- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
İnsanlar yaratılan canlıların arasında en şerefli konuma layıktır. İster sağlıklı, isterse müptelâ olduğu bir rahatsızlık sebebiyle engelli konumunda bulunsun, İslâmî anlayışa göre bütün insanlar mükerremdir, saygı ve hürmete lâyıktır. İslâm'a göre insanın zenginlik veya fakirliği, memur ya da âmir olması, şu veya bu renkte olması, ya da belli bir dili konuşması Allah katında üstünlük ölçüsü olarak kabul edilmediği gibi, engelli olup olmaması da bir üstünlük sebebi değildir. İslâm nazarında, tarağın dişleri gibi birbirine eşit olan insanlar arasındaki yegane üstünlük ölçüsü, Allah'ın emir ve yasaklarına yürekten bağlılık (takvâ) dır. Bu bağlamda, engelli kimseler ile diğerleri arasında haklara sahip olma açısından da bir ayrım söz konusu değildir. İslâm hukukunda hak ehliyetinin esası "hayat"tır. Engelli kimseler, ister akıl hastalığı gibi zihinsel engelli, isterse görememek, işitememek veya yürüyememek gibi bedensel engelli olsun haklara sahip olma konusunda sağlıklı insanlarla aynı konuma sahiptirler.
Üst kısımda sizlerle paylaşmış olduğum yazı insanların Allah (c.c) nazarındaki eşitliğini birkez daha hatırlamamıza vesiledir. Tüm insanlar konumları ne olursa olsun eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Hal böyle iken hala yaşanan haksızlıkların nedeni nedir? Müslüman bir toplum olmamıza rağmen bir çok hadisleri ve Allahın emirlerini bilmemize rağmen insanları sınıflara ayırmamız engelli/engelsiz, zengin/fakir vb. aslında bildiimizi sandığımız islamiyeti bilmediğimizin bir göstergesi değilmidir.
Bir takım dini vecibelerimizi yerine getiriyorsak olay tamamdır gözüylemi bakıyoruz. Yoksa müslümanlığı yada insanlığı diyelim sadece tutulan oruç veya kılınan namazdan ibaretmi görüyoruz. İşte bunu yapıyorsak bana kalırsa hataların en büyüğünü yapıyoruzdur.
Hayatımızda hiç kimse için kılımızı kıpırdatmadan gördüğümüz, duyduğumuz haksızlıklara sessiz kalarak , yapanlara müsamaha göstererek ,ben tokum gerisi beni ilgilendirmez diyerek yada ben sağlıklıyım hasta olan derdine yansın diye düşünerek ne insanlık , nede müslümanlık olmaz. Her insan önce hatayı eksikliği kendinde kendi sarf ettiği gayretinde aramaz ise ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın ne haksızlıkların , ne ayrımcalıkların nede bir takım düzensizliklerin önüne geçilmez /geçilemez.
Topluma mal ettiğimiz ayrımcalığı aslında bireysel olarak herbirimiz yapıyoruz. Neticesinide toplu olarak çekiyoruz.
Üst kısımda sizlerle paylaşmış olduğum yazı insanların Allah (c.c) nazarındaki eşitliğini birkez daha hatırlamamıza vesiledir. Tüm insanlar konumları ne olursa olsun eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Hal böyle iken hala yaşanan haksızlıkların nedeni nedir? Müslüman bir toplum olmamıza rağmen bir çok hadisleri ve Allahın emirlerini bilmemize rağmen insanları sınıflara ayırmamız engelli/engelsiz, zengin/fakir vb. aslında bildiimizi sandığımız islamiyeti bilmediğimizin bir göstergesi değilmidir.
Bir takım dini vecibelerimizi yerine getiriyorsak olay tamamdır gözüylemi bakıyoruz. Yoksa müslümanlığı yada insanlığı diyelim sadece tutulan oruç veya kılınan namazdan ibaretmi görüyoruz. İşte bunu yapıyorsak bana kalırsa hataların en büyüğünü yapıyoruzdur.
Hayatımızda hiç kimse için kılımızı kıpırdatmadan gördüğümüz, duyduğumuz haksızlıklara sessiz kalarak , yapanlara müsamaha göstererek ,ben tokum gerisi beni ilgilendirmez diyerek yada ben sağlıklıyım hasta olan derdine yansın diye düşünerek ne insanlık , nede müslümanlık olmaz. Her insan önce hatayı eksikliği kendinde kendi sarf ettiği gayretinde aramaz ise ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın ne haksızlıkların , ne ayrımcalıkların nede bir takım düzensizliklerin önüne geçilmez /geçilemez.
Topluma mal ettiğimiz ayrımcalığı aslında bireysel olarak herbirimiz yapıyoruz. Neticesinide toplu olarak çekiyoruz.