Göz Tümörleri

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Tümör, kitle manasına gelen bir terimdir. Halkımız arasında tümör denince kanser akla gelmektedir. Ancak tümör daha geniş kapsamlı bir tabir olup iyi huylu kitleleri de içerir. Göz bölgesinde iyi huylu kitlelere çok sık rastlanır. Bunların bazıları kesin tanı için bazıları da estetik kaygılarla çıkarılırlar. Bazısı ise takibe bırakılabilir. Fakat kötü huylu bir tümörden şüpheleniliyorsa estetik kaygıların ikinci plana bırakılarak tedavi planının yapılması gerekir. Aşağıda göze ait iyi ve kötü huylu tümörleri konumlarına göre inceleyeceğiz.

Göz kapağı tümörleri

Nevus


Halk arasında "ben" olarak bilinir. Göz kapağı nevusları sık görülen iyi huylu tümörlerdendir. Doğumda daha açık renklidirler, zamanla koyulaşırlar. Nadiren kötü huylu bir tümöre dönebilirler. Görünüş bozukluğu yapan veya kötü huylu tümör şüphesi uyandıran nevuslar cerrahi olarak çıkartılır.

Siğil (verrü)

Daha çok kapak kenarında olurlar, saplı ya da sapsızdırlar. Virüslerden ileri geldikleri düşünülmektedir. Cerrahi olarak kolayca alınabilir.

Moluskum kontagiozum

Kapak kenarında küçük, düz, simetrik ve ortası çukur lezyonlar olarak görülürler. Konjunktivaya döküldükleri takdirde iltihap oluşturabilirler. Cerrahi yöntemle kolayca tedavi edilirler.

Ksantelazma

Özellikle göz kapaklarının burun tarafında kalan kısmında sarı ve pürüzlü lezyonlar olarak görülürler. Yağ toplanması sonucu gelişir. Kan yağ düzeyinin fazlalığı ile ilişkili olabilir. Ameliyatla çıkarılabilir, ancak tekrar edebilir.

Hemanjiom

Genellikle doğuştan olur, iyi huylu damar tümörüdür. Mavi, mor veya kırmızı renkte olabilirler. Yaş ilerledikçe genellikle kendiliğinden küçülürler. Bu nedenle tümör fazla büyük değilse ve göz tembelliği riski oluşturmuyorsa tedavi gerekmez.

Keratoz

Fazla kabarıklık yapmayan ve yüzeyi pullu gibi görünen lezyonlar oluşturur. Çoğunlukla sütlü kahve rengindedir. Açık havada yaşayanlarda ve güneşte korumasız kalanlarda sık görülür. Kötü huylu tümöre dönüşme riski taşır.

Kistler

Göz kapağı bölgesinde salgı yapan pek çok bez ve hücre bulunur. Bunların her birine ait kistler oluşabilir. Hemen hemen hepsi iyi huyludur.

Karsinomlar

Göz kapaklarının en sık rastlanan kötü huylu tümörleridir. Erkeklerde ve 50-70 yaş arasındaki kişilerde daha sık görülürler. Çoğunlukla alt göz kapağını tutarlar. Birkaç değişik tipi vardır. En çok görülen tipi en iyi seyre sahiptir. Az görülen tipleri daha kötü seyreder. Erken evrelerde sadece tümör dokusu çevresindeki bir miktar sağlam doku ile çıkarılır ve vücudun başka bölümlerinden nakleden cilt dokuları ile kapak onarımı yapılır. İlerlemiş karsinomlarda ışın tedavisi denenebilir ya da gözün alınmasını gerektiren cerrahi girişimler yapılabilir.

Melanom

Oldukça nadirdir. Önceden mevcut olan nevustan veya sağlam deriden gelişebilir. Renkli ve kötü huylu bir tümördür.

Kseroderma pigmentozum

Anne ve babası arasında kan bağı bulunan çocuklarda daha sık görülen kalıtsal bir hastalıktır. Göz kapakları ve yüz derisinde güneşe çıkıldığında kızarıklıklar oluşur. Daha sonra renkli lekeler oluşur, deri kurur ve ülserler görülür. Kötü huylu tümörler ortaya çıkar.

Orbita tümörleri

Orbita, göz küresi ve üzerindeki dokuları içinde barındıran huni şeklindeki yapıya verilen addır. Hem yumuşak hem de sert dokularına ait tümörler görülebilir.

Dermoid kist

Dermoid içinde saç, kıkırdak, diş, kemik gibi değişik dokuları barındıran genellikle kistik yapılı bir tümördür. Gözün dış yan kısmında yer aldığında göz yaşı bezinin tümörleri ile karıştırılabilir. Kist yırtılma ve iltihaplanma yapabilir. Ameliyatla alınır.

Hidatik kist

Ekinokok parazitinin insan dokusunda oluşturduğu kistlere daha çok karaciğer, akciğer ve beyinde rastlanır. Orbitaya nadiren yerleşir. Gözü ileri doğru iter ve ağrı yapar. Cerrahi yöntemle çıkarılır.

Hemanjiom

Gençlerde daha sık görülürler. Damarlardan köken alırlar. Fazla büyüme yaparlarsa gözü öne doğru itebilirler. Bu durumda tedavi edilmesi gerekir.

Rabdomiyosarkom

10 yaşından küçük çocuklarda oluşur. Hızlı büyüme yapar ve kötü huyludur. Göz küresini dışa ve aşağı doğru iter. Beyin ve akciğer gibi dokulara yayılım yapabilir. Işınlama veya cerrahi ile tedavi yapılır.

Lenfomalar

Orbitanın hem iyi hem de kötü huylu lenfoid doku tümörlerine erişkinlerde daha sık rastlanır. Ayrımlarının yapılması için biyopsi gerekir. Bu hastaların genel bir fizik muayeneden de geçirilmesi gerekir.

Görme siniri tümörleri

Görme sinirindeki destekleyici hücrelerden veya kılıfından köken alırlar. Her ne kadar iyi huylu olsalarda konumları itibariyle kötü seyir gösterirler. Görme azalması, renk görme bozukluğu, gözün öne doğru itilmesi, şaşılık ve gözde titreşme şeklinde şikayetler meydana getirirler. Cerrahi ile tüm tümör dokusunun çıkarılması gerekir.

Göz yaşı bezinin iltihabi ve iltihabi olmayan tümörleri mevcuttur. İltihabi olmayan tümörler iyi veya kötü huylu olabilir. İyi huylu tümörleri de çevre dokulara yayılabildiği için çıkartılması gerekir. Kötü huylu tümörlerinde tüm göz ve çevresinin alındığı detaylı cerrahi işlemlere gerek olabilir. Orbitada yalancı tümörler de olabilir. Bunların sebebi bilinmemektedir. Klinik seyirleri çok farklılık gösterir. Tedavide yüksek doz kortizonlar uzun süreli olarak kullandırılır. Orbita bölgesine çocuklarda nöroblastom ve Ewing sarkomundan, erişkinlerde ise meme ve akciğer kanserlerinden yayılım olabilir. Ayrıca komşu dokuların tümörleri de direkt yayılım gösterebilir.

Konjunktiva tümörleri

Dermoid ve lipodermoid

Orbitada olduğu gibi konjunktivada, korneada ve konjunktiva altındaki dokuda da dermoidler olabilir. Konjunktivada daha çok limbusta dış alt kadranda, içi dolu, yuvarlak veya oval, kabarıklık yapan deri adacığı görünümündedir. Derin katları kornea veya sklera ile devam ettiği için hareketsizdir. Cerrahi olarak çıkarılması zordur ve nüksedebilir.

Papillom

Yüzeyi pürtüklü, çilek görünümünde, pembe renkli, saplı veya sapsızdır. Kapak konjunktivasında, göz yaşı havuzu bölgesinde veya göz yaşı kesesinde görülebilirler. Cerrahi girişimle çıkartılırlar.

Karsinom

Gözde et veya yağ toplanması şeklinde başlar. Birkaç tipi vardır. Genellikle çevre dokulara yayılım gösterirler. Tedavisinde cerrahi olarak tümörün çıkarılması, dondurulması, ışın uygulanması, gözün alınması gibi seçenekler vardır.

Nevuslar

Konjunktivanın en sık rastlanan tümörüdür. Çoğunlukla doğuştandır veya ilk 10 yaş içinde ortaya çıkar. Büluğ çağında veya hamilelikte büyüme gösterir. Konjunktivanın herhangi bir yerinde kahverengi, siyah veya pembe renkli olarak görülürler. Kötü huylu tümöre dönüşme riskleri çok düşük olduğu için genellikle takip edilirler.

Melanozis

Doğuştan melanoziste sklera, episklera, gözün renkli tabakası ve damar tabakasının melanozisi ile birlikte konjunktivanın derin katlarında yaygın renklenme görülür. Bazılarında göz tansiyonu yükselebilir. Addison hastalığı, radyasyon sonrası ve hamilelikte edinsel melanozis görülebilir.

Melanom

Nevuslardan ve melanozisten gelişebildikleri gibi yeni olarak da ortaya çıkabilirler. Kabarık, bazı olgularda saplı, kolaylıkla kanayan, sürekli büyüyen ve çok damarlı bir tümördür. Rengi pembe veya siyah olabilir. Konjunktiva melanomları çevre dokulara yayılabildikleri gibi kan yoluyla karaciğer, kemikler ve akciğerlere de yerleşebilir.

Göz içi tümörleri

İris nevusu

İris yüzeyinde düz veya hafifçe kabarık koyu pigmentli bir kitle olarak görünür. İyi huyludur. Küçük lekelere iris çilleri denir. Her ikisi de iris yapısında değişiklik yapmaz, ama göz bebeği kenarında bulunursa düzensizlik oluşturabilir.

İris kistleri

Kendiliklerinden olabildikleri gibi bazı etkenlerin ardından da gelişebilirler. Kendiliğinden olanlar daha çok erişkinlerde görülür, koyu kahverengidirler ve melanomla karışabilirler. İris kistleri irisin değişik kat ve bölümlerinde bulunabilirler. Yaralanmalar, göz bebeğini küçülten ilaçların uzun süre kullanımı ve parazitler iris kisti oluşturabilir.

İris melanomu

Açık renkli iris nevus ve melanom açısından risk oluşturur. İris üzerinde bazen pigmentli bazen pigmentsiz bir kabarıklık yapar. İriste renk değişimi olur. göz bebeğinde düzensizlik dikkati çeker. Kötü huylu olduğunu ayırmanın en iyi yolu takip edip büyüdüğünü görmektir. Tedavide tümörün durumuna göre değişik cerrahi teknikler uygulanır.

Ksantogranulom

Çoğunlukla bebeklerde görülür. En sık iris, silier cisim, nadiren episklera, konjunktiva, kornea, koroid, göz kapakları ve orbitada yer alır. Hastaların yarısında deride de bulgular meydana gelir. İristeki tümör iyi sınırlı, sarı-gri renkte bol damarlı bir kitle olarak görünür. Deride iyi sınırlı, küçük, turuncu sarı renkte tek tek veya kümeler halinde özellikle baş boyun bölgesinde yer alan kabarık lezyonlar vardır. Tekrarlayan kanamalarla göz tansiyonunu yükseltebilir.

Leyomiyom

İris üzerinde iyi sınırlı bir nodül, saplı bir polip veya düz, yaygın bir tümör şeklinde görülür. Genellikle açık renktedir. İrisin düz kasından köken alır.

Silier cisim melanomu

İrisin gerisinde yer aldığı için silier cisme ait tümörler geç dönemde farkedilir. Gelişimi irise, koroide ve skleraya doğru olur. katarakt, glokom ve retina dekolmanı gibi sorunlar meydana getirebilir. Silier cisim melanomu nadir görülen pekçok tümör ile karışabilir. Bunlara birbirinden ayırmak için ultrason, manyetik rezonans görüntüleme, transiluminasyon ve ince iğne biyopsisi gibi pekçok yöntem kullanılır. Tedavide cerrahi ve ışın tedavileri kullanılır.

Koroid melanomu

Koroid melanomu erişkinlerde en sık görülen göz içi tümörüdür. Sebebi tam bilinmemekle birlikte güneş ışınları ve çevresel faktörler sorumlu tutulmaktadır. Tanı konduğunda hastaların üçte birinde hiçbir şikayete rastlanmaz. Diğerleri ışık çakması, sinek uçuşması, baktığı yerde bazı kısımları görememe, görüntülerde çarpıklık, göz kızarması ve ağrı gibi şikayetler belirtirler. Tanının konmasında detaylı bir muayenenin büyük önemi vardır. Ayrıca transiluminasyon, fundus floresein anjiografi, ultrasonografi, sintigrafik incelemeler, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve biyopsi gibi incelemeler yapılabilir. Lazer, dondurma, termo terapi, ışın ve cerrahi gibi yöntemler tedavi kullanılır.

Koroid nevusu

2 mm yüksekliği aşmayan tümörler genellikle nevus olarak kabul edilir. Nevuslar yıllarca değişmeden kalır. İyi huylu olmaları nedeniyle kötü huylu olan koroid melanomundan ayırt edilmeleri gerekir. Tipik nevus yılda bir, şüpheli nevus altı ayda bir fotoğraf, anjiografi ve ultrason ile izlenir. Kötü huylu tümöre dönüşüm riski düşüktür. Büyüme tespit edilirse küçük melanom gibi tedavi edilir.

Koroid hemanjiomu

Damarsal iyi huylu bir tümördür. Sınırlı veya yaygın tipte görülür. Şikayet oluşturmazsa genellikle tedavi edilmez. Şikayet oluşturanlarda lazer ve ışın tedavisi kullanılabilir.

Göz içi metastatik tümörleri

İriste en sık meme, akciğer, böbrek, sindirim sistemi, tiroid ve deriden metastaz görülür. Tedavide radyoterapi kullanılır. Koroid dokusuna ise kadınlarda meme, erkeklerde akciğer kanserinden metastaza sık rastlanır. Daha sonra böbrek, testis ve sindirim sistemi tümörleri gelir. Prostat kanseri göze nadiren metastaz yapar. Bu metastazların tedavisinde amaç gözün ve görmenin korunması, ağrının giderilmesidir. Tedavide kemoterapi, ışın, lazer ve gözün alınması gibi seçenekler vardır.

Retinoblastom

Retinoblastom çocukluk çağının en sık görülen tümörüdür. Diğer yaş grupları ile birlikte değerlendirildiğinde uvea melanomundan sonra ikinci sıklıkta karşılaşılan kötü huylu göz içi tümörüdür. Tanı genellikle 3 yaşın altında konur. Olguların bir kısmında ailesel geçiş söz konusudur. Sağlıklı birey olup bir çocuğunda retinoblastom gelişen ailenin diğer çocuklarında retinoblastom riski %5'dir. İki ya da daha çok kardeşte retinoblastom gelişmiş ise her yeni doğacak çocukta risk %50'dir. Retinoblastom nedeniyle tedavi görmüş bireyin doğacak çocuğunda risk %50'dir.

Tümörün yerleşim yerine göre göz bebeğinde beyazlık, şaşılık, glokom ve iltihap gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Tedavi edilmediğinde retinoblastomun ölümle sonuçlanması kaçınılmazdır. Günümüzde modern tanı ve tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilirlik oranı %90 düzeyine ulaşmıştır. Tedavi seçenekleri ışın, dondurma, lazer, kemoterapi ve cerrahidir.

Retinal astrositom

Retina sinir lifleri tabakasında çoğunlukla görme siniri başı veya kenarında yerleşir. Kitle fazla kabarık olmayıp sınırları belirgindir. Genellikle tedavi gerektirmez.

Retina hemanjiomları

Üç tip olarak görülürler. Genellikle şikayet oluşturmazlar. Şikayet oluşturdukları takdirde lazer veya dondurma gibi tedavi yöntemleri tedavi edilirler.

Melanositom

Görme siniri başının koyu kahverengi-siyah lezyonudur. Çoğunlukla tesadüfen farkedilen bu tümörün kötü huylu bir tümöre dönüşme riski çok düşüktür. Zamanla değişmediği için tedavisi de gereksizdir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Göz Tümörleri Nedir? Çeşitleri Nelerdir? Göz Tümörlerine Yaklaşım Nasıldır?

Gözde kanser olur mu?

Göz ve çevresinde iyi huylu veya kötü huylu (kanser) kitleler nadir gözükmekle birlikte, saptandığında, gözün ve hatta yaşam kaybına kadar varabilecek olumsuzluklar yaratabilir. Göz ve çevre dokularında yerleşen tümörlerin doğru tanısı, tedavinin zamanında yapılabilmesi yönünden önem taşır.Göz Hastalıklarının göz ve çevre dokulardan köken alan veya bu bölgeye metastaz yapan tümörleriyle ilgilenen bilim dalı ‘Oküler Onkoloji’ olarak adlandırılmaktadır.

Göz Tümörleri Nerede Bulunur?

Göz tümörleri göz içinde veya göz dışında (orbita, göz kapakları vs) yerleşim gösterebilir. Göz içinde yerleşim gösteren tümörler üveit (göziçi/göz ağ dokusu iltihabı) , katarakt, glokom (göz tansiyonu) gibi ikincil göz problemlerine neden olabilir veya karışabilir ve zaman kaybedilmesine yol açabilir. Bu nedenle şüpheli durumlarda muhtemel bir tümör mevcudiyeti olabileceği varsayılarak bir göz hastalıkları uzmanınca araştırılmalıdır.

Göz Tümörleri Nereden Kaynaklanır?

Göz tümörleri birincil olarak göz ve etrafındaki dokudan, ikincil olarak çevre dokulardan yayılma yoluyla ve uzak organlardan metastaz yoluyla oluşabilir. Göz içindeki tümörler gözün katmanlarından veya göz içi dokulardan kaynaklanır. Göz dışı tümörler de gözkapakları ve orbita gibi bölgelerden köken alır.

Göz Tümörlerinde Yaklaşım

Gözde yer alan kitleler tüm tümörlerde olduğu gibi iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Göz tümörlerinde bu ayırımın yapılması, uygulanacak tedavi yönteminin belirlenebilmesi için büyük önem taşır. Örneğin kötü huylu bir tümör söz konusuysa, takiple zaman kaybetmek hastanın hayatına mal olabilir. Buna karşılık iyi huylu bir tümörün yanılgıyla kötü huylu olarak tedavi edilmesi de gereksiz yere gözün ve görmenin kaybedilmesiyle sonuçlanabilir. Bu nedenlerle göz tümöründen şüphelenilen durumlarda mutlak bir göz hekimi tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

Orbita Tümörleri nelerdir?

Gözün de içinde yer aldığı kemik yuva olan orbitadaki her türlü tümör, kist gibi kitleler oküler onkolojinin sorumluluk alanıdır. Orbita tümörleri hem çocukluk hem de erişkin çağda görülebilir. Gözün öne çıkması, çevresinde renk farklılıkları, görme değişiklikleri, çift görme gibi belirtiler verebilir. Çocukluk çağında rabdomiyosarkom adı verilen tümör çok önemlidir, hızla büyüme gösterir ancak doğru tanı konduğu takdirde tedavisi çok başarılıdır. Tanıda ileri radyolojik incelemeler (Manyetik Rezonans Görüntüleme ve Bilgisayarlı Tomografi) yardımcıdır. Hekimin biyopsi yapma isteği haklı görülmelidir.

Erişkinlerde genellikle damarsal kitleler (kavernöz hemanjiyom) gözlenebilir. Bunlar uzun süreler içinde gelişir, gözün dışarı çıkması, görmede azalma dikkat çekebilir. Bu tip kitleler cerrahi olarak çıkarılmaktadır.Erişkinlerde ani başlangıçlı ağrı, hareket kısıtlılığı, görme sorunları kapaklarda şişlikler yalancı tümör adı verilen iltahabi bir sorunu da işaret edebilir.

Tiroid bezi sorunları göze de yansıyarak göz çevresinde şişme, gözün dışa çıkması, ve hareket sorunlarına yol açabilir.

Kapak Tümörleri nelerdir ve tedavisi nasıldır?

Göz kapağı bölgesinde tümör gelişimi gözün diğer bölgelerine göre daha sıktır. Bu tümörlerin bir oküler onkoloji uzmanı tarafından değerlendirilerek iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun belirlenmesi ve tedavinin ona göre planlanması gereklidir.Bu bölgede en sık bazal hücreli karsinom ve yassı hücreli karsinom adı verilen kötü huylu kitleler görülmektedir. Kapak cildinde geçmeyen ve kapanmayan yara, şekil bozukluğu, ülser, kanamalı bölgeler, sivilce gibi kabarıklıklar, renk değişiklikleri şüphe uyandırmalıdır.Uygun tedavi yapılırsa gerek tedavi gerekse estetik görünüm yönünden tatminkar sonuçlar almak mümkündür.

Melanom nedir?

Erişkin yaşta en sık görülen kötü huylu göz içi tümörü uvea melanomudur. Bu tümör göz içindeki pigment içeren hücrelerden kaynaklanır. Göz içinde mantar veya kubbe şekilli büyüme göstererek gözde retina dekolmanı, görme azalması, kanama gibi bulgulara yol açabilir. Erken evrelerde ışık çakması, geçici bulanık görme gibi fazla dikkat çekmeyen belirtiler verebilir.

Gözünün beyaz kısmında (sklera) siyah lekeler veya cildinde çok sayıda nevüs (ben) bulunan kişiler düzenli olarak göz dibi muayenesi yaptırmalıdır.Bir diğer durum göze rengini veren iris dokusunda meydana gelebilecek renk değişiklikleri ve kalınlaşmalardır. Zaman içinde büyüme gösteren bu tür bir leke için mutlaka göz hekimine danışılmalıdır.

Erken evrelerde kitle küçük ise tedavide lazer yöntemleri başarılı olabilmektedir. Daha ileri dönemlerde tedavide, tümörün yerleşimine göre, radyoterapi, plak tedavisi, cerrahi yöntemler kullanılabilir. Gecikmiş ve ilerlemiş olgularda ise gözün alınması gerekmektedir. Erken tanı ve uygun tedaviler ile gözün ve faydalı bir görmenin korunması mümkün olmakta ve hastaların yaşam kalitesi korunabilmektedir.

Tedavideki tüm gelişmelere ve başarılara rağmen uvea melanomu vücuda yayılma eğilimi gösteren bir kanser türüdür. Gelecekte metastaz riski taşıyıp taşımadığını öğrenmek isteyen hastalara tümör dokusundan örnek alınarak monozomi 3 adı verilen genetik sorun araştırması yapmak mümkündür.

Retinoblastom nedir?

Göz tümörleri çocukluk çağında da görülebilir. Çocukluk çağında en sık görülen göz içi tümörü retinoblastomdur. Kötü huylu bir tümör olan retinoblastomun en sık görüldüğü dönem doğumdan sonraki 3 yaşa kadardır. Bu tümörün ailesel geçişli ve veya sadece o çocukta ortaya çıkan (sporadik) olmak üzere iki klinik tipi vardır. Ailesel geçişli olgularda anne veya babada geçirilmiş veya hayatın bir döneminde gizli kalmış bir retinoblastom öyküsü vardır. Bu olgularda tümör her iki gözde ve birden çok sayıda gözlenir. Sporadik tipte ise ailede tümör öyküsü bulunmaz; hastalık genellikle tek bir gözde sınırlıdır.

Retinoblastomu olan çocukta saptanan bulgulardan en önemlisi göz bebeğine ışık tutulduğunda beyaz bir yansımanın alınmasıdır. Bu durum çeşitli nedenlerle çekilen fotoğraflarda da görülebilir. Normal bir çocukta fotoğrafta gözlerde kırmızı-pembe bir renk görülür. Her iki gözün eşit olmaması veya beyaz yansıma çok önemlidir ve acilen göz hekimine danışılmalıdır. Bunun yanında, çocukluk çağında gözlerde kayma (şaşılık), katarakt, glokom ve görme azlığı gibi şikayetler varsa altta yatan sebep retinoblastom olabilir. Bu nedenle göz muayenesi ve oküler onkoloji uzmanına danışma ihmal edilmemelidir.

Geçmişte retinoblastom tedavisi sadece gözün alınmasıyla sonuçlanırken; son yıllarda önemli aşamalar kaydedilmiştir. Geliştirilen kemoterapi (ilaçla tedavi) protokolleri, gözü kurtarma ve diğer tedavi yöntemlerinin uygulanmasına imkan verecek şekilde tümörde küçülme (kemoredüksiyon) oluşturarak başarıda önemli rol oynamıştır. Kemoredüksiyon adlı yöntem ile tümör küçüldükten sonra radyoterapi (plak tedavisi veya dışardan verilebilen ışın tedavisi), kriyoterapi (dondurma tedavisi) ve lazer tedavisi gibi yöntemlerin başarı şansı artmaktadır. Bu çocukların 7 yaşına kadar çok sık aralıklarla kontrol edilmesi gereği vardır.

Tedavide bilinmesi gereken bir diğer nokta, bu çocukların hayatın ileri evrelerinde ikinci bir kötü huylu tümörle karşılaşma riskinin normal çocuklara göre çok daha fazla olmasıdır.

Tedavide geç kalındıysa gözün alınması kaçınılmaz olabilecektir; bunun yanında gecikmiş olgularda yaşamsal risk de artmaktadır.

Ailesel retinoblastom öyküsü varsa veya 2. bir çocuk düşünülüyorsa anne-baba yeni çocuk sahibi olmadan önce mutlaka genetik danışmanlık almalıdır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst