İçimdeki Dans...

İskender Durgun

Üye
Üye
Katılım
Eyl 4, 2010
Mesajlar
599
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Yaş
57
600full-inside-i%27m-dancing-%5Bnon--us-format,-pal,-region-2,-import%5D-cover.jpg




Yapım: 2004 İngiltere,İrlanda,Fransa -
Tür: Komedi, Dram, Romantik-
Süre: 104 dakika-
Yönetmen: Damien O’Donnell
Senaryo: Jeffrey Caine
Oyuncular: James McAvoy,Romola Garaid, Steven Robertson-

Konusu: Michael konuşma özrü olan, ellerini çok az kullanabilen ve tekerlekli sandalyeye mahkum birisidir. Fiziksel olarak özürlü olmasına rağmen etrafına çok belli etmese de gayet akıllı ve sağlıklıdır. Rory ise, bir engelli olmasına rağmen gayet deli dolu, çevresiyle uyumsuz ve kuralları çiğnemeyi seven, özgürlüğüne düşkün biridir. Rory günün birinde Michael’in kaldığı yere gelince aralarında iyi bir dostluk ve yakınlaşma doğar. Birlikte eve çıkmaya kadar gidecek olan bu ilişki, her ikisi için de engelli olmalarının dünyaya pozitif bakabilmek için engel teşkil etmediğini anlamalarını sağlar.-
~Engelli iki insanın oldukça eğlenceli ve bir o kadar da dramatik öyküsünün anlatıldığı film...


 

İskender Durgun

Üye
Üye
Katılım
Eyl 4, 2010
Mesajlar
599
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Yaş
57
Filmin en çok sevdiğim yerden alıntı:

- Michael, bir hata yaptım. Bunu yapabileceğimi düşünüyordum ama ayrılıyorum.
- Michael yalvarma değmez. Michael, muhabbet kuşları tesbih böcekleri ile dost olmaz. İşte bu kadar.
- Bunu ona söylemek çok iğrenç bir şey.
- Öyle mi? Bu gerçek.
- Oh,gerçeği istiyorsun değil mi? Tamam işte bazı gerçekler:
Eğer eşit olmak istiyorsan beklediğin saygının aynısını onlara da göstermelisin.
Gerçek hayatta eğer barda bir adamı aşağılarsan dayak yemeyi de göze alıyorsun demektir.
Eğer gecenin yarısında eve gelirsen sana yardım edecek birini bulamazsın, bekleme.
Ve eğer bir kadın sana hayır diyorsa belki de onun için doğru adam değilsin, kabul et.
TEKERLEKLİ SANDALYEDE OLDUĞUN İÇİN SEVİLMEK İÇİN KOŞULSUZ HAKKIN OLDUĞUNU DÜŞÜNME...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Yarın filmi aldıracağım. Tabi orjinalini bulabilersem Bayburt'ta. Bulamazsam internet üzerinden sipariş verecem. Hayatta en sevmediğim şey bilgisayardan film izlemek. :) Film dediğin televizyondan izlenir aga. :)
 
G

güz gülleri

Guest
bilgisayarın yeri bambaşka.off öylede bir zevkli izleniyor ki sorma gitsin :) :) :)
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Tabi tabi ufacık ekranda film izlemek, sık sık filmin donması bir başka zevkli olmalı... :)
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Nihayet bügün filmi izledim. Kısaca özetlemek gerekirse filmin teması "engellilerin bağımsız yaşam" isteği üzerine kurgulanmış.

Filmde serebral palsili konuşması anlaşılmayan Michael ve kendi tabiriyle konuşmaktan başka sadece iki parmağını kullanabilen (ve iki parmağıyla masturbasyon yapabilen) izleyenlere "piç kurusu" dedirden Rory'in bakım evinden çıkıp kendi tuttukları bir evde yaşama azmi anlatılıyor. Ve tabiki Siobhan ile Michael arasında yaşanan tek taraflı aşk.

Bir tekerlekli sandalye kullanıcısı olarak iki engellinin "bağımsız yaşam isteğini" anlıyorum. Eminim benim gibi diğer engellilerde bunu anlıyordur. Öte yandan filmi izlerken ister istemez kendime şu soruyu sordum. Bu filmin senaristi yada yapımcısı bu filmde izleyiciye "engellilerin bağımsız yaşam isteğini" anlatmaya amaç edinmişse, filmde seçtiği iki karekter daha doğrusu "bağımsız yaşamaları imkansız iki ağır engelli" son derece yanlış bir seçim olmuş. Bu filmi izleyen ve engellilerin iç dünyalarını bilmeyen bir kişi için bu istek "pokemen adlı çizgi filmi izleyip, kendisininde uçabileceğine inanarak camdan atlayan çocuğu" hatırlatmış olmalı...

Tek başına yemek yiyemeyen, yatağından kalkamayan, konuşması anlaşılmayan bir kişinin "bakım evinden ayrılıp bağımsız yaşam uğruna ev tutarak yine kendi tuttukları başka bir bakıcı tarafından (Siobhan) yaşamlarını sürdürmeleri yaman bir çelişki olmuş... Ha bakım evinde bakımın gerçekleşmiş ha kendi evinde kendi tuttuğu ücretli başka bir bakıcı tarafından gerçekleşmiş." Arada fazla bir fark yok.

Yukarda söylediğim gibi amaç engellilerin bağımsız yaşam isteğini izleyiciye aktarmak bu sayede de farkındalık yaratmak idiyse bu denli "bağımlı iki kişi" yerine yine tekerlekli sandalye kullanan ama tek başına "yemeğini yiyip, banyosunu yapan, transferlerini gerçekleştiren iki kişi tercih edilebilirdi." Bu yapılsaydı en azından filmi izleyen "sağlıklı insanlar için" bu istek bu kadar uçuk gelmezdi...

Tabiki bu değerlendirme genel bir değerlendirmedir. Belkide film yapımcılarının sağlıklı insanlarının ne düşünecekleri umurlarında bile değil. Hoş benimde çok umrumda değil. Ben filmi izlerken Rory'in kimseyi sallamayan istediği gibi bir hayatı yaşamak için verdiği mücadeleyi, Michael'in Siobhan'a olan aşkını ve bu iki insanın "insani istekleri" (şartları gereği uçukta olsa) uğruna verdikleri savaşı izlerken inanılmaz zevk aldım...

Bu bir filmdi. Gerçek yaşamla örtüşüp örtüşmediği hatta gerçekci olup olmadığınında bir önemi yok aslında. Ben sadece bu enfes filmin temasının herkes tarafından anlaşılmayacağı kaygısıyla bunları yazdım.
Bu arada filme notum 10 üzerinden 9 oldu. Her fırsatta söylediğim tüm zamanların en iyi engelliler konulu filmi "içimdeki deniz" ayarında bir film olmuş. :)
 

KARDELEN

Üye
Üye
Katılım
Mar 16, 2011
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Halil bende sana katılıyom bizim gibi engelli insanların özellikle kendine bakma kendi işini tek yapamayan yardımsız insanların yalnız kalması imkansız ne kadarda isdese ben bunu başarırım desede hepimiz isderiz kimseye muhtaç olmamak tabiki malesef olmuyo filimi bende seyrettim beğendim bizlerin yaşadıkları şeyleri gördüm.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst