Fakir ama gururlu genç...

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Başarılı bir insan olmak mı zordur, karakterli bir insan olmak mı?

Hangisi daha zordur; başarılı bir insan olmak mı, karakterli bir insan olmak mı? Karakterinden taviz vermeden başarılı olmak isteyenler ne yapmalı?

Eski Türk filmlerinde, fakirler ve başarısızlar gururlu, zengin elitler ise konforu için gururunu ayaklar altına serebilen, gururu eksik tipler olarak tarif edilir.

Yeşilçam filmlerinde nedense onur için başaranlardan çok başarısı için onurunu satan kişilikler yaygındır. Eski Türk filmleri, kaybedenleri yanına çekmek için kazananları kötülemeyi iş edinmiş haldedir.

Yoksullar fakir oldukları için mi gururludur yoksa gururlu oldukları için mi fakirdir?

Türk filmlerindeki klişe başarı kalıplarından biri “fakir ama gururlu genç”tir.
Bu genci ne zaman görsem, aklıma hep aynı soru takılır. Yoksullar fakir oldukları için mi gururludur yoksa gururlu oldukları için mi fakirdir?

Gözlemlediğim kadarıyla, büyük başarılar da, büyük başarısızlıklar da insan karakterini bozma eğilimindedir. Çünkü ikisinde de ortalamadan ciddi oranda sapma yaşanır. ortalamanın dışına sapmak, standardı, kriteri ve geleneği olmayan bir alanda yaşamaktır. Bu da karakterin görüş mesafesini kısaltır.

Her ne kadar eski Türk filmleri insanların başarılı olmak için karaktersizleşmesini vurgulasa da, gerçek hayata baktığımızda aksine, işinde başarılı olmadığı için karakterinden ödün vermek zorunda kalan insanlarla karşılaşmamız daha yüksek bir ihtimal.

Karakterli olmanın temeli, bir işi en iyi şekilde yapmaktır. İşinde en iyi olanlar taviz vermek zorunda kalmazlar. Donanımlarının kat be kat üstünde (b)eklentileri olanlar ise en fazla tavizi vermek zorunda olanlardır.

Peki, başarıya yaklaşırken kendinden uzaklaşmamak için ne yapmalı? Büyük insan yolunda giderken iyi insan olmayı unutmamak için, ben kendim için 5 M yasası belirlemiştim.

1. Mertlik.
2. Merhametlilik.
3. Minnettarlık.
4. Mütevazılık.
5. Menfaatperest olmamak.

Mertlik, özü sözü, içi dışı bir olmak demek. Bir insanın yüzüne söylemediğini gıyabında söylememek demek.

Merhametlilik, acıma duygusunu korumak demek. Daha zor durumdaki birine elini uzatmak için aşağıya eğilmekten yüksünmemek demek.

Minnettarlık, kendisine veya insanlığa iyilik etmiş kişileri unutmamak, onlara duyduğu derin borçluluk duygusunu onlara ifade etmek demek.

Mütevazilik, bir görüntü yaratmaya değil, güçlü bir gerçek yaratmak demek. Kendini olduğundan daha aşağıda sunanlar da, daha büyük gösterenler de eşit derecede manipule edicisidir. Aslolan, başkalarının hoşuna giden bir görüntü yaratmak değil, güçlü bir gerçek yaratmaktır.

Menfaatperest olmamak, ilkeleri ile menfaatleri çatıştığında hayır diyebilmektir. Şu hayatta öğrendim ki, bir insan başka insanlardan “evet” cevabını aldıkça başarılı olur ama insanı büyük yapan bazen güçlü bir şekilde “hayır “ diyebilmesidir. Başkalarını ikna edip evet aldıkça başarılı, çok yararımıza da olsa, uygunsuz bir şeye hayır dediğimizde büyük oluruz.

Hayat oyununu kazanmaya çalışırken kalbiniz sertleşebilir. Her gün nasıl ellerinizi yıkıyorsanız, periyodik olarak kalbinizi de yıkamalısınız.
Beyin ve kalp temizliği için ne yapmalı?

Evimde iki bilgisayar var. Biri internete bağlı, diğeri değil. Birine dışarıdan dosya alınıp verilebiliyor, diğerine ise hiçbir bilgisayarla etkileşime girmiyor. İnternete bağlı olmayanda kitap yazıyorum. İnternete bağlı olanla dünyayla iletişim kuruyorum.

İnternete bağlı olan bilgisayarı beynime benzetiyorum. Beynimin sanırları yoktur, o her şeyi keşfetmeye çalışır. Beynim, her türlü bilgiyi inceler, analiz eder ama bu sırada kirlenir.

Kalbim ise dünyaya kapalı bilgisayarım gibi izoledir. Kirlenmemek için, fazla etkileşime girmez. Kirlenmez ama genişlemez de. Seçiciliği onu sınırlandırır.

İnsanın içini en fazla karartan durumların başında, insanlığa olan inancını kaybettiği anlar gelir.

Mümin Sekman


481742_459151954120145_439485911_n.png
 
Tekerlekli Sandalye
Üst