ortaya çıkabiliyor.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ergen Ruh Sağlığı

Ergenlerde ruhsal sorunlar.jpg

Ergen Ruh Sağlığı

Ergenlik, buluğ çağı hepsi aynı anlama geliyor hayatın özel bir dönemi 12 ila 18 yaşlarına kadar tanımı değişiyor bazen 20 li yaşlara kadar uzatabiliyorlar. Ergenliğin hem biyolojik bir karşılığı var hem de psikososyal, psikolojik gelişimsel bir anlamı da var vücutta ortaya çıkan birtakım hormonal değişiklerle çocukluktan erişkinliğe geçerken yaşanan o fırtınalı yoğun değişimin yaşandığı dönemde tabi psikolojik sonuçlar ve sorunlarda daha bir farklı görüntü içerisinde olabiliyor. Ergenlikteki ruhsal sorunların psikolojik sorunların neler olduğunu bir anlayalım. Genelde şöyle bir şey var ergenlik zaten fırtınalı ve kötü bir dönemdir, ergenler son derece ön görülemez davranışlar içinde bulunabilirler, bozgunculuk yapabilirler gibi gibi bir takım kabuller var. Bu fırtınalı dönemi her çocuk, her genç insan çok farklı yaşıyor herkes sorunlu ergenlik geçirecek diye bir şey yok ama bazı ergenlik yaşayan gençler bunu duygusal açıdan da son derece fırtınalı yaşıyorlar bu dönem bazılarında son buluyor bazılarında daha uzunda sürebiliyor. Ama işte bu noktada ergenlikten bahsetmeyeceğim ergenlikte görülen psikiyatrik rahatsızlıklardan bahsedeceğim sizlere.

Bu fırtınanın içerisinde bunlar birbirine giriyor yani tedavide düzelebilecek bir çok herkeste olabilecek depresyon, kaygı bozukluğu gibi problemler ergenlik problemleri diye savuşturulup onların üzerinde ciddi bir destek almadan uzun yıllar ciddi kayıplar yaşanmaktadır. Çünkü ergenlik bir değişim dönemi yani erişkinliğe farklı olarak hep bir şey koyuyorlar hayatlarının üzerine eğitim hayatları, akademik yaşamları olsun, insan ilişkileri olsun bu dönemde ortaya çıkan bir takım psikolojik sorunlar onlarda kalıcı daha sonra telafi edilmesi son derece güç sorunların belirmesine yol açabilir.


Peki, ilk önce depresyondan bahsedelim ergenler depresyon yaşar mı? Evet yaşar ama çoğu kez erişkinlikten farklı bir görüntüyle karşımıza çıkıyor ergenlikte depresyon. Erişkinler çökkünlüğünü çökkünlük olarak ifade edebilirler hayattan zevk almıyorum, istemiyorum, bunaldım gibi ama bu gençler bu duyguları bu şekilde ifade etmiyorlar daha çok ne çıkıyor? Uyumsuzluk, problem yaşama, baş kaldırı, madde kullanımı, ders başarısında düşme, hırçınlık bütün bunlar böyle ajite, aşırı problemli bir fotoğraf çıkınca insanın aklına depresyon gelmiyor yani, nasıl depresyon, bu enerji nasıl gibi. Gençlerin depresyonunda çok sık gördüğümüz bir durumdur uyum problemleri, sinirlilik, ajitasyon ve bu altta yatan depresyonu tedavi ettiğinizde bu tablo da düzelir.

Yine ergenlik döneminde kaygı bozuklukları çok farklı bir görüntü olabilir özellikle sosyal kaygı bozukluğu dediğimiz sosyal anksiyete bozukluğu erken yaşlarda fark edilirse bir hayat boyu çok önemli kazanımlar sağlanabilinir çünkü toplum içerisinde konuşurken aşırı bunaltı, heyecan, söz almama, kendini ifade edememe, yüzünün kızarması, sesinin tutuk hale gelmesi çünkü vücudunda çok önemli değişiklikler oluyor bu insanların altı ay önce gördüğünüz bir çocuk daha sonra bambaşka bir görüntü içerisine girebiliyor ve bunlarda sosyal kaygının çok olmasının sebebi oluyor. Bunlarda hep endişe var, işte ben iyi bir çocuk olabilecek miyim, yakışıklı mı olacam, güzel mi olacam bir de ergenlerle ilgili ne yazık ki baş edemediğimiz zor bir durumdan bahsetmek istiyorum ergenler kendi aralarında çok acımasız olabiliyorlar çünkü kendi korkuları var ne olacaklarını bilmedikleri için daha çok alay etme, bir yanlış yaptığı zaman günlerce arkadaşları arasında onlara saldırgan eleştirilerde bulunmak maalesef bu yaşlarda çok ve yahut ta bazen de bu özellikle liselerde, orta okullarda gördüğümüz sindirme hareketleri, tehdit etme hareketleri, ilişki problemleri eğer yatkın bir hal varsa kaygı bozukluğu için, depresyon için o insanın gelişiminde, o genç insanın hayatında ilerlemesini son derece zedeleyebiliyor.

Ergenlikte ki ruh sağlığı sorunlarından bahsederken çok önemli, çok acı verebilecek sorunlardan da bahsetmek lazım intihar konusu ergenlerin dürtüsel davranışları onların doğalarında var çünkü beyinlerinde nörolojik değişimler ortaya çıkıyor ve bu ispatlandı ergenlerde özellikle derin yapılarda kortekse doğru beyin kabuğuna doğru bir hareket var ve bu çocukların dürtüselliği doğalarında olabiliyor birde eşlik eden depresyon gibi durum ortaya çıktığında intiharla ilgili çok tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Ergenlerin rahatsızlıklarının ciddiyetini ön görmekte kolay değil yani bu ne kadar vahim bir şey diyor ki mesela doktor bey bu eve gidiyoruz çocuk zannediyorsun çok sıkıntılı ama oturuyor saatlerce bilgisayar oynuyor veya arkadaşıyla telefonla konuşuyor, gülüyor gibi. Ergenlerin depresyonunda tutarlılık olmayabilir, yanıltıcı olabilir ergenlerde psikoterapi ve uzman desteği inanılmaz faydalı iyi bir ilişki kurarsanız çocukla çünkü onlar değişime çok açıklar yani nasıl insanın yaşla beraber bazı yapıları katılaşıyor ruh sağlığının aslı da öyle yani bu insanların psikolojik dünyası da böyle çünkü bunlar değişmeye çok açık siz onlara iyi bir destek verdiğinizde onun problemlerini dinlediğinizde aldığınız sonuçlar yüz güldürücü oluyor.

Tabi ergenlerle çalışmak onlarla psikoterapi ya da gerektiğinde ilaç tedavilerinin uygulanması da çok önemli ilaç tedavileri özellikle depresyonda çok iyi sonuçlar aldığımız konu bir de bu yaş gurubundan bahsederken dikkat eksikliği, hiperaktivite probleminden de bahsetmeden geçmek olmaz derslere konsantre olamama, uyum problemleri, disiplin cezaları almak yani dikkatini sürdüremeyen çocuklar davranış problemlerini daha çok sergiliyorlar bizde onları sanki huyu bu, o zaten uyumsuz bir çocuk gibi damgalayıcı, yargılayıcı yaklaşımlarla karşılaşabiliyoruz. Oysa ki altta yatan problemi düzelttiğinizde bambaşka çok iyi anlamda değişmiş genç bir insanı bulmak hiç sürpriz değil.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst