Hakkımızda Doğru bilinen YANLIŞLAR!!!

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Aslında bunu çok daha önce yazacaktım ama kısmet bugüneymiş :( Bugün depresyonumun atak günü gibi yazdıkça yazasım geliyor ama ne içimdekileri dökebiliyorum nede sakinleşebiliyorum. Ne yapacağını bilmez bir halde bugünü anmak, hatırlamak ve doğal olarak anımsatmak gibi bir görevi varmışcasına arayan tüm arkadaşlarımdan mümkün olduğunca uzak bir yere gitmeye bile razıyım ama gel gör ki ne gidecek gücüm ne de zamanım var :(

Yazmak hafiflemektir sözüne sığınarak;

Hakkımızda asırlardır süregelen, toplum tarafından doğru olarak algılanan aslında gerçeklikten bir hayli uzak yanlış bilinenler:

Engelli insanlar cesur ve yüreklidir!!!

Gerçek: Engellilik aslında bir yaşam biçimidir. Engelliliğe uyum sağlamak, yeni beceriler edinmek, alternatif yollar keşfetmek, hayatı alternatif bir biçimde nasıl sürdüreceğini öğrenmek demektir. Bu, cesaret ya da yürek gerektiren bir iş değildir. Aklını, ben nasıl hayatıma devam ettirebilirim? sorusuna doğru yanıtları bulma anlamında kendince yaşamını kimsenin bakım ve yardımına ihtiyaç duymaksızın idame ettirebilmesinin arayışlarıdır. Her ne kadar buna kahramanlık denilmese de çünkü bana göre her insan, kendi hayatının başkahramanıdır zaten..

Tekerlekli sandalye kullananlar, sandalyelerine mahkûmdur.


Gerçek: Tekerlekli sandalye tıpkı bisiklet ya da araba gibi bireyin bir yerden bir yere gitmesini sağlayan bir araçtır. Kullanıcılar ev, restoran ya da sosyal aktivitelerde daha konforlu sandalyelere transfer olmayı tercih edebilirler. Bu aslında bedenin mahkumiyetini bir sandalyeye emanet etmesinden çok kişinin kol kaslarının yeterince gelişmiş olmasıyla, özgürlüğünün oturmakta olduğu sandalyesinden bağımsızda devam ettirebilme tercihidir..

İşitme engelli bütün insanlar dudak okuyabilir.

Gerçek: Dudak okuma becerileri kişiden kişiye değişmektedir ve asla yüzde yüz güvenilir değildir. Dudak okumasını hiç bilmeyen işaret engelliler olabileceği gibi sadece karşısındakinin yüz mimiklerini yorumlayarak doğru ve etkin iletişimi gerçekleştiren işitme engelliler vardır.

Körlerin altıncı hissi kuvvetlidir, kalp gözü açıktır.

Gerçek: Görmeyen insanların diğer duyularını daha verimli kullanabilmeleri olası bir durumdur, fakat altıncı hisleri yoktur ya da vücutlarının başka herhangi bir uzvu aracılığıyla görmezler. Bir duyu oraganının işlevini görmemesi diğer duyu organlarından aldığı verimi arttırır bu sayede görme engellilerin koku duyusunun arttığı bilimsel bir gerçektir.

Engelli bireyler kendileri gibi engelli kişilerin yanında daha rahat ve mutludurlar.


Gerçek: Bu algı muhtemelen engellilerin yıllarca toplumdan soyutlanması, ayrı okullarda eğitim alması ve erişilebilirlik sorunları nedeniyle toplumdan uzak bir yaşam sürmek zorunda bırakılmalarının bir sonucudur. Engelliler, arkadaş, dost ve sevdiklerini engelli olup olmamalarına göre değil, toplumun geri kalanı gibi ortak ilgi, zevk, görüş ve değerler gibi kriterler ışığında edinirler.

Meraklı miniklere, engellilere engelleri hakkında soru sormamaları öğretilmelidir.

Gerçek: Çocuklar doğası gereği meraklıdır ve bazen yetişkinleri utandıran sorular sorabilirler. Çocukların engellilik ya da engellilerle ilgili soru sormasını engellemek, durumun konuşmaması gereken bir tabu olduğu imajını yaratır. Oysa çocukların sorularının uygun biçimde yanıtlanması, gelecekte onları daha az önyargılı bireyler yapabilir. Ayrıca pek çok engelli de çocukların sorduğu soruları yanıtlamaktan çekinmez.

Engellilerin hayatları, engelli olmayanların hayatlarından çok farklıdır.

Gerçek: Engelli insanlar, okula gider, işe gider, yemek yapar, çamaşır yıkar, alışverişe çıkar, âşık olur, sever, öpüşür, sevişir, evlenir, çocuk sahibi olur, kızar, küfür eder, ağlar, güler, önyargıları, inançları ve değerleri vardır. Kısacası tıpkı herkes gibi yaşarlar. Bazı günlük işleri halletmek için farklı yöntemleri ya da kullandıkları yardımcı cihazlar olması, engellilerin bambaşka bir hayat yaşadığı anlamına gelmez.

Pek çok engellinin cinsel hayatı yoktur.

Gerçek: Herkes cinsel aktiviteyi kendine uyarlayarak cinselliği yaşayabilir. Engelli bireyler de herkes gibi cinsel dürtülere sahiptir.

Engelliler her zaman yardıma muhtaçtır.

Gerçek: Pek çok engelli birey yaşamını bağımsız biçimde sürdürebilmekte, hatta başkalarına yardım edebilmektedir. Bir engellinin otomatikman yardıma ihtiyacı olduğunu varsaymak, engellinin aciz olduğu mesajını iletmektedir. Eğer bir engelliye yardım etmek istiyorsanız, önce ihtiyacı olup olmadığını, sonra da nasıl yardım edebileceğinizi sorun.


İşitme engelliler konuşamaz.

Gerçek: İşitme kaybı ses tellerini etkilememektedir. Bazı bireyler konuşmamayı tercih eder bazıları da konuşmayı. İşitme kaybının türü ve derecesinin yanı sıra kaybın yaşandığı yaş konuşmayı etkiler. İşitme kaybı dil gelişiminden önce yaşandıysa konuşma yetisi oldukça ciddi etkilenir.

Engelliler başarısız olma ihtimalleri olan işlerde istihdam edilmemelidir.


Gerçek:
Herkesin başarılı olma hakkı olduğu kadar başarısız olma hakkı da vardır. Eğer engelli o pozisyon için iyi bir adaysa, herkese olduğu gibi ona da şans verilmelidir. Sırf başarısızlık ihtimali var diye bir engelli bir işten ya da terfi hakkından mahrum bırakılmamalıdır.

İşitme engelli kişiler, gürültülü iş ortamları için biçilmiş kaftandır.


Gerçek: Yüksek ses dalgaları işitme sistemine daha çok zarar verebilir. İşitme engelli bireyler eğitim, beceri ve yetenekleri doğrultusunda istihdam edilmelidir.

Görme engellilerin tamamı kabartma yazı (Braille) kullanmaktadır.

Gerçek: Ne yazık ki görme engellilerin büyük bir kısmı kabartma yazı bilmemekte ya da kaynak yetersizliğinden ötürü çok sık kullanamamaktadır.

Engelli çocuklar kendilerine özel ayrı okullarda eğitim almalıdır.


Gerçek:
Engelli çocukların yaşıtlarıyla birlikte eğitim alması hem engelli çocuğun hem de engelli olmayan çocuğun gelişimine katkıda bulunur. Engelli çocuk toplumun bir parçası olduğu ve hayata eşit katılabileceği mesajını alır, engelli olmayan çocuk ise farklılıklarla yaşamayı öğrenir. Engelli çocukların özel eğitim ihtiyaçları sıradan okullarda da sağlanabilir.

Görme engellilerin tamamı hiçbir şey görmez, tamamen kördür.


Gerçek: Görme de tıpkı diğer duyular gibi farklı düzeyleri olan bir kavramdır. Bireylerin görme kaybı dereceli olabilir. Bazı bireyler ışığı, bazıları renkleri, bazıları büyük cisimleri, bazıları da büyük puntolu yazıları görebilir. Kişiyi yakından tanımak ve kişi tercih ediyorsa görme duyusunu kullanmak için, görme düzeyi sorulabilir, fakat beş parmağınızı kişinin burnuna dayayıp “bu kaç” diye sormak yersiz bir davranıştır.

Otizmli bireyler aşırı zekidir.


Gerçek: Her birey farklıdır ve otizm tanısı almış olmak bu gerçeği değiştirmez. Otizmli bireyler illa ki üstün zekâlı ya da düşük zekalı olmak durumunda değildir. Tüm bireyler gibi onların da kendine has güçlü ve zayıf yönleri vardır.

Görme engellilerin kişileri seslerinden tanımaları gibi çok özel yetenekleri vardır.

Gerçek:
Kişileri sesinden tanımak özel bir yetenek değildir. Telefonların arayan numaraları göstermediği dönemleri hatırlayın, siz de pek çok yakınınızı sesinden tanımıyor muydunuz? Ayrıca görmeyen insanlar herkesi seslerinden ayırt etmek durumunda değildir. Özellikle az görüştüğünüz biriyse ya da umulmadık bir ortamda karşılaştıysanız, “merhaba ben muhasebeden Melek” gibi bir tanıtmayla söze başlamanız faydalı olacaktır.

Otizm tanısı almış bir çocuğun durumu sınıftaki diğer çocuklarla paylaşılmamalıdır, eğer paylaşılırsa akranının çocuğa davranışı değişir.

Gerçek: Çocuklar yaklaşık beş yaşından itibaren akranlarında bir farklılık varsa bunu ayırt edebilmektedirler. Eğer sınıf arkadaşlarının durumu çocuklarla uygun biçimde paylaşılmazsa, çocuklar ellerindeki kısıtlı veriyle kendi sonuçlarına ulaşırlar ve bu çok daha zararlı olabilir. Ailenin onayı dâhilinde, çocuğun durumu uygun biçimde sınıfın geri kalanıyla paylaşılmalıdır.

Şizofreni hastaları tehlikelidir.

Gerçek: Herhangi bir şizofreni hastası, sıradan bir bireyden daha tehlikeli değildir, ancak şizofreni hastalarının şiddete maruz kalma olasılığı sıradan bir bireyden on kat daha fazladır. Toplam şiddet olaylarının yalnızca yüzde üç ile beş arasında bir miktarı ciddi ruh sağlığı problemleri yaşayan bireylere aittir.

Ruh sağlığı problemlerini zayıf karakterli insanlar yaşar. Aslında yeterince çabalarlarsa iyileşebilirler.


Gerçek: Ruh sağlığı bozuklukları tembellik ya da zayıflıkla ilgili değildir. Ruh sağlığı problemlerine neden olan pek çok faktör vardır. Bunların başında biyolojik faktörler ve travmatik yaşam olayları gelir. Tedavi kişinin kendi başına üstesinden gelebileceği bir süreç değildir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Hakkımızda hurafeler :)


Engelliler cennete gider! Günahsızdırlar!

Gerçek: İbadet Allah ile kul arasındadır. Kimin cennete, kimin cehenneme gideceği konusunda ferman yaradana aittir. Bu konuda kimsenin net bir bilgi verebilmesi mümkün olmayıp işledği günahlardanda, kazandığı sevaplardanda kul yalnız ve yalnızca Allah'a hesap verecektir. Öyle engelliyim diye paçayı kurtardım demek yok:)

Engellilerin dünyasını anlamak zordur!


Gerçek: Aynı dünya üzerinde farklı hayatlar yaşıyoruz sadece bu. Yoksa engellilerin sizlerden farklı bir dünyası falan yok. Zaten her insanın içdünyası farklıdır o ayrı ama herkesin ayrı yaşam koşulları o koşulların içinde yaşadığı farklı ruh halleri mevcuttur.

..........................


Bu yazıyı sonsuza kadar sürdürebilirim ama yarın iş günü ve erken uyumam gerekiyor. O yüzden siz saygıdeğer arkadaşlarımın devam ettirmesi dileğimle,
 

Edizabi34

Üye
Üye
Katılım
Şub 1, 2018
Mesajlar
176
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Benim annem 30 yıldır kronik şizofreni. On yargıdan çok çektim. Aa şizofren mi delinin çocuğu sizi keser aman uzak duralım önyargısı çok acimasiz halbuki şizofreni bi beyin hastalığı her hastalık gibi bu ilaçlara ilaç sevgi. Annemin üstünü giydirmek temizliğini yapmak severek yapıyorum ve annemle gurur duyuyorum iyiki benim annem
 
Tekerlekli Sandalye
Üst