- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Bayındır Hastaneleri Kardiyovasküler Cerrahi Bölüm Başkanı Doç.Dr.Yaman Zorlutuna, “Her göğüs ağrısı anjina değildir” dedi.
Kalp krizinin habercisi olan anjina’nın sıkıntı, ağırlık huzursuzluk, uyuşukluk, yanma, başın veya göğsün arkasında parçalanma hissi şeklinde olabildiğini ifade eden Zorlutuna, ağrının kollara, boyna ve çeneye yayılabileceğini söyledi. Zorlutuna, “Anjina, genellikle yorulma, yemek yeme veya sıkıntı sonucunda ortaya çıkar. Her göğüs ağrısı anjina degildir, sadece doktorunuz doğru tanıyı koyabilir” şeklinde konuştu.
Her organ gibi kalbin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksinimi olduğunu hatırlatan Zorlutuna, kanın, kalp kasına koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla geldiğini belirtti. Zorlutuna şöyle devam etti;
Bilindiği gibi damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenmektedir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilmektedir.
İskemik kalp hastalığı dediğimiz bu tablo kendini genellikle ‘anjina’ adı verilen bir ağrı ile göstermektedir. Anjina her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp krizinin en önemli habercisidir. Bazen de hastalar hiç ağrı tanımlamadan da kalp krizi geçirebilmektedir
Zorlutuna, göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmaların belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturduğuna dikkat çekti. “Bu durum kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması demektir.” açıklamasında bulunan Zorlutuna, “Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilmektedir.
Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir” dedi.
haberler
Kalp krizinin habercisi olan anjina’nın sıkıntı, ağırlık huzursuzluk, uyuşukluk, yanma, başın veya göğsün arkasında parçalanma hissi şeklinde olabildiğini ifade eden Zorlutuna, ağrının kollara, boyna ve çeneye yayılabileceğini söyledi. Zorlutuna, “Anjina, genellikle yorulma, yemek yeme veya sıkıntı sonucunda ortaya çıkar. Her göğüs ağrısı anjina degildir, sadece doktorunuz doğru tanıyı koyabilir” şeklinde konuştu.
Her organ gibi kalbin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksinimi olduğunu hatırlatan Zorlutuna, kanın, kalp kasına koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla geldiğini belirtti. Zorlutuna şöyle devam etti;
Bilindiği gibi damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenmektedir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilmektedir.
İskemik kalp hastalığı dediğimiz bu tablo kendini genellikle ‘anjina’ adı verilen bir ağrı ile göstermektedir. Anjina her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp krizinin en önemli habercisidir. Bazen de hastalar hiç ağrı tanımlamadan da kalp krizi geçirebilmektedir
Zorlutuna, göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmaların belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturduğuna dikkat çekti. “Bu durum kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması demektir.” açıklamasında bulunan Zorlutuna, “Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilmektedir.
Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir” dedi.
haberler
