- Katılım
- May 19, 2010
- Mesajlar
- 14,504
- Tepkime Puanı
- 189
- Puanları
- 63
- Yaş
- 50
Yönetmen Martin Brest
Yapımcı Ovidio G. Assonitis
Martin Brest
G. Mac Brown
Ronald L. Schwary
Senarist Giovanni Arpino
Bo Goldman
Müzik Thomas Newman
Oyuncular Al Pacino
Chris O'Donnell
James Rebhorn
Gabrielle Anwar
Philip Seymour Hoffman
Todd Louiso
Al Pacino'nun başrolünde yer aldığı Kadın Kokusu isimli film ise; görme engelli, yaşlı bir adamın, Şükran Günü tatili için şehir dışına giden ailesinin eve bakıcı olarak bıraktığı genç bir adamla yaşadığı ilginç birkaç günü anlatıyor.
Görme engelli Frank (Al Pacino), göremeyen insanların ileri düzeyde olan yetilerine sahiptir kuşkusuz. Nedir bunlar? Çok iyi bir hafıza, radarlar kadar hassas kulaklar ve en ince kokulara bile duyarlı bir burun... Ama filmde bu, genelde kadınları koklayan bir burunmuş gibi lanse ediliyor!
Frank çok huysuz biri. Yaşlılığın huysuzluğu artıran bir etken olması anlaşılabilir belki. Ama onun huysuzluğu daha şedit; çünkü o hayatı simsiyah görmekte! Bu yüzden engellilerin huysuz oldukları savı filmde önplana çıkıyor. Bakıcı gencin, incitmekten korkan ama bir o kadar da naif duruşu ise toplumsal bakışı simgeliyor herhalde. Gencin bir bakıcı olması ve adamın da yukarıda durması, "eksik" olmanın hıncının "sağlam"dan çıkarılmasıyla, bir anlamda gücün, zayıflık karşısındaki tatminiyle sonuçlanıyor. Sonraları bu iki insan dost da olsalar, "engellenme"nin kendisinde "kompleks"e dönüştüğü yaşlı adam görüntüsü hafızalarda kalmaya devam ediyor.
Kadın Kokusu'nda, engellilere dair bir vurgu daha var: İntihar. Frank, biriktirdiği maaşlarla Şükran Günü tatilini, en lüks yerlerde birkaç gün geçirme fantezisine dönüştürdükten sonra önceden kurguladığını anladığımız bir intiharı uygulama safhasına geliyor. Burada bakıcı gençle Frank'in bir düellosu var. Bakıcı, her "dışarıdan bakan"ın çıldırtıcı pembemsi bakışları gibi umut yüklü mesajlarla Frank'i kararından döndürmeye çalışıyor. Frank ise "hangi hayat?" diye soruyor ve "bir hayatım olmadı benim" diyerek en karanlık yerinden bakıyor olaya. Bu çatışmanın sonunda tartışmasız galip çıkan biri var, o da aşk. Frank, kararından dönüyor ve tatil dönüşü bulduğu yeni bir bayanla geçireceği zamanların hayalini kurup hayata bağlanıyor. Film böylelikle mutlu bir sonla bitiyor. İşte size hayatın anlamı!
Yapımcı Ovidio G. Assonitis
Martin Brest
G. Mac Brown
Ronald L. Schwary
Senarist Giovanni Arpino
Bo Goldman
Müzik Thomas Newman
Oyuncular Al Pacino
Chris O'Donnell
James Rebhorn
Gabrielle Anwar
Philip Seymour Hoffman
Todd Louiso
Al Pacino'nun başrolünde yer aldığı Kadın Kokusu isimli film ise; görme engelli, yaşlı bir adamın, Şükran Günü tatili için şehir dışına giden ailesinin eve bakıcı olarak bıraktığı genç bir adamla yaşadığı ilginç birkaç günü anlatıyor.
Görme engelli Frank (Al Pacino), göremeyen insanların ileri düzeyde olan yetilerine sahiptir kuşkusuz. Nedir bunlar? Çok iyi bir hafıza, radarlar kadar hassas kulaklar ve en ince kokulara bile duyarlı bir burun... Ama filmde bu, genelde kadınları koklayan bir burunmuş gibi lanse ediliyor!
Frank çok huysuz biri. Yaşlılığın huysuzluğu artıran bir etken olması anlaşılabilir belki. Ama onun huysuzluğu daha şedit; çünkü o hayatı simsiyah görmekte! Bu yüzden engellilerin huysuz oldukları savı filmde önplana çıkıyor. Bakıcı gencin, incitmekten korkan ama bir o kadar da naif duruşu ise toplumsal bakışı simgeliyor herhalde. Gencin bir bakıcı olması ve adamın da yukarıda durması, "eksik" olmanın hıncının "sağlam"dan çıkarılmasıyla, bir anlamda gücün, zayıflık karşısındaki tatminiyle sonuçlanıyor. Sonraları bu iki insan dost da olsalar, "engellenme"nin kendisinde "kompleks"e dönüştüğü yaşlı adam görüntüsü hafızalarda kalmaya devam ediyor.
Kadın Kokusu'nda, engellilere dair bir vurgu daha var: İntihar. Frank, biriktirdiği maaşlarla Şükran Günü tatilini, en lüks yerlerde birkaç gün geçirme fantezisine dönüştürdükten sonra önceden kurguladığını anladığımız bir intiharı uygulama safhasına geliyor. Burada bakıcı gençle Frank'in bir düellosu var. Bakıcı, her "dışarıdan bakan"ın çıldırtıcı pembemsi bakışları gibi umut yüklü mesajlarla Frank'i kararından döndürmeye çalışıyor. Frank ise "hangi hayat?" diye soruyor ve "bir hayatım olmadı benim" diyerek en karanlık yerinden bakıyor olaya. Bu çatışmanın sonunda tartışmasız galip çıkan biri var, o da aşk. Frank, kararından dönüyor ve tatil dönüşü bulduğu yeni bir bayanla geçireceği zamanların hayalini kurup hayata bağlanıyor. Film böylelikle mutlu bir sonla bitiyor. İşte size hayatın anlamı!