Gözü Sık Ovuşturmak, Keratokonus Hastalığını Şiddetlendiriyor

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Korneanın sivrileşip incelmesi sonucu oluşan göz hastalığı Keratokonus, çoğu zaman göz tembelliğiyle karıştırıldığı için erken evrede teşhis edilemiyor. Hem genetik hem de çevresel faktörler nedeniyle oluşan hastalığa neden olan çevresel faktörlerin başında gözü kaşıyıp ovuşturmak geliyor. Hastalık geç teşhis edildiği takdirde kornea nakli gerekebiliyor.

Özellikle sıcak, toz ve alerjenlerin yoğun bulunduğu ülkelerde sıkça rastlanan keratokonus hastalığı korneanın öne doğru sivrileşip incelmesi sonucu ortaya çıkıyor. Kornea naklinin birinci nedeni olarak gösterilen hastalığın Türkiye'de en sık Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz sahillerinde rastlandığını belirten Dr. Volkan Matben, “Hastalığın oluşmasında hem genetik hem de çevresel faktörler rol oynuyor. En önemli çevresel faktörün ise gözü kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermek” dedi.

ÇOK SAYIDA HASTA HASTALIĞININ FARKINDA DEĞİL
Erken dönemde rutin muayene ile teşhis edilemeyen keratokonus hastalığının sık sık göz tembelliği ile karıştırıldığı konusunda uyarıda bulunan Op. Dr. Matben, teşhisin özel topografik cihazlarla yapılabildiğini belirterek, “11- 12 yaş civarında olup bir gözünde astigmat bulunan ve görmesi artırılamayan çocuklara çoğu kez göz tembelliği teşhisi konuluyor. Ancak bu hastaların çoğunun sonradan keratokonus olduğu ortaya çıkıyor. Hastalık erken dönemde rutin muayeneyle teşhis edilemediği için teşhiste özel topografik cihazlar gerekiyor. Hastanın korneasının çıplak gözle fark edilecek kadar sivri olması ancak kornea nakline gidilmesini gerektiren çok ileri dönemlerde oluyor. Teşhis için özel tetkik gerekmesi nedeniyle çok sayıda hasta hastalığının farkında olmadan yaşıyor” dedi.

GÖZLÜK FAYDA ETMİYOR
Keratokonus hastalarında görme oranı gözlükle dahi artırılamıyor ve yaşla beraber hastalık da ilerliyor. Bu nedenle keratokonus hastalarında kontakt lens tercih ettiklerini ifade eden Dr. Matben, “Şimdiye kadar kullanılan sert kontakt lensler dışında, kullanımı kolay hibrit yapıdaki lenslerle de hastaların yüzde 90'ının görme kalitelerini artırmaları mümkün olabiliyor. Çeşitli nedenlerle kontakt lens kullanamayan hastalarda görmeyi artırmak için cerrahi uygulama gerekebiliyor. Cerrahi yöntemlerden ilki ‘Halka’ ameliyatı. Bu ameliyat tekniğinde bıçak kullanılmadan laserle açılan kanalların içine halka takılarak korneanın gerilmesi ve merkezi korneanın sivriliğinin azaltılması amaçlanıyor. Bunun yanı sıra ‘Kerafleks’ denen özel mikrodalga uygulamasıyla hastanın korneasının sivriliğinin azaltılması amaçlanıyor. Bu uygulama umut vaadetse de henüz klinik çalışmaların sürdürüldüğü ve çalışma sonuçlarına göre uygulanan tekniğin geliştirilmesi düşünülen bir alan” diye konuştu.

Hastalığın 40'lı yaşlara kadar ilerlediğini dile getiren Dr. Matben, hastalığın ilerlemesini durdurmak için son yıllarda bir yöntem keşfedildiğini belirtti. Bu yöntemde korneaya yarım saat süresince “Riboflavin” denilen B2 vitamini uygulandığını belirtti. Dr. Matben sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vitaminin göze geçebilmesi için epitel kazınıyor ve ultraviyole ışık uygulaması yapılıyor. Yapılan çalışmalar, bu ameliyatın uygun hastalarda uygulandığında hastalığı yüzde 90’a varan oranda durdurduğunu gösteriyor. Ancak ameliyatın yapılabilmesi için birinci kriter korneanın yeterli kalınlıkta olması. Korneanın çok ince olduğu vakalarda gözün zarar görme olasılığı olduğu için bu ameliyat tekniği uygulanamıyor. Bu ameliyat tekniği uygulanan hastalarda hastalığın seyrinin önemli ölçüde değiştiğini, görmenin korunduğunu ve hastaların bir bölümünde görme kalitesinde de önemli iyileşmeler olduğunu görmekteyiz.”

KORNEA NAKLİNİN BİRİNCİ NEDENİ KERATOKONUS
Dünyada kornea nakli nedenleri arasında keratokonus hastalığının ilk sırada yer aldığını söyleyen Dr. Volkan Matben, bunun çok kolay bir operasyon olmadığını ve sonucunda kornea nakline bağlı ciddi riskler olabildiğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte kornea nakli, doğru merkez ve uzman ellerde uygulandığında başarılı sonuçlar veriyor.


İHA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Gözlüğe rağmen göremiyorsanız 'keratokonus’ olabilirsiniz

Bulanık görme, göz tembelliği, ışıkta saçaklanma, aşırı dağılma, gözlüğe rağmen görememe gibi göz problemleri olanların mutlaka bir doktora gitmesi gerekiyor. Tüm bu şikayetleri barındıran kişi 15-20 yaş arasında bir genç ise öncelikli olarak uzmana gözükmesinde fayda bulunuyor. Bu rahatsızlığın adı tıp dilinde keratokonus olarak adlandırılıyor. Keratokonus, araba kullanma, bilgisayarda yazı yazma, televizyon izleme veya okuma gibi bazı faaliyetleri güçleştiriyor. Tedavisi yapılmazsa daha az görmeye sebep olabiliyor.

Keratokonus, gözün saydam tabakası olan korneanın ilerleyici miyop ve astigmat ile birlikte incelmesi ve sivrileşmesinden oluşan bir göz hastalığı. Hastalığın görülme sıklığı 2 binde bir. Ancak daha çok 15’li yaşlarla fark edilen bir hastalık olması sebebiyle tedavisi büyük önem taşıyor. 40 yaşına kadar ilerleyen hastalık daha sonra durağanlaşıyor, ancak bu vakte kadar tedavi ettirmeyenlerde büyük oranda görme kaybı yaşanıyor.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 2 ay önce hizmet vermeye başlayan Keratokonus Merkezi, bu hastalık teşhis ve tedavide önemli işlere imza atıyor. Corneal Cross-Linking (CCL) yani kroslink, sert lens ve halka tedavisi yöntemleriyle görme kabiliyetleri artan hastalar, tedavi olmak için para harcamasına gerek kalmadı. Ankara’da devlet hastanesi olarak sadece Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi'nde kurulan merkezde ayrıca lazer tedavisi ile hipermetrop, miyop ve astigmat rahatsızlığı olanlar gözlüğü terk ediyor.

Klinik Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Nurullah Çağıl, Keratokonus Merkezi ile ilgili bilgi verirken 3 uzmanın sadece bu hastalığın teşhis ve tedavisi ile ilgilendiğini anlatıyor. Çağıl’ın verdiği bilgiye göre 2 ay önce hizmet vermeye başlayan merkeze Anadolu'nun birçok ilinden hastalar geliyor. Bugüne kadar 35 keratokonus operasyonu ve 60 lazer tedavisi uygulandı.

Merkezin en önemli özelliği ise son teknoloji cihazlarla donatılmış olması. Göz tembelliği, ışıkta saçaklanma ve dağılma, gözlüğe rağmen görememe şikayeti olan hastalar burada topografi cihazıyla yapılan ölçümlerde büyük oranda keratokonus hastası olup olmadıkları anlaşılıyor. Ameliyat ve sonrası takipler için önemli olan cihazların hemen hepsi mevcut.

Ankara’da devlet hastanelerinde böyle bir merkezin bulunmadığına dikkati çeken Doç. Dr. Nurullah Çağıl, “Şikayetleri nedeniyle hastane hastane gezen ve teşhis konulmakta zorlanılan hastalar merkezimizde hemen tedaviye başlıyor. Genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan bu hastalığın tedavisinde kroslink, sert lens ve halka tedavisi yöntemleri uygulanıyor. Bunların hepsini uzmanlarımızla burada yapıyoruz.” dedi.

Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi göz kliniği servisinde 13 uzman ve 6 asistanla çalıştıklarını anlatan Doç. Dr. Çağıl, iki aydır hizmet veren Keratokonus Merkezi'nin sadece kendi doktorları değil başka hastanelerden gelen doktorlara da eğitim verildiğini anlatıyor. Göz hastalıkları ve tedavisinde bireylerin dikkatinin önemine vurgu yapan Çağıl, “Gelecekte eyvah dememek için şikayetleriniz çoğalmadan bir doktora başvurun. Erken teşhis her zaman hastalığın ilerlemesini önler.” diye sözlerini tamamladı.

Cihan Haber Ajansı
 
Tekerlekli Sandalye
Üst