Hepatit Paneli (Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D)

F

Fırtına

Guest
Hepatit paneli (Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D) hepatit virüsleri ile oluşan viral hepatit takibinde kullanılır.

Hepatit paneli için;

Tıklayınız.
 
F

Fırtına

Guest
Hepatit A Nedir?

Hepatite neden olan en sık etkendir. Hepatit A, ülkemizde sık görülen, zaman zaman okullarda, toplu yaşanılan yerlerde salgınlar yapan bir hepatit türüdür.

Hepatit A virüsü hasta kişinin dışkısında canlı olarak bulunur. Hepatit A virüsü ile oluşan bulaşıcı sarılıkta, hastanın dışkısında, sarılığın ortaya çıkışından 1-2 hafta öncesi ile 1 hafta 10 gün sonrasına kadar hepatit A virüsü bulunur, yani hasta kişiler bu dönem içerisinde hastalığı etrafındakilere bulaştırabilir.

İnsanlara hepatit A sıklıkla hasta kişinin dışkısıyla kirlenmiş suların içilmesi ve gıdaların ağızdan alınması ile bulaşır. Hepatit geçiren kişide bazen hiç bir bulgu olmayabilir. Hastalık ne kadar küçük yaşta geçirilirse bulguları genellikle o kadar hafif olur, yaş büyüdükçe hastalık daha ağır olarak geçirilir.

Genellikle hastalığın ilk belirtileri ateş, yorgunluk, bulantı, kusma ve ishaldir. Bir veya iki hafta sonra karaciğer büyüyebilir ve sarılık görülebilir. Sarılık en kolay şekilde gözlerin beyaz kısmında (sklera) fark edilir. Sarılık sırasında idrar koyulaşır ve dışkının rengi açılır. Sıklıkla hastadaki bulgular kendiliğinden birkaç hafta içerisinde düzelir. Ancak bazen altı aya kadar uzayan hastalık olabilir ve daha nadiren ilk şikayetleri takip eden 6 ay içerisinde, hastalığın düzelmesinden sonra daha hafif şekilde şikayetler tekrar ortaya çıkabilir.

Hepatit A’nın tanısı kan testi ile konulur. Özel bir tedavisi yoktur, hastanın genel durumunu destekleyecek tedaviler verilir. Hastalıktan korunma, hastalık daha ziyade hasta kişilerin dışkıları ile bulaştığı için, ellerin sık sık yıkanması, besinlerin iyice yıkanması ve pişirilmesi, suların kaynatılması gibi başlıca temizlik önlemlerini içerir. Hijyen ve sağlık kurallarına uyulması, bulaşma riskini azaltabilir, ancak tamamen engelleyemez.

Hepatit A özellikle yaş büyüdükçe daha ağır seyreder, ancak sık görüldüğü için toplum genelinde nadir olmakla birlikte ölümlere dahi neden olabilir. Hastalıktan korunmada en etkili yöntem ise, 2 yaşından sonra en az 6 ay ara ile iki doz halinde yapılan aşı dır. Güvenilir ve bazı gelişmiş ülkelerde rutin olarak uygulanan hepatit A aşısı ülkemizde ailelerin isteği doğrultusunda ücreti karşılanarak yapılmaktadır.
 
F

Fırtına

Guest
Hepatit B Nedir?

Hepatit B virüsünün neden olduğu hepatittir. Bu virüs, esas olarak karaciğerde yerleşir, orada çoğalır ve zamanla karaciğeri tahrip edecek boyutlara ulaşabilir. İnsandan insana sıklıkla hasta kişinin kan ve diğer vücut sıvılarıyla bulaşır. Bazen enfekte (bulaş) bir hastanın iğnesinin batması ile de bulaşma olabilir.

Virüs alındıktan yaklaşık 6 hafta sonra belirtiler görülebilir. 1-2 ay sürebilir, bazen hiç belirti olmayabilir. İştahsızlık, halsizlik, döküntü, eklem ağrısı, sarılık görülebilir.

Virüsün karaciğerde ki seyri bugün için nedenini tam olarak bilmediğimiz farklılıklar gösterir; virüs karaciğerde çoğalmasını yaparken hepatit A’ ya benzer (daha hafif) şikayetlere neden olabilir veya sadece halsizlik olabilir, bu tabloların sonrası tamamen şifa ve ömür boyu sürebilecek bağışıklık (korunma, antikor gelişimi, doğal bağışıklık) olabileceği gibi virüsün karaciğere yerleşerek burada kronik ve kalıcı karaciğer hastalığına dönüşümü de olabilir. Kronik hastalıkta bazen sadece hafif hasar ile uzun süre devam edebilirken, bazen de uzun süreç içerisinde karaciğer yetmezliğine, siroza ve karaciğer kanserine de dönüşebilir. Altı aydan uzun süre hepatit B virüs antijenin kanda gösterilmesi kronik hepatit olarak adlandırılır. Kronik hepatit B enfeksiyonu karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri riskini önemli derecede arttırır.

Hepatit B enfeksiyonu damar yoluyla uyuşturucu kullananlarda, homoseksüellerde, ailesinde hepatit B bulunanlar, diyaliz hastalarında, cinsel eşi hepatit B hastası olanlarda ve kanama bozukluğu nedeniyle sık sık kan ve kan ürünleri alanlarda diğer insanlara göre daha fazla bulunur.

Hepatit B aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Bu nedenle çocukların aşı takviminde rutin olarak yer almaktadır. Anneden geçiş söz konusu olabileceği (annenin daha önce hepatit B için kan testleri yapılmamışsa) için ve bebeklikte alınan hepatit B daha çok siroz ve kanser riski taşıdığı için doğar doğmaz hepatit B aşısı yapılmalıdır.

Aşının uygulanması üç doz şeklindedir ve ilk dozdan bir ay ve altı ay olmak üzere diğer dozları yapılır. Başta riskli olanlar olmak üzere herkes hepatit B’ ye karşı aşılanmalıdır. Aile fertlerinden biri taşıyıcı olması durumunda tüm aile fertleri aşılanmalıdır.

Hepatit B taşıyıcısı olan biriyle temas sonrası 48 saat içinde koruyucu hepatit B immün serumu yapılmalı ve aşı başlanılmalıdır. Hepatit B virüsünü taşıyan gebe anne doğumda bebeğine virüsü bulaştırabileceğinden, doğumu takip eden 12 saat içerisinde de aşılamaya başlanılmalı ve en kısa sürede hepatit B immün serumu da yapılmalıdır.

Hepatit B’nin kesin bir tedavisi yoktur. Erişkin ve çocuklarda bazı ilaçlar olsa da başarı her zaman elde edilememektedir.
 
F

Fırtına

Guest
Hepatit C Nedir?

Hepatit C virüsünün neden olduğu hepatittir. Yaklaşık % 80 oranında, ilerleyerek kalıcı karaciğer hasarına neden olur. Bununla birlikte, enfeksiyon bulunan birçok kişide belirti görülmez. Bazılarında ise bu enfeksiyon, siroza, karaciğer yetersizliğine ve olası karaciğer kanserine yol açabilir. Hepatit C, kanla bulaşan enfeksiyonlardan biridir ve karaciğer nakli nedenleri arasında birinci sırada yer alır.

Hepatit B’de cinsel yolla bulaşma ön planda iken hepatit C’de ise kan yolu ile bulaşma ön plandadır. Hepatit B’de olduğu gibi enfekte kişinin bütün vücut sıvıları ile temas sonucu bulaşabilir. Yani cinsel yolla da bulaşma söz konusudur. Sağlık personeli hepatit B’de olduğu gibi büyük risk altındadır. Uyuşturucu bağımlılarının aynı enjektörü kullanmaları, ayrıca enfekte kişi ile aynı evde yaşayan ve bu kişilerin diş fırçasını ve tırnak makasını paylaşan kişilere de nadir olmakla birlikte bulaşma ihtimalinin olduğu bilinmektedir.

Hepatit C belirtileri hafif olarak algılanabilir ya da farkında olmadan geçirilebilir. Genel olarak küçük çocuklarda belirtisiz seyreder. Ancak daha büyük çocuklarda yetişkinlerde hafif belirtiler görülebilir. Bu bulgular; halsizlik, zayıflama, iştahsızlık, idrar renginde koyulaşma, karın ağrısı ve nadiren sarılık şeklinde olabilir.

Hepatit B’de olduğu gibi 6 aydan daha fazla sürede devam eden hepatit C ile oluşan hepatit durumu kronik hepatit C hastalığıdır. Hepatit C’yi önleyecek bir aşı bugün için mevcut değildir. Hepatit C’de kesin etkili ilaç tedavisi yoktur. Bazı ilaçlar ile başarılı sonuçlar alınabilmektedir. İlaç tedavisinde, tedaviye hastalığın erken döneminde başlanması ile daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Hepatiti B Neden Farklı Sonuçlara Sebep Oluyor

Hepatiti B Neden Farklı Sonuçlara Sebep Oluyor? Herkeste Aynı Seyri mi Gösteriyor?

Aslında HBV ile infekte olununca, sonucun ne olacağını HBV ile vücüdumuzun immun sistemi arasındaki etkileşmeler belirtliyor. Virüs vücuda girdikten sonra, bağışıklık sistemi yabancı mikrobu tanıyarak cevap vermeye başlar. Bağışıklık cevabının normal ölçülerde olması durumunda sarılık ve diğer belirtilerle beraber iki-altı hafta süren bir hastalık tablosu oluşur. Bu tür vakalarda hastalık sıklıkla iyileşmeyle sonuçlanır. Ancak vücudun bağışıklık cevabı çok fazla olursa, karaciğerin çoğu hatta tamamı hasara uğrar ve bu defa 'fulminan hepatit' (akut karaciğer yetersizliği) gelişir. Bu durumda hastaların yüzde 70'i ölür ya da ancak karaciğer nakliyle hayata döner. Eğer vücut normalden zayıf bağışıklık cevabı veriyorsa, karaciğerde süregelen bir iltihaplanma, yani 'kronik hepatit', bunun sonucunda da bazılarında siroz ve ertesinde karaciğer kanseri gelişir.

Hepatit B Virüsü Nasıl Bulaşır?

Hepatit B, virüslü kan ve kan ürünlerinin alınması, cerrahi girişimler ve ciddi diş tedavileri, taşıyıcı ya da hasta birinin kullandığı iğnenin vücuda girmesi, virüslü kesici ve delici hepatitbaletlerin batması, hepatit B olan hastanın diş fırçasının kullanılması, özellikle hastalığın vücutta aktif olduğu dönemde hastayla tükürük ve salya yoluyla yakın temas, cerrahi girişimler ve diş tedavilerinde virüslü kanın vücuda girmesi, doğum sırasında hepatit B'li anneden bebeğe taşıyıcılık, korunmasız riskli cinsel ilişki gibi yollarla bulaşmaktadır. Tıraş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi aletlerin ortak kullanımı da hastalığın bulaşmasında etken olabilir. Türkiye'de HBV enfeksiyonu bebeklerde ve ilk çocukluk yıllarında seyrekken, ilkokul ve ortaokul çağlarında belirgin artış göstermektedir. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu yöresinde gerek hijyen koşullarının iyi olmaması, gerekse çok fazla sayıda çocuklu ailelerde çocuklar arası temas (yara, bere gibi) bulaşmadan sorumludur ve tüm ailenin HBV ile enfekte olması sık rastlanan bir durumdur. Aslında hassas testlerle yapılan taramalar sonucu, kan ve kan ürünleri ve cerrahi ile bulaşma yok denecek kadar azalmıştır. Bütün dünyada ve tabi ki Türkiye’de de giderek daha iyi belirlenmiş riskli gruplar ön plana çıkmaktadır. Damar içi uyuşturucu kullananlar, erkek homoseksüeller, hayat kadınları ve kronik alkolikler yüksek risk altındaki başlıca topluluklardır.

B Hepatiti Hangi Belirtilerle Ortaya Çıkar? Nasıl Tanı Konur?

Akut B Hepatiti: Mikrop alındıktan sonra ortalama 1-2 ay süren kuluçka dönemini takiben ateş, halsizlik, kırıklık veya bulantı, kusma, iştahsızlık, karın ağrısı, ishal veya deride döküntüler ile birlikte eklemlerde ağrı ve şişlik gibi değişik bulguların olabildiği ve 3-10 gün süren ön belirtiler (prodromal dönem) ve ardından sarılık (önce idrar rengi koyulaşır ve göz akları sararır) ortaya çıkar. Bu tipik tablo hastaların yarısından azında görülür. Çoğu kez sarılık olmaksızın, hepatiti B için tipik olmayan belirtilerle ve tanı konulmadan akut infeksiyon geçirilir. Henüz sarılık ortaya çıkmamış hastalara erken dönemde solunum yolu infeksiyonu veya gastroenterit veya romatolojik hastalık gibi tanılarla verilen ilaçlar hepatit tablosunun ağırlaşmasına ve tanı karışıklığına yol açabilir.

Kronik B Hepatiti: Henüz siroz aşamasına gelmemiş hastaların büyük çoğunluğunda klinik belirti veya hastalığa ait bir yakınma yoktur. Tanı hemen daima herhangi bir nedenle yapılan kan testlerinde HBsAg’nin pozitif bulunması ve/veya karaciğer enzimlarinin (ALT, AST) yüksek bulunması ile konulur. Daha sonra ayrıntılı incelemeler ve gerekirse karaciğer iğne biyopsisi yapılır. Hastalar sıklıkla hepatit B olduklarını öğrendikten sonra halsizlik ve karaciğer bölgesinde ağrı veya rahatsızlık hissinden yakınırlar. Bu çoğu kez psikolojik bir sorundur. Karaciğer ve/veya dalak büyümesi, cilt belirtileri, karın şişliği gibi belirtiler sirozlu hastalarda görülür. Klinik pratikte sık olarak siroz, hatta ilerlemiş siroz (karında su toplanması, kanama vb) aşamasına kadar tanı konulmamış hastalarla karşılaşmaktayız.

hepati35.jpg


B Hepatiti Nasıl Tedavi Edilir?

Akut B hepatiti (yeni ortaya çıkan, sarılık ve karaciğer testlerinde aşırı yükseklik ile kendini gösteren bir klinik tablo) sıklıkla kendiliğinden iyileşir. Ciddi seyirli veya fulminan hepatit dediğimiz çok ağır olan vakalar dışında özel bir ilaç tedavisi gerektirmez. İlaç tedavisi de uygulanan bu ağır vakaların önemli bir kısmında çözüm acil karaciğer naklidir. Bu tip fulminan hepatit dediğimiz çok ağır vakalar %1’den azdır. Yine de her yıl onlarca fulminan hepatit B hastasına karaciğer nakli gerekmektedir.

Asıl sorun kronik B hepatiti hastalarının tedavisidir. Hangi hasta, ne zaman ve hangi ilaç veya ilaçlarla tedavi edilmelidir soruları yanı sıra, tedavinin başarı oranı, ilaç direnci, tedavi sonrası alevlenme gibi çok ciddi sorunlar söz konusudur. Bu nedenle kronik B hepatiti hastalığın tedavisi gerçekten mesaisini bu konuya ayırmış deneyimli uzman hekimleri gerektiren bir konudur. Bu hastalık için değişik tedavi seçenekleri söz konusudur. Her hasta kendi özel şartları ile değerlendirilmeli, ona göre karar verilmelidir. Zamanında tanı konmuş ve tedaviye başlanmış hastalarda siroz ve kanser gelişmesi önlenebilir, bazılarında ise hastalık tamamen ortadan kalkabilir.

Türkiye’de Aşı Uygulaması Yeterli mi?

Toplum sağlığı ve koruyucu hekimlik adına en önemli uygulama yenidoğan her bebeğe yapılan hepatit B aşılamasıdır. Ayrıca ülkemizde ilkokul çağı çocukları da aşılanmaktadır. 1996 sonrası başlanan bu uygulama dev bir adımdır, her yıl daha iyi sonuçlar bildirilmektedir. Ancak dünyada 400 milyon, Türkiye’de de yaklaşık 3.5 milyon kronik hepatit B enfeksiyonlu kişi vardır ve bunların tedavi edilmeleri gerekmektedir. Bu tedavi ile hem hastalar iyileşecek, hem de enfeksiyonu yaymaları önlenecektir. Risk gruplarında yer alan erişkinler (sağlık personeli, ailesinde hepatit B’li kişi veya kişiler bulunanlar, sık kan ve kan ürünleri transfüzyonu gerektiren hastalığı olanlar, diyaliz hastaları, organ nakli hastaları, hayat kadınları ve erkek homoseksüeller ile damar içi uyuşturucu kullananlar gibi) mutlaka aşılanmalıdırlar.

Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu
Gastroenteroloji-Hepatoloji Bölüm Başkanı
 
Tekerlekli Sandalye
Üst