Göz Tansiyonunuzdan Haberdar mısınız?

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
GLOKOM görmenin sessiz hırsızıdır...

Halk arasında "Göz Tansiyonu" ya da "Karasu Hastalığı "olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin hasara uğramasıdır. Buna bağlı olarak kişinin görme alanı yavaş yavaş daralır. Kendini hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda görme sinirinde onarılması mümkün olmayan ciddi tahribatlar oluşturabilmektedir.

normal-glokom-goz-buyuk.jpg


Glokom kimlerde görülür?

Göz içi basıncı normalden yüksek olan kişilerde glokom gelişme riski daha yüksektir; ancak göz içi basıncı yüksek olan herkeste glokom olabileceği anlamına gelmez.

60 yaşın üzerindeki kişilerde glokom riski artmaktadır.

Glokomun genetik ile ilişkisi olabilir. Ailesinde glokom olan kişilerde gelişme riski daha yüksektir. Diğer bir deyişle, bir veya birden fazla gende bozukluk olabilir ve bu bireyler hastalığa karşı daha hassas hale gelebilir.

Şeker hastalığı ve hipotiroidizm (guatr) olan hastalarda glokom gelişme riski daha fazladır.

Ciddi göz yaralanmaları göz içi basıncı yükselmesine neden olabilir. Diğer risk faktörleri; retina dekolmanı, göz tümörleri ve kronik üveit veya iritis gibi göz iltihaplarıdır. Bazı göz cerrahileri de ikincil glokom gelişimini tetikleyebilir.

Genellikle uzağı iyi görememe olarak bilinen miyopide glokom sıklığı yaklaşık iki misli artmıştır.

Uzun süreli kortizon kullanımı (damla, ağızdan veya cilt pomadı vb. olarak) ikincil glokom gelişimine neden olabilir.

Bu özelliklere sahip kişilerin, görme sinirindeki hasarın erken tespiti için düzenli göz muayenesi olmaları önemlidir.

glokom_gorme1.jpg


glokom_gorme2.jpg


Glokomun sebepleri nelerdir?

Göz içinde salgılanan ve gözün beslenmesi için gerekli olan göz içi sıvısının boşalamamasına bağlı olarak göz içinde basınç yükselir. Yükselen göz içi basıncı da göz siniri hücrelerine zarar verir.

Glokomun Belirtileri Nelerdir?

Sabahları belirginleşen baş ağrılar,
Zaman zaman bulanık görme,
Geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görülmesi,
Televizyon izlerken göz etrafında ağrı,

Glokom Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?

Ailede glokom öyküsünün olması (genetik yatkınlık)
35 yaşın üzerinde olunması
Şeker hastalığı
Şiddetli kansızlık veya şoklar
Yüksek-düşük sistemik kan basıncı (vücut tansiyonu)
Yüksek Miyopi
Yüksek Hipermetropi
Migren
Uzun süreli kortizon tedavisi
Göz yaralanmaları
Irksal faktörler

Bu özelliklere sahip kişilerde glokom hastalığının ortaya çıkma riski normalden daha yüksek olduğu için bu kişilerin görme sinirindeki hasarın erken tespiti amacıyla düzenli olarak göz muayenelerini yaptırmaları uygun olur.

GLOKOM TEDAVİSİ

Glokom Göz Tansiyonu Glokomun tedavisinde başlıca üç yol mevcuttur.

İlaç Tedavisi

Öncelikle hastanın göz tansiyonu, ya gözdeki sıvının üretimini kısarak ya da çıkışını arttırarak düşürülür. Bu iki yöntem için kullanılan ilaçlar vardır. Bu ilaçlar, her gün belirli aralıklarla alınan ve de hayat boyu kullanılan ilaçlardır. İlaç tedavisine rağmen hastanın, göz tansiyonu düşmüyor ve görme alanı daralıyorsa; uygulanacak tedavi yöntemi ameliyattır.

Cerrahi Tedavi

Ameliyatla, gözün beyaz kısmında bir delik açılır. Dışarıdan görünmeyecek kadar küçük olan bu delikle, gözün içerisindeki fazla sıvı tahliye edilir. Ameliyat sonrası çoğunlukla glokom hastalığı ortadan kalkar. Bu durum tüm hastalarda mümkün olmamaktadır.

Lazer Tedavisi

Göz tansiyonu tedavisinde lazer ışını; İlk olarak; akut glokom krizi tedavisinde ve diğer gözün glokom krizine girmesinin engellenmesinde kullanılır. İkinci olarak kronik glokom vakalarında, göz içinde yapılan sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak için lazer, süzgeç benzeri dışa akım kanallarına uygulanır.

Lazerin göz tansiyonu tedavisindeki bir diğer kullanım alanı ise gözün dış kısmındaki, renkli kısmın çevresindeki beyaz bölgeye lazer uygulanılmasıdır. Amaç, bu kısmın iç tarafında bulunan ve göz suyunu salgılayan bölgenin tahrip edilerek göz suyu üretiminin azaltılmasıdır.

Konjenital Glokom (Bebeklerde Glokom)

Yeni doğan bebeklerde görülen önemli hastalıklardan biride doğuştan glokomdur. Bu hastalık başlangıçta belirti vermediği halde ilerledikçe bebeğin gözünün büyüdüğü dikkat çeker. Ayrıca ışığa bakamama, sulanma gibi belirtileri vardır. Tedavi edilmediği takdirde hastalığın ilerleyen dönemlerinde, gözün saydam tabakasının zamanla bulanıklaştığı ve giderek beyazlaştığı görülür. Bu durumda bebek, giderek görmesini kaybedecektir.

Hastalık başlangıç döneminde tanısı konulduğunda yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir. Fakat doğuştan glokomlu bebeklerde, ameliyattan bir süre sonra göz tansiyonu tekrar yükselebilir ve tekrar ameliyat gerekebilir. Bebeklerde görülen glokom, yetişkinlerde görülen glokoma oranla daha inatçı bir glokom türü olup bazen birkaç ameliyat gerekebilir.

Konjenital Glokomun Belirtileri

Korneal buğulanma (saydam tabakada bulanıklık) ilk fark edilen bulgudur. Beraberinde gözyaşı artışı, ışığa hassasiyet ve göz kapaklarında spazm bulunabilir. Göz tansiyonunun yükselmesi sonucu göz küresi büyür. Tek taraflı olduğunda daha çabuk fark edilir. İki taraflı olduğunda ve başlangıç dönemlerinde zor fark edilir. Erken tanı çok önemlidir. Hastalığın tedavisi cerrahidir. Uzun süreli takipleri gereklidir.

Glokomun hangi türü olursa olsun, görmeyi kalıcı, geri dönüşümsüz olarak harap etme potansiyeli vardır. Tedavisi asla ihmal edilmemelidir. Bazen ilaçlarla, bazen direkt ameliyatla, bazen de YAG lazerle tedavi edilir.

Glokom erken dönemde ve hatta en ileri seviyede bile belirti vermediğinden kişi hastalığının farkına varamayabilir. Dikkatli bir göz muayenesi ile tanı koymak mümkündür.

Göz tansiyonu ölçülmesi (göz içi basıncı),
Gözün ön kamara açısının incelenmesi,
Görme sinirinin muayenesi,
Görme alanı gibi yöntemlerle görme siniri fonksiyonlarının değerlendirilmesi,
Çeşitli yöntemlerle (NFA, RTA, OCT, HRT) görme sinir başı ve sinir liflerinin incelenmesi,
Gözün kornea tabakasının kalınlığının ölçülmesi.
OCT Uygulaması Görme Alanı Uygulaması

glokom_oct2.png


OCT Bilgisayarlı Görme Alanı
OCT 3D OCT 3D
OCT 3D OCT 3D

glokom_oct3d.png


ORA cihazı (Ocular Response Analyser) kornea biyomekaniğini, keskin göz içi basıncını (IOP) tek bir cihazla ölçerek korneanın gerçek yapısını anlamamızı sağlar. Hem glokom hem de refraktif cerrahi hastalarının tanı ve takiplerinde güvenilir sonuçlar verir.

glokom_gorme_alani.jpg


Klasik glokom muayenelerinde yapılan göz tansiyonu ölçümlerinde hastanın gözünün kuru ya da aşırı sulu olması; hastanın gözünü sıkması, muayene öncesi efor harcamış olması gibi nedenlerden dolayı ölçüm sonuçları değişkenlik gösterebilmektedir. Kornea kalınlığının ve tepki verme süresinin de sonuçları değiştirebileceği bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda göz tansiyonu ölçümü ile normal sınıfında değerlendirilen bazı kişilerin ORA ile yapılan ölçümlerde glokom hastaları olduğu saptanmaktadır. Ayrıca ORA, diğer cihazlarda bulunmayan hassas ölçüm tekniği sayesinde en erken dönemde tanı koyulmasını sağlamaktadır.

ORA göze temas etmeden yapılır ve toplamda birkaç saniye sürer.

ORA Uygulaması ORA Uygulaması
ORA uygulaması ORA sonucu
ORA cihazının diğer avantajları:

Katarakt, excimer laser gibi refraktif cerrahi düşünülen hastaların göz tansiyonu ölçümlerini doğru şekilde ölçümleyerek, operasyonların değerlendirilmesinde daha yüksek güvenilirlik sağlar.
Refraktif cerrahi sonrası ameliyata bağlı gözde meydana gelen değişikleri de değerlendirir ve göz tansiyonunu hassas şekilde ölçümler.
Keratokonusun erken belirlenmesinde diğer tetkikleri tamamlayıcı niteliktedir.
Glokom tedavisiyle glokom hastalığı tamamen ortadan kaldırılamaz. Tedaviyle ancak hastalığın ilerlemesi ve görme sinirine vereceği zarar durdurulabilir. Bu yüzden erken tanı hastalıktan az zarar görmek açısından önem taşır. Glokom tedavisi yaşam boyu devam eder.

Glokomun tedavi yöntemleri, hastalığın nedenine ve derecesine göre farklılık gösterir.

- İlaç tedavisi: İlk tercih edilen yöntemdir.
- Çeşitli lazer tedavileri (ALT, SLT),
- Cerrahi yöntemler (Glokom Cerrahisi)

Hastalığın görme sinirine verdiği harabiyet geri döndürülemediğinden, erken tanı önemlidir.

Selektif Laser Trabeküloplasti (SLT), glokoma bağlı göz içi basıncını düşüren basit ve oldukça etkili bir lazer tedavisidir. Göz hekimi tarafından muayene ortamında uygulanabilen tedavi yaklaşık 5 dakika gibi bir süre içerisinde tamamlanabilmektedir.

SLT Cihazı


SLT tedavisi muayene odasında yapılır. Herhangi bir ameliyat koşulu gerektirmez. Hastanede yatmak, günlük aktiviteleri kısıtlamak gerekmez. Tedaviye başlamadan önce anestezik bir damla ile göz uyuşturulur. Sonra özel bir mikroskop kullanılarak lazer tedavisine başlanır. İşlem birkaç dakikada biter ve hasta herhangi bir acı duymaz. İşlem tamamlandıktan sonra hastanın gözüne anti-inflamatuar bir göz damlası damlatılır. 1–3 günde göz tansiyonu belirgin şekilde düşer. Bu arada hastanın hekim kontrollerini aksatmaması gerekir.

SLT hastayı zora sokmayan, dokuda ısı etkisi yaratmayan, kısa sürede yapılan ve gerektiğinde neredeyse sınırsız sayıda tekrarlanabilen bir lazer tedavi yöntemidir. SLT ilaç ve/veya ameliyatla tedaviye tek başına alternatif bir tedavi yöntemi değildir. Hekim glokomun tipine ve şiddetine göre tedavi yöntemlerinden yalnız birini veya birkaçını birlikte uygulayabilir.

Glokom müdahale edilmesi gereken bir problemdir. En önemli sorun, hasta glokomunun yönetilememesidir.

Yılda 103 glokom hastası müdahale edilmediği için görmesini kaybetmektedir.

Son araştırmalar göstermektedir ki glokom hastalarının %25 -40’ı ilaçla tedaviye yanıt vermemektedir.

Glokom hastalarının %42’si tıbbi tedaviyi yanlış kullanmaktadırlar.

SLT (Selektif Laser Trabeküloplasti)’nin glokom hastalarında göz içi basıncını düşürdüğü gözlenmiştir.

Klinisyenlerin %70’inin SLT’ yi cerrahi müdahaleye veya ilaçla tedaviye tercih ettikleri açıklanmıştır.

Yapılan bir araştırma neticesinde; SLT’nin birincil tedavi olarak kullanılmasında %90 başarı sağlanmıştır.

SLT, ALT (Argon Laser Trabeküloplasti)’ ye nazaran daha düşük komplikasyon etkisine sahiptir. Son araştırmalarla SLT’nin komplikasyon etkisinin %4.5, ALT’ nin komplikasyon etkisinin ise %34 olduğu ortaya çıkarılmıştır.

ALT’ ye cevap vermeyen hastaların %70’ i SLT’ ye cevap vermiş ve göz içi basıncı bu hastalarda ortalama 6.8 mm Hg düşmüştür.

Uluslararası tecrübelerde SLT tedavisi %80 başarı elde etmiş ve en azından 12 ay süreyle göz içi basıncını %25 düşürmüştür.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Arkadaşlar,

Aslına bakarsanız uzun zamandır gözlerimde hafif bir batma hissediyordum ama göz yorgunluğundandır diye üstünde fazla durmadım :( Klasik Türk hastasıyım sonuçta kolay kolay hastaneye gitmeyi sevmiyorum. Batmanın şiddeti artınca artık bi görünmenin zamanı geldi diye düşündüm ve öylesine gittiğim hastaneden ( çatlak ama işinin ehli bir doktor benim kaderimmiş) kolay kolay çıkamadım. 15 gün sonra yine kontrol sürecim devam ediyor bu arada konulan teşhisin adı Glokom yani Göz tansiyonu :( Bu kadar strese göz nasıl dayansın?

Ben bu göz rahatsızlığının bilincine daha yeni yeni varıyorum. Okudukça, bilgilendikçe tedirginliğim artmakla birlikte şimdi sizlerle belki de daha önce hiç adını bile duymadığınız göz tansiyonuyla ilgili bilgileri paylaşmak istedim.

Anlayamadığım yada kabul etmek istemediğim konu şu; Çatlak prof.unda dediği gibi bu kronik bir göz hastalığı yani kesin tedavisi şu an için ömür boy göz damlası kullanmak, düzenli ve her gece aynı saatte. İyi hoş da madem hala yüksek çıkıyorsa neden ben bu damlayı kullanmaya devam ediyorum???

Yanıt- Bekleyip görücez...

-Neyi? Görme kaybım olmasını mı?

Sizlere söylemek istediğim şu;

'' Gözlerimiz dünyaya açılan pencerelerimiz ve hepimiz için çok önemli olan göz sağlığımızı kaybetmemek adına her ne kadar ben hayli geç kalmış olsam da sizler, özellikle 40 yaş üstü olan arkadaşlar her yıl olmasa bile en az 2 yılda bir gözlerinizi muayene ettirmeyi ihmal etmeyin!!! ''

Sağlıklı günler dileğimle...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst