Kendi hayatının yabancısı olmak...

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
İnsan, hiç kendine yabancı olur mu? Kendinden bu denli uzaklaşabilir mi?
Özüne dönmek diye bir şey var mı gerçekten?

50 yıllık yaşamım boyunca bir sürü badireler atlatmış biri olarak diyebilirim ki yaşadığım en acı olay kendime yabancılaşmamdı. O denli uzaklaşmıştım ki hayattan, kendimden, sevdiklerimden ne yapacağımı bilmez bir halde haftalarca hatta aylarca koptum sevinçlerimden, hayallerimden, sevdiklerimden...Kalabalıkların tam ortasında çırılçıplak bir yalnızlıktı hissettiğim...yüzlerce kişinin arasında kopkoyu bir yalnızlık duygusu...daha önce hiç tatmadığım, bilmediğim bir bensizlik...öylesine tükenmişlik böylesine çaresizlik daha önce onca tramvanın ardından bile hissetmediğim duygular...

Hayatında yaşadığın en büyük pişmanlık nedir? diye sorsalar: ''Kendime yaptığım kötülüktü'' derim. Bir insan kendine nasıl kötülük yapabilir ki? diyecekseniz eminim ama ben yaptım! Kendimi iyileştirmeyi, tedavi görmeyi hep erteledim, hep öteledim. Ben, beni yileştiririm sandım hep! Yapabilirim, çıkabilirim bu depresyondan dedikçe daha beter sürüklendim hayatın dibine dibine, herşeyin üstesinden kolaylıkla gelebilecekken kendimi, ruhumu hiçe saydım ne bir doktora ne de bir hastaneye gitmedim. Oysa cahilliğin bile kabullenilemez bir neden sayılamayacağı bir metropolde yaşıyor olmanın ötesinde bunca sevenimin ısrarlarıyla daha yolun ilk başında psikolojik destek almayı kabullenseydim şimdi yaşanmamış zamanlarım, ömrümün kayıp ayları olmayacaktı... tüm bunları neden yazıyorum biliyor musunuz kimse benim kendime yaptığım kötülüğü yapmasın diye!!!!

Nasıl ki başınız ağrıyınca hemen ağrı kesiciye başvuruyorsunuz işte ruhunuz ağrıdığında da gerekli tedaviyi görmeniz gerekiyor. Bunu kimse için değil önce kendiniz için yapmalısınız...! Önce kendiniz sonra çevreniz...!

Yazmak isteyip belki henüz yazamadığım o kadar çok şey var ki içimde kalan tıpkı okumak isteyip de elime bile alamadığım sayfası açılmamış kitaplarım gibi...bir köşede sessizce benim okumamı bekleyen dünyanın en değerli varlıkları...

Neyse kıssadan hisse ne olur kendinizi önemseyin! kendinize değer verin ve bazen başa çıkamayacağınız anlarda yardım almaktan, destek istemekten çekinmeyin!!! Bir süre sonra işler öyle sarpa sarıyor ki bu sefer her şeyin telafisi ve tedavisi çok daha zor oluyor...

İşte bu sitede kaybedeceklerim arasındaydı biliyor musunuz? Aylarca uğramadım, bir gün, bir akşam bile ayrı kalamayan ben haftalarca girmedim, yazmadım, okumadım... Bir gün sevgili candostum Halil Yılmaz bana ufacık bir not gönderdi :) hani aba altından sopa göndermenin en nazikçesi zaten kendisi de hayatta tanıdığım en naif insanlardan biri olduğu için yapabileceği en ince hatırlatmayı yaptı ve zincirlerimi kırıyorum yavaş yavaş...

Allah'ım ne kadar çok özlemişim kendimi, kendimle buluşmayı, bu sayfaları, eski hayatımı ve beni inanılmaz özlemişim :)

Sitenin sayfalarında gezinirken, yazdığım yazıları, şiirleri okurken kendimle karşılaşıyorum hani yıllardır görmediğin bir dostla buluşur gibi heyecanlı, mutlu ve huzur verici bir duygu bu...

İnsanın kendiyle yeniden barışması ve aylar sonra tekrar tanışması bu olsa gerek...
 

Hüsain

Üye
Üye
Katılım
Ağu 9, 2020
Mesajlar
95
Tepkime Puanı
0
Puanları
6
Bilirim o duyguyu, sene 2015'ten 2019'a kadar falan hayalet gibi gezdim ortalıkta. 2014'te hastalandım ama sonra ilacımı değiştirdiler kendime geldim. Bir de araba çarptı o arada ama yılmadım. Şimdi memur olup nasipse uzaktan çok sevdiğim bilgisayar programcılığını okuyup, emekli olduktan sonra Avrupa'ya taşınmak istiyorum. Daha önce Fransa'da yaşadım ve Avrupa'ya aşık oldum. Programcılığı da mühendisliğe tamamlamak istiyorum. Hakkımda hayırlısı. Dediğin gibi insan önce kendini sevecek, başkaları sonra..
 
Tekerlekli Sandalye
Üst