Hepatit hastalığına dikkat!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Türkiye’nin önde gelen organ nakli uzmanlarından Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sadık Ersöz karaciğer, böbrek ve hepatit hastalığı hakkında çarpıcı bilgiler verdi.

Karaciğer’in vücut için önemli maddeleri sentezlediğini belirten Ersöz, karaciğerin yaptığı işlemin günümüz koşullarında modern laboratuvar ortamında yapılamayacağını söyledi.

HEPATİT ÇEŞİTLERİ

Hepatit hastalığının üç çeşiti olduğunu, Hepatit A hastalığının bulaşmasının ve tedavisinin daha kolay olduğunu belirten Ersöz, Hepatit B ve Hepatit C’nin bulaşma riskinin daha fazla ve tedavisinin daha zor olduğunu vurguladı.

HEPATİT TAŞIYICILARI DA RİSK ALTINDA

Hepatit B hastalığının Türkiye’nin doğusu ve güneydoğusunda yüzde 6 oranında görüldüğünü açıklayan Ersöz, “Bir insanın vücudunda hepatit varsa insanlar hastadır. Taşıyıcı da olsa insanlar uzun vadede büyük problemler yaşayabilir. Taşıyıcı kelimesi yanlış bir tabirdir. Bu eskiden kullanılan bir tabirdir. Bu insanlar taşıyıcım diye kendilerini tedavi etmiyor. Bu durum karaciğerde başka rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Taşıyıcı olan insanlarda düzenli kontrol altında tutulmalıdır” dedi.

SİNSİ BİR HASTALIKTIR

Kanal 7 Televizyonu’nda Op. Dr. Gökhan Özçınar ve Nur Viral’ın sunduğu Bizim Doktorlar programına konuk olan Türkiye’nin önde gelen organ nakli uzmanlarından biri olan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sadık Ersöz hepatit hastalığı ve organ nakli konusunda çarpıcı bilgiler verdi. Hepatit hastalığının müzmin ve sinsi bir hastalık olduğunu, dalgalı bir seyir gösterdiğini ve belirti vermediğini belirten Ersöz, hastalığın vücuttan yok edilmesinin mümkün olmadığını ve düzenli tedavi ve kontrol altında olunması gerektiğini açıkladı.

Hepatit virüsü taşımayan karaciğerlerin yüzde 70’inin ameliyatta alınabildiğini, karaciğerin kendini hızla yenileyebildiğini söyleyen Ersöz, hepatitli hastalarda durumun çok iyi olmadığını söyledi.

DOĞAL OLMAYAN BÜTÜN ÜRÜNLER KARACİĞERE ZARAR VERİR

Karaciğeri yanlış beslenmenin tahrip ettiğini söyleyen Ersöz, doğal olmayan ürünlerin hepsinin zararlı olduğunu, her şeyin ölçülü tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

HASTALIK SEBEBİ

Hastalığa genetik faktörlerin, toksik maddelerin ve hepatit virüsünün neden olabileceğini ifade eden Ersöz, kullanılan ilaçların da karaciğer yetmezliğine neden olduğunu söyledi.

ORGAN NAKLİ İYİ BİR ZAMANLAMAYLA YAPILMALIDIR

Karaciğer, pankreas ve böbrek nakli çok önemli bir konudur diyen Ersöz, “Sağlık Bakanlığı organ bağışı konusunda çok önemli çalışmalar yürütüyor ve önceliği acil hastalara veriyor. Karaciğer organ nakli çok iyi takip edilerek zamanında yapılmalıdır. Son aşamaya gelmiş birisinde nakil yapmanın bir anlamı yoktur” dedi.

TÜRKİYE’DE 60 BİN DİYALİZ HASTASI VAR

Türkiye de 60 bin diyalize giren böbrek nakli hastası olduğunu belirten Ersöz, “Hastalığın ülkemiz ekonomisine maliyeti 2 milyar liradır. Diyalizden kurtulma yöntemi böbrek naklidir. İnsanlar nakil olduktan sonra kısa süre içersinde normal sağlığına kavuşur ve hayat standartları yükselir” diye konuştu.



haber7
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Hepatit B'nin farkında mısınız?

Kendisini çevresinden soyutlayanlar, hastalığını gizleyenler de var

Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Hepatit B'ye karşı toplumda farkındalık düzeyinin oldukça düşük olduğunu belirterek, ''Çevreden soyutlanma korkusuyla hastalığını gizleyenler var'' dedi.

Tözün, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna, Hepatit B konusunda sunum yaptı.

Hepatit B'nin, bilim çevrelerinde fazla ilgi görmediğinden yakınan Tözün, dünyada bu hastalığa neden olan virüsle enfekte olmuş 2 milyar civarında insan bulunduğuna dikkati çekti.

Konuya ilişkin yaptıkları tarama çalışmalarının sonucunda Türkiye'de Hepatit B taşıyan 3 milyon kişi bulunduğunu belirlediklerini anlatan Tözün, virüsün en çok aile içi ve okulda ''geçiş yaptığını'' ifade etti.

Hepatit B'nin, siroz ve kansere neden olduğunu anımsatan Tözün, bu nedenle aşılama kampanyalarına önem verilmesi gerektiğini söyledi. Hepatit B'nin aşısının bulunmasının çok büyük bir avantaj olarak algılanması gerektiğini belirten Tözün, ''Hepatit B'ye karşı toplumda farkındalık düzeyi oldukça düşük. Çevreden soyutlanma korkusuyla hastalığını gizleyenler var. İnsanlar kendilerine cüzzamlı muamelesi yapıyor'' diye konuştu.

ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi, AK Parti Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın, Hepatit B'nin önlenebilir bir hastalık olduğunu söyledi.

Aydın, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

Hepatit B virüsünün karaciğer kanserinin önemli nedenlerinden biri olduğunu belirten Aydın, Hepatit B'nin aşı ile önlenebildiğini ifade etti. Aydın, ''Dolayısıyla 'aşı ile kanseri önleyebiliriz' gibi bir cümle kurabiliriz'' dedi.

1990'lı yılların başında Türkiye'de 4,5 milyon Hepatit B virüsü ile enfekte olmuş kişi bulunduğunu dile getiren Aydın, bugün bu sayının 3 milyon olduğunu kaydetti.

Aydın, bu düşüşün sevindirici ancak hala yüksek olduğunu belirterek, bu konudaki çalışmaların devam etmesi gerektiğini söyledi. Aydın, Hepatit B aşısını ücretsiz olarak yapıldığını anımsattı.

Tözün de Hepatit B'nin, siroz ve kansere neden olduğunu hatırlatarak, aşılama kampanyalarına önem verilmesi ve bu konuda toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini dile getirdi.

Tözün, HIV'den yüz kat daha bulaşıcı olan Hepatit B virüsünün önlenmesi için toplumun aşıya teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ramazan İdilman da karaciğer nakli gerektiren durumların yarısının Hepatit B'den kaynaklandığını, zamanında aşılama yapılmazsa hastalığın maliyetinin çok yüksek olduğunu belirtti.

Tözün ile İdilman, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna da Hepatit B konusunda sunum yaptı.

AA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
AIDS'ten daha tehlikeli!

Tedavi edilmezse bulaşıcı ve öldürücü olabiliyor


Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji-Hepatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kendal Yalçın, ''Hepatit B erken tedavi edilmezse siroz ve kansere yol açarak AIDS virüsünden daha bulaşıcı ve öldürücü komplikasyonlara neden olabiliyor'' dedi.

Yalçın, ''Hepatit B'de Erken Teşhis ve Tedavi Yöntemleri'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, Hepatit B virüsünün, kişiden kişiye kan yoluyla, cinsel yolla ve anneden bebeğe bulaşabilen, karaciğeri enfekte eden bir virüs olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Yalçın, Hepatit B enfeksiyonunun akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, ''Akut Hepatit B, birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir ve enfeksiyonu kapan kişi genelde iyileşir. Kronik Hepatit B ise karaciğer kanseri dahil, ciddi karaciğer hastalıklarına yol açan ve ömür boyu sürebilen bir hastalıktır. Virüs ile enfekte olmadığınız sürece, Hepatit B'yi önlemek mümkündür. Eğer virüsü taşıyorsanız ve aktif bir karaciğer hastalığınız mevcutsa, buna yönelik Hepatit B tedavileri bulunmaktadır. Hepatit B erken tedavi edilmezse siroz ve kansere yol açarak AIDS virüsünden daha bulaşıcı ve öldürücü komplikasyonlara neden olabiliyor'' dedi.

-''TÜRKİYE'DE 3 MİLYON HEPATİT B TAŞIYICISI VAR''-
Yalçın, dünyada 2 milyar, Türkiye'de ise 3 milyon kişinin Hepatit B virüsü taşıdığını bildirerek, Türkiye;de 1990'lı yıllarda 4,5 milyon olan virüslü sayısının, aşılama kampanyalarıyla 3 milyona düştüğünü söyledi.

Birçok insanın hastalığının farkında olmadığına, farkında olanların da toplumdan soyutlanma kaygısıyla hastalığını gizlediğine dikkati çeken Yalçın, Hepatit B hastalığıyla mücadelenin kolay olduğunu ancak ülkede bu hastalıkla ilgili bilinçlenme konusunda istenen mesafenin alınamadığını belirtti.

Yalçın, orta ve batı Anadolu'da taşıyıcılığın yüzde 3-5, hepatit B virüsü ile karşılaşma oranının ise yüzde 50'den az olduğunu vurgulayarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise taşıyıcılık oranı yüzde 7, bu virüs ile karşılaşma oranının ise yüzde 50'den fazla olduğunu bildirdi.

Yalçın, şu bilgileri verdi:

''Ülkemizde gerçekleştirilen aşılama kampanyası ile Hepatit B taşıyıcılığında yarıya yakın bir azalma sağlandı. Buna rağmen hastalığın bulaşma riskine karşı yeterli bilincin oluşması önemli. Hastalık, kan, cinsel yolla veya anneden çocuğa geçebiliyor. Dövme yaptırmak, başkasının tıraş malzemelerini ya da diş fırçasını kullanmak, hastalığın yayılmasına yol açıyor. Hepatit B'nin en belirgin belirtileri halsizlik, bitkinlik, hafif ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık, ishal, karın ağrısı, deri ve gözlerde sararma, idrarda koyulaşmadır. Hamilelikte Hepatit B testi yaptırmak gerekli. Tüm kadınlar Hepatit testi yaptırmalıdır. Eğer test pozitif ise hamilelik dönemi ya da doğum sırasında virüs bebeğe geçebilir. Ancak doğumdan hemen sonra bebeğe yapılacak aşı ve serumlarla Hepatit B'li annenin doğum sırasında virüsü bebeğine bulaştırma riski önemli oranda ortadan kalkar. Doğum sırasında anneden Hepatit B bulaşmış olan bebeklerde yüzde 95 oranında bir olasılıkla kronik Hepatit B gelişir. Hepatit B taşıyıcısı anne, bebeğini emzirebilir, aşı yaptırabilir.''

Yalçın, Hepatit B virüsü taşıyan hastaların SGK'ya bağlı kuruluşlarda ücret ödemeden aşı olabildiklerini ifade ederek, toplumdan soyutlanma korkusuyla hastalığın gizlenmemesi gerektiğini söyledi.

AA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
A'dan Z'ye Hepatit A

Özellikle okulların başlamasıyla birlikte çocukların daha fazla önem vermesi gereken kişisel hijyenleri bu hastalıkta diğer enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi çok önemli.

Bulaşıcı sarılık veya tıp dilinde viral hepatit, virüslerin oluşturduğu karaciğerin yaygın iltihabi hastalığına verilen isim. Hepatitin birçok türü var; ancak ilk akla gelenleri sık görüldükleri ve bulaşıcı oldukları için Hepatit A ve Hepatit B…

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük’le A’dan Z’ye bulaşıcı bir hastalık olan Hepatit A’yı konuştuk.

Hepatit A Nedir?
Hepatit A virüsünün neden olduğu hepatittir. Kirlenmiş su ve gıdalarla bulaşarak salgınlara neden olabilir. Özellikle alt yapının yetersiz olduğu bölgelerde oldukça yaygındır. Yaklaşık %99'u kendiliğinden ve tam olarak iyileşir, kalıcı karaciğer hasarı oluşturmaz. Bir kez geçirildiği zaman tekrar etme şansı çok düşüktür.

Nasıl Bulaşır?
Hepatit A, virüsü taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyveler) ağızdan alınması yoluyla bulaşır. Virüs ellerde saatlerce canlı kalabildiği için bulaşmada ellerin rolü çok büyüktür. Okullardaki sıra ve kapı kolları, tuvaletlerdeki musluklar virüs taşıyan dışkı ile kirlenebilir, buralardan eller aracılığı ile ağızdan bulaşma daha kolay ve yaygın olur. Bu nedenle toplu yaşanan okul, işyeri, hastane gibi ortamlarda özellikle hijyen koşulları sağlanmadığında hepatit A bulaşma riski artmaktadır.

Ne Kadar Yaygındır?
A ve B virüsleri ile oluşan bulaşıcı sarılıklar ülkemizde çok yaygındır. Türkiye'de, 2000’li yıllara kadar üniversite çağına gelmiş gençlerin %80-90'ı, Hepatit A virüsünü farkında olmasalar bile, çocukluk çağında geçirmekteydi. Ancak kentsel yaşamda artış ve hijyen koşullarında iyileşme nedeniyle artık birçok kişi çocukluk döneminde Hepatit A geçirmediğinden doğal bağışıklığı bulunmamakta ve erişkin dönemde genellikle hastaneye yatmayı gerektirecek düzeyde semptomatik enfeksiyonlar gelişmektedir.

Hepatit A’nın Belirtileri Nelerdir?
Hepatit geçiren kişide bazen hiçbir belirti olmayabilir. Özellikle, çocukların büyük çoğunluğunda ve yetişkinlerin de bir kısmında sarılık ortaya çıkmayabilir veya silik kalabilir. Bu nedenle, özellikle küçük yaş grubundaki çocuklarda hastalık teşhis edilmeden geçip gidebilir. Üstelik çocuklarda belirtiler daha hafif ve kısa sürelidir. Bazen de ateş, eklem ağrıları gibi grip benzeri tablo oluşabilir. Ancak sıklıkla görülen belirtiler şunlardır:

Halsizlik

İştahsızlık

Karın ağrısı

Bulantı

Cilt ve göz renginde sararma

İdrar renginde koyulaşma

Tanı Nasıl Konulur?
Viral Hepatitlerde kesin tanı kan tetkikleri ile konulur. Bu nedenle hepatitten şüphelenilen bir durumda hiç vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Testler ile hastalığın hem tanısı hem de hangi aşamada olduğu, ilerleyip ilerlemediği, kanda dolaşan virüs miktarı ve bundan sonraki seyri hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir.

Tedavisi
Yeni gelişen akut hastalık döneminde yatarak takip ve tedavisi yapılabildiği gibi evde istirahat ile de takip edilebilir. Bulantı ve kusma nedeniyle beslenmesinde problem olan hastalara serum desteği verilir. Ayrıca bu dönemde hastanın sindirimi kolay yiyeceklerle beslenmesi sağlanır. Yağı az yiyecekler önerilir. Üzüm, pekmez, bal gibi glikozdan zengin besinlerin mönüde yer alması uygundur. Bu dönemde hastanın istirahat etmesi önemlidir. Yine karaciğerdeki iltihabi reaksiyon artırıp hastalığı ağırlaştırabileceğinden çeşitli ilaçlar, ağır yağlı gıdalar, katkı maddesi içeren her türlü gıdadan uzak durulmalı; kesinlikle alkol kullanılmamalıdır. Akut hastalık genel olarak 4-6 haftada kendiliğinden iyileşir.

Korunma ve öneriler:
Hepatit A' ya karşı çocukluk döneminde rutin olarak aşılar yapılmalıdır. Kişi aşılanmadıysa ya da hepatit geçirmediyse özellikle erişkinlerde daha ciddi seyredeceğinden test yaptırmalı; bağışıklığı yoksa mutlaka aşı yaptırarak korunmalıdır.

El yıkama alışkanlığı, tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi viral hepatitlerde de hastalığın bulaşıcı olmasında önemli bir role sahiptir. Her tuvaletten sonra, yemek hazırlamaya başlamadan ve yemek yemeden önce ve sonra mutlaka eller yıkanmalıdır. Çünkü bu virüs, dışkı ile bulaşmış su ve yiyeceklerle bulaşır.

Özellikle Afrika gibi hijyen koşullarının yetersiz olduğu ülkelere seyahatlerde bağışıklığı olmayanlarda kolaylıkla enfeksiyon gelişebilmektedir.

Sonuç olarak hepatitlerin, önemli sonuçlar doğuran, yaygın ve bulaşıcı bir hastalık olduğu, tedavisinin her zaman başarılı sonuç vermediği ama korunmak için Hepatit A ve B’ye karşı etkili aşılarının bulunduğu unutulmamalıdır. Özellikle şimdilik Sağlık Bakanlığının rutin aşı takviminde bulunmayan ancak takvime alınması gündemde olan Hepatit A için aşı yaptırılarak korunmalıdır.
haberturk
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Hepatit kâbusu bitmiyor!

Ülkemizde hâlâ sık rastlanan bir hastalık olan hepatitle ilgili şöyle bir gerçek var: Gerekli şartların yerine getirilmesi ve gerekli kurallara uyulması halinde hastalığın ortadan kaldırılması mümkün. Türkiye’de hepatite en sık rastlanan ise Diyarbakır...

Hepatit B veya C virüslerinin bulaşma yolları aynı olsa da kronikleşme oranları farklılık gösteriyor. Hepatit B’li kişilerde mikrobun vücuda girmesinin ardından önce akut enfeksiyon gelişiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Gürsoy, bu durumun vücudun mikrobu yenip tamamen temizlemesiyle sonlandığını söylüyor. Sonlanma her zaman bağışıklık kazanılarak gerçekleşmiyor. Hepatit B, akut döneminde nadiren ölümlü tablolara da yol açabiliyor. Hepatit C’deyse vücudun mikrobu yenme oranının yüzde 15, hastalığın kronikleşme oranının yüzde 85 olduğu belirtiliyor.

GEÇİCİ ATEŞE DİKKAT!

Hepatit B ve C; halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, geçici ateş, ishal gibi akut viral enfeksiyonlara benzer belirtiler vermesinin yanında, karaciğer dokusunda yıkımın yoğun olduğu vakalarda kendisini ciltte ve gözlerde sararma, idrar renginde koyulaşmayla da gösterebiliyor. Enfeksiyonun kronikleşmesi halinde bulgular, karaciğer hasarının derecesine bağlı olarak sirozun en ölümcül belirtilerine kadar karşımıza çok farklı klinik bulgularla çıkabiliyor.

SİROZ RİSKİ

Hepatit virüsünün kronikleştiği vakaların yüzde 15-40’ında siroz, sonrasındaysa kanser riski ortaya çıkıyor. Hepatit C vakalarındaysa siroz gelişmeden karaciğer kanseri gelişiminin çok nadir görüldüğü belirtiliyor. Hepatit B’de taşıyıcı olmak karaciğer kanserine yatkınlığı artırıyor. Bu nedenle Hepatit B taşıyıcısı hastaların özel olarak değerlendirilerek 3-6 ay aralığında ya da yılda 1 kontrol edilmeleri gerekiyor. Uyuyan virüs aktif hale döndüğünde hiçbir belirti vermediği için, bu hastaların şikâyetleri olmasa bile izlenmeleri büyük önem taşıyor. Söz konusu süreçte, karaciğer, siroz oluşana kadar için için yanıyor. Bu nedenle, “Virüs uyuyor” diye rahat olmamak gerekiyor. Virüsün aktif hale geldiği fark edildiğinde tamamen yok edilmesi mümkün olmasa da, yeniden uyur pozisyona geçmesini sağlayacak tedavi imkânlarının bulunduğu belirtiliyor. Ülkemizde hepatitin en yaygın olarak görüldüğü bölgelerin Doğu bölgeleri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gürsoy, bu hastalığa en sık rastlanan ilin Diyarbakır olduğuna dikkat çekiyor.

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE CİNSEL İLİŞKİYLE BULAŞIYOR

Batı ülkelerinde cinsel ilişki, akupunktur, uyuşturucu müptelaların da ortak enjektör kullanımı gibi nedenler hepatite yol açabiliyor. Geri kalmış ülkelerdeyse, hepatit oluşumunda vajinal yolla doğum sırasında hijyen ve sterilizasyona dikkat edilmemesi gibi nedenler ön plana çıkıyor.

İLK 3 BULAŞ TEHLİKESİ

Aşıdan kaçınılması. 
Hijyen ve sterilizasyona dikkat edilmemesi. (Ortak kullanılan kesici-delici aletler, vb...) 
Hepatit taramasının yapılmaması veya yaptırılmaması.

TÜM ANNE ADAYLARININ TARANMASI GEREK

Vajinal yolla yapılan doğum sırasında, Hepatit B virüsünün çocuğa bulaşma olasılığının (HBe antijeni pozitif olan olgularda) hiçbir önlem alınmazsa yüzde 90’ları bulduğu belirtiliyor. Aşılama ve hiperimmünglobulin gibi tedavi yöntemlerinin uygulanması halindeyse bu oran yüzde 5’in altına çekiliyor. Burada önemli olan noktanın, doğum öncesi tüm anne adaylarının taranması ve pozitif olgularda gerekli önlemlerin alınması olduğu belirtiliyor.

HEPATİTE YOL AÇAN RİSK FAKTÖRLERİ

Dünyada sadece Hepatit A ve Hepatit B’nin aşıları bulunuyor. Hepatite yol açan başlıca risk faktörleri şöyle sıralanıyor: 

Cahillik 
Aşıdan kaçınılması 
Sağlık ağının yetersizliği 
İhmal 
Ortak kullanılan kesici ve delici aletlerin uygun sterilizasyon işlemine tabi tutulmaması 
Hijyen kurallarına uyulmaması 
Güvenli cinsel ilişki kurulmaması

ALKOL KULLANIMI SÜRECİ HIZLANDIRIYOR

Hepatit C virüsüne bağlı hepatitlerde tedavinin virüsü tamamen ortadan kaldırma olasılığı (özellikle son jenerasyon yeni anti viral ilaçlarında tedaviye eklenmesiyle) yüzde 50-90’lara kadar ulaşabiliyor. Hastada siroz gelişmesi halindeyse süreci yavaşlatacak tedaviler veriliyor. Ancak bununla karaciğeri tamamen normale döndürmek mümkün olmuyor. Alkol kullanımının bu süreci hızlandırdığı belirtiliyor. Bu nedenle Hepatit B ve C hastalarının, siroz sürecini hızlandırmamak için alkol tüketiminden kaçınmaları gerekiyor. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı ve karaciğer yağlanmasına neden olan aşırı kilo da süreci olumsuz etkileyen unsurlar arasında bulunuyor.

HEPATİT C'NİN AŞISI YOK

Doç. Dr. Gürsoy, kronikleşme riski nedeniyle toplum sağlığı açısından önemli olan Hepatit C’nin aşısının olmadığını dile getiriyor. Hepatit B’deyse aşılanma, görülme sıklığına göre ülkeden ülkeye değişiyor. Hastalığın yüzde 2’nin altında görüldüğü ABD’de; hekim ve hemşirelerin, Hepatit B’ nin yaygın olduğu ülkelere seyahat edeceklerin ve partneri Hepatit B’yle infekte olan kişilerin aşılanması öneriliyor. Türkiye’deyse Sağlık Bakanlığı Hepatit Başırısına rutin aşı programında yer veriyor. Aşılama uygulaması değişken olsa da en sık gerçekleştirilen uygulama şeklinin; 0,1 ve 6’ncı ayların ardından 1 yıl sonra tek doz olarak, toplam 4 kez yapılması olduğu belirtiliyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst