İnternete Filtre Yasası

Erdoğan bile giremeyecek

Ağustos ayında itibaren internet kullanıcıları 4 internet filtresinden birini yasa gereği seçmek zorunda kalacak.

Ağustos ayında yürürlüğe girecek “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” hükümlerine göre kullanıcılar 4 internet filtresinden birini yasa gereği seçmek zorunda kalacak.
Buna göre Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yasaklı olmasına rağmen YouTube’a girebilmesini sağlayan yöntemler de ortadan kalkacak.

Ağustos ayında yürürlüğe girecek “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” hükümlerine göre kullanıcılar Bilgi ve Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) belirlediği 4 internet filtresinden birini yasa gereği seçmek zorunda kalacak. Yönetmelik, tüm kullanıcıların sadece belirlenen kullanıcı adı ve şifreyle internete girebilmelerine izin verecek.

Hürriyet'in haberine göre, böylece herkesin ziyaret ettiği siteler, yaptıkları işlemler kayıt altında olacak. Her internet kullanıcısının bir pakete dahil olma zorunluluğu getiren sistemde, ‘standart paket, aile paketi, çocuk paketi ve yurtiçi paket’ler yer alacak. Buna göre Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yasaklı olmasına rağmen YouTube’a girebilmesini sağlayan yöntemler de ortadan kalkacak. DNS ayarlarının siteler aracılığıyla değiştirilerek yasaklı sitelere girme olanağı sağlayan sistem son bulacak.

Ailenin korunması önemli

Kullanıcının hiçbir paketi seçmemesi durumunda doğrudan Standart Paket kullanıcısı olacağının altını çizen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı İnternet Dairesi Başkanı Osman Nihat Şen, internetin zararlı içeriklerinden özelde çocuk, genelde ise ailenin korunması doğrultusunda opsiyon sunulması hedeflendiğini vurguladı. Bu hizmeti almada, kullanıcının rızasının esas alınacağını belirten Şen, “Seçme ve seçmeme konusunda tam bir özgürlük mevcut. Standart paketin bugün kullanılan internetten hiç bir farkı olmayacak. Bu hizmetle internet kullanıcıları sınıflandırılmayacak, bilgiye erişim kısıtlanmayacak” dedi.

Kelimeler engellenmedi

Paketlerin hangi standartlara göre belirleneceğini anlatan Osman Nihat Şen, şöyle konuştu: “Aile ve çocuk paketlerinde, ceza kanunda suç olan içeriklere sahip olan sitelere erişim olmayacak. Bunlar belirlenecek. Örneğin porno ve kumar siteleri filtrelenecek. Servis sağlayıcılar bu konulara ilişkin çalışmalara devam ediyor. Bugüne kadar kelime ile hiç bir site engellenmedi. Güvenli internet hizmetinde kullanıcılar internet erişimleri hiçbir şekilde tespit edilmeyecek.”

Filtreleme ücretsiz olacak

Her kullanıcının istediği zaman bir web sayfası üzerinden istediği profile geçiş yapacağını söyleyen Şen, şu bilgileri verdi: “Tek bir profil kullanma zorunluluğu yok. Şu anda kullanılan filtreleme sistemleri ücretli. Bu hizmet, halihazırda birçok işletmeci tarafından ücret karşılığı sunulan filtreleme hizmetlerine veya ücretli filtreleme programlarına alternatif olarak sunulan seçenekli ücretsiz bir hizmetten ibaret. Bu konuda vatandaşlarımızdan gelen yoğun şikayetler ve istekler doğrultusunda, kullanımı kolay ve ücretsiz olarak sunulacak alternatif bir hizmet olarak ‘Güvenli İnternet Hizmeti’ hazırlandı.” 22 Ağustos’ta internette ne değişecek 22 Ağustos’ta devreye girecek düzenlemeye, ‘aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket” olarak 4 değişik filtrelemeye geçilecek.

Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. Seçim yapmayan kullanıcı Standart Paket’e yönlendirilecek.

Kara listedeki sitelere giriş yapılamayacak. Üstelik yasaklı site olmadığı belirtilen ‘Standart Paket’le bile bu mümkün olmayacak.

Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak.

Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor.Aksi halde onlara da ağır para cezaları öngörülüyor.

Standart filtre kapsamında, DNS’ler kullanarak bu tip sitelere girebilenler de artık bunu teknik olarak başaramayacak.

Uluslararası raporlara inanmıyorum Türkiye’nin internet özgürlüğü konusunda sorunu olan bir ülke olmadığını söyleyen Acarer, “Bu konuda açıklanan uluslararası raporlara katılmıyorum. İngiltere ve Almanya’da erişime engellenen site sayısı Türkiye’nin üç katı düzeyinde” dedi.

Ekşi Sözlük’te geri adım

Ekşi Sözlük’ün kapatılması için hosting firmasına Telekomünikasyon ve İletişim Başkanlığı’nca mektup gönderildiği belirtildi. Mektubun basına yansımasının ardından, aleyhinde suç duyurusu ve dava açma hazırlıklarının başlaması üzerine TİB, kısa bir açıklama daha yaparak, “Bir engelleme kararı yok” dedi.

BTK: Konu çarpıtıldı standart pakette değişiklik yapılmadı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, ‘İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği’ kapsamında öngörülen düzenlemenin çarpıtıldığını belirterek, standart pakette herhangi bir değişiklik olmayacağını açıkladı. Acarer, “Bunun şimdi gündeme getirilmesi siyasi. Benzeri düzenlemeler Avrupa ülkelerinde de bulunuyor. Bunun bir ‘sansür’ olarak algılanmasına şaşırdım” dedi.

Herkes standart pakette

Standart pakette mevcut uygulamadan farklı bir filtrenin söz konusu olmayacağını vurgulayan Acarer, şöyle devam etti: “Bir olay bu kadar çarpıtılır mı, pes diyorum. Şu anda herkes standart tarifede. Şimdi 3 tane daha paket getiriliyor. Şimdi biz herkesi çocuk paketine alsak eleştirilere hak verirdim. Ancak bu uygulamayla zaten herkes standart paket içinde kalacak. Ancak isterse diğer paketler için başvuruda bulunacak. Bunun neresi sansür? Standart paket şu anda neyse aynen devam edecek. Şu ankinden farklı bir filtre koyulmayacak. Standart tarifede bir internet sitesinin içeriğinde bir suç varsa zaten erişime engelleniyor. Bunun dışında artı bir şeyler yapacak halimiz yok. Filtre diğer paketlere getiriliyor.”

2.5 ay niye beklendi

Acarer, yönetmeliğin şubat ayında yayınlanmasına rağmen mayıs ayında tartışılmasına anlam veremediğini belirterek, şöyle konuştu: “Eğer bir sansür iddiası varsa neden bunu söylemek için 2.5 ay beklendi. Konunun şimdi gündeme getirilmesinin nedeni konusunda yorum yapmayacağım ama şubat ayında alınan bir kararın mayıs ayında gündeme getirilmesinin nedeni bence siyasi, başka bir izahını yapamıyorum.”

haberinozu
 
Dünya bu işi nasıl yapıyor?

İnternet filtreleme hangi ülkede nasıl uygulanıyor?


22 Ağustos'ta devreye girecek olan internette filtreleme uygulaması ile ilgili tartışmalar devam ederken yetkililerin en önemli savunmalarından biri bu uygulamanın İngiltere, Avustralya, Almanya gibi yabancı ülkelerde de var olduğu yönünde.

Konuyu en doğru şekilde cevaplayabilecek kişi olan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaman Akdeniz'e sordum. Doç. Dr. Akdeniz 1997'ten beri uluslararası platformda bilişim hukuku alanında çalışıyor. İngiltere Leeds Üniversitesi'nde de 9 yıl öğretim üyeliği yaptı. Yurtdışında kaynak olarak kullanılan pek çok araştırmaya ve rapora imza atmış önemli bir hukukçu. Çocuk Pornografisi ile ilgili bir kitabı bulunuyor.

22 Ağustos'ta devreye girmesi planlanan filtreli İnternet kararı ile ilgili açıklama yapılırken yurtdışından örnekler veriliyor ve başka ülkelerde de bu tür bir uygulamanın olduğundan bahsediliyor. Hatta Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin bu tür bir filtre uygulamasını tavsiye ettiği söyleniyor.

Bu bilgiler doğru mu?
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği tam olarak ne tavsiye etti?

Şimdi aslında birden fazla tavsiye kararı var. Hem Avrupa Konseyi'nin hem de Avrupa Birliği'nin Güvenli İnternet politikaları var. Bu tavsiye karaları sayfalarca yazılmış metinler. Tavsiye kararlarından kasıt filtrelemenin devlet tarafından geliştirilmesi ve dayatma usulü kullanıcıların kullanması değil. Kesinlikle bu tavsiye edilmiyor.
Bu kararlarda altı çizilen ki defalarca söylenmiştir bu; çocukların internete erişimiyle
yetişkinlerin internete erişimi politikaları arasında bir fark olması öncelikle çünkü internet içeriğinin sadece çocuklara uygun olduğu düşünülmemeli diyor bu politikalar.
İkincisi filtrelerin kullanılması uygun olan yerlerden bahsediliyor. Mesela kişisel bilgisayarlar, çocukların kullanacağı bilgisayarlar; ev bilgisayarları diyebiliriz, okul bilgisayarları diyebiliriz bazı ülkelerde yaygın olan internet kafeler ki her ülkede yok bunlarda uygun olabilir. Sonuçta genel kullanımı etkilemeyecek şekilde filtre kullanılabilir diyorlar.

Filtrelemeden kastettikleri nedir?
Bu bir yazılımdır. Filtreleme sistemlerinin ortaya çıkması 96-97 yıllarıdır. Yazılım olarak Türkiye'de de var, ücretli olanı da var, bedava olanı da var.

Herhangi bir anti-virüs, firewall programında yer alan filtreleme seçeneklerindan bahsediyoruz değil mi?
Tabi tabi, bunlar dışında sadece filtre programları, yazılımları da var. İlla bir koruma
programı içinde olması gerekmiyor.

TTNET çıkartmıştı mesela
TTNET'in de var başka Türk firmalarında var.

Ama TTNET bir tanıtım kampanya ile bu hizmetini ciddi şekilde tanıtıp kullanıcıya bu yazılımı sunduğu halde pek bir ilgi görmedi. Şu an böyle bir boşluk, ihtiyaç memleketin her köşesindeki kullanıcıdan coşkulu bir filtre talebi varmış gibi aktarılıyor yetkililerce ama öyle olsaydı bahsettiğimiz yazılımlara talep olurdu. Fakat ilgi görmedi.
Evet görmez. Avrupa Birliği bu Safer Use Of Internet yani güvenli internet politikaları çerçevesinde bunlarla ilgili araştrırmaları da hala yapıyor yani devamlı bu konu gündeme geliyor. Hatta karşılaştırmalar, denemeler yapıyorlar, hangisi iyi hangisi kötü diye. Çok da AB'nin de bayıla bayıla önerdiği ürünler yok.

Ürün bazında önermeyebilir ama uygulama olarak o karalarda görüyoruz ki tavsiyesi öz-denetim. Devletin bu konuda genel bir uygulamaya gitmesi şeklinde bir tavsiye var mu?
Eğitim olarak tabi devletin üzerine düşenler var. Güvenli internet kullanımının
yaygınlaştırılması konusunda devletin üzeirne düşen bazı yükümlülükler olabilir ama bu sadece tek bir ürünle ya da sistemle sınırlı olmamalıdır. Kendi kurduğu filtrele sistemini dayatma usulüyle kullanmak mesela problemli ve bunun AB ve Avrupa Konseyi de altını çiziyor. Ayrıca yeni yayınlanan OECD raporunda da benzer şeyler söyleniyor.
Yani diyorlar ki bir kere çocukların gerçekten korunmasını istiyorsanız bunun için bir politika geliştirmeniz lazım ve yönetişim politikalarından bahsediliyor. Tek bir ürünle ya da çözümle çocukların korunamayacağının artık herkes farkında.
Bizim şu günlerde yaşadığımız tartışmaları ben İngiltere'de 90'lı yılların sonlarına doğru ve yine ve Avrupa Birliği çerçevesinde 97 sonrasında 97-2001 arasında yaşadım. Şimdi o tartışmalar öldü sayılır. Çünkü herkes fark etti ki devletin işi değil bu; özel sektöre bırakacak, ailelere bırakacak.

Evet başta ebeveynin görevi.
Evet tabi. yol göstermek tabi ki devletin sorumlulukları çerçevesinde.

BU UYGULAMA AVRUPA'DA HANGİ ÜLKEDE VAR?

Sonuçta bunlar çok göreceli şeyler, kişilerin çocuklarını nasıl yetiştirmek istediği ile alakalı. Peki şu an bizde yetkililerin konuşmalarında değindiği, örnek verdiği gibi bu tarz bir uygulamaya sahip bir Avrupa ülkesi var mı?
Yok. Biz kesinlikle olmayanı yapmaya çalışıyoruz şu anda. Eğer filtreleme bir koruma
çözümü olsaydı bütün ülkelerde olurdu çoktan herkes bu sistemi kurar uygulardı. Bugüne kadar bütün ülkeler neden geliştirmedi ve kullanmadı buna bakmak lazım.

BTK Başkanı Avustralya ve İngiltere örneklerini verdi özellikle İngiltere'de sıkı şekilde uygulanıyor dedi. eğer sizin dediğiniz gibi bizde getirilmek istenilen uygulama onlarda yoksa bu İngiltere'de sıkı şekilde uygulanan ne aslında?
Elmalarla armutların karıştıırılması söz konusu. Bazı açıklamalarda erişim engelleme
politikalarıyla, filtreleme politikaları birbirine karıştırılıyor. Oysa ikisi aynı şey değil. erişim engelleme İngilizce'de blocking dediğimiz, filtreleme de filtering dediğimiz uygulamalar. Blocking bazı ülkelerde yani erişim engelleme Türkiye'de olduğu gibi hukuka aykırı olduğu iddia edilen içerikler için kullanılıyor. Yani İngiltere'de servis sağlayıcı seviyesinde çocuk pornografisine engelleme yapılıyor.

Sadece çocuk pornografisi için mi?
Tabi ki. Ve bu bir filtreleme sistemi değil engelleme politikası.

DÜNYADAKİ ÇOCUK PORNOGRAFİSİ SİTESİ SAYISI ÇOK MU?

Peki müstehcenlik içeriyor diyerek ya da içerikteki fikirler hoşa gitmedi diye engelleme de yapılıyor mu?
Hayır. Ve bu Internet Watch Foundation aracılığıyla yapılan; İngiltere'de 'Clean Feed'dir bunun adı; Clean Feed sistemi altında bir engelleme. Değişken bir listeye sahiptir yani bizdeki gibi 10 bin 20 bin 30 bin diye gitmez.
Zaten dünyadaki çocuk pornografisi siteleri değişkendir ve sayıları çok fazla değişmez. 700 ile 1400 arasıdır engellenen site veya URL.

O zaman burada bir tuhaflık var, burada pek çok site engelli ve bunun sebebi de çocuk pornografisi gibi aktarılıyor. Sanki 10binlerce çocuk pornografisi sitesi varmış hatta her an internette gezerken pat diye karşımıza çıkabilirmiş de ona karşı bir çalışma yürütülüyormuş gibi hava yaratılıyor. Sizin anlattığınıza göre ise böyle bir şey söz konusu değil
Ben yıllarca bu konuda çalışmalar yaptım ve çocuk pornoghrafisi konusunda kitap
yazdım.

Evet yurtdışında pek çok ülkede sizin kitabınız yetkili kurumlarda, mahkemelerde referans kabul ediliyor.
Tabi hukuki bir kitap yazdım ve herkese söyleyebilirim ki Google'dan çocuk pornografisi yazıp bunu bulma imkanınız yok. bunların kendi networkleri var kapalı forumları var. Bulundurması suç olan bir içerik olduğu için aktarıldığı şekilde çok fazla ortalıkta dolaşmaz. Dolaşanlar da sürekli açılır kapanır 2-3 günlük bir süre içerisinde...

Ayrıca zaten bu tüm ülkelerin takibinde olan , interpol'ünde devreye girdiği bir suç değil mi?
Tabi Interpol'un de şimdi yeni bir girişimi var engelleme üzerine, o da tartışılıyor.

Yani sonuç olarak bizde uygulanmak istendiği gibi interneti daha çıkış noktasında filtreleyen bir sistem avrupa'da bir ülede yok değil mi?
Doğru yok.

Avrupa dışında Avustralya örneği de çok veriliyor...
Avustralya bunu denedi. Bundan 2-2,5 sene önce herkesin kullanması mecburi,
Türkiye'deki çok benzer bir sistemi yapmaya kalkıştı. Fakat gelen tepkiler, ki sadece halk değil servis sağlayıcılar da isyan etti.
Bir, yapılan bir sürü çalışmalarda (bunları internette bulunabilir) böyle bir sistemin servis sağlayıcılar üstüne getireceği yük çok tartışma yarattı.

İkincisi aynı tartışmalar orada da oldu, liste nasıl oluşturulacak, listenin içinde ne olacak şeklinde. Hatta Avustralya hükümetinin kullanmaya kalktığı listenin bir kısmı Wikileaks üzerinden yayınlandı, içinde çocuk pornografisi olmadığı ortaya çıktı. Bu yüzden de rafa kaldırıldı.

Peki hiç uygulandı mı kısa bir süre için bile olsa?
Testler yaptılar sadece ve arkasından resmi açıklama yapıldı. Buna göre 2013'ün
ortasında kadar meclisin gündemine gelmeyecek.

Yani şu anda Avustralya'da da örnek olarak verilebilecek aktif bir uygulama yok?
Yok.

ALMANYA'DAKİ DEVLET ELİYLE BİR UYGULAMA DEĞİL

Bir de Almanya'nın ismi zikrediliyor o neden?

Almanya'da da filtre değil erişim engelleme var ama bu bir hükümet politikası değil ISP bazında bir uygulama..
Onlarda ırkçı içerikiler, özellikle soykırımın olmadığı yönündeki içerikler açısından bir
uygulama var. Çocuk pornografisi ile ilgili de bir uygulama yapmak istediler ama meclisten geçiremediler yakın bir tarihte.
Bu uygulama bazı bölgelerde var ülke genelinde yok ve servis sağlayıcılar üzerinden
uygulanıyor. Dediğim gibi Almanya'da böyle bir hükümet politikası yok.

BİZDEKİ SORUN PROFİLLEME DAYATMASI

Bizdeki sorun da filtre uygulaması değil aslında, isteyen filtre kullanır kime ne. Ama şahsen ben bir de filtresiz internet sunulmasını istiyorum. devlet eliyle genel bir uygulama olarak değil servis sağlayıcı tarafından sunulan benim istediğim gibi kurgulayabileceğim, ayarlayabileceğim bir servisi tercih ediyorum.
Zaten bizim sistemde içinde veya dışında kalmanın haricinde diğer profillerle ilgili
problemler de var. Tamamen bizimki yetkililerin kontrolünde, BTK karar veriyor neyin liste içinde olacağına ve hiçbir şekilde senin kişisel değişiklik yapmana izin vermiyor.
Erişim engelleme politikaları genelde hukuka aykırı olan içerik için uygulanırken, filtreleme çocuklara zararlı olduğu iddia edilen içerikler için geliştirilir, yani kanuna aykırı ya da hukuka aykırı olan içerikler için değil. erişim engelleme ve filtreleme arasındaki en önemli fark da budur zaten. Onun için böyle bir sistemin geliştirilmesinde ciddi problemler var niye çünkü hükümet bize diyor ki çocuk pornografisi istisnadır onu bir tarafa bırakırsak Türk hukuku açısından, yetişkinlerin erişmesi yasak olmayan içeriklere BTK müdahale etmeye çalışıyor.

ENGELLİ SİTEYE GİRMEK ASLINDA SUÇ DEĞİL

Zaten sizin de söylediğiniz nokta da yanlışlık başlıyor "yetişkinlerin erişmesi yasak olan içerik" kavramı bu kavramın olması başlı başına bir hata, elbette burada çocuk pornografisini kesinlikle dışarıda tutuyorum. Mesela şu anda erişelemeyen ve içinde kesinlikle çocuk pornografisi bulundurmayan siteler var 5posta.org, fffound.com gibi. Bu siteler muhtemelen filtreye de dahil edilecek. Kanunen baktığınızda kullanıcı bu sitelere girdiğinde bir suç işlemiş olmuyor. Bu sitelere erişimde bir suç yok. Peki ben kanun karşısında bu sitelere erişerek bir suç işlemiş olmuyorsam benim erişimim neden engelleniyor. burada bir mantık hatası yok mu?
Var tabi olmaz mı. Buna ancak ahlak polisliği diyebiliriz. Burada zaten şöyle bir şey var, eğer birisi bir suç işlediyse o sitenin içerik sahibidir ya da o içeriği dağıtan kişidir. Aynı şey Playboy için de geçerli. Playboy'un sitesine girmek de Türkiye'deki yetişkinler açısından yasak değil ama bu siteye engelleme yapılıyor nedeni de çocukları korumak. Ama siz çocukları korurken beni de korumuş engellemiş oluyorsunuz. Bu yüzden iş ahlak polisliğine geliyor.
Filtreleme konusu benim için ölmüş bir konuydu. 90'ların sonunda biz Avrupa'da bunları konuşuyorduk ki filtreleme şu an Avrupa için de ölmüş bir konu. esas gündem erişim engelleme politikaları. Neden çünkü filtreleme ve çocukların güvenliği politikaları konusunda Avrupa'da bir konsensüs oluştu. Gerek AB, gerek Avrupa Konseyi, gerek AGİT ve hatta Çocuk Lobi'si dediğimiz çocuk haklarını savunan gruplar bile filtreleme konusunda mevcut durumu savunuyor yani devlet seviyesinde bir filtrelemeyi destekleyen kimse yok.

İNTERNETİME DOKUNMA

Son olarak sormak istediğim 15 Mayıs'ta yapılacak olan İnternetime Dokunma yürüyüşü. Sanırım siz de bu yürüyüşü destekleyenler arasındasınız. Hazırlıklar tamam mı kaçta nerede olacak?
Tüm şehirleri bilmiyorum ama İstanbul'da 15 Mayıs Pazar günü saat 14:00'te Taksim'de yapılacak.

haberturk
 
Türkiye Sansüre Karşı Yürüyecek

28489.jpg


TK’nın Şubat sonunda “Güvenli İnternet Hizmeti” adı altında yayınladığı ve 22 Ağustos’ta uygulamaya koyacağı yönetmeliğe karşı tepkiler, 15 Mayıs’ta eyleme dönüşüyor.
17 Temmuz 2010’da İstiklal Caddesi’nde “Yükselt, yükselt, sokağa sesini yükselt!” diye yürürken işlerin bu noktaya geleceğini tahmin etmek pek mümkün değildi. “İnternette filtre”yi konuşmaya başladığımız günden bu yana binlerce internet kullanıcısı, duruma karşı çıkmak için sabırsızlanıyor. İnternet kullanıcıları ‘dilerlerse’ faydalanabilecekleri “internette filtreleme” uygulamasını, bir anlamda özgürlüklerin kısıtlanmaya çalışılması yorumluyor.

Yeni Medya Düzeni sitesinin haberine göre, Ekşi Sözlük ve Bobiler.org desteği ile başlayan bu yürüyüş fikri, arkasına geniş bir kitleyi de katarak tüm Türkiye’ye yayıldı ve 15 Mayıs Pazar günü, birçok şehirde “Sansüre Karşı Yürüyüş” adı altında hayata geçecek.

Facebook’taki “İnternetime Dokunma!” grubunda toplanan ve tüm yurtta eylemlere katılacak kişi sayısının yaklaşık 585 bin olduğu görülüyor.

YÜRÜYÜŞLER NERELERDE GERÇEKLEŞECEK?

Eylem bütün illerde bu Pazar günü saat 14:00'te gerçekleşecek. İşte yürüyüşlerin başlama noktaları...

İstanbul

İstiklal Caddesi Taksim Meydanı

Ankara
Kuğulu Park

İzmir
Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Sevinç Pastanesi Önü

Bursa
Fatih Sultan Mehmet Bulvarı, Nilüfer Kent Konseyi Önü

Eskişehir
Adalar Migros Önü

Çanakkale
Cumhuriyet Meydanı

Kocaeli
Merkez Bankası Önü

Kırklareli
Kirklareli İstasyonaltı Konser Alanı

Mersin
Cumhuriyet Meydanı

Adana
Atatürk Parkı

Antalya
Selekler Çarşı Önü

Kütahya
Evkur Önü

Konya
Eski Fuar Meydanı (Kültür Park)

Denizli
Çınar Meydanı

Elazığ
Öğretmen Evi Önü (Gazi Caddesi)

Kayseri
Cumhuriyet Meydanı

Isparta
Belediye İşhanı Önü

Afyon
Anıt Park

Malatya
Postane Meydanı

Hatay
Uğur Mumcu Bulvarı

Giresun
Gazi Caddesi, Debboy Mevkii


haberajans
 
İnternet sansürüne karşı eylem

yasaklarını tartışıyor. Video paylaşım sitesi youtube iki buçuk yıl mahkeme kararıyla kapalı kaldı.

Yasak youtube’la kalmadı. Sosyal paylaşım sitelerine, arama motorlarına, blog’lara girmek isteyenler binlerce kez ‘kapatma’ ilanıyla karşılaştı. Bununla da bitmedi. Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (BTK) 22 Ağustos’ta internete dört farklı filtre getireceği ortaya çıktı. BTK ısrarla reddetse de bu durum ‘sansür’ olarak değerlendirildi ve artık ‘son damla’ olarak kabul edildi.

Binlerce internet kullanıcısı sanal ortamda yükselttikleri seslerini sokağa taşırmaya karar verdi. Eylem duyurusu internet siteleri aracılığıyla ışık hızıyla yayıldı. Bugün saat 14.00’te Türkiye’nin 31 şehrinde binlerce kişi sokağa çıkıp ‘Yasaklamak yasaktır’ ve ‘İnternetime dokunma’ diyecek. Bunun için facebook’ta oluşturulan sayfaya üye olanların sayısı 594 bini aşmış durumda.

22 Ağustos’ta ne olacak?

22 Ağustos 2011’de ‘İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar’ isimli yönetmelik yürürlüğe girecek. Yönetmeliğe göre ‘sanal âlem’ şöyle şekillenecek:

Kullanıcı 4 internet filtresinden birini ‘yasa gereği’ seçmek zorunda. Bu dört filtre, ‘aile’, ‘çocuk’, ‘yurtiçi’ ve ‘standart paket’ olarak sıralanıyor. İnternet aboneleri bu paketlerden birini seçecek. Ancak bu paketlerde resmen ‘yasaklı’ olmadığı halde birçok siteye girişe izin verilmeyecek.

Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor. Yönetmeliğe göre tüm kullanıcılar sadece belirlenen kullanıcı adı ve şifreyle internete girebilecek. Yani kişilerin girdikleri siteler ve yaptıkları işlemler kayıt altına alınmış olacak.

BTK ne diyor?

BTK Başkanı Tayfun Acarer’in ‘sansür’ iddialarına karşı savunması özetle şöyle:

“Türkiye’de internetin güvenli kullanımına yönelik şikâyet ve talepler doğrultusunda güvenli internet hizmeti ihtiyacı ortaya çıktı. Güvenli internet hizmeti bir zorunluluk değil, talep eden aboneler alabilecek. Talep etmeyenlerinse internet erişimlerinde mevcut durumuna göre hiçbir değişiklik olmayacak.”

Uyan Türkiye!

İnternet yasaklarına karşı ‘Yasaklamak yasaktır’ sloganıyla oluşturulan aynı adlı sitede şu

manifesto yer alıyor:

“Önce; blog yazmayın dediler, video izlemeyin. Sonra şu siteye giremezsin. Uyuma Türkiye! Elini sürdürme klavyene, DNS ayarlarına dokundurtma! Mouse’una dokunan eline dokunur. Unutma Türkiye! Blog yazmak, video izlemek, müzik dinlemek, porno izlemek, haktır! Bugün internetini kirleten, yarın hayatını kirletecek. İnternetine dokunmalarına izin verme! Yasaklamak yasaktır!”

Radikal
 
İnternette engellenmeye hayır!

Güzel ülkemin yöneticileri her alanda olduğu gibi güzel yurdumun insanlarını internettede engellemeye karar vermişler.
Ağustos ayında BTK 4 internet filtresinden birini seçmemizi isteyecek. Seçmesek olmaz illa seçeceğiz. Devletin vatandaşına dayatmasının son zirve noktası. Neyseki internet camiası boş durmuyor ekşi ve inci sözlük bugün meydanları sallıyor gençler işini bilir. Bakalım bu gücün karşında devlet-i- ali ne yapacak
 
10 binler internette filtre ve sansür uygulamalarına karşı yürüdü

630812_detay.jpg


HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ
SELİN KUNT


22 Ağustos'ta devreye girecek olan internette filtre uygulamasında geri adım atılmasını isteyen 10 binlerce kişi bugün pek çok şehirde "İnternetime dokunma" eyleminde yürüdü.

TAKSİM'İN ŞANSI
İstanbul'da güneş pırıl pırıl, hava harikaydı. Eylem için meydanda toplanan kalabalığın keyfi çok yerindeydi. Yürüyüşten önce eğlenmeye, şarkılar söyleyip, esprili sloganlar atmaya başladılar.
İstanbul'da Taksim'de yapılan yürüyüşe 30 binden fazla kişinin katıldığı tahmin ediliyor ki benim gözlemlediğim kadarıyla oldukça yerinde bir tahmin.
Saat 14:00'te yürüyüş başladı ve kalabalık tünele doğru yol aldı. Katılımcıların ortak noktası hiçbirinin bir siyasi gruba, faaliyete ait olmaması sadece sivil toplumun bir parçası olmalarıydı.
Elbette internetin en önemli ayaklarından Ekşi Sözlük, İnci Sözlük, Bobiler.örg, itiraf.com gibi sosyal medyanın devleri de, Uykusuz, Penguen gibi en popüler mizah dergileri de, Çarşı gibi futbolun güzide camiaları da oradaydılar ama hiçbiri eylemi sahiplenmeye, kendine pay çıkartmaya çalışmadı. Herkes birbirine saygılı şekilde tek yürek olup tek bir amaç için haykırıyordu "İnternetime Dokunma!".

İSYAN İSTİKLÂL'E SIĞMADI
Katılım o kadar çok ve kalabalık öyle büyüktü ki benim içinde bulunduğum grup Galatasaray Lisesi'ne geldiğinde daha hâlâ İstiklâl Caddesi'ne girememiş ve meydanda sırasını bekleyen katılımcılar olduğunu öğrendik. Tünel'e vardığımızda gelen haber ise şok ediciydi; eylemciler nihayet İstiklâl caddesine tamamen girebilmişti ve yürüyüş kuyruğunun sonu İstiklâl'in girişinde bitiyordu.

EYLEM DEĞİL KARNAVAL SANKİ
Kalabalık nedeniyle normalde yarım saatte yürünecek yolu yürümek 1.5 saatten fazla sürdü. Tünel'e gelindiğinde saat 15:45'i gösteriyordu. Basın açıklaması yapıldı ve eylemin bittiği duyuruldu ama kalabalığın dağılması hiç de kolay olmadı. Tünelden Taksim Meydanı'na kadar tüm İstiklâl Caddesi eylemcilerle tıka basa doluydu, kıpırdayacak, geri dönecek milim yer yoktu. Zaten kimsenin de ayrılmaya niyeti yoktu, keyifler o kadar yerindeydi ki sanki protesto eylemi değil de karnaval için toplanmıştı herkes ve devam etsin istiyorlardı. Vatandaş belki de ilk defa kimsenin, hiç bir grubun, partinin tekelinde olmayan sadece sivil topluma ait bir yürüyüşün keyfini güzelliğini bu eylemle yaşadı. İnternetime Dokunma eyleminin sonucu ne olur, yetkilier nezdinde ne kadar dikkate alınır bilemiyorum ama bugün gördüklerime istinaden kullanıcı internetine gerçekten sahip çıktı bunu kesin olarak söyleyebilirim.


DEKLERASYON
Yürüyüş sonunda okunan Basın Bildirisi şöyle:
1. İnternet kullanıcılarının ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim temel bir haktır, engellenemez.

2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 22.02.2011 gün ve 2011/DK-10/91 sayılı düzenlemesi yasal dayanaktan yoksundur ve kuruma yasalarda öngörülmeyen bir yetki vermektedir.

3. BTK Başkanı’nın standart profilin mevcut profil olduğu, isteyenin filtrelemenin dışında kalabileceğine ilişkin açıklamaları doğru değildir. Hali hazırda standart profil diye bir kavram olmadığı gibi filtreleme de söz konusu değildir. Yeni gelen mekanizma ile filtreleme sistemi dışında kalmak mümkün olmayacaktır.

4. Filtreleme sistemi ile izleme yapılmayacağına dair açıklamalar da güven vermekten uzaktır. Şüphesiz filtreleme sistemi ile her bir kullanıcının tek tek izleneceği iddia edilmemektedir. Ancak herkes filtreleme sistemine tabi olduğunda potansiyel olarak tüm kullanıcıların idarenin uygun gördüğü zamanda izlenmesinin yolu açılmış olacaktır.

5. 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan BTK filtreleme uygulaması kullanıcılar tarafından öngörülebilir değildir, keyfidir, ve yapısal olarak bir kontrol ve sansür mekanizmasıdır. Filtreleme sistemi çerçevesindeki profillerden hangi sitelere erişim engelleneceği konusundaki kriterler kullanıcılara bildirilmemiştir. Filtreleme listelerinin oluşturulması için tam yetki BTK tarafından yine BTK’ya verilmiştir ve BTK tamamen keyfi tercihlerle yüzbinlerce İnternet sitesini ulaşılamaz hale getirebilecektir. Hukuka aykırı, ölçüsüz ve keyfi bir idari işlem, demokratik hukuk devletinde kabul edilemez.

6. Türkiye’nin üyesi olmaya çalıştığı Avrupa Birliği, üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve AGİT’e üye devletler içinde kullanılması zorunlu bir internet filtresine dayalı bir denetim ve erişim engelleme politikası bulunmamaktadır.

7. Daha önce erişim engelleme kararlarında olduğu gibi yetkililer hukuken gerekçelendiremedikleri kararlarını ilgisiz ülke örneklerini kullanarak meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar. Neden seçildiği anlaşılmayan bu ülke politikalarının aktarımında da kasıtlı saptırmalar yapılmaktadır.

8. Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa öz-denetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir.

9. TİB’in ısrarlı taleplere rağmen erişime engellenen sitelerle ilgili istatistikleri açıklamaması, idarenin şeffaflıktan uzak ve keyfi tercihleri politikasını belirleme konusunda ana yöntem olarak seçtiğini ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, mevcut düzenleme derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. İnternet’e ilişkin yeni politikalar, ifade özgürlüğüne ve yetişkinlerin her türlü İnternet içeriğine erişim ve tüketim haklarına saygı temelinde geliştirilmelidir ve şeffaf, açık, katılımcı ve çoğulcu bir yöntemle belirlenerek hayata geçirilmelidir.

YURT GENELİNDE KATILIM ZAYIF KALDI
AHT'nin haberine göre İstanbul'daki katılım 50 bin kişiyi buldu ama öte yandan yurt genelinde katılım çok düşük kaldı. AHT genel katılımı şöyle verdi:


İstanbul dışında ise Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Isparta, Afyonkarahisar, Elazığ, Samsun, Ordu, Denizli, Muğla, Adana, Eskişehir, Gaziantep, Mersin, Konya, Kocaeli'de eylem gerçekleştirildi.
* Antalya'daki protesto yürüyüşü Yavuz Özcan Parkı'nda yapılan basın açıklamasıyla başladı. V For Vendetta maskesi takan yaklaşık 300 kişi, "İnternetime dokunma" ve "Sansüre hayır" yazan pankartlarla Kalekapısı'na kadar yürüdü. Çoğunluğu gençlerden oluşan guruba vatandaşlar da alkışlarıyla destek verdi.
* Afyonkarahisar'da yaklaşık 50 kişi, yapılan basın açıklamasının ardından kısa bir yürüyüş gerçekleştirdi.
* Isparta'da yaklaşık 20 kişi Kent Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
* Elazığ'da yaklaşık 15 üniversite öğrencisi öğretmenevi önünde "Sansüre Hayır, Hüseyin Üzmez de Haydar Mı Üzer, Çocukları Filtre Değil, Aileler Korur" pankartları taşındı.
* Samsun'da yaklaşık 50 genç, Atatürk Anıtı önünde toplanıp ellerinde dövizlerle yürüyerek Süleymaniye Geçidi'nde basın açıklaması yaptı.
* İzmir'de Kıbrıs Şehitler Caddesi'nde toplanan yaklaşık 500 kişi ellerindeki "Sansüre inat, yaşasın hayat", "AKP elini internetten çek" sloganlar atan kalabalık Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdü. Polisin uzaktan takip ettiği grup daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
* Denizli'de ise Denizli Lisesi önünde toplanan 50 lise öğrencisi, "Sansüre karşı özgürlük istiyoruz" yazılı afişle Delikliçınar Meydanı'na kadar yürüdü. Öğrenciler yürüyüş sırasında, CHP Milletvekili adayı ve Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner de seçim bürosu önünden geçen öğrencilere pencereden alkış tutup destek verdi.
* Muğla'da Sınırsızlık Meydanı'da toplanan yaklaşık 50 kişi, Türkiye'nin internet özgürlüğü konusunda Çin ve Kuzey Kore'yle yarıştığını savundu.
* Adana'da yaklaşık 200 kişi Atatürk Parkı'nda toplanıp basın açıklaması yaptı.
* Gaziantep'te Yeşilsu Parkı önünde toplanan yaklaşık 40 kişi eylem yaptı.
* Mersin Atatürk Caddesi'nde Ulucami'den Büyükşehir Belediye binası önüne kadar yaklaşık 150 kişi yürüdü ve basın açıklaması yaptı. Eyleme bağımsız milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü de destek verdi.
* Kocaeli'de yaklaşık 200 kişilik grup Sabri Yalım Parkı'nda toplanıp basın açıklaması yaptı.
* Hatay'da 30-40 kişilik grup toplandı, ilgi yetersiz bulunarak açıklama yapılmasından vazgeçildi.

Katılım sayıları
İstanbul - 50 bin
İzmir - 500
Bursa: 500
Ankara - 300
Antalya: 300
Adana: 200
Kocaeli: 200
Mersin: 150
Kayseri: 150
Eskişehir: 100
Afyonkarahisar: 50
Samsun: 50
Muğla: 50
Denizli: 50
Konya: 44
Gaziantep: 40
Ordu: 30
Isparta: 20
Elazığ: 15
Balıkesir: 6


YAPILMASI PLANLANIP GERÇEKLEŞTİRİLMEYEN YERLER: Kahramanmaraş, Giresun, Trabzon, Aydın, Kütahya, Kırklareli, Diyarbakır.
 
Helâl internet dönemi!

Ülkeye özel internet ağı için dev filtre çalışmaları hızlandırıldı


İnternete sert sansürler uygulayan İran, bir adım öteye geçerek kendine özel internet kurma çalışmalarını hızlandırdı. Wall Street Journal gazetesi dev filtrenin çok yakında devreye gireceğini yazdı.

Rejim, ülkeyi dünyanın geri kalanından ayıracak bu internet filtresinin İslami değerlerin korunmasını sağlayacağını söylüyor. İran politikasını yakından tanıyanlar rejimin bu proje ile internetin kontrolü için verdikleri mücadeleyi yakın zamanda tamamlayacağını söylüyor. 2009 seçimlerine itiraz eden muhalefetin, sert müdahaleleri internet sayesinde dünyaya duyurmasının projeyi hızlandırdığı düşünülüyor.

İran İletişim Bakanı Reza Bagheri Şubat ayında, ülkenin yüzde 60’ının çok yakında dünyanın geri kalanından ayrı bir internet ağı kullanmaya başlayacağını, iki yıl içinde bunun tüm ülkeye yayılacağını söylemişti. Milliyet'in haberine göre,

Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Türkiye Özel Temsilcisi olan Ali Ağa Muhammedi ise bu hafta ulusal internetin “Müslümanların daha etik ve ahlaki bir seviyede olmasını sağlayacak tamamen helal bir ağ” olacağını belirtti. Muhammedi, ‘helal internetin’ önce normal internetle bir arada olacağını, daha sonra tüm İran’ın sadece bu interneti kullanacağını söyledi. Bankaların, büyük şirketlerin ve bakanların normal ağa erişimi devam edecek. Aynı zamanda İran birkaç ay içinde Microsoft’un Windows’unun yerini alacak kendi işletim sistemini çıkaracak, tüm bilgisayarlarda bu kullanılacak.

15 BİN SİTE YASAKLI
İran 1990’larda Ortadoğu’da interneti kullanmaya başlayan ilk Müslüman ülke olmuştu. Bölgede ise İsrail’in ardından ikinciydi. Bugün 100 kişiden 11’inin internet kullandığı ülkede 15 bin’den fazla site yasaklandı. İran’a özgü internet fikri ise 2005 yılında Mahmud Ahmedinecad’ın cumhurbaşkanı olması ile gündeme geldi. 2008 yılında altyapı çalışmaları için 1 milyar dolar bütçe ayrıldı.

BENZER UYGULAMALAR VAR
Ulusal internet uygulamaları Myanmar ve Küba’da bulunuyor, Kuzey Kore ise benzer bir sistem hazırlıyor. Küba’da turistler ve yerli halk için iki ayrı internet ağı bulunuyor.

haberturk
 
TTNet, fitrenin ertelenmesi icin BTK'ya başvuru yaptı

TTNET, BTK'nın 22 Ağustos olarak belirlediği 'filtre' uygulaması için erteleme başvurusunda bulundu. Genel Müdür Yılmaz, 'Aile ve çocuk koruma şifreleri zaten var, sansürün tartışılması yararlı. Ancak altyapı olarak hazır olmadığımız için bu talepte bulunduk' dedi

Onur DEMİRHİSAR/BRÜKSEL

Türkiye Futbol Milli Takımları ana sponsoru olan TTNET'in 5. yılının değerlendirildiği basın toplantısını, BelçikaTürkiye Euro 2012 Eleme Maçı dolayısıyla Brüksel'de yaptı. Şirketin gerçekleşmeleri ve hedefleri hakkında bilgi veren TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz, Türkiye'de toplam hane nüfusunun yüzde 43'ünün bilgisayar sahibiyken yüzde 33'ünün internet bağlantısına sahip olduğunu söyledi. Yılmaz 'Araştırmalara göre, 1,9 milyon hanede bilgisayar var ama internet yok. O evlerde internet yoksa o bilgisayarlar ne için kullanılıyor? Bu bilgisayarların bir kısmı ortak şifre paylaşıyor, bir kısmı modemlerine şifre girmeyi unutuyorlar. 1 milyon 250 bin kişinin internet hattını paylaştığına ilişkin bir varsayımımız var' dedi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişimi Kurumu'nun (BTK) internette filtre uygulaması çalışmalarını da değerlendiren Yılmaz, 'Yapılan tartışmaları çok sağlıklı buluyoruz. Aile ve çocuklar konusunda hassas olmak gerekiyor. BTK'nın belirlediği 22 Ağustos tarihi vardı. Biz de altyapı olarak hazır değiliz. Bunun ertelenmesi için BTK'ya başvurduk' diye konuştu.

TÜRKLERDE CHAT İLK SIRADA

GEÇEN yıl gerçekleştirdikleri 'PC ve İnternet Penetrasyon Çalışması'nın sonuçlarını güncellediklerini belirten Yılmaz, sonuçlara ilişkin şu bilgileri verdi: Türkiye'de 30 milyon internet kullanıcısının yüzde 59'u erkek, yüzde 41'i kadın. Kullanıcıların büyük çoğunluğu 1535 yaş arası erkeklerden oluşuyor. İnternet üzerinde en çok yürütülen işlemler ise chat yapmak, araştırma yapmak/bilgi edinmek ve eposta kontrol etmek olarak sıralanıyor. Kent ve yarıkentlerde internet penetrasyon oranı yüzde 40 iken kırsalda bu oran yüzde 19 olarak belirlendi. Buna göre Türkiye toplam internet penetrasyon oranı ise yüzde 33.

GENEL SEÇİMLER TİVİBU'DA

TTNET, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlerin sonuçlarını Tivibu Web, Tivibu Cep'ten canlı yayınlayacak. Yılmaz, 'Sandıklar İnternette Açılıyor' sloganıyla Türkiye'de internet kaynaklı ilk canlı interaktif seçim programı Tivibu Seçim Online'ı gerçekleştireceklerini belirtti. Canlı yayına ilişkin şu bilgileri verdi: Sosyal medyadaki görüşler anlık olarak takip edilecek, yorumlanacak. Facebook paneli, seçim yayın sayfasına entegre edilecek ve kullanıcıların yayın sırasında soru sorabilecek

Akşam
 
Sanal alemde siber saldırı alarmı

İnternette ''filtre'' iddiaları karşısında temel hak ve özgürlüklerin ihlal edileceğini savunan ''Anonymous'' (Anonim) adlı bir grup, Türkiye'deki çeşitli kamu kuruluşları ile bazı medya sitelerine yönelik siber saldırı düzenleyeceği tehdidinde bulundu.

İlk büyük eylemlerini aylar önce Wikileaks'e yönelik ambargo uygulayan Paypal, Visa ve Mastercard gibi online ödeme ve kredi kartı firmalarına karşı gerçekleştiren grup üyeleri, dün kendilerine ait internet sitesinde Türkiye'yi hedef alan bir mesaj yayınladı.

Türkiye'de internet kullanıcılarının ''filtre'' uygulaması ile sansüre uğrayacağını savunulan mesajda ''operationturkey'' (Türkiye Operasyonu) adıyla ''siber savaş'' ilan edilirken, öncelikle ''sansür'' uygulayan kurumlara karşı harekete geçileceği açıklandı.

Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen grup üyeleri, ''IRC'' isimli anlık mesajlaşma kanallarında siber saldırının hedefi ve zamanlaması konusunda bilgiler aktararak, uygulanacak olan yöntem ve stratejiler hakkında çeşitli bilgiler verdi.

Türkiye'den de bazı internet kullanıcılarının destek verdiği grup üyeleri, bu mesajdan bir süre zonra kimi kamu kurumlarının internet sistemlerine yönelik küçük çaplı siber saldırılar düzenledi. Söz konusu saldırılar karşısında bazı internet sitelerine erişim bir süre engellenirken, ''hack''leme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

-İLK ORGANİZE SALDIRI PERŞEMBE SAAT 18.00'DE-

Türkiye'deki kimi kamu kurumlarını hedef alan ilk organize saldırının 9 Haziran Perşembe günü saat 18.00'de (TSİ) gerçekleştirileceğini duyuran Anonymous, eyleme katılmak isteyenlerin bilgisayarlarına bazı yazılımlar indirerek, bu programları aktif hale getirmesini istedi.

Tüm bu gelişmeleri yakından izleyen siber güvenlik uzmanları, söz konusu tehdidin önemine dikkat çekerek, bir çok sitenin ''DDoS'' olarak adlandırılan saldırı ile karşı karşıya kalabileceğini bildirdi.

2007'de nam salan ''DDoS'' saldırı yöntemi ile hedef alınan bir internet sitesinin aynı anda yoğun bir ziyaretçi akınına uğratılarak, web sitesi veya DNS (Alan Adı Sistemi) sunucularının kullanılmaz hale getirildiğini belirten uzmanlar, ''Bu saldırı yöntemi; 50 kişilik bir otobüse 1000 kişinin binmesi gibi birşey'' yorumunda bulundu.

Bu tip saldırılarda amacın, ''bilgi çalmak'' yerine sistemin erişilemez hale getirilmesi olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, burada verilmek istenen mesajın ''Bizim internetimize karışırsanız biz de sizin internetinizi kapatırız'' anlamı taşıdığını öne sürdü.

-BİLGİSAYARLARI ''ZOMBİ'' HALİNE GETİRİYORLAR-

Anonymous grubunun saldırılarda özel bir yöntem kullandığını belirten uzmanlar, ''Klasik DDoS saldırılarında 'zombi' haline getirilmiş bilgisayarlar kullanılırken, bu grup tamamen 'gönüllü zombi' bilgisayarlarla saldırıyor. Gönüllü zombi olabilmeniz için de size bir program yüklettiriyor ve bu programı IRC üzerinden şuraya saldır buraya saldır şeklinde yönlendiriyorlar'' bilgisini verdi.

Siber saldırı sırasında kendi IP adresleri yerine VPN (Sanal Paylaşımlı Ağ) üzerinden IP adreslerini değiştiren grup üyelerinin bu sayede izlerini bazı kişilerin yönlendirmesi ile kendilerine hedefler seçtiklerine dikkat çekti.

-TÜRKİYE'DEKİ İNTERNET AĞI ÇÖKEBİLİR-

DDoS saldırılarından bir sonraki adımın çeşitli devlet kurumlarına ait telefon ve haberleşme sistemlerini çalışamaz hale getirmek olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, daha sonra hedefteki kurumlarda çalışan kişilerin bilgisayarlarına ''phishing'' saldırıları gerçekleştirileceğinin altını çizdi.

''Phishing'' yöntemi ile kullanıcılara e-mail göndererek, bilgisayarlarından erişim sağladıkları banka, kredi kartı bilgi ve şifrelerinin yanı sıra kurumlarına ait kimi özel bilgi ve belgelerin sızdırılmaya çalışılacağını anlatan uzmanlar, böylesi bir durumun yeni bir ''Wikileaks'' olayına kapı açacağına vurgu yaptı.

Eğer gerekli önlemler alınmazsa ciddi bir siber savaşın başlamış olacağını bildiren uzmanlar, kimi hassas hedeflerin saldırıya uğramısı durumunda Türkiye'deki internet ağının bir süre için çökebileceği uyarısında bulundu.

Bu arada Anonymous grubu üyeleri Perşembe günkü saldırıda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına ait internet sitelerinin yanı sıra siyasi partiler ve kimi medya sitelerini de kendilerine hedef seçtiklerini açıkladı.

-SİBER GÜVENLİK UZMANLARINDAN UYARILAR-

Anonymous'un bugüne kadar gerçekleştirdiği hacker saldırılarını yakından takip eden Siber Güvenlik Uzmanı Huzeyfe Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedefteki kurumların kendi bünyelerinde alacağı çeşitli önlemlerin yanı sıra internet servis sağlayıcılarının da ciddi tedbirler alması gerektiğini bildirdi.

Bu tür organize saldırılarda, servis sağlayıcılarının saldırının hedef aldığı web sayfasın yönelik tüm girişimlere anında müdahale edebileceğini anlatan Önal, bunun için saldırı yönteminin çok iyi analiz edilmesi ve engelleme sistemlerinin devreye sokulması gerektiğini anlattı.

Proxy ve benzeri yöntemler ise IP adreslerini değiştirerek saldırıya katılacakların ciddi bir etkiye sahip olmayacağı görüşünü belirten Önal, kendi IP'leri ile eyleme destek verenlerin güvenlik güçleri tarafından kısa sürede tespit edileceğinin altını çizdi.

-5 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR-

Anonymous'a destek vermek isteyen çok sayıda kişinin, bu grubun internet sitesinden indirdikleri özel programlarla bilgisayarlarını saldırıda kullanılacak birer 'zombi' haline getirdiğini belirten Önal, sözlerine şöyle devam etti:

''Grup üyelerinin Türkiye'ye yönelik bu saldırı planını 'protesto' olarak gören ve gönüllü olarak katılmayı planlayan çok sayıda Türk vatandaşı ile karşılaştık. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus protesto ile 'saldırının farklı şeyler olduğu.

Protesto amaçlı da olsa böylesi bir saldırıya katılanlara, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre suç işlediklerini hatırlatmak isterim. İnternet sitelerine bu şekilde zarar verenlen, 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaklarını unutmamalı.''

Anadolu Ajansı
 
Geri
Üst