Gerektiğinde “hayır! ” diyebiliyor musunuz?

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,090
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Muhtemelen yanıtınız “hayır! ” böyle bir durumda yaşamınıza dahi mal olabilir fakat gene de üzülmeyin, yalnız değilsiniz… oscar wilde “sadık arkadaş” isimli hikâyesinde zengin bir değirmencinin en yakın dostu talihsiz bahçıvan hans'ı söyler. Zavallı bahçıvan, değirmencinin kölesiydi aslında. Değirmenci “rica” ile durmadan bir şeyler talep eder, “hayır” cevabını da kabul etmez. Eh, neticede hans da “hayır” diyebilen birisi değildir. Her şeyini değirmenciye verir, bütün hizmetlerini de görmektedir. Değirmencinin karısı ve çocuklarının da isteyecek bir şeyleri sürekli olur. Fakat fırtınalı bir havada yine değirmenci için koştururken hans'ın başına bir sürü kaza gelir. Ve ölür. Kıssadan hisse: “hayır” diyememek öldürmese de süründürür. Doktorunuza, sevgilinize, eşinize, patronunuza ve başka kimselere “hayır” demekte zorlanıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Bu bir sıkıntı; Ve hem de en yaygınlarından birisi. Neyse ki uzmanlar gerektiğinde kimlere, neden, ne zaman ve ne şekilde “hayır” demeniz icap ettiği hususunda çalışıyor.
Maksat, istenmeyen bir şeyi şahsınıza zarar vermeden reddedebilmek; Ne kelime, be vesileyle daha sıhhatli bir psikoloji ve daha muvaffak bir yaşamın yolunu açmak. çünkü “hayır” sözcüğü hayatımızı kendimizin şekillendiğini, mevcut olduğumuzu hissettirebilir. Newsweek dergisi'nin “bir tek kelime hayatınızı kurtarabilir” başlıklı dosyası ve İngiliz psychologies dergisinin “nasıl hayır derim? ” başlıklı araştırmasının kısa zaman evvela aynı günlerde yayımlanması bir işaretse, bu küresel bir mesele. İstemediğimiz şeyleri yapmak için “evet” derken baskı altında hissedebiliriz. İngiliz psikoterapist emma baskerville'e göre bunun temel sebebi, yetişme şeklimiz. Kalbimiz “hayır” derken ağız yolundan “evet” çıktığında, hakkı yenmiş, anlaşılmamış ve şaşkın hissedebiliriz. “sadece istemediğiniz bir şey kabul ettiğinizden değil, öteki kişilerin böylelikle sizden faydalandıklarını görememeleri ve halinizi anlayamamaları da can sıkıcı” diyor baskerville.
İkİ nedenİ mevcut
Psikiyatr dr. Alp karaosmanoğlu “hayır” diyememenin ilk sebebi olarak, karşı tarafın vereceği karşılıktan korkuyu gösteriyor. İkinci nedense “bencil olma fobisi” diyebileceğimiz bir düşünce eğilimiyle ilgili. Bu sorunun seyri, insanın nelere karşı hassasiyetleri olduğuna göre de değişiyor. Örneğin, boyun eğmeye meyilli birisi patronuna hayır diyemezken eşine ve çocuklarına çok fazla buyurgan olabilir. çok fazla fedakâr birisi, patronuna karşı ihtimal dahilinde kendisini iyi koruyabilirken aciz olduğunu düşündüklerine hayır diyemeyebilir. Emretmek yerine ona gereksinim olduğunu söylerseniz canını verebilir. Hayır diyememek kimi zaman yaşamınıza dahi mal olabilir. Sağlık, bu tehlikeli sahalardan birisi. Newsweek'in araştırması sorunu örnekleriyle irdeliyor. Yaptırdığımız tahliller, kullandığımız ilaçlar aslında hiç de luzumlu olmayabilir. Her sene abd'de 20 milyondan çok erkeğin yakalandığı prostat kanseri için, prostat riskini ölçen psa testlerinden müzmin sırt ağrısı ameliyatlarına, olağan bir sinüs enfeksiyonda kullanılmakta olan antibiyotiklere kadar, bu çeşit uygulamalar ya zararlı veya yanlızca plasebo tesiri yapıyorlar. Doktorların ikilemi şu: belli hastalara yararlı bir takım tedaviler herkese önerildiğinde işe yaramayabiliyor. En rahatsız edici örneklerse umumiyetle kardiyoloji ile ilgili. Abd'de yapılan yeni bir incelemeye uyarınca cerrahi metotlar, hastanın tedavi akabinde yaşam kalitesi ya da yaşama tutunma fırsatı bakımından ilaç, egzersiz ve diyetten daha tedavi edici değil.

Fakat epey pahalılar: abd'de stent takma işlemleri senede 1.6 milyar dolara mal oluyor. Amerikalı j. Hopkins tıp enstitüsü'nden kalp uzmanı john mcevoy, son araştırmasında cta ( Tomogrofi anjiyografisi ) Yaptırmış 1000 düşük riskli hastayı inceledi. Sonraki 18 ayda, cta yaptıranlar ile yaptırmamış 1000 hasta arasında kalp krizi ya da ölüm vakası bakımından fark olmadığı görüldü. Karaosmanoğlu'na göre, şahsı için iyi olmayan bir şeye “hayır” diyebilmek, şahsın kendi sınırlarını koruyabildiğini, kendisinin ve karşısındakinin ihtiyaçlarını eş zamanlı olarak gözetebildiğini ve sıhhatli mesafeler koyabildiğini gösteriyor. Bu halde, mutluluk için temel ihtiyaçlardan bulunan, kendisini söylemek, şahsı olabilmek gibi koşulların oluşması kolaylaşıyor. O zaman, hiç olmasa bile bu mesele için ‘hayır'da hayır mevcut!
Hayır demenin yolları
Psikoterapist emma baskerville
*“hayır” derken şahsınızı suçlu hissetmemelisiniz, zira dürüstlük gerçekten en iyi seçenektir.
*Önemli bulunan doğru bir biçimde “hayır” demek. örneğin izahat yapmaktansa sual sormalısınız. Bu karşılıklı diyaloğu artırır. Böylelikle hakikaten anlaşılırsınız.
*sadece “hayır” demek yerine hem anlaşılmanızı temin edecek ve hem de çatışma çıkarmayacak bir teknik bulun. Meşgulseniz ve arkadaşınız ona eşlik etmenizi arzu ediyorsa, “bu akşam dışarı çıkmayı hayli arzu ederdim fakat …… ‘ndan ötürü …… tarihine dek kafamı kaşıyacak vaktim yok. Bunu farklı bir zaman yapsak ne şekilde olur” diye sıkıntı. Veya patronunuz üstünüze daha çok iş yüklüyorsa açık sözlü olun: “sizin için bu işi tamamlayabilirim, fakat önümüzde olan haftadan evvela teslim edemem. Sizin için en iyisi x, y ya da z'ye sormak olur. Onlar daha süratli bir biçimde bu işi halledebilir…” veya şunu deneyin: “hayır demek umumiyetle benim için güçtür fakat dürüst olmam çok gerekli olursa a işini yapamayacağım çünkü… ( Gerçek sebeplerinizi söyleyin ) . ”
*yapmak istemediğiniz bir iş size teklif edildiğinde, “evet” derseniz sonrasında ne hissedeceğinizi aslında bilmektesiniz.
“hayır” demek isteyeceğinizi de bilmektesiniz. Buna kendi şahsınıza çalışın. Bu duygu için zihninize bir görüntüyü uyarı lambası gibi yerleştirin. Bu görüntü, geçmişte yaptıklarınızı tekrar etmek üzere olduğunuzda sizi uyaracak ve “evet” cevabını “hayır” yapmanız için bir anlık düşünme süresi temin edecek.
*hayır diyebilmeyi öğrenen birisi, kendisini anlayabilmek için daha çok zamana sahip olur. Bu sebeple ayıp olmasın mantığı ile düşünmez ve yaşamına kendi yön verir.
“hayır” diyemediklerimiz
*kendi isteklerinin çok fazla farkında bulunan, bencil ve baskın eşler
*yaşamak için size gereksinimi olduğunu düşünmekte olan aciz aile fertleri, arkadaşlar ya da eşler
*astlarını, gereksinimleri olamayan köleler gibi görmeye eğilimli yöneticiler
* diğerlerinin gereksinimleri hakkında duyarsız bulunan narsisistler
*merhamet duygusundan yoksun, sizi sömürmeye hakkı olduğunu zanneden psikopatlar.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst