Fedekarlık Yarışı

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Onur 10 yaşında bir öğrenci. Her yaz tatilinde bir işe girer, kazandığı parayla aile bütçesine katkıda bulunurdu.
Küçük delikanlı, yaz tatilini bu yıl daha önemli işler yaparak değerlendirmek istedi. Onun için en önemli şey, 14 yaşındaki ablası Sevgi’ye yardımcı olmaktı. Çünkü ablası yürüme engellisiydi.
Sevgi kız bu yıl ilköğretim okulunda, sekizinci sınıfa geçti. Bütün aile, kızlarının öğrenim görebilmesi için büyük ölçüde savaşım vermişti. Halen de veriyordu.
Örneğin önce sakat bir kızı okula almak istemediler. Baba ne yaptı etti, onun okula kaydını yaptırdı. Sonraki yıllarda üst kattaki sınıflara çıkma zorluğu doğdu. Bunun için de onun okuduğu sınıfın giriş katına alınması sağlandı.
Öğretmenleri kısa zamanda sevmişti küçük kızı. Onlar da Sevgi’nin öğrenimine katkıda bulunmak istediler. Okulun servisi küçük kızı ücretsiz olarak evinden alıp okula getirecekti. Sonra da okuldan alıp evine götürecekti.
Küçük kızı her sabah evden okula anne götürüyordu. Akşamları ise baba okuldan alıp eve getiriyordu.
Annesiyle babasının kendisi için yorulduğunu düşünen Sevgi üzülüyordu ama ne yazık ki yapabileceği bir şey yoktu. Yapabileceği tek şey, derslerine çok çalışıp sınıfını iyi bir dereceyle geçebilmekti.
O da bunu yaptı. Yedinci sınıfa gelinceye kadar eve hep teşekkürler getirdi, hep iftihara geçti.
Ablasına yardım edemeyen tek kişi Onur’du. Onur bir gün bir gazete haberi okudu. Haber onu sevinçten nerdeyse kanatlandırıp uçuracaktı.
Konu şuydu:
Bir firma, belirli miktarda mavi plastik içecek kapakları toplayıp getirenlere akülü bisiklet veriyordu.
Sevginin ailesi yoksuldu. Baba, kazancıyla ailesini ancak güç bela geçindirebiliyordu. Bütçesinden para ayırıp kızına böyle bir araç alması olanaksızdı.
Ablasına bir akülü bisiklet edinmeyi küçük kardeş yani Onur üstlendi.
Bunu başarırsa anne ile baba onu okula götürüp getirme zahmetinden kurtulacaktı.
Ayrıca Sevgi kız canı sıkıldıkça parka hava almaya çıkabilecekti. Kendisi eğlenemese bile hiç değilse başka çocukları izleme olanağı bulabilecekti. Daha bir çok yararı olacaktı akülü bisikletin ona.
Ne var ki, bu kapak toplama işi o kadar da kolay bir iş değildi. On yaşında bir çocuk bunun üstesinden nasıl gelebilirdi?
Kendisini tanıyanlar küçük delikanlının bu sevdadan vazgeçmesini önerdiler. Kapak toplayarak akülü bisiklet edinmek yıllar alırdı.
“Olsun,” dedi Onur. Onlara “Karıncanın hac yolculuğu”nu anlattı.
“Sen bu yürüyüşle hacca ancak bin yılda varırsın. O zamana kadar da yollarda cansız bedenin kalır,” diyenlere Karıncanın yanıtı ilginçtir, bilirsiniz:
“Olsun, ben de bu yolda ölürüm. Bana da hacca giderken öldü derler ya. Bunun onuru da yeter bana…” DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst