Kan Bağışının Önemi

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54

Kan Acil değil Sürekli bir ihtiyaçtır.


Kan üretilemeyen bir dokudur ve halen tek kaynağı sağlıklı bağışçılardır.


Kan bağışı hem toplumsal hem kişisel açıdan çok önemlidir. Eğer kan verir isek vücut yeni kan üretir ve bu vücut için yararlıdır.

Her yıl binlerce insan, bir kaza ya da hastalık sonucunda kan bulamadığı için hayatını kaybediyor. Buna karşılık yapılan araştırmalar, yaklaşık 72 milyon insanın yaşadığı Türkiye’de yıllık kan bağış oranının, nüfusun %1′i kadar olduğunu gösteriyor. Oysaki kan bağışı, kan bekleyen binlerce insanın hayatını kurtarmanın yanı sıra, bağış yapan kişinin sağlığını da olumlu yönde etkiliyor.

Kan Bağışı Yaşam İçin Yapılan Bir Armağandır


Ülkemizde her yıl 2 milyona yakın kan ihtiyacı vardır.Bu ihtiyaç çoğunlukla hastaların yakınlarından ve acil durumda sağlanabilmektedir.

18 ve 65 yaş arası olan sağlıklı bulaşıcı hastalığı veya riski olmayan 50 kg üzerinde kişiler kan bağışlayabilirler.
Yılda üç kez kan bağışı yapılabilir. Sağlıklı kişilerin yılda en az 2 kez bağışı yapmasıyla ülke ihtiyacı karşılanabilmektedir. Ancak düzenli olarak kan bağışlayan kişi sayısı çok azdır.

Kan Vermenin önemi

”Kanamalı bir hastada ya da büyük bir ameliyatta 6-8 ünite kana ve 4-5 ünite taze donmuş plazmaya ihtiyaç vardır. Problemli gebelik dönemi geçiren ya da kanamalı hamile bir kadının yaşamını sürdürebilmesi için kan ve kan ürünlerine gereksinim duyar. Hayatları boyunca kan ve kan ürünlerini almak zorunda olan hemofili ve talesemi hastaları sizlerin kan bağışınızı bekliyor. Yenidoğan ve kanın değişmesi için çok taze kana ihtiyacı olan bebekler sizin kanınızı bekliyor. Ağır böbrek hastalarının yaşamlarını sürdürebilmeleri için kan ve kan ürünlerine ihtiyaçları var. Kan yapılamayan tek ilaçtır. Bir gün siz de kan ve ürünlerine gereksinim duyabilirsiniz. Bağışladığınız her kanla ücretsiz olarak kan grubu tespit edilerek, hepatit B, hepatit C, frengi ve AIDS testleri de yapılmaktadır.”

Kimler kan verebilir ?

18 yaşını doldurmuş, 65 yaşından küçük sağlıklı herkes. Ancak bağışçıların sağlık sorgulamasından ve temel bir muayeneden geçirilmesinin ardından kimlerin kan verebileceği tespit edilir. 18 yaşından küçük, yakın zamanda sarılık hastalığı geçirmiş, önemli ve sürekli bir hastalığı olanlar başta olmak üzere incelemeler sonucunda kan vermesi uygun görülmeyenlerden kan alınamaz.

Kimler kan veremez ?

1. Hepatit B (Hiçbir zaman kan veremezler)
2. Hepatit C (Hiçbir zaman kan veremezler)
3. AIDS (Hiçbir zaman kan veremezler)
4. Sıtma (Tedavinin sağlanmasından 3 yıl sonradan itibaren kan verebilirler)
5. Frengi geçiren hastalar iyileşmeden 1 yıl sonra kan verebilirler.
6. Creutzfeldt-Jacob hastalığı olanlar hiçbir zaman kan veremez.
7. Chagas Hastalığı ( Alınan kan sadece fraksinasyon amaçlı kullanılabilir)
8. Tüberküloz (Tedavinin sağlanmasından 5 yıl sonra kan verebilirler)
9. Diabet (İlaç kullanmayan veya ilaç kullandığı halde kan şekeri regüle edilmiş olanlar kan verebilir)
10. Anemi (Anemi teşhisi konmuş kişiler kan bağışçısı olamazlar)
11. Gebeler kan veremez. Doğum veya gebeliğin sonlan(dırıl)masından 6 hafta sonra kan verebilirler.
12. Koroner kalp hastalığı angina pektoris ciddi kardiyak aritmi serebrovasküler hastalıklar arteriyal tromboz veya rekküren venöz trombozu olan kişiler kan veremezler.
13. Allerji ( Astım hastaları kan veremez. Polen allerjisi olanlar ise sadece allerjileri oldukları dönemde kan veremezler.)
14. Otoimmün hastalığı olanlar kan veremezler.
15. Kanama diatezi (Kanama eğilimi) olanlar ömür boyu kan veremezler.
16. Bronşit (Kronik bronşit hastaları kan veremez)
17. Kronik nefrit ve pyelonefritli hastalar kan veremez. Akut glomerulonefrit geçirmiş olanlar ise iyileşmeden 5 yıl sonra bağış yapabilir.
18. Malign (Habis) hastalığı olanlar gönüllü donör olarak kabul edilmezler.
19. Brusella almış olanlar tam iyileşmeyi takiben iki sene sonra kan bağışı gönüllüsü olabilirler.
20. Epilepsi hastaları kan veremezler.
21. Osteomyelit geçirmiş hastalar tam düzelmeden 5 yıl sonra kan verebilirler.
22. Cerrahi: Büyük ameliyatlardan sonra 6 ay boyunca kan bağışı alınmaz.Mide rezeksiyonu geçirenler ise hiçbir zaman donör olamazlar.
23. Transfüzyon: Kan veya kan ürünü alan donörler 1 yıl boyunca kan veremezler.
24. Attenüe virus aşısı yapılmış olanlar 3 hafta kan veremez.( Su çiçeği sarı humma kızamık kızamıkçık oral polio kabakulak)
25. Ölü bakteri aşısı olanlar 5 gün donör olamazlar.( Kolera tifo antrax)
26. İnaktif virus aşısı ve toxoid alanlar ise 3 gün kan veremezler ( Polio-injeksiyon influenza rabies difteri tetanoz)

Kan Vermenin Faydaları


* Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.
* Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.
* Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
* Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
* Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
* Kan bağışçısı her kan verdiğinde: AIDS , Hepatit B , Hepatit C , Sifiliz Kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.
* Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür.

Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır.


images
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Kan Bağışıyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Nermin Gönül Coşkun, kan vermenin kilo kaybına yol açtığı ya da bağış sonrası içilen vişne suyuyla vücudun kan yapmasını sağladığı gibi toplumda doğru bilinen yanlışlar bulunduğunu söyledi.

Coşkun, Kızılay tarafından yürütülen ’Güvenli Kan Temini’ projesi çerçevesinde gönüllü, güvenli ve düzenli kan bağışçılarına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Kan bağışçısı sayısının artırılması için çalışmalar yapıldığını dile getiren Nermin Gönül Coşkun, bağışlarda, doktor gözetiminde ve vatandaşların sağlık durumlarını ön planda tutan kontrol sonrası kan alma işlemi yapıldığını aktardı. Coşkun, kan vermenin faydalarıyla ilgili olarak, kan veren kişilerde tansiyon, kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinin, migren ve baş ağrısının, el ve ayak uyuşmalarının azaldığının, ayrıca vücudun daha dinçleştiğinin gözlemlendiğini kaydetti.

KAN VERMEK KİLO VERDİRMEZ

Vatandaşlar arasında kan bağışı konusunda doğru bilinen yanlışlara değinen Coşkun, yaz aylarının başlamasıyla kilo vermek amacıyla diyet yapanların kan bağışında bulunmak istediğini belirterek, kan verme işleminin kilo kaybına yol açmasının söz konusu olmadığını söyledi. Sağlıklarını olumsuz etkileyebilecek şekilde diyet yapanlardan kan almayı tercih etmediklerini dile getiren Nermin Gönül Coşkun, tansiyon ve nabız atışı normal olan ve diyetisyen kontrolünde kilo veren kişilerin kan vermesinde herhangi bir sakınca bulunmadığını kaydetti. Coşkun, düzenli kan bağışı yapan kişilerin de kilo alma endişesi yaşadığına dikkati çekerek, belirli yaştan sonra metabolizmanın yavaşlaması sonucu insanlarda kilo artışı görülebileceğini hatırlattı.

VİŞNE SUYU KAN YAPMAZ

Coşkun, kan bağışı sonrası içilen vişne suyunun kan yaptığı yönündeki düşüncenin de yanlış olduğunu ifade etti. Kan bağışı sırasında vücuttan bir ünite yani 490 mililitre kan alındığını kaydeden Coşkun, bağıştan sonra vücuttaki sıvı dengesini sağlamak amacıyla vişne suyu, maden suyu ya da su ikram edildiğini belirtti. Coşkun, kan verme işleminin ardından tansiyon ve şeker dengesinin sağlanması gerektiğini de anımsattı. Kan bağışının ardından vücudun ilk üç günde kan yapımına başladığını ve 10 gün içerisinde alınan kanı tamamladığını kaydeden Coşkun, erkeklerin 3 ayda bir, kadınların da 4 ayda bir kan bağışı yapabileceğini dile getirdi.

TEK KULLANIMLIK TIBBİ ÜRÜN

Kan verme işlemi sırasında bulaşıcı hastalığa yakalanma endişesi yaşayanlar olduğunu da belirten Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Nermin Gönül Coşkun, kan bağışında kullanılan iğne, kan torbası gibi tıbbi ürünlerin tek kullanımlık olduğunu söyledi. Steril ortamlarda muhafaza edilen tıbbi ürünlerin kullanıldıktan sonra atıldığını anlatan Coşkun, aynı ürünün ikinci kişide kullanılmasının söz konusu olmadığını kaydetti. Coşkun, ayrıca 18 yaş altındaki kişilerin reşit olmadığı için kan bağışı yapmasının yasal olmadığını söyledi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst