Kadınlarla ilgili sorular

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Sevişmeyi, ırza geçerek cezalandırma sanmanın ve bu nedenle sık sık küfür olarak kullanmanın; yıllarca süren savaşlarda kadınsız yaşayan erkeklerin, ancak bir düşman kentini aldıkları zaman, düşman kadın ve kızlarıyla çiftleşme olanağı bulabilmelerinden kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

İnsanların anadillerini çok az sözcükle kullanmalarının ve dişlerini fırçalamamalarının, toplumda flört geleneğinin olmayışından kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Ayda ortalama bir kez yıkanmanın ve ne iç çamaşırı, ne çorap değiştirmeden, uzun menzilli ekşimiş ter kokularıyla dolaşmanın, aşkı bir cinsellik güdüsü ötesinde değerlendirememekten ve kadına hiçbir saygı duymamaktan kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Kadın kesiminde, büyük miktarda altın bulunmasının, erkeklerin özenli ve bakımlı kadınlardan anlamamasından ve kahvelerde erkek erkeğe oturmasını yeğlemekten kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Çiftleşme sadakatini ahlak, her türlü ahlaksızlığı da kurnazlık sanmanın, toplumda bireylerin içine sinmiş sevgisizlik ve kendine güvensizlik bozulmasından kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Pusuculuğun, ketenpereciliğin ve küfürlü konuşmanın, eski zamanlarda düello geleneğinin olmayışından, düello geleneğinin olmayışının da kadına yeterli payenin verilmemesinden kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Erkek çocuklarında yaratıcı olmaktan çok yönetici olma tutkusunun, erkeklerin kendilerini kadınlara değil de padişahlara ve onların adamları olan yöneticilere beğendirme alışkanlığından kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

“Karı gibi gülme” azarlamasının, yaşamın tadını kadınla paylaşarak çıkarmayı bilmemekten ve yaşamda tek başarıyı yaranma sanmaktan kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Tüm tutarsızlık, ahlaksızlık, zırtapozluk, anlamsızlık ve kaytarmacılıkların doğaya ters düşmekten, doğaya ters düşmenin de, kadın sevgisiyle kadın jürisini bir kıyıya itip, siyasal sevgilerle önem vermekten kaynaklandığını hiç düşündünüz mü ?

Ölümlü, mezarlı, ağlamaklı türkülerin “anti-yaşamdan”,”anti-yaşam”ın da kadını insan yerine koymayıp, erkek ulus olmakla övünmekten kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Enflasyonun, üretim azlığından, üretim azlığının erkek dinamizmasının düşük olmasından, erkek dinamizmasındaki düşüklüğün de kadın jürisine kendini beğendirme yarışının bulunmayışından kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?

Elimizde olanak bulunsa devleti nasıl yöneteceğimizi çoğumuz düşünmüşüzdür.
Asıl çarpıklıkların “anti-yaşam” koşullanmasından, “anti-yaşam” koşullanmasının da, kadınsız bir toplum olmaktan kaynaklandığını çok az insanın görebilmiş olduğunu hiç düşündünüz mü?

Çetin ALTAN
 

Hataylı_72

Üye
Üye
Katılım
May 29, 2014
Mesajlar
151
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
(not: Bu yazıyı yazan başka bir Çetin Altan ise özür diliyorum, internetteki kaynak beni yanıltmış olabilir..)

Kadınlar hakkında bunca döktüren (ayrıca bir kadından boşanmış olan) Çetin Altan hakkında,
gazeteci Leyla Umar ile yapılan bir röportajda kendisinden şöyle bahsediliyor:

Çetin Altan'ı hiç affetmeyeceğim
- 'Keşke hayatta şunu da yapabilseydim,' dediğiniz ne var?
- Zaman çok çabuk geçiyor. Yapamadığım her şey için pişmanım.
- Hiç affetmeyeceğiniz, küs kaldığınız bir var mı?
- Çetin Altan'ı hayat boyu affetmem. Çetin Altan ilk eşinden boşandığında, Refik'in Salacak'ta doğduğu evi kiraladı. Memnun olmuştuk, hiç olmazsa arkadaş oturuyor diye... Çetin bir gün 'Bana öğlen yemek yapsana, geleyim' dedi. Davet ettim. Baktım, bana kur yapıyor, elimi falan tutmak istiyor. Hemen kalktım, masayı temizledim, 'Çabuk gidelim, vapuru kaçırıyoruz,' dedim. Yazılarına hayrandım ama çok öfkelendim böyle bir şey yapmasına. 'Bugün canım yazı yazmak istemiyor,' diye bir yazı yazdı, aklın durur. Ben şimdi ona bu değeri verirken, bu böyle mi karşılanır? Bir gün Çetin Altan'ın karısı ile oturuyoruz, Çetin içmiş, geldi. Eşinin yanında bana nasıl küfür ediyor, ne söylediğini eşi çok iyi hatırlar... O kadar kötü oldum ki, o akşam ikimiz bir nikâhta şahitlik edecektik. Karısına veda ettim. Ve gittim. Kolumdan tutuyor 'Gitmeyeceksin,' diye. Ciddi bir taciz yaşadım. Yıllarca arkamdan kötü konuştu.
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,068
Tepkime Puanı
98
Puanları
48
Selam salih pamuk,
ropertajın linkini vermişsiniz.
Aynı yazıdan ben de bir iki kopyalama yapayım ve yorumlayayım kendimce..
*******
....- Ölüm korkunuz var mı?
- Annem derdi ki, 'Leyla çok korkuyorum, ya toprağın altında dirilirsem, çünkü var öyle birkaç kişi, dirilmiş.' Ölümden korkmayan var mıdır? Ben de korkuyorum....

*******
Leyla Hanım seksen yaşını geçmiş ve hala annesinin toprağın altında dirilmiş(!) birkaç kişiden bahsettiğini unutamamış.
**********
....- Her erkek aldatır mı?
- Yapıyor, benim gördüğüm her erkek yapıyor. Her erkek karısını aldatıyor. Yani ben aldatmayana rastlamadım...

**********
Leyla Hanım her erkeğin karısını aldattığını iddia ediyor (sadece ülkemizde bile milyonlarca evli erkeğin her dakikasına şahit olmuş gibi)
Başka tutarsız cümleler de okudum ama lazım değil şimdi.
SONUÇ: Akıl hastanesi'nde geçen bir film izlemiştim. ismi GUGUK KUŞU. O filmde de bir adam vardı karısının kendini hep aldattığına inanan.
Artık Leyla Hanım ne yapmalı kendine kalmış..
Saygılar...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Arkadaşlar,

Ben nette okuyup beğendiğim bir yazıyı paylaştım sadece o kadar :) olay nereden nereye gelmiş çok garip aslında Çetin ALTAN hayranı değilim ve tüm yazılarınıda okuduğum söylenemez yani sıkı bir takipçisi olmadığım için bu anlamda arkasında duracak ve onu sizlere karşı savunacak değilim zaten böyle bir savunmayada hiçbir yazarın ihtiyacı yok diye düşünüyorum ama burada ilginç olan şu ki;

Sn. salihpamuk,

Bir yazarın yazısını beğenir yada beğenmezsiniz bu sizin zevkinize kalmıştır ama yazarın özel yaşamını sorgulamak işte bu oldukça gereksiz bir yaklaşım değil midir? Sanatı sevmek önce sanatçıyı tanımaktan geçmez bana göre önemli ve değerli olan sanat adına bırakmış olduğu eserdir yoksa özel yaşamında kimin kimle birlikte olup olmadığı yada ne kadar düzgün bir yaşama sahip olduğu beni zerre kadar ilgilendirmez. Bu anlamda tüm yaşamı boyunca ayık görmeye insanların alışık olmadığı Ömer HAYYAM ve Can YÜCEL benim en çok hayranlık duyduğum edebiyat sanatçılarıdır. Edebiyatın bir sanat dalı olduğunu hatırlatarak bu sanatçılarında yeryüzünde bir eşinin daha olamayacağına dair duygularım aynen devam ediyor. Tıpkı Fuzuli gibi, Baki gibi birçok örnek mevcut ama şu anda size sadece teşekkür etmek istiyorum o da okuduğunuzu bir şekilde belli ettiğiniz için.

Dediğim gibi ben yazıyı beğendiğim için siteme ekledim ve sizlerle paylaşmak istedim bu anlamda Çetin ALTAN'ın köşe yazısından başka bir yorumda bulunmak istemiyorum. Dikkatiniz, ilginiz ve en azından olumsuzda olsa paylaşımda bulunduğunuz için teşekkür ederim. Eleştirmek her üyede bulunmayan ender özelliklerden birisi ve siz eleştiri yapabilme hakkınızı kullandığınız için teşekkür ediyorum. Etkiye tepkisiz kalmak kadar hoşnut olmadığım bir durum daha yok o yüzden yazmak istedim.

Sizinde okuduğunuzda beğendiğiniz hoşunuza giden yazılar olursa bu bölümde paylaşabilirsiniz ve ben okumaktan çok zevk aldığım için memnun olurum :) Benim yazının sahibi yazarıyla ilgili bir eleştiriye girmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Yeter ki yazı ilgimi çekecek türden olsun.

Paylaşımla kalın, sağlıcakla kalın dileklerimle...
 

Hataylı_72

Üye
Üye
Katılım
May 29, 2014
Mesajlar
151
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ben yazarın özel yaşamını 'sorgula'dığımı sanmıyorum Gazoz.
Bu mantıkla düşünüyorsanız röportajı yapan Tuluhan Tekelioğlu ve Sabah gazetesine gönderme yaptığınızı varsayıyorum.
Çünkü ben yapılmış bir röportajı paylaştım, kendi görüşüm olarak da 'kadınların ruhundan bu kadar çok anlayan' birinin eşinden boşanmasının bir çelişki olduğunu kattım.
Yani 'Hocanın Dediğini Yap Yaptığını Yapma' atasözünü anımsattı bu durum bana, bu benim düşüncem tabi.
Uzatmayayım ben de sizin gibi Etkiye tepkisiz kalmak istemedim :)
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Sn. salihpamuk,

:) Kimseye ve hiçbir yayın kuruluşuna gönderme yaptığım falan yok ben aslında gönderme yapmam direk söylerim düşüncemi lafı dolandırmak bana göre değil bu anlamda yazıyı beğenmediğinizi dolayısıyla da yazardan hoşlanmadığınızı anladım.

Konuyu kapatsak nasıl olur diyorum?

Size iyi bayramlar diliyorum.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst