Her Konuşma Bozukluğu Kekemelik Değildir

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Seda Atilla Şahin konuşma bozukluklarının doğru bir yaklaşımla tedavi edilebileceğini söylüyor.

Seda Atilla Şahin söze kekemeliğin tanımı ile başlıyor.

Kekemeliğin konuşurken ses, hece veya tek heceli kelimelerin tekrarlanması ile, seslerin uzatılmasıyla veya bloklar ile konuşma akıcılığının bozulması anlamına geldiğini söyleyen Şahin, "Herkes zaman zaman normal akıcılık bozuklukları yaşayabilir. Ancak "kekemelik" olarak nitelendirilmesi için bu bozuklukların kişinin iletişimini (konuşmaktan kaçınmak, diyeceklerini unutmuş gibi yapmak, söylemek istediği kelimeyi değil de başka bir kelimeyi söylemek gibi) etkilemesi gerekir." diyor.

Şahin, kekemeliğin ilk 1,5 – 12 yaşları arasında ortaya çıkabileceğini en yaygın 2-5 yaşları arasında ortaya çıktığını söylüyor. Şahin'e göre kekemeliğin sebebi tam olarak bilinmiyor.

"Genetik, nörofizyolojik, gelişimsel ve çevresel faktörlerin karışımının kekemeliğe neden olduğuna dair bulgular mevcuttur. Kekeleyen bireylerin yüzde 50-75'inin ailesinde kekeleyen bir fert vardır. Kekelemenin şiddeti ise genetik değildir." diyen Şahin "3 yaş civarı çocuklarda dil gelişimi halen tamamlanıyor olduğundan çocukların çoğunda normal akıcılık bozuklukları gözlenir. Bu durum bir süre sonra kendiliğinden düzelir.

Ancak normal akıcılık bozuklukları ile kekemeliği ayırt edici risk faktörlerine dikkat etmek gereklidir." Peki kekemeliğin tedavisi nedir? "Konuşma terapisi ile ergen ve yetişkinlerde kekemeliği kontrol altına almak, kişinin konuşurken gösterdiği efor belirtilerini yok etmek mümkündür. Kişinin motivasyonu ve katılımı terapinin başarısını derinden etkiler. Çocukların terapisinde ailenin katılımı esastır. Çocukta yukarda belirtilen risk faktörleri tespit ediliyorsa ve/veya 3-6 aydır akıcılık bozuklukları devam ediyor ise dil ve konuşma bozuklukları uzmanından değerlendirme istenmelidir. Değerlendirmenin sonucunda gerekli terapi başlatılacaktır."

Ebeveynler çocuklarına destek olmak için neler yapabilirler?

Çocuğunuzun kelimelerini onun yerine bitirmekten kaçının. Konuşurken onu sabırla dinleyip lafını bitirmesi için ne kadar vakite ihtiyacı varsa bekleyin. Çocuğunuzla konuşurken göz temasını bırakmayın. Onu başkalarının yanında "Hadi bir şiir oku" gibi stres seviyesinin artacağı durumlara maruz bırakmayın. Acele etmeden, sakin konuşmayı alışkanlık haline getirin (Günde 5 dakika bile olsa cevap vermeden 2 saniye beklemeyi deneyin) Nasıl dediğinden çok ne dediğine önem verdiğinizi hissettirin. Konuşmasını asla eleştirmeyin. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı ile birlik halinde olup çocuğunuzun terapisine dahil olun.



Kekemeliği nasıl anlarsınız?

Kısmi kelime tekrarları (Ör: t-tek) tüm kelime tekrarlarından (Ör: tek-tek) fazladır.

Kelimenin bir kısmı ikiden fazla defa tekrar edilir (Ör: t-t-t-tek). Tekrarlamalar düzensiz bir ritimdedir (Ör: t-te-t-tek)

Bir ses bir saniyeden fazla tutuluyor olabilir (Ör: t---------ek). Ses uzatmaları (Ör: ttttek) sessiz uzatmalardan (Ör: t----------ek) ve sessiz uzatmalar da ses tekrarlarından (Ör: te-tek) fazla görülür.

Konuşurken herhangi bir efor belirtisi (Ör: göz kapatma, kırpma, baş hareketleri, dudak büzme vs.) görülmesi.

Konuşmaya karşı negatif bir tutum olması. Konuşurken ses tonunda ve perdesinde değişiklikler olması. Ailede kekeleyen bir bireyin olması.

yenişafak
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Konuşma bozukluğu başarıyı düşürüyor

Konuşma bozukluklarının kişide özgüven eksikliğine neden olabileceğini dikkat çeken Nurten Aydın; ailelere önemli uyarılarda bulundu.

Aydın, "Büyüdükçe düzelir deyip beklemek yerine uzmanlardan destek alınmalı" dedi.

Konuşma bozuklukları, bireyin ruh sağlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Özellikle çocuklukta tedavi edilmeyen konuşma bozukları insanların sosyal ortamdan uzaklaşmasına ve özgüven sorunu yaşamasına neden oluyor.

İnsanların sesleri karşısındakinin anlayabileceği şekilde doğru ve akıcı bir şekilde çıkaramıyorsa ya da konuşma sesiyle ile ilgili kendisini ifade etmesini engelleyen problemler varsa bir konuşma bozukluğuna sahip olduğunu dile getiren An Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi'nden Eğitim Danışmanı Nurten Aydın, "Konuşma bozukluklarının tedavisi bireyin sosyo- kültürel yapısı ve yaşam kalitesinde oldukça önemlidir. Uygulamalar bunun sağlanmasına yönelik oldukça başarılı sonuçlar veriyor" diye konuştu.

NEDENLERİ DEĞİŞİYOR

Araştırmaların konuşma bozukluklarının fiziksel nedenlerle oluşabileceği gibi psikolojik nedenlerle de ortaya çıkabileceğini gösterdiğini anlatan Aydın, konuşma bozukluklarının nedenlerini şöyle sıraladı: "Konuşma bozukluğu sesletim bozuklukları ve kekemelik de görüldüğü şekilde sesin çıkması ve anlaşılmasında bir problem olarak gözlemlenebileceği gibi inme sonucunda ortaya çıkabilen bir sendrom olan afazide olduğu gibi bireyin diğer kişilerini anlamak, duygu ve düşüncelerini paylaşmakla ilgili bir problem olarak da gözlemlenebilir" dedi.

'R' SESİNİ SÖYLEYEBİLİYOR MU?

Bir konuşma ve dil bozukluğu olarak artikülasyon bozukluklarından bahseden Aydın, "Artikülasyon seslerin dışa aktarılmasında, güçlük çekilmesi veya seslerin yanlış bir şekilde dışarıya aktarılmasıdır. Örneğin, 'sarı' demek yerine 'sayı' demek" dedi. Burada dikkat edilmesi gereken konunun çocuk ve yetişkinin 'r' sesini ağız içinde şekillendirip şekillendiremediği olduğunu dile getiren Aydın, "Çünkü eğer çocuk 'r' sesini başka bir bir sözcük içinde söyleyip bu sözcük içinde söyleyemiyorsa, tutarsız kullanımları varsa ve sesleri sözcük için olağandışı diziyorsa fonolojik 'ses bilgisel' bozukluğu var demektir. Örneğin çocuk 'k' sesi kapı derken 'papı' olarak kullanıp ayakkabı yerine ayakka' diyorsa artikülasyon probleminden değil fonolojik bir problemden bahsetmek gerekir" diye konuştu.

SÖYLEDİKLERİNİ HERKES ANLAYABİLİYOR MU?

Ebeveynlerin çocuklarının konuşmasının sadece kendileri tarafından anlaşıldığından başka kişilerin çocuklarının ne söylediklerini anlamadıklarından şikayet edebileceklerine dikkat çeken Aydın, böyle bir durumda çocuğun konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti.

Bu noktada ailelerin çocuğun konuşma biçimini pekiştirip pekiştirmediğinin de önemli olduğunu kaydeden Aydın, " Çocuğun bu şekilde yanlış sesler çıkararak konuşması ebeveyn ve çevresi tarafından tatlı, komik olarak algılanabilir ve pekiştirilebilir. Bu durum çocuğun ileriki yaşlarda anlaşılmayan bir konuşma biçimine sahip olmasına neden olur. Bu nedenle çocuğun doğru konuşmayı öğrenmesinin sağlanmasında ebeveynin rolü büyüktür" şeklinde konuştu.

NEDEN KEKELİYOR?

Konuşma bozukluklarında bir diğer önemli konunun da kekemelik olduğunu aktaran Nurten Aydın, şöyle devam etti: "Kekemelik toplumumuzda yayın olarak gözlemlenen maalesef alay konusu da olabilen bir konuşma bozukluğudur" dedi. Kekemeliğin ses, hece, sözcük tekrarları, uzatmalar, bloklar gibi belirtiler gösteren konuşmanın hız ve ritminin etkilendiği bir bozukluk olduğunu dile getiren Aydın, kekemeliğin altında psikolojik sorunların yattığını aktardı. Aydın, kekemelik ile ilgili çalışmalarda konuşmanın akıcı ve anlaşılabilir biçimde olmasının hedeflendiğini dile getirdi.

OKUL BAŞARISINI NASIL ETKİLİYOR?

Konuşma problemi yaşayan bir çocuk okuma ve yazmada zorlandığını dile getiren Aydın, "Konuştuğu gibi yazdığında yanlış yazmaya neden olabiliyor ya da bir süre sonra yaptığı yanlışlar çocukta özgüven kaybına neden olabiliyor. Sınıf içerisinde sesli okuma yapmayı istemiyor çünkü arkadaşları tarafından 'yanlış okuyor' diye olumsuz eleştirilmesinden korkuyor.

Bu bir anlamda özgüven kaybına neden olabiliyor. Olumsuz benlik algısı geliştiren bir çocuk daha tamamen içine kapanıyor yada saldırgan davranışlara yönelebiliyor. Belki de çok başarılı olabilecek bir çocuk engellenmiş oluyor” dedi. Aydın, bu noktada yaşı büyüdükçe düzelir diye beklemek yerine ne düzeyde bir sorun olduğunun tespit edilerek gerekli terapilere başlanmasının önemine dikkat çekerek, "1. Sınıfa başlamadan önce belirli bir düzeye getirilmesi okul başarısı için önemlidir” ifadesini kullandı.

HABER: Münevver ÇAKIRTAŞ/İSTANBUL
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kekemelik psikolojik bir problem değil

Romatem Samsun Hastanesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Aslı Altınsoy, "Kekemelik psikolojik bir problem değil, bir konuşma bozukluğudur" dedi.


Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Aslı Altınsoy, Romatem Samsun Hastanesi'nde göreve başladı. Kekemelik, felç sonrası konuşma bozuklukları, ses bozuklukları, yutma bozuklukları, sesletim bozukluğu, işitme engelli çocuklar ve yarık damak-dudaklı çocuklarda görülen konuşma bozuklukları gibi sağlık problemlerine yönelik hizmet verdiklerini belirten Altınsoy, kekemeliğin psikolojik bir problem olmadığını, bir konuşma bozukluğu olduğunu söyledi. Tedavilerin özellikle bu konuda eğitimini tamamlamış uzman dil ve konuşma terapistlerinin kontrolünde yapılması gerektiğini ifade eden Altınsoy, "Dil ve konuşma terapisi sadece çocuklara yönelik bir hizmet değil.

Dil ve konuşmasında anlaşılma sorunu yaşayan herkese yönelik bir hizmet. Çocuğunuz 3 yaşında konuşmuyorsa mutlaka bir konuşma terapistine başvurun. 3 yaşında bir çocuğun hangi konuşma patenlerine sahip olacağı bellidir. 3 yaşında bir çocuğun dağarcığında 10 tane sözcüğü varsa bu bir gecikmiş konuşmadır. Kekemeliğin gecikmiş konuşma ve 3 yaşında diye bir sınırı yok. Bir çocuk 6 yaşında da takılmaya başlayabilir, 9 yaşında da konuşmaya başlayabilir" diye konuştu.
(iha)
 
Tekerlekli Sandalye
Üst