Güneş ışınları, gözde katarakt oluşumunu tetikliyor

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Yaz aylarında aşırı sıcaklarla birlikte istenmeyen bazı sağlık sorunları da yaşanabiliyor. Bu sorunlardan biri de güneş ışınlarına daha çok maruz kalanların gözlerinde oluşan hastalıklar. Uzmanlar, güneş ışınlarından insana zararlı olanların ozon tabakasında süzüldüğünü ama yüzde 5’lik bir bölümünün yeryüzüne yansıdığını belirtiyor. Bu kısmın bile insan sağlığı açısından zararları olduğuna dikkat çekilirken, güneşte fazla kalanların göz rahatsızlıklarının arttığı ifade ediliyor.

Yaz aylarında bu kişilerin, halk arasında et büyümesi diye bilinen pterjiyum, lensin içindeki proteinlerin yapısını bozarak katarakt oluşumu ve sinir tabakası üzerinde de etkilerine bağlı şikayetlerinde artış olduğu bildirildi.

Kayseri Maya Göz Merkezi doktorlarından Opr. Dr. M. Birgi Sönmezer, yaz aylarında göz sağlığına dikkat edilmesini isteyerek, birçok kişinin bu dönemde göz rahatsızlıkları ile ilgili şikayetlerinin arttığına dikkat çekti. Dr. Birgi Sönmezer, gözün, çeşitli değerler arasında dalga boylarına sahip ışıkları gördüğünü hatırlatarak, “Dalga boyu küçüldükçe mavimsi, dalga boyu büyüdükçe kırmızımsı renkler görülür. 760 nm’nin üzerinde infrared, 400 nm altında ise ultraviyole (UV) yani mor ötesi radyasyon başlar. UV radyasyon, güneş ışınlarının yüzde 5’ini oluşturmasına rağmen çok tehlikelidir. UV ışını, tamamına yakını ozon tabakası tarafından tutulan en zararlı ışın türüdür. Diğer taraftan UV ışığın çoğu atmosfer tarafından emilmektedir ve çok küçük dalga boyları yeryüzüne ulaşamamaktadır. Bulutlu havalarda emilim daha da artmaktadır.” dedi.

‘UV ışık yeryüzünden yansıtılır, toprak ve çimen yüzde 1-5, su yüzde 3-13 arası yansıtırken kar yüzde 88’e kadar yansıma yapabilir’ diyen Birgi Sönmezer, şu bilgileri verdi: “UV etkisi yükseklerde artar, zira filtre edecek atmosfer azalmaktadır. Dağcılarda tırmanma sırasında, güneşin sıcaklık etkisinin azalmasına rağmen güneş yanığı olma olasılığı daha fazladır. Dağa tırmananlar ve kar kayağı yapanlar, UV radyasyona en fazla maruz kalanlardır. Gözün yapısındaki belli özellikler UV'ye karşı koruma sağlar. Gözlerin yatay düzlemde yerleşmiş olması ve kemik yapısı önemli koruma faktörleridir. Daha ileri anatomik korunma burun, kaş ve yanakla sağlanır. Göz kapaklarının fazla ışıkta kapanması da koruyucu faktörlerden birisidir. Göze ulaşan UV ışınlarının da ancak bir kısmı gözün iç kısmındaki retinaya ulaşabilmektedir. Zira kornea ve lenste oldukça fazla emilim gerçekleşmektedir. UV'ye yüksek dozda ve uzun süreli maruz kalma durumlarında klinik etkiler ortaya çıkmaya başlamaktadır.”

Dr. Birgi Sönmezer, uzun süre güneşe maruz kalanlarda halk arasında et büyümesi diye bilinen pterjiyum veya pinguekula geliştiğini hatırlatarak, lensin içindeki proteinlerin yapısını bozarak, katarakt oluşumuna yol açabildiği gibi sinir tabakası üzerinde de esaslı tesirleri olduğunu açıkladı. Birgi Sönmezer, UV ışığın tüm bu zararları gözönüne alındığında milyonlarca insanın bundan korunması gündeme geldiğini belirterek, “Halk sağlığı açısından insanların en azından 10.00-14.00 saatleri arasında güneş gözlüğü kullanması gerekmektedir. UV emen kontakt lens ve göz içi lensler de mevcuttur.” dedi.

Sönmezer, UV’den korunmanın en kolay yolunun kapalı alanlarda kalmak olduğunu ve bunun mutlaka yapılması gerektiğini açıkladı. Sönmezer, şöyle devam etti: “Gün içinde açık ortamlarda bulunurken, giyilen şapka ve uygun şekilde kullanılan güneş gözlükleriyle göze gelen UV'den yüzde 95 oranında korunabilir. Kullanılan gözlüklerde özel UV ışınları engelleyen elemanlar olmaksızın sadece cam yerine plastik gözlük seçilmesi bile UV’nin göze girmesini engelleyen önemli bir faktördür.”

Cihan Haber Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kataraktta Bıçaksız Dönem Başlıyor

Tıp dünyası bıçaksız lazer ameliyatlarından sonra şimdi de bıçaksız katarakt ameliyatlarını konuşuyor.


Dünyagöz Hastanesi'nden Prof.Dr.Kazım Devranoğlu, "Bıçaksız katarakt ameliyatının katarakt tedavisinde çok önemli ve çığır açacak nitelikte olduğunu söyledi. Bu yöntemle katarakt ameliyatlarında risk azalırken hasta daha kısa sürede iyileşebilecek. Teknoloji Kasım ayında Türkiye'ye geliyor.

Bıçaksız lazer ameliyatlarından sonra katarakt tedavisinde de bıçaklı ameliyatlar tarih oluyor. Viyana'da 17- 21 Eylül tarihleri arasında 29.'su gerçekleşen Avrupa Katarakt ve Refraktif Cerrahi Kongresi'nden dönen Dünyagöz Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Kazım Devranoğlu, bıçaksız katarakt ameliyatının Türkiye'de ilk kez Kasım ayında Avrupa ile eş zamanlı olarak Femto Fako adı verilen lazer teknolojisiyle yapılabileceğini açıkladı. Tıp dünyasında devrim niteliğinde sayılan lazerle katarakt ameliyatlarında hasta çok kısa sürede iyileşecek ve günlük aktivitelerine hemen dönebilecek.

KOMPLİKASYON RİSKİ ÇOK DÜŞÜK

Her yıl tüm dünyadan 5000 in üzerinde hekimin bir araya gelerek göz hastalıkları alanında dünyadaki son teknik ve teknolojileri tartıştığı kongrenin bu yılki konusu Femto Katarakt teknolojisi oldu. Lazerli katarakt uygulamasının bıçaklı katarakt devrini tamamen bitireceğini ifade eden Prof.Dr.Kazım Devranoğlu, "Katarakt cerrahisi bugün teknolojik olarak çok ilerlemesine rağmen ameliyatlarda çok ender de olsa insan elinin engelleyemediği bazı komplikasyonlar görülebiliyor. Bu komplikasyonları oluşmamasında ise doktor deneyimi çok büyük önem taşıyor. Şimdi gelinen noktada ise göz cerrahisinde bir devrim niteliği taşıyan lazerle katarakt tedavisi dönemi başlıyor. Femto saniye laser ile katarakt cerrahisinde bıçak kullanımı tarihe karışacak ve daha güvenli hale gelecek. Komplikasyon riskleri önemli oranda düşecek" dedi.

GÖZLÜKSÜZ HAYAT

İlaç veya gözlükle tedavisi mümkün olmayan kataraktın, doğuştan da olabileceğini ancak daha çok yaşa bağlı ortaya çıktığını anlatan Prof.Dr.Kazım Devranoğlu, oluşmuş bir kataraktın tek tedavisinin de ameliyat olduğunu kaydetti. Katarakt ameliyatının gözün en önemli ameliyatlarından biri olduğunu belirten Prof.Dr. Devranoğlu, katarakt tedavisinin lazerle yapılmasının hastaya birçok bakımdan fayda sağlayacağı vurgulayarak şunları ifade etti: "Bu yöntemle ameliyat hastaya çok büyük konfor sağlayacak. Ameliyatın en büyük olumlu getirilerini şu şekilde sıralamak mümkün. İlerlemiş, çok beklemiş katarakt vakalarının ameliyatları daha kolay ve komplikasyonsuz olarak yapılabilecek. Daha önce kullandığımız fako yöntemindeki ultrason enerjisi burada kullanılmayacağı için göz dokularına zaralı etki olmayacak. Özellikle kornea sorunları olan ve korneadaki hücre sayısı fako yöntemiyle yapılacak katarakt ameliyatını kaldıramayacak olgularda tek kullanılacak yöntem laserle katarakt ameliyatı olacaktır. Katarakt ameliyatı olan kişi için eskiden 2-3 gün istirahat gerekirken bu yeni yöntemle kişi daha kısa sürede sosyal yaşantısına devam edebilecektir, kullanılacak özellikli merceklerle ameliyattan sonra hasta gözlüğe neredeyse hiç ihtiyaç duymayacak. Bu yöntemle hastalar gözlükten kurtulmanın keyfini yaşayacaktır."

BIÇAKSIZ KATRAKT YÖNTEMİ FAKO LAZERİN EĞİTİMİNİ ALAN İLK TÜRK DOKTORLAR DÜNYAGÖZ'DEN

Lazerle katarakt ameliyatını dünyada ilk kez Dr. Zoltan Nagy'nin Macaristan'da uyguladığını belirten Prof. Dr. Devranoğlu, Dünyagöz Hastaneler Grubu'ndan Prof. Dr. Akif Özdamar ve Uzman Dr. Sezgin Yıldızbaşı'nın da bu yöntemle ilgili eğitim alan ilk Türk doktorları olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Devranoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: " Grubumuz doktorlarından Prof. Dr. Akif Özdamar ve Uzman Dr. Sezgin Yıldızbaş, Macaristan'a gidip Dr. Nagy ile tedavi yönteminin işleyişini ve inceliklerini yerinde görup değerlendirdiler."

KASIM AYINDA DÜNYAGÖZ'LE TÜRKİYE'YE GELİYOR

Lazerle katarakt ameliyatlarının son derece teknolojik aletler aracılığıyla yapılabildiğini anlatan Prof.Dr. Devranoğlu, söz konusu yüksek teknolojiye sahip bu aletin Türkiye'de ilk kez Kasım ayında Dünyagöz Etiler Hastanesi'ne geleceğini duyurdu. Prof.Dr. Devranoğlu şöyle konuştu: "Türkiye'de ilk kez Kasım ayı içinde bıçaksız olarak lazerle katarakt ameliyatlarına başlayabileceğiz. Bu son derecede yüksek teknolojiye sahip laser cihazı üzerinde, dünyada 4 ayrı firma uzun yıllardır çalışıyordu. Ancak kongrede de gördük ki bu cihazlardan sadece bir tanesi hasta gözünde güvenle uygulanabilir düzeyde. Biz Dünyagöz Grubu olarak Amerikan FDA onaylı, CE belgeli ve güvenilirliği kanıtlanmış olan cihazı tercih ettik."
 
Tekerlekli Sandalye
Üst