Kangren Nedir?Kangrene Neden Olan Sebepler Nelerdir?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kangren dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen kaybedeceğimiz bir uzvumuz olduğu için adıda ürkütücü oluyor. Fakat yazımızdanda anlayacağınız gibi kangreninde çeşitleri olduğunu göreceksiniz ve her kangrenin uzuv kaybı anlamına gelmediğini, tedavininde mümkün olduğunu fakat her hastalıkta olduğu gibi erken müdahalenin şart olduğunu göreceğiz.


kangren-225x300.jpg


Kangren dokuların kendilerini besleyen atardamarların herhangi bir sebeple, yetersiz hale gelmesi veya tıkanması sonucunda hayati fonksiyonlarını kaybetmesi durumudur.

Kangren, şu üç grupta incelenebilir; Kuru Kangren, Yaş Kangren, Gazlı Kangren.

Kuru kangrende simsiyah bir renk alan kangren bölgesi, kupkuru bir halde olup, bir mumyayı andırır. Bu tip kangren, atardamar tıkanması sonucu olur. Kangrenli bölge, canlı bölgeden çok belirgin bir çizgi ile ayrılır. Buna demarkasyon hattı veya atılma çizgisi denir.

Yaş kangren ise beslenmesi aşırı derecede bozulmuş dokuların sıyrık yoluyla mikrop kapması veya kuru kangrenin enfeksiyona maruz kalması sonucunda meydana gelir. Yaş kangren, en çok şeker hastalığının yaptığı damar bozuklukları sonucu meydana gelen kangrenlerde görülür. Çünkü şeker hastalığında enfeksiyonlara karşı bir eğilim vardır. Enfeksiyon süratle ilerlediğinden, kangrenli uzvun sağlamca görülen kısımları da şişer, kızarır ve bu kısımda su dolu kesecikler meydana gelir. Zararlı maddelerin kana geçmesi sonucu hastanın durumu hızla kötüye gider.

Kangren, hemen birçok organ ve dokuda görülebilir ve en çok kollar, bacaklar, apandisit, ve ince barsaklarda görülür. Nadiren safra kesesi, testisler ve erkek cinsel organında da ortaya çıkabilir.

Kangrenin bir çeşidi de, gazlı kangrendir. Bol kas harabiyeti olan yaralara, oksijensiz yerlerde yaşayan bakterilerin girmesiyle meydana gelen ve zamanında müdahale edilmezse ölümle sonuçlanan bir durumdur. En çok, savaş yaralarında, kirli ve bakımsız yaralarda görülür. Çoğalan bakteriler gaz meydana getirirler. Bu bakteriler içinde en önemlisi Clostridium perfringens`tir. Dokular gazla gerildiği için ilk belirti olarak, hasta pansumanları veya sargı alçısının sıkmasından şikayet eder. Daha sonra fasiaların (kaslar üzerini örten zarlar), altında toplanan fazla gerilme sonucu çok şiddetli ağrılar olur. Bir pensle derinin üzerine vurulunca davul sesi alınır. Durum daha da ilerleyince besleyici damarlar çok sıkıştığından deride mavimsi lekeler meydana gelir. Buna paralel olarak ağır bir septik (iltihabi) şok tablosu, ruhi bozukluklar ve akut böbrek yetmezliği ortaya çıkar.

Belirtiler ve Tehlikeler

Bacak atardamarlarında hastalık varsa kangren kendiliğinden ortaya çıkabilir, ama genellikle derideki hafif bir iltihapla ya da hasarla başlar.

kangrenin başlamasıyla deri kızarır ve parlak bir görünüm alır. Bastırıldığı zaman beyazlaşır ve yeniden pembeleşeceğine birkaç saniye beyaz kalır, sonra bölgenin rengi solar; önce koyu kırmızı, sonra mor, daha sonra da siyaha dönüşür.

Bacaklardaki ciddi damar hastalıklarında, önce iltihaplar oluşur. kangren daha sonra ortaya çıkar. Bu durumda kan akışı , dolayısıyla da iltihapla savaşacak akyuvarlar daha azdır.

Neler kangren e sebep olur

Kangrene sebeb olan birçok durum vardır:

1. Damar sertliği zemininde bir atardamarın cidarında bir pıhtı teşekkül ederse, o damarın beslediği organda kangren husule gelir. Mesela, bacakta husule gelirse; önce şiddetli ağrı, karıncalanma, solukluk veya morarma, bacağı hareket ettirememe, bacağın altındaki damarlarda nabzın alınamaması ve soğukluk ortaya çıkar. Daha sonra kuru veya yaş kangren gelişir.

2. Bazan bacaktaki büyük toplardamarlardan birisinin de tıkanması neticesi kan dolaşımı güçleşir, bacak şişer ve nihayet o bacağı besleyen atardamardaki kan ilerleyemez olur. Kangren gelişir ki buna da venöz kangren denir.

3. Kan dolaşımına, hasta bir kalpten, bir pıhtı atılabilir. Bu pıhtı tamamen normal olan bir atardamarı tıkar ki buna emboli denir. Neticede o damarın beslediği dokuda kangren ortaya çıkar.

4. Şeker hastalığı da atardamarları bozarak tıkanmalarına ve kangrene sebebiyet olur. Bu daha çok ayak parmaklarında görülür.

5. Raynaud hastalığı denen sempatik sinir sisteminin bir rahatsızlığında da özellikle elleri besleyen atar damarlarda uzun süreli spazmlar (kasılmalar) olur. Bunlar sık sık tekrarlarsa, el parmaklarında simetrik olarak küçük kangren odakları husule gelmesine sebeb olur.

6. Ergot kangreni: Çavdar ekmeği yiyenlerde görülebilir. Çavdar mahmuzunda bulunan ve ergot alkoloitleri denen maddeler, özellikle vücudun uç kısımlarını (parmaklar, burun, erkeklik uzvu) besleyen atardamarları spazma uğratarak kangrene yol açabilirler. Buna daha çok Akdeniz kıyılarında ve Rus steplerinde rastlanmaktadır.

7. Darbe ve kemik kırıkları neticesinde de o uzvu besleyen damar sıkışarak kangren meydana gelebilir.

8. Buerger hastalığı denen bir atardamar hastalığında da kangrenlere çok rastlanır. Bu hastalık, sigara ile sıkı sıkıya ilgilidir. Vak’aların % 90’dan fazlasını sigara içen erkekler teşkil eder.

9. Barsak düğümlenmeleri, fıtık muhteviyatının (kapsamının) fıtık boynu tarafında sıkıştırılması da kangrene sebeb olur. Akut apandisit neticesinde apandisitte kangren gelişebilir.

10. Soğukların yol açtığı donuklar da kangren sebebidir. Soğuk, damar çeperindeki hücrelerin zedelenmesine, dokuya sıvı sızmasına ve kan dolaşımına mani olan bir ödeme yol açar. Hasta, aşırı bir yanma hissi duyar. Etkilenen bu kısımda bir süre sonra ağrı diner ve doku balmumunu andıran bir görüntü kazanır.

11. İatrojenik kangrenler de vardır. Bunlar sağlık personelinin yanlışlıkla yol açtığı kangrenlerdir. Mesela, kırık bir kolun kötü bir pozisyonda sıkıca alçıya alınması veya parmaklara adrenalin ihtiva eden lokal anesteziklerin enjekte edilmesi kangrene yol açabilir.

Kangren de Tedavi

Kangrenlerin tedavisi kökenlerine göre değişir : Enfeksiyona bağlı kangrenlerde antibiyotikler ve mikrop kırıcı eriyikler, daha eski deri hastalıklarının ihtilatı olarak beliren kangrenlerde kangren serumları kullanılır.

Süt çocuklarındaki kangrenlerde, hemen uygulanan antibiyotik tedavisi, kan aktarımları,su ve elektrolit dengesinin yeniden düzenlenmesi ve kortizon tedavisini kapsayan yeniden canlandırma tedavisiyle birleştirilir. Ayrıca, doku ölümüyle sonuçlanmış yaraların erken olarak cerrahi girişimle çıkarılması ve apselerin boşaltılması gerekir.Komşu dokulardaki dolaşımın durumuna, kangrenin sebebine ve yerine göre değişiklik gösterir. Örneğin; barsak düğümlenmeleri, sonucu ortaya çıkan kangrenler, akut apandisit acil cerrahi müdahale gerektirir. Uzuvlarda ortaya çıkan bir kuru kangren durumunda, kangrenli dokunun kendiliğinden düşmesi beklenebilir. Fakat yaş kangren durumunda, acilen uzvun çıkarılması gerekebilir. Şeker hastalığına bağlı kangrenleri önlemek için öncelikle şeker hastalığı kontrol altına alınmalıdır. Kısacası tedavi nedene yönelik olmalıdır

Yatmaya bağlı yaralar, her şeyden önce önleyici tedavi gerektirirler : Yerel bakım; talk pudrası sürme; dikkatli masajlar; günde hastaya birçok kez yatış biçimi değiştirmenin yanısıra yatak çarşaflarının değiştirilmesi. Yaralar görülür görülmez masaj, mikrop kırıcı çözeltiler, kurutucu çözeltiler, havalandırma, hattâ morötesi ışınlarla tedavi edilmelidir. Daha geç dönemde, bu tedavi daha da titiz uygulanmalıdır: Temizleme ve mikrop kırıcı çözeltilerle (Dakin çözeltisi, permanganat, Labarra-que sıvısı) yıkama; boyalı maddeler sürme. Kuyruk sokumu bölgesindeki yatmaya bağlı yaralar, bazen yalnızca cerrahi girişimle, deri yamaları konarak iyileştirilebilirler. Aynı biçimde, çıkarılmaları gereken uyluk kemiği büyük çıkıntısı ve oturga bölgesi yaraları için de, cerrahi girişim zorunludur.

Gazlı kangren nedir tedavisi

GAZLI Kangren: Gazlı Kangren çeşitli biçimlerde gelişen yaralardaki ölü Kangrenleşmiş dokulara yaralanma sırasında bulaşan, genellikle klostridium cinsinden olan, havasız ortamlarda yaşayıp çoğalabilen ve bu sırada da üredikleri bölgede gaz üreten bakterilerin yol açtıkları bir yaradır. En sık rastlanan etkenler “Klostridium perfiringes”, “Klostridium septikum”dur. Bu bakterilerin yanı sıra “Proteus”, “PsÖdomonas” cinsleri ve “Eşeria koli” bakterilerinin de bulunması dokulardaki oksijeni harcayarak klostri-diumlarm üremesini kolaylaştırır. Yaralanan do-kuiarda kan dolaşımı bozulduğu, ya da damarların tıkandığı durumlarda yeterince kanlanamayan dokular (yani yeterince oksijen alamayan dokular) bu gibi bakterilerin buralara bulaştıklarında gazlı Kangren gelişmesi için uygun bir ortam hazırlarlar. Yukarıda değindiğimiz bakteriler gerek toprakta ve gerekse elbiseler üzerinde bulunabilirler. Gazlı Kangren genellikle kaslara dek derin olan yaralanmalarda ortaya çıkar. Bu gibi bölgelerin röntgeni çekildiğinde, filmde gaz kabarcıkları görülmesi gazlı Kangren düşündürmelidir. Bacaklarda ve sırtta oluşan yaralarda gazlı Kangren gelişme tehlikesi daha yüksektir. İnfeksi-yon bir kez yerleşirse, hızla öteki sağlam kaslara ve dokulara doğru yayılır.

İnfeksiyonun kuluçka devri genellikle 1-4 gündür. Ama bu süre 6 haftaya dek uzayabilir. Bu kuluçka devrinden sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Yara bölgesinde ağrı, yumuşama ve gevrekleşme, ödem, nabzın hızlanması, ateşin düşmesi, kusma’gibi belirtiler gelişir. Hastanın yara bölgesine basıldığında kasların lifleştiği ve yaradan kötü kokulu kahverengi bir sıvının aktığı görülür. Gazlı grangrenin oluşmaması için yaralanmalarda belli tedavi ilkeleri uygulanmalıdır. Önce yaralanmış bölgedeki tüm Ölü dokular kesilerek çıkartılmalıdır. Uygun bir biçimde yaranın temizlenip pansumanı yapılmalı, özellikle sık sık bol oksijenli su [H2O23 ile yıkanmalıdır. Ayrıca penisilin gibi bir antibiyotik uygulanmalıdır. Diğer bir uygulama ise 20000 ünite “Gazlı Kangren antitoksin serumu”nun zerk edilmesidir. Bu saydığımız önlemler uygun ve yeterli bir biçimde uygulandıklarında, gazlı Kangren oluşması önlenebilir. Eğer gazlı Kangren gelişmişse hastaların acil olarak ameliyata alınmaları gerekir. Bu durumda hastanın Kangrenli organının çıkartılması gerekebilir. Tedavi edilmeyen Kangren hastalan aniden hayatlarını kaybederler

Yaş kangren

Bu tip, bakteryel enfeksiyon neticesinde olu-şur. Başlangıçta kangren olan doku kırmızılaşır ve enflamasyon neticesinde sıcak bir hal alır. Zamanla doku soğur ve mavileşir, sonuçta yaş kangren ortaya çıkar ve doku aşağıya düşer. Bakteriyel enfeksiyon nedeniyle yaş kangren hızla yayılır. Bakteriler doku bozulmasını hızlandırır. Gazlı kangren denilen bu durum belki de kangrenin en tehlikelisidir. Bu kangren kuvvetli, hoş olmayan ve dokuları imha eden bir gaz meydana getirir. Eğer tedavi edilmezse, kişi birkaç gün içinde ölür.

Kuru kangrende simsiyah bir renk alan kangren bölgesi, kupkuru bir halde olup, bir mumyayı andırır. Bu tip kangren, atardamar tıkanması sonucu olur. Kangrenli bölge, canlı bölgeden çok belirgin bir çizgi ile ayrılır. Buna demarkasyon hattı veya atılma çizgisi denir.

Kangren, hemen birçok organ ve dokuda görülebilir ve en çok kollar, bacaklar, apandisit, ve ince barsaklarda görülür. Nadiren safra kesesi, testisler ve erkek cinsel organında da ortaya çıkabilir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst