Gece Ağrıları ve Sabah Tutukluklarına Dikkat!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Ağrı aslında kişinin kendi vücudundan haberdar olmasını sağlayan en önemi duyudur. Kişinin vücudunda bir şeyler ters gittiğinde, bir hastalık bir zarar oluştuğunda bu genelde kendini ağrı olarak hissettirir. Ağrı duyusu gerçekten çok önemlidir ama insanlar ağrılara hak ettiği önemi vermemekte, bazen hastalık ilerlediğinde ve hatta iş işten geçtiğinde doktora başvurabilmektedirler.

Omurga ağrıları yani sırt-bel-boyun ağrıları günlük yaşamda en sık karşılaştığımız ağrılar olup aynı zamanda “nasıl olsa geçer” mantığıyla en çok ihmal edilenlerdir. Omurga ağrılarının bir kısmı mekanik ve bir dereceye kadar normal olabilir. Örneğin çok uzun süre ayakta kalmakla kişinin belinin ağrıması normaldir. Ama iki dakika ayakta kalmakla ağrının başlaması normal değildir. Mekanik ağrıların tipik özelliği istirahat halinde olmamalarıdır. Yani kişi yatakta dinlenirken ağrı hissetmez, iş yapınca, yorulunca ağrı başlar. Omurga ağrıları içinde kesinlikle önemsenmesi gereken ağrılar gece ağrılarıdır. Kişi gece yatakta ağrı hissediyor ve bu ağrı onu uykusundan uyandırıyorsa o zaman bir şeyler ters gidiyor demektir. Bu ağrı mutlaka önemsenmelidir.

Gece ağrıları içinde en önemli olanlar kanser ağrılarıdır ama şükür ki nadir olup ileri yaşlarda rastlanır. Özellikle kemik ve kan kanserleri, kanserlerin kemiğe sıçradığı durumlar başlangıçta gece ağrıları olarak kendini gösterebilir. Hastalık ilerledikçe ağrılar gündüze de yayılıp devamlı hal alır.

Gece ağrıları içinde daha sık rastladığımız genellikle genç ve orta yaşlarda görülen, sabaha doğru artan ağrılardır. Eğer bu ağrıya birde sabah tutukluğu ekleniyorsa iltahaplı omurga romatizması yani bilinen adıyla ankilozan spondilit hastalığı olma şansı çok yüksek demektir. Ankilozan Spondilit genelde omurgayı bazen omurgaya ek olarak kalça ve diz gibi büyük eklemleri tutan sakatlayıcı bir hastalıktır. Yıllar içinde tüm omurga kemiklerini birbirine yapıştırıp hastayı öne doğru iki büklüm eğer. En önemli özelliği genelde çok sinsi ilerlemesidir. Ağrılar başlangıçta çok hafiftir ve yıllar içinde yavaş yavaş artar. Omurga hareketleri giderek kısıtlanır.

Ağrı ve hareket kısıtlılığı çok yavaş ilerlediğinden kişiler bunu pek önemsemez. Öyleki bazen hasta muayene odası kapısından içeri girerken hastalığın tanısını vücudunun şekline bakarak koyabiliriz ama kişi henüz hastalığının farkında değildir. Sırt kamburlaşması ve bel-boyun hareket kısıtılılığı iyice artıp hastalığın son dönemlerine yaklaşıldığında bile tanı konan hastalar vardır. Bu sinsi ilerleme yüzünden ilk ağrı şikayetlerinin başlamasından sonra ortalama tanı konma süresi 5 yılı bulmaktadır. Bu nedenle Ankilozan Spondilit hastalığının en önemli ve erken bulgusu olan gece omurga ağrısı olanlar, hele hele bu ağrıyla beraber sabah tutukluğu şikayeti de olan hastalar çok geç olmadan doktora başvurmalıdır. Yalnız burda bahsettiğimiz sabah tutukluğundan kasıt her sabah normal insanlarda da olabilen birkaç dakika süren bir bel-sırt tutukluğu değildir. Bu hastalıkta sabah tutukluğu, hastanın yataktan kalktığında en az 30 dakika (bazen bir iki saat olabilir) omurga hareketlerini istesede yapamaması ve omurgasının etrafında aşırı bir sertlik olmasıdır. Genelde birkaç saat içinde bazen öğlene doğru bu sertlik gider ve hasta normal hareket etmeye başlar. Ertesi sabah aynı senaryo tekrarlanır. Bu nedenle bel-sırt bölgesinde sabah tutukluğu uzun süren kişiler en kısa zamanda doktora başvurmalıdır.

Ankilozan spondilit hastalığının tedavisinde tıp artık 15 yıl öncesinde olduğu gibi çaresiz değil. Yeni çıkan biyolojik tedaviler ile son 10 yılda hastalığın tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Bu hastaların en büyük sorunu olan ve omurga hareketine izin vermeyen dirençli ağrılar artık bu ilaçlar ile kontrol altına alınabiliyor. Ankilozan spondilitte omurga hareketlerinin kısıtlanmasını önleyen en önemli tedavi ilaç değil egzersizdir. İlaçlar ile ağrı düzeltildikten sonra hastaların düzenli egzersiz yapması ile omurganın eğilmesi engellenebilmektedir. Ama asıl problem hastalığın tanısını erken koymaktır ve omurga kemikleştikten sonra ne ilaç ne egzersiz bunu düzeltemez. Bu nedenle geceleri bel-sırt ağrıları ve sabah tutukluğuna DİKKAT diyoruz……
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Bel ve Sırt Ağrılarının tek nedeni yaş değil

Uzun saatler masa başında aynı pozisyonda çalışmak, mola vermek yerine bilgisayarda zaman geçirmek ve hareketsizlik bel ağrısına neden oluyor.


20322206.jpg


Genç yaşlarda da görülebilen bel ağrıları tedavi edilmediği takdirde vücutta ciddi hasarlara neden olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü’nden Uz. Dr. Demet Tekdöş Demircioğlu, bel ağrılarından korunmak için önerilerde bulundu.

DURUŞ BOZUKLUĞU BEL AĞRISI NEDENİ

45 yaşın altındaki çalışan kişilerde fiziksel fonksiyonları kısıtlayan en sık neden bel ağrısıdır. Bel bölgesi yaralanmaya en yatkın bölgedir. Ağrılı atakların tedavisi kolay, yerleşmiş ağrının tedavisi oldukça zordur. Bel ağrısının en sık nedeni belin yanlış kullanımına ve kötü duruşa bağlı oluşan yumuşak doku zorlanmasıdır. Belin ana yapısını omurga kemikleri oluşturur. Omurların arasında 23 tane disk yer almaktadır. Bel kasları belin yapısında önemli bir yer tutar. Beli en çok zorlayan hareketler; dizleri bükmeden öne eğilmek, bu pozisyonda ağırlık kaldırmak, kalçalar sabitken beli, kalçayı ve gövdeyi döndürmek, öne eğilerek ve uzun süreli aynı pozisyonda çalışmak, ayaklar sabit şekilde dönmek olarak sıralanabilir.

FAZLA KİLOLAR DA AĞRIYI TETİKLEYEBİLİR

Hareket azlığı, sırt ve bel kaslarının güçsüzlüğü, obezite, sigara içmek gibi kişisel risk faktörleri bel ağrısının gelişiminde rol oynamaktadır. Bel ağrısının diğer nedenleri arasında; bel fıtıkları, kireçlenmeler, bel kaymaları, tümörler, iltihabi ve mikrobik hastalıklar, kemik hastalıkları ve kırıklar yer alır. Bel ağrılarının tedavisinde hastanın durumuna göre; istirahat, fizik tedavi, ilaç tedavisi, hasta eğitimi, koruma ve cerrahi yöntem gibi çeşitli seçenekler mevcuttur.

VAKİT KAYBETMEDEN DOKTORA BAŞVURUN

Bel ağrısının tedavisi için ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler önerilebilir. Korseler, duruş düzelticiler çok uzun süre kullanılmamak kaydıyla tedavide etkilidirler. Ayrıca; araba, koltuk destek yastıkları ve ortopedik yataklar tedavide fayda sağlar. Ağrıyı azaltmak, kas spazmını çözmek, kas gücü, dayanıklılık ve kondisyonu artırmak, bel ağrısının tekrarını önlemek amacıyla en uygun tedavi hastaya doktoru tarafından önerilir. Sıcak nemli paketler, soğuk uygulama, dokularda yüzeyel ısınma sağlayan “infraruj”, “ultrason”, “lazer”, cilt altı dokuları ve derin kas gruplarına yüksek frekanslı elektriksel uyarılar verilmesi esasına dayanan “elektroterapi”, traksiyon (germe) gibi yöntemlerin yanında; egzersiz ve masaj bel ağrısının giderilmesine yönelik uygulamalardır. Egzersiz de omurgayı güçlendirir, zorlanma ve yaralanma oluşma ihtimalini azaltır, duruşu düzeltir, bel ağrısını giderir. İyileşmeyi çabuklaştırmak, bel ağrısının tekrarını engellemek, kondisyonu güçlendirmek için egzersiz yapmak çok önemlidir.

BEL AĞRISINDAN KORUNMAK İÇİN ÖNERİLER

• Ayakta dururken ve oturulurken duruş pozisyonuna dikkat edilmelidir.
• Ağır eşyaları doğru bir şekilde kaldırılmalı ve taşınmalıdır. Yerden ağır bir eşya kaldırılırken dizlerden eğilerek alınmalıdır.
• Günlük hayatta ve iş ortamında bel bölgesi doğru kullanılmalıdır.
• Bilgisayar başında çalışırken mutlaka belli aralıklarla mola verilmelidir.
• Fazla kilolar verilmeli, kilo kontrolüne dikkat edilmelidir.
• Düzenli egzersiz çok önemlidir. Ancak beli zorlayacak hareketlerden kaçınılmalıdır.
• Yatak seçimi doğru yapılmalıdır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst