Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Glokom (Göz Tansiyonu), göz içi basıncının görme sinirini tahrip edecek kadar yükselmesi nedeniyle görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Genelde 20-21 mmHg’in altındaki göz tansiyonu normaldir. Ancak daha alt seviyelerdeki tansiyonda bile glokom hastalığı görülebilir.

GLOKOM KİMLERDE GÖRÜLÜR, GLOKOM BELİRTİLERİ NELERDİR?

Toplumda 40 yaş üzerinde %2, 60 yaş üzerinde %10 oranında görülür. Bebeklik(konjenital glokom) ve çocukluk çağlarında görülen tipleri vardır.
Başlangıçta genellikle belirti görülmez, görmede bozukluk ve ağrı yoktur.

Hastalık erken teşhis edilmeyip ilerlerse, görme sinirindeki harabiyete bağlı olarak görme alanında kör noktalar oluşur. Daha sonra bir borudan bakıyormuş gibi etraftaki cisimler görülmez olur. Glokomun seyrek görülen kapalı açılı tipinde göz tansiyonu çok yüksek değerlere ulaşıp, şiddetli ağrı ve bulanık görmeye neden olur. Bu genellikle hipermetrop hastalarda izlenir.

Glokom (Göz Tansiyonu) Riskini Arttıran Faktörler
- Ailede glokom varlığı,
- Uzun süren kortizon tedavisi,
- Göz içi iltihabı (Üveit),
- İleri yaş,
- Şeker hastalığı,
- Yüksek ya da düşük vücut tansiyonu,
- Yüksek miyopi ya da hipermetropi,
- Göz yaralanmaları,
- Migren
- Kansızlık.

YARDIMCI TANI VE TETKİK YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Glokom erken dönemde ve hatta en ileri seviyede bile belirti vermediğinden kişi hastalığının farkına varamayabilir. Dikkatli bir göz muayenesi ile tanı koymak mümkündür.

- Göz tansiyonu ölçülmesi(Göz Basıncı)
- Gözün ön kamara açısının incelenmesi,
- Görme sinirinin muayenesi,
- Görme alanı gibi yöntemlerle görme siniri fonksiyonlarının değerlendirilmesi,
- Çeşitli yöntemlerle (NFA, RTA, OCT, HRT) görme sinir başı ve sinir liflerinin incelenmesi.
- Gözün kornea tabakasının ölçülmesi.

GLOKOMDA ERKEN TANININ ÖNEMİ

Glokom tedavisiyle glokom hastalığı tamamen ortadan kaldırılamaz. Tedaviyle ancak hastalığın ilerlemesi ve görme sinirine vereceği zarar durdurulabilir. Bu yüzden erken tanı hastalıktan az zarar görmek açısından önem taşır. Glokom tedavisi yaşam boyu devam eder.

GLOKOMDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ (Glokom Çeşitleri)

Glokomun tedavi yöntemleri, hastalığın nedenine ve derecesine göre farklılık gösterir.

- İlaç tedavisi: İlk tercih edilen yöntemdir.
- Çeşitli laser tedavileri,
- Cerrahi yöntemler(Glokom Cerrahisi),

Glokomun çeşidine ve ağırlığına göre tedavi yöntemlerine karar verilir. Tedavi düzenli ve sürekli olmalıdır.

GLOKOM TEDAVİSİNİN BAŞARISI NASILDIR?

Tedavinin başarısında hastanın dikkati, kararlılığı ve tedaviye uyumu önemlidir. Glokom kronik bir hastalık olduğundan tedavisi ömür boyu sürer. Doktor takibi altında olduğu sürece hastada körlük oluşma riski oldukça azdır.

gozdemedikal
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Glokom Tipleri

Glokom, genel olarak 4 grup altında incelenebilir.

1 - KRONİK AÇIK AÇILI GLOKOM (Sinsi Seyirli Glokom)
En sık rastlanan glokom tipi olup, drenaj açısının elastikiyetinin azalması sonucu oluşur.

Drenaj açısı zamanla elastikiyetini yitirerek göz içi basıncının giderek yükselmesine sebep olabilir. Eğer bu yükselen basınç optik sinir hasarına yol açarsa bu durum "Kronik Açık Açılı Glokom" olarak adlandırılır. Erişkin glokomlu hastaların % 90'ından fazlasında bu tip glokom vardır.
Kronik açık açılı glokom görme sinirinde yavaş yavaş ve ağrısız olarak yıpranmalara sebep olabilir. Hasta optik sinirinin hasarı çok büyüyene dek problemin farkına varmayabilir.

Görme kaybı, etrafın görülmesinin azalmasıyla kendini gösterir. Bilgisayarlı görme alanı muayenesi ile görme alanı kaybının oranı saptanabilir.
Bu tip glokomun tedavisinde öncelikle göz içi basıncını düşüren ve görme sinirini koruyacak göz damlaları kullanılır. Göz içi basıncı düşmezse laser tedavileri veya cerrahi tedavi uygulanır.

2 - AÇI KAPANMASI GLOKOMU
Bazen gözün drenaj (boşaltama) açısı aniden kapanabilir. Bu sanki bir küvetin deliğini bir parçanın aniden tıkayıp, küvette suyun birikmesine sebep olması gibi bir olaydır. Gözün renkli kısmı olan iris, drenaj açısını tıkayarak, kapanmasına neden olabilir. Göz içi basıncı hızla yükselir.

Akut (ani) kapalı açılı glokom belirtileri ise; ani görme bozukluğu, şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, ışıkların etrafında renkli hareler görme, bulantı ve kusmadır. Açı kapanması glokomu acil tedavi gerektirir.
Tespit edildikten sonra hemen ilaç tedavisine başlanır ve laser veya cerrahi yönetmle 'iridoktomi' denilen kanal açılması işlemi uygulanır. Eğer acil teadvi edilmezse görme kaybı gelişme ihtimali çok yüksektir.

3 - İKİNCİL GLOKOMLAR
Drenaj açısının belirli bir sebeple hasar görmesi sonucunda oluşurlar.
İkincil glokomlar; kazalar, bazı ilaçların kullanımı (kortizon vb.), tümörler, iltihaplar, anormal kan damarları oluşumu (ileri diabet vb.), sonucunda gelişebilirler.

Tedavi nedene yöneliktir, göz iç basıncını düşüren ilaçlar kullanılır.

4 - KONJENİTAL GLOKOM
Çok nadir bir durumdur. Konjenital glokomda drenaj açısı doğumdan itibaren anormaldir. Aile çocuklarının gözlerinde; büyük göz (erişkin gözünden daha elastiktir), bulutlanma, ışık varlığında sulanma ve ışıktan kaçma farkedebilir.
Çocuk hemen bir göz doktoruna götürülmelidir. Konjenital glokomda tedavi cerrahidir. İlk tedavi başarılı olmazsa ikinci hatta üçüncü defa cerrahi gerekebilir. Cerrahi sonrasında gerekirse göz içi basıncını dengeleyen damlalar kullanılır.

Konjenital glokomlu çocukların takibi çok dikkat gerektirmektedir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bulanık görme ve ağrılar, göz tansiyonu habercisi olabilir

Göz tansiyonu yükselen göz iç basıncının görme sinirini tahrip etmesiyle ortaya çıktığını dile getirdi




Birincigöz Hastanesi doktorlarından Op.Dr. Kazım Şen, halk arasında göz tansiyonu tıpta glokom olarak bilinen rahatsızlığın yükselen göz iç basıncının görme sinirini tahrip etmesiyle ortaya çıktığını dile getirdi. Şen, hastalığın tedavi edilmediği takdirde körlükle sonuçlanabileceğine dikkat çekerek, "Hastalığın başlangıç döneminde görme siniri yıpranmaya uğrar. Bu yıpranma da hasta durumu fark ettiğinde onarılamaz düzeye gelmiş olabilir." dedi.

Hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda görme kaybı oluşmadan kontrol altına alınabileceğini kaydeden Op. Dr. Şen, "Bunun için 30 yaşını aşmış erişkinlere her yıl düzenli göz muayenesi olması, göz tansiyonunu kontrol ettirmesi ve gerekirse görme alanı inceleme testleri yaptırması tavsiye ediyoruz." diye konuştu. Sabahları belirginleşen baş ağrısı, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görme ve televizyon izlerken göz etrafında oluşan ağrının hastalığın belirtileri olduğunu söyleyen Şen, şu bilgileri verdi:

"Görme kaybı olana dek fark etmeyebilirsiniz. Göz tansiyonunun belirtileri sadece kısa bir zaman süren bulanık görüş gibi belirtilerle hafif olabilir. Glokomun ciddi işaretleri, göz çevresinde veya içinde bulanık görüşü veya uzun süreli ağrıyı kapsar. Doğuştan gelen glokomda, işaretler gözlerin çabuk sulanmasını ve ışığa karşı hassasiyeti içerebilir. Bebeğiniz çoğu zaman gözlerini ovuşturabilir, kısabilir veya kapalı tutabilir. Ailede göz tansiyonu öyküsünün olması (genetik yatkınlık), 35 yaşın üzerinde olunması, şeker ve guatr hastalığı, şiddetli kansızlık veya şoklar, vücut tansiyonu, yüksek miyopi ve hipermetropi, migren, uzun süreli kortizon tedavisi, hipertansiyon, kolesterol, anti-depresan vs. ilaçların kullanımı, göz yaralanmaları ve ırksal faktörlerdir. Bu özelliklere sahip kişilerin görme sinirindeki hasarın erken tespiti amacıyla düzenli olarak göz muayenelerini yaptırmaları gerekiyor."

Hastalığın tedavisinin ilaçla, lazer ve cerrahi yöntemlerle yapılabildiğini söyleyen Şen, "İlaç tedavisinde kullanılan birçok damla mevcut. Tedaviye bir ilaçla başlanır, yetmezse ikinci ilaç ilave edilir. İlaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazerle tedavi seçeneği uygulanabilir. İlaç tedavisi ile glokom yeterince kontrol altına alınamıyorsa ameliyat gerekebilir." şeklinde konuştu.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst