Kaf dağinin ardindaki ötekiler

  • Konuyu başlatan mavibalina2012
  • Başlangıç tarihi
M

mavibalina2012

Guest
Henüz bebek yaşlarda engelimle tanışmışım ama tanışmışlığım bununla kaldı...Sıkıntılarım oldu bu süreçte ama herkes de benim gibi yaşıyor sanırdım ta ki, kazandığım üniversiteyi kazanıp da kapılar ardına kadar kapanana kadar…İşte o zaman kırıldı gönül teknem de bir müddet ilerlemedi yol alamadı…Beni okuluma kabul etmeyen herkes suçluydu özellikle de sağlıklı insanlar diğer bir deyişle engelli olmayanlar…Yaklaşık bir ay devam etti serzenişlerim. O kadar yardımını gördüğüm insanlara bir anda kapılarımı kapadım…



Tam da o sırada Resim Öğretmenim girdi devreye, “Sen ne yapmaya çalıştığının farkında mısın, herkesi suçlayarak bir yerlere varamazsın hayat devam ediyor” dediğinde öyle bir silkindim ki, kendime ancak gelebildim…Oysa o vakte kadar böyle bir ayırımı hiç yapmamıştım. İlerleyen günlerde yaptıklarımdan öylesine pişman oldum ki, her mücadelemizde yanımızda olan birilerini onlarda benimle aynı hayatı yaşamıyor diye onları suçlamıştım…Haddim olmadan hem de arsızca sonradan kendimi affettirdim ve yapılan tüm ayrımlara kocaman bir çizgi çizdim…Bizler engelliydik ancak sadece damdan düşeni anlamak için illa ki, damdan düşeni aramak gerekmiyordu…

Eğer öyle olsaydı hiç görmeyen birisi omurilik felci geçirenin sorunlarını anlamayacaktı...Oysa tüm insanların etten kemikten yaratılmıştı tek fazlalıkları veya eksiklikleri niyetleriydi...Diğer insanı anlamak için engelliye özel bir yeti de verilmemişti…O yüzden yardım edebilir miyim diye izin isteyen insanlara fırsat tanıdım, izinsiz hayatıma balıklama dalanlar engelli de olsa engelsiz de olsa işte onlarla mücadelem her zaman oldu…Elbette sıkıntılar vardı elbette ki karşımıza hep duyarlı insanlar çıkmayacaktı ancak biz onların nezdinde tüm insanları aynı kefeye koyarsak her gün içimizden bir şeyler eksilir, kurunun yanında yaşta yanarsa gün gelir ki, yakacak odun da kalmazdı…
 

star trek

Üye
Üye
Katılım
Eki 2, 2012
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bizler engelliydik ancak sadece damdan düşeni anlamak için illa ki, damdan düşeni aramak gerekmiyordu…Eğer öyle olsaydı hiç görmeyen birisi omurilik felci geçirenin sorunlarını anlamayacaktı...[/B]
[/COLOR][/CENTER]

Malesef damdan düşeni damdan düşen anlar.
Anlamakta yetmiyor. Yani ben diğer engel sahibi bireyi arkadaşlarımı anlamam. Sadece onlarında benim gibi bir takım haklardan mahrum yaşadığını diğer insanlardan daha kolay görürüm. Empati kurarım.
Ama kesinlikle onun bedenine batan dikenin acısını ben tahmin edemem.

Zaten engelli bireylerin böyle bir talebi olamaz. Benim acıma ortak olucaksın anlayışı olabilirmi?
Olamaz.
Ama toplumun %99 u benimde bu toplumun bir bireyi olduğumu. Bu topraklarda benimde adım atma hakkım olduğu gerçeğini kabul etmelidir.
Yani siz % 1 olarak buna gönlen rıza duymuyorsunuz. Ama bu yeterli değil işte.

Bir insan bi yerde karşıdan karşıya geçiçek ve karşıya geçecek asanör. Alt geçit bulamıyorsa.
Burda o % 1 gönlünden buna rıza göstermeyeni düşünmez heralde..?
Hepsine aynı gözle bakar. Bundan doğal bir duygu olamaz.
Çünkü sonuç değişmiyor. Oraya alt geçit asansör yapmayanların hepsi engelsizdir.
Dünyayı bir tek kendileri için tasarlamışlardır.

Oysa zengin fakir de bile bu ayrım yok. Bir fakir gidip bir aylık maaşıyla da olsa bir zenginin tüketiceği her şeyi tüketebilir.

Bir engelli oraya alt geçit kazabilirmi? Asansör alabilirmi?

Kurunun yanında yaşta yanar!!!
Bu doğa kanunudur. Bir ormanda yangın varsa kuru yaş demez yanar.
% 1 i Allah yakmasın ne diyeyim:(
 
M

mavibalina2012

Guest
Star Trek, söylemlerinin büyük çoğunluğunda haklısın…Evet birçok engelleri koyanlar engelsizler iş dağılımlarını ve istihdamları düşünürsek haklısın peki engelli yetkili hiç mi çıkmadı, hangi engelli yetkili koltuğuna oturur oturmaz engellileri düşündü ben de engelliydim zorluklar yaşadım kolları sıvayayım da engellilerin sorunlarına el atayım dedi...Tabi ki, aynı engel grubunda olanlar birbirlerini çok daha fazla anlar ama diğer engellilerde diğerinden daha az olsa da en azından sıkıntı yaşadığını bilir...Azınlık da olsa ki ben son zamanlarda sayılarının çığ gibi arttığına inanıyorum, insanım diyen kişi empati yapmalı ya ben de aynı koşullarda olsaydım yaşamak için neler yapardım kısmını irdeleyerek ihtiyaç duyana yardım etmelidir…Yani bu konuda genelleme yapılmaması kanaatindeyim…Düşünürsek bizi okutan öğretmenlerimiz engelsiz, bizi iyileştiren doktorlarımızın tamamına yakını engelsiz, engellilere yönelik bir çok kurumun yöneticileri, çalışanları engelsiz, engellilere destek vermek amacıyla “Engelsiz Dünya Projesine” destek vererek iki saat boyunca engellilerin sorunlarını sanal aleme taşıyan ve Türkiye gündemine oturtmayı başaran engelli dostları da engelsiz…Dolayısıyla ben son zamanlarda engelsiz insanların engellilerden daha fazla duyarlı olduğunu düşünüyorum…
 

santomaster

Üye
Üye
Katılım
Ocak 1, 2013
Mesajlar
18
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
..öncelıkle ınanıs anlamında sahsım adına bemn dünyaya yaratık olarak geldigime inanıyorum ve insan olmam ıcın çeşitli meziyetlerim olması lazım durustluk samimiyet ahlak gibi vs vs gidebilir bu liste, o zaman bence ınsan olmaya dogru yola çıkmısım demektır...fakat bugun bılıyorum kı bir diger insanı kabul etmek yada yargılamamk gayet zor çünkü canlının nesnel goruntusune odaklanıyoruz ve ınsan dıyıp gecıyoruz ama ıcerıgını bılmıyoruz gerçekten insan mı ? o zaman da bence farkında olmadan ayrıstırma başlıyor engelli olan olmayan bmw seven tofas seven gıbı ki malesef te ortak bır uzlasıda yanı dunyada yasayan ınsan olma konusun da sevgı de ve aşk ta bırlesemıyoruz hayata karsı.....hz mevalananın deyımıyle benden ayrı dusundugumde senı. sen degıl ben yanıyorum aslında .......onun için bence engel yada başka bıseye takılmadan ki engelsiz insanlar da paylaşıyor bu forum da ve saygı duyuyorum herkeze biz olabılmek ıcın ne yapmalı onu dusunmek lazım yoksa bana gore ısın ıcınden sıyrılmak mumkun işte mesela attan dusenın halınden attan duser anlar gıbı .....evet atesin etrafında dolasanlar atesten elı yananlar kadar acı hıssetmez hz mevlananın da dedıgı gıbı fakat o acıya eger etten ıbaret olmayan bır kalbe sahıplerse ortak olabılırler diye dusunuyorum.bence bızım ıcımızdekı atese ortak olmak ısteyen ınsanları benım de ınsanların da kucaklaması lazım. zor olabılır bu deneyım ınsanın sevgısını acması karsı tarafı anlamaya calısması zor olabılır ama kesınlıkle yapıla bılır bence kendi adıma denemeye çalışıyorum yasamım ızın verdıkcede denıyecem inşallah ....bence insan olmaya calısmak ve hz ınsan makamına ulasmak bunların hepsıne çözüm olacaktır dıye dusunuyorum......ve bunun için tüm kalbımle dua ediyorum.....cinsiyetten sıyrılıp ırk tan dın den mıllıyetcılıkten ve herturlu ayrıstırılmadan sıyrılıp biz olmaya çalışmak lazım.ruhlarımızın ıcınde oldugu bu beden denen kafesten sıyrılıp ruh olarak varoldugumuzda diger ruh lara basımız onumuze egik durmasın istiyorum....bu da aşk ve sevgıyle olur hz mevlananın deyımıyle öyleyse,,,,,,,,,,, aşk olsun......engelli bir birey olarak halk tabırıyle tabi ( bi engelim oldugunu dusunmuyorum :) engelsiz insanlarında haklarımız ve yasamsal kalıtelerımız ıcın verdıgı emeklere çok saygı duyuyorum ve çok mınnettarım dilerim bende insan olup onlar ı anlar ve cektıgım acıdan uzaklasıp onların acı cekmedıklerı halde ortak olma cabalarına yetecek samımıyetı ve kucaklamayı saglarım inşallah.......
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Santomaster,

Bir kere daha hoşgeldin aramıza demek istedim ve yorumunu da çok beğendim. .

''evet atesin etrafında dolasanlar atesten elı yananlar kadar acı hıssetmez hz mevlananın da dedıgı gıbı fakat o acıya eger etten ıbaret olmayan bır kalbe sahıplerse ortak olabılırler diye dusunuyorum.bence bızım ıcımızdekı atese ortak olmak ısteyen ınsanları benım de ınsanların da kucaklaması lazım. zor olabılır ''

Aynen sana katılıyorum... bence zor olabilir değil kesinlikle çok zordur anlamaya çalışmak insanı ve ateşten eli yanmadığı halde yanmanın acısını içinde bir yerlerde yüreğinden hissedebilmek çok zordur ama asla imkansız değildir. Yeter ki hissedebilmeyi istesin insan :) yapamayacağı şey yoktur ki insanın...nasıl ki aynı ateşin onu da yakmasını bizler hiç bir zaman istemeyiz işte bu noktada onların da bizim yanışımıza çok üzüldüklerini ve ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarına inanırız sadece...

İnsan inanırsa güvenir , güvenirse sever, severse alışır, alışırsa bağlanır...
Bu sitede kurulan dostluk ve arkadaşlık bağlarımızın hiç bir zaman kopmaması dileklerimle,
 

santomaster

Üye
Üye
Katılım
Ocak 1, 2013
Mesajlar
18
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
hoşbuldum tesekkur ederım gazoz agacı.........................
 

Ooyledegil

Üye
Üye
Katılım
Mar 20, 2013
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Hani bir konuda anlatacak çok şeyiniz vardır ama konuşmamayı tercih eder ya insan; "neresinden başlayayım da neresinde bitireyim" kafasında kestirilemez ya? Sonra susmayı tercih eder? Sitenizi takip etmeye başladığım bir kaç gündür tam da bunu yaşıyorum.

Bir kısım arkadaşlarımızın tabiri ile engelsiz, 'öteki' arkadaşlarımın tabiri ile 'onları asla anlayamayacak' olanım.

Sevgili mavibalina arkadaşımın yazısına denk geldikten sonra cesaretimi toplayıp üye oldum.

Yukarı da kendimi az çok tanıttığımı düşünüyorum ama size yetersiz gelmiş olabilir. Sizlere birazda mesleğimden, işimden, gücümden bahsedeyim.

Çalıştığım iş yerine gelen işitme engelli müşteriyi fark edince köşe bucak saklandım. Belki biri ile mücadele edebilirdim ama 2 kişilerdi.

İşimden evime dönerken tekerlekli sandalye ile karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir arkadaşıma yol verdim. Nasıl bir bakış atacağından endişe ettim. İnanın şoför koltuğunda öyle bir küçüldüm ki polisler görse bu ufaklığa ceza keserlerdi.

Diğer çalıştığım mağazayı ziyaret eden ve işaret dili ile anlaşan 5 kişilik genç gurubu fark ettiğimde uzaylı görmüş gibi oldum.

Bir başka gün belden aşağısı olmayan ve elleri ile yürüyen bir beyefendi iş yerimize geldi ve maddi yardım istedi. Ona da öyle bir yukarıdan baktım ki.. Sonrada çocuk muamelesi mi yapsaydım acaba diyerek kahrettim. Böyle bir fırsatım varken?

Ankara' ya bir iş gezisine gittiğimde de yerdeki sarı şeritleri fark ettim. “Melih Gökçek’in bir ahbabı herhalde bunları üretiyor, her yerde varlar, ne alaka?” dedim.

Zannediyorum buraya kadar ki kısmı ‘ötekileştirdiğiniz’ bendi. Bir de beni ‘ben’ den dinleyiniz, uzadı, farkındayım.

- Çalıştığım iş yerine gelen işitme engelli müşteriyi fark edince köşe bucak saklandım. Belki biri ile mücadele edebilirdim ama 2 kişilerdi.

Eeee, onca yıl hiçbiri ile iletişim kurmaya cesaret edememiş, iletişim kurmak istediğinde de “zannediyorum o an keyfi yerinde olmadığı” için onunla konuşulmamış bunca yıl. Bak mecbur kaldık, şimdi ben nasıl konuşabilirim ki? Ne yapabilirim? İşaret dili nedir, ne değildir, sizden değil de kimden öğrenebilirdim? Ya da sizler buna vesile olmazsanız bana ne vesile olabilirdi? Utandım tabi, yazarak mı konuşacaktık? Elimle Euro simgesi mi göstermeye çalışmalıydım? Hem ilk kez konuşmak zorunda bırakılıyorum, ne bileyim ben?

Keşke, geçmişte bir yerde biri de gelip merhaba kağıdını dayasaydı gözüme. 'Benim adım X' yazıp imzasını da alta atsaydı. Şöyle bir tanışsak da en azından nasıl yaklaşabilirim, onun bana ihtiyacı olduğu zaman veya benim ona ihtiyacım olduğu zaman nasıl iletişim kurabilirdik onu öğrenseydik. O zaman sürü ile gelseler de fark etmez, kağıda 10 parmak yazmayı da öğrenirdik.

- İşimden evime dönerken tekerlekli sandalye ile karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir arkadaşıma yol verdim. Nasıl bir bakış atacağından endişe ettim. İnanın şoför koltuğunda öyle bir küçüldüm ki polisler görse bu ufaklığa ceza keserlerdi.

Her hareketimden bir hakaret çıkarana mı denk geldim acaba? Acaba o mu? Değil mi? Hmm. O mu değil mi şuan bunu kestirmek imkansız tabii ki. Ama kişi bilsin ki onun yerinde kim olsaydı ben zaten yol verecektim. Torpillim değil. Onun sandalyesi varsa, benim de arabam var, hiç artistlik yapmasın! Yapmasın çünkü hareketlerimiz ona özel değil. Ona özel gelmesin yapmacık gülümsememiz, “çok geçmiş olsun” larımız, “çok üzüldüm” lerimiz ve “seni anlıyorum” larımız. Gayri ihtiyari yol verdim ona. Gayri ihtiyarı kız arkadaşımın tırnağı kırıldığında yüzümü buruşturup “çok acıdı mı? kıyamam” dedim. Yanında bomba patlamış gazimizin ve feci bir trafik kazasında bacaklarını kaybetmiş abimize üzüldümde. Ne yahu? Benden önce bu duruma kaç kişinin üzüldüğünü ve bu durumdan ne kadar sıkıldığını hesaplayamamış olabilirim. Acımak ile üzülmek kavramlarını birbirlerine karıştırabilme ihtimalini de düşünmedim. Bir de üzülebilirim lan ben? Yani üzücü bir durum..? Ama keşke onu her gördüğümde üzüleceğimi düşünmese. Ben psikopat mıyım her karşılaştığımızda üzüleyim? GAYRİ İHTİYARİ üzüldüm, ben her şeye böyle anlık üzülebiliyorum, affetsin. Terslemesin, ‘o an’ geliyor, akıl edemiyoruz. Çünkü aslında herkese vereceğimiz tepkiyi veriyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak da yapmacık olurdu yahu.. Adam mayına basıyor, çime değil.. İnsan yapmacık aslında, ona özel hareket etmiyorlar. Her misafirliğe geldiğinde “dersler nasıl evladım” diye yüzüme sırıta sırıta soran teyzelere de ben çok kızardım. Matematik zayıf, şimdi herkesin ortasında gıcıklığına mı soruyor lan? Bu böyle ulu orta sorulur mu? Amacın ne kadın senin..? Mandalina soy, kuruyemiş ye herkes gibi.. İlgilenme benimle!

- Diğer çalıştığım mağazayı ziyaret eden ve işaret dili ile anlaşan 5 kişilik genç gurubu farkettiğimde uzaylı görmüş gibi oldum.

Yaşadığım şehrin çok ötesinde kıyafetleri, hangi şehirden gelmiş olabilirler? Müthiş bir zevk, müthiş bir bakış açısı bu renklerin uyumu.. Dibim düştü evet. Birbirleri ile iletişimlerinden anladığım kadarıyla aralarında ti’ye aldıkları biri de var, sürekli ona gülüyorlar. :) Ayyynı bizim Ahmet’e güldüğümüz gibi. Bak yine aklıma geldi… Çok keyifliler, nedir onlara bu kadar komik gelen?

Upss!! İçlerinden bir tanesi, mağazanın bir ucundan diğer ucuna işaret dili ile sanki “bu lambader çok güzel, tasarruflu ampül takılabiliyor, abajurla takım bakınnn!!” diye bağırdı! Ortalarından yarıp geçen kalabalığa rağmen, sessizce bağırdı ve kimseler hissetmedi bile, bu harika…? Keşke tanışabilseydik, çünkü bu ekip beni kendisine gerçekten hayran bırakmıştı. Uzaylılar dicem onlara.. ulu manitu? Siz koyun adını, olmayacak bu iş belli.

- Bir başka gün belden aşağısı olmayan ve sandalyesiz, elleri ile yürüyen bir beyefendi iş yerimize geldi ve maddi yardım istedi. Ona da öyle bir yukarıdan baktım ki.. Sonrada çocuk muamelesi mi yapsaydım acaba diyerek kahrettim. Böyle bir fırsatım varken?

Yine nasıl davranacağını bilememe sendromu. Benden yaşça büyük, çok alçakta idi. Aldığım terbiye midir etken, başka bir şey midir bilmiyorum. Dizlerimi kırıp, onun hizasına inmeli miydim? Öyle hissettim birden. E bunu çocuklara yaparlar??!! Ne yapmalıydım? Kestiremediğim ve bir telaşın sardığı o günlerden biri daha.. Çok yukarıda hissettim kendimi, bu durumdan ötürü kötü hissettim yani anlatabiliyor muyum? “.. Sonrada çocuk muamelesi mi yapsaydım acaba diyerek kahrettim.”

- Ankara'ya bir iş gezisine gittiğimde de yerdeki sarı şeritleri fark ettim. “Melih Gökçek’in bir ahbabı herhalde bunları üretiyor, her yerde varlar, ne alaka?” dedim.


Ankara' ya bir iş gezisine gittiğimde de yerdeki sarı şeritleri fark ettim. Ne kadar güzel düşünülmüştü. O sarı çizgilerin üzerinde yürüdüm 23 gün boyunca. Uzun sarı çizgiler ‘yürümeye devam et’ darken, yuvarlaklar ‘dur burada yol, merdiven, metro vs.” var diyordu bana. - Onlar gibi hissedebilmem için bana verilen bir fırsat işte. Gecenin bir vakti çek simsiyah gözlükleri bir gün çık şu sokağa? Hissederek yürü, anlayarak, yürümek için cabala.. Tüm kör duyuların var gücüyle yol göstermeye çalışsın sana.. Ne güzel düşünmüşler. Evet, sanırım benim gözlerim görmese Maltepe İçkale Otel' den Kızılay Meydanı’ na kadar yürüyebilirim! Her yere yapmalılar bundan!

Dakikalar sonar “Nerdeee bizde bunu yapacak insaniyet” diye düşünmekten de kendimi alamadım. Zaten sonrasında da “Melih Gökçek’in bir ahbabı herhalde bunları üretiyor, her yerde varlar, ne alaka?” dedim. İsyan ettim.

Nerede bitiremeyeceğini bilemeyen ‘ben’ yazdıkça yazmışım, bağışlayın. Uzun uzun anlattım lakin bu hikayelerden; “ lütfen ön yargılarınızdan arının, insanlarla iletişim kurun, onlara sizlerle nasıl konuşmaları, nasıl davranmaları gerektiğini öğretin, anlık mutsuzluklarla bunun peşini bırakmayın, bizi ötekileştirmeyin, bana beni anlayamaz demeyin, bana acıyor diye düşünmeyin. iyi, pozitif, sosyal ve en önce siz anlayışlı olun.” anlamlarının çıkması gerekiyordu, idare edin, kimse mükemmel değildir. :)
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,524
Tepkime Puanı
196
Puanları
63
Yaş
50
@Ooyledegil, yazdıklarını büyük bir zevk ve birazda şaşkınlıkla okudum. Şaşkınlıkla okudum derken daha önce forumda açılan onlarca konuda "engelliler kendilerini sadece kendi gibi olanların anlayacağını" söylediklerinde hiç bir engeli olmayan üyelerimiz çıkıp bunun biraz acımasız bir eleştirili olduğunu yazmalarını üzere kendi kendime defalarca "acaba bizi ötekileştiren (bildik manada) engelsizleri farkına varmadan bizde kendi içimizdemi ötekileştiriyoruz" diye sormuştum...

Evet o kadar çok itilip kakıldık ki bir savunma mekanizması içinde bize hiç bir art niyeti olmadan, ne diyeceğini ne söyleyeceğini bilmeyen insanlara karşı ön yargıyla yaklaşıyor her dediğini sorun ediyor olabiliriz. Hani buna birazda "çıt kırıldım engelli modeli" diyelim. Bu durumu kişisel yaşantımızda da görmek mümkün. Örnekse benle konuşan ahbap eş dost konuşmaya başlayıp "sizin gibi özürlüler ayyy çok pardon özürlü demem sizi rahatsız mı ediyor? engellimi diyeyim? inanın kötü niyetim yok nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum." mealinde ettikleri cümlelerden yaşadıkları sıkıntıyı anlayabiliyorum.

Senin ifadenle çok uzun bana göre her engellinin durup durup tekrar okuması gereken yazın için bir kere daha teşekkür ederim. Sanırım hep başkalarını suçlamak yerine birazda kendi davranışlarımızı sorgulamamız gerekiyor.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bir çok kez engelliyi sadece engelli anlamaz insani duygusu olan her insan biraz düşünürse engelli kadar olmasada yaşadıklarınızı hissedebilir diye söyledim ve birçok kezde bu konuda tepki aldım. Buna rağmen benim düşüncem değişmedi değişemez. Yazınızdada belirttiğiniz gibi ne yapılacağını nasıl davranılacağını bilememek tüm bu yanlış anlamalara sebebiyet veriyor. Engelliler olarak engelsizlere bukadar önyargılı yaklaşılmasa belki işler çok daha kolay olacak ve aradaki ayrımcalıklar teker, teker ortadan kalkacak. Bu güzel ve aydınlatıcı yazınız için sizi kutluyorum emeğinize sağlık.
 

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
öz eleştirinizi yaparken ,insanın hayat akışında ve sosyal yaşamında engelli ve engelsiz olarak zihinlerden geçeni o kadar güzel anlatmışsınız ki zevkle ve hayretle okuduğumu itiraf etmeliyim ...gerçekten tamda bunlar yaşanıyor...

sitemize hoşgeldiniz :)
 

Ooyledegil

Üye
Üye
Katılım
Mar 20, 2013
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Teşekkür ederim, hoş bulduk.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst