Nihayet bügün filmi izledim. Kısaca özetlemek gerekirse filmin teması "engellilerin bağımsız yaşam" isteği üzerine kurgulanmış.
Filmde serebral palsili konuşması anlaşılmayan Michael ve kendi tabiriyle konuşmaktan başka sadece iki parmağını kullanabilen (ve iki parmağıyla masturbasyon yapabilen) izleyenlere "piç kurusu" dedirden Rory'in bakım evinden çıkıp kendi tuttukları bir evde yaşama azmi anlatılıyor. Ve tabiki Siobhan ile Michael arasında yaşanan tek taraflı aşk.
Bir tekerlekli sandalye kullanıcısı olarak iki engellinin "
bağımsız yaşam isteğini" anlıyorum. Eminim benim gibi diğer engellilerde bunu anlıyordur. Öte yandan filmi izlerken ister istemez kendime şu soruyu sordum. Bu filmin senaristi yada yapımcısı bu filmde izleyiciye "engellilerin bağımsız yaşam isteğini" anlatmaya amaç edinmişse, filmde seçtiği iki karekter daha doğrusu "bağımsız yaşamaları imkansız iki ağır engelli" son derece yanlış bir seçim olmuş.
Bu filmi izleyen ve engellilerin iç dünyalarını bilmeyen bir kişi için bu istek "pokemen adlı çizgi filmi izleyip, kendisininde uçabileceğine inanarak camdan atlayan çocuğu" hatırlatmış olmalı...
Tek başına yemek yiyemeyen, yatağından kalkamayan, konuşması anlaşılmayan bir kişinin "bakım evinden ayrılıp bağımsız yaşam uğruna ev tutarak yine kendi tuttukları başka bir bakıcı tarafından (Siobhan) yaşamlarını sürdürmeleri yaman bir çelişki olmuş... Ha bakım evinde bakımın gerçekleşmiş ha kendi evinde kendi tuttuğu ücretli başka bir bakıcı tarafından gerçekleşmiş." Arada fazla bir fark yok.
Yukarda söylediğim gibi amaç engellilerin bağımsız yaşam isteğini izleyiciye aktarmak bu sayede de farkındalık yaratmak idiyse bu denli "bağımlı iki kişi" yerine yine tekerlekli sandalye kullanan ama tek başına "yemeğini yiyip, banyosunu yapan, transferlerini gerçekleştiren iki kişi tercih edilebilirdi." Bu yapılsaydı en azından filmi izleyen "sağlıklı insanlar için" bu istek bu kadar uçuk gelmezdi...
Tabiki bu değerlendirme genel bir değerlendirmedir. Belkide film yapımcılarının sağlıklı insanlarının ne düşünecekleri umurlarında bile değil. Hoş benimde çok umrumda değil. Ben filmi izlerken Rory'in kimseyi sallamayan istediği gibi bir hayatı yaşamak için verdiği mücadeleyi, Michael'in Siobhan'a olan aşkını ve bu iki insanın "insani istekleri" (şartları gereği uçukta olsa) uğruna verdikleri savaşı izlerken inanılmaz zevk aldım...
Bu bir filmdi. Gerçek yaşamla örtüşüp örtüşmediği hatta gerçekci olup olmadığınında bir önemi yok aslında. Ben sadece bu enfes filmin temasının herkes tarafından anlaşılmayacağı kaygısıyla bunları yazdım.
Bu arada filme notum 10 üzerinden 9 oldu. Her fırsatta söylediğim tüm zamanların en iyi engelliler konulu filmi "içimdeki deniz" ayarında bir film olmuş.