Hayat Mucizelerle Dolu

HAYAT MUCİZELERLE DOLU
Bugün günlerden Salı soğuk ve yağmurlu bir gündü. Herkes evinde sobanın başında oturup ısınıyordu. Sonra elektrikler kesildi. Hakan’ın annesi mum getirmesini istedi. Hakan mumu getirmeye gittiğinde karanlıktan hiçbir şey göremiyordu. Ocağın üstünde kaynamış su vardı. Hakan karanlıkta tencereye çarptı ve su ayağına döküldü. Sonra elektrikler geldi. Hakan’ın annesi ve babası mutfağa geldiler. Hakan’ın ayağına su döküldüğünü görünce hemen hastaneye götürdüler. Doktor Hakan’a ne olduğunu sordu. Hakan’ın babası, ayağına kaynamış su döküldüğünü söyledi. Sonra Doktor Hakan’ın babasını dışarı çıkardı. Doktor Hakan’ın babasına ‘’oğlunuzun yürümesi için ameliyat olması gerekiyor’’ dedi. Hakan’ın babası ameliyatın ne kadar olduğunu söyledi. Doktor 30.000 para gerektiğini söyledi. Daha sonra oğlu Hakan’ı ve karısı Meryem Hanımı eve götürdü. Meryem Hanım ve babası oğluna 3 ay sonra yürüyebileceğini söyledi. Daha sonra Hakan’ın babası Meryem Hanımı mutfağa götürdü ve eşine ‘’ Hakan’ın ameliyat olması gerekiyor ve bunun için çok para gerekiyor ben de bunun için İstanbul’a gidip çalışacağım ama Hakan’a halan hastaymış onun için gideceğimi söyleyeceğim’’ dedi. Akşam olduğunda Meryem ve Hakan uyuyamıyorlardı.

Sonunda sabah oldu ve Hakkı Bey yola çıktı. Akşam saat 08:00’da İstanbul’a varacaktı. Akşam oldu ve Hakan yürüyemeyeceğini bilmiyordu. Hakan 1 ay sonra yürüyebileceğini zannediyordu. Hakan annesine ‘’Hadi babamı arayalım halamın nasıl olduğunu öğrenelim’’ dedi. Daha sonra annesi Meryem Hanım telefonu eline alıp Hakkı Beyi aradı ve telefonu oğlu Hakan’a uzattı. Hakan ‘’Nasılsın babacığım halam nasıl’’ dedi. Babası ‘’Allah’a şükür halan iyi’’ dedi. Sonra Hakan’ın annesi telefonu isteyince Hakan telefonu annesine uzattı. Hakan’ın annesi Meryem Hanım, Hakan bir şey anlamasın diye mutfağa geçip orada konuştu. Meryem Hanım İstanbul’a vardın mı diyerek Hakkı Beye sordu. Hakkı Bey evet vardım hem de burada iş bile buldum diyerek cevap verdi. Meryem Hanım ne işi diye sordu.’’ Madencilik’’ dedi. Meryem Hanım ‘’Tehlikeli bir iş değil mi?’’ dedi. Hakan Bey ‘’Ne yapalım buna da şükür’’ dedi. Meryem Hanım aylık ne kadar veriyorlar dedi. Aylık 10.000 olduğunu söyledi. Meryem Hanım parayı bulacakları için birazcık da olsa mutlu oldu. Meryem Hanım haydi görüşürüz deyip telefonu kapattı. Hakan’ın canı sıkılıyordu. Ama yine iyileşeceği için mutluydu.

Ertesi gün Hakan’ın sınıf arkadaşları ve öğretmeni Zeynep Hanım gelmişti. Hakan ve sınıf arkadaşları konuşurken Meryem Hanım, Hakan’ın öğretmeni Zeynep Hanım’a her şeyi anlatmıştı. Zeynep Hanım üzülmüştü ‘’Yapacağım bir şey var mı?’’ diye sordu. Meryem Hanım teşekkür edip yapacak bir şeylerinin olmadığını söyledi. Zeynep Hanım Hakan’ın okuluna devam etmesini gerektiğini söyledi. Meryem Hanım biraz düşündükten sonra kabul etti. Ve bu güzel haberi Hakan duyunca mutlu oldu. Ertesi gün Hakan arkadaşlarıyla okula gidip geliyordu. Cumartesi ve pazar günleri arkadaşları onu yine yalnız bırakmıyorlardı her zaman bir konu hakkında tartışıyorlar veya fıkra anlatıyorlardı. Meryem Hanım çocuğunun böyle arkadaşlarıyla güzel oynadığını gördüğü için mutlu oluyordu.

Bir ay geçmişti. Hakan annesine hangi gün ameliyat olacağını sordu. Mecburen Meryem Hanım doğruyu söylemek zorunda kaldı. Daha sonra Hakan babasını arayıp annesinin söylediklerinin doğru olup olmadığını sordu. Hakkı Bey’de doğru olduğunu söyledi ve özür diledi. Hakan üzülmüştü ama gerçeği öğrendiği için birazcık da olsa mutlu olmuştu.

Hakkı Bey 30.000 TL biriktirmiş ve 2 gün sonra gelmeye karar vermişti. Hakan çok mutluydu hem babası gelecek hem ayağı iyileşecek hem de yarın yılbaşını babası ve annesiyle kutlayacaktı. Sevinçten Hakan’ın uykusu gelmiyordu. Sonunda sabah oldu. Hakan çok sevinçliydi çünkü babası telefon açıp otobüse bindiğini söylemişti. Saat öğle 12:00’da Meryem Hanım kocası Hakkı Beyi aradı. Meryem Hanım yolculuğun nasıl gittiğini sordu. Hakkı Bey iyi dedi ve telefonu kapatır kapatmaz otobüs durdu. Hakkı Bey ne oldu diye bakarken birden ne görsün dört tane soyguncu otobüsün önünde durmuş otobüsün içine giriyorlar. Hakkı Bey hemen 30.000’i saklıyor ama bir tane soyguncu sakladığını görüyor ve hemen alıyor. Hakkı Bey üzüntüsünden ağlıyordu. Polisleri aradı ama polisler gelene kadar hırsızlar gitmişti. Hakkı Bey çocuğu ve karısını arayıp üzmek istemiyordu. Hakan ve annesi yılbaşı hazırlıkları yapmıştı. Bir süre sonra ikisi de uykuya dalmıştı. Sabah olduğunda Hakkı Bey gelmişti ama çok üzgündü. Meryem Hanım niye bu kadar üzgün olduğunu sordu. Hakkı Bey başından geçen her şeyi karısına ve çocuğu Hakan’a anlattı. Hakan ve Meryem Hanım bu duydukları şeye ikisi de çok üzülmüştü.

Ertesi gün Meryem Hanım, Hakan’ın ayağına krem sürerken Hakan’ın ayağı oynadı. Bunu gören annesi Meryem Hanım hemen kocası Hakkı Beyi aradı. Ve hemen babası eve geldi. Toparlanıp acilen Hakan’ı hastaneye götürdüler. Doktor Tuncay Bey, Hakan’ın ayağına baktı ve bu bir mucize olmalı bir iki hafta sonra oğlunuz Hakan iyileşecek dedi. Bunu duyan Hakkı Bey ve karısı Meryem Hanım sevinçten ağladılar. Yere dökülen gözyaşları sanki bir denizdi.

İki hafta sonra Hakan yürüyordu, koşuyordu ve istediği yere gidebiliyordu. Ertesi gün Hakan’ın arkadaşları Hakan’ı top oynamaya çağırdığında Hakan arkadaşlarının yanına koşarak gitti. Meryem Hanım yolda giderken bir de ne görsün top caddeye fırlamış Hakan koşarak topu almaya gidiyor. İlerden hızlı gelen arabayı gören Meryem Hanım koşarak Hakan’ı kurtarmaya çalışırken hızlı gelen araba ikisine de çarpıyor. Meryem Hanım bir tarafa, Hakan bir tarafa uçtu. Bunu gören Hakan’ın arkadaşları ambulans çağırmalarına rağmen ikisi de hayatlarını yitirdi. Bunu duyan Hakkı Bey koşarak hastaneye gitmeye çalışırken hızlı gelen bir minibüsün altında kalarak hayatını kaybetti.

YAZAR: Berhan Karğıl

ADI SOYADI: BERHAN KARĞIL

YAŞ:13

bu öykü çok üzdü beni kaderde neler varmış çok duygulandım söyleyecek söz bulamıyom (