Keşke Hakkımı Nasıl Aldılarsa Engelimi de Öyle Alabilselerdi.?!

F

Fırtına

Guest
-keske-hakkimi-nasil-aldilarsa-ozrumu-de-oyle-alabilselerdi--1585481.Jpeg



Üniversite sınavına engelli salonunda girme hakkını kullanan ilk Asperger’li Uluğ Özaydınlık, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Malzeme Mühendisliği bölümünü kazandı. Ancak yerleştirme sırasında engelli adaylara tanınan haklardan yararlanamıyor.

Uluğ Özaydınlık üniversite sınavına engelli salonunda girme hakkını kullanabilen ilk Asperger Sendromlu.. Türkiye’de az bilinen bu sendromun tanısı 10 yaşındayken konmuş.. Ama o ve ailesi yıllarca mücadele vermiş; hem Asperger Sendromu’nun belirtileriyle hem de bu sendroma aşina olmayan bir toplumda yaşamanın zorluklarıyla.. Şimdilerde ise Uluğ ve ailesi bir yandan üniversiteye girmesinin sevincini yaşarken, bir yandan da haklarından faydalanamamanın hayal kırıklığı ve haklı kızgınlığını yaşıyorlar. Konuşmaktan pek de hoşlanmayan Uluğ’un annesi Semra Özaydınlık’la Asperger’li yaşamı konuştuk.. Uluğ da yaptığımız kısa telefon görüşmesinde “Ben sadece farklılığımı kabul ediyorum” dedi

Sınava engelli salonunda girmesinin faydası oldu mu?

Sınav ortamı ve sistemi Uluğ’a göre değil.. Mesela işaretlemede sıkıntı yaşıyordu Uluğ.. Engelli salonunda girdiği zaman ÖSYM yardımcı birini veriyor. Acaba Uluğ’da ters teper mi diye endişelendik. Uzmanlara Uluğ’a kabul ettirmek için neler yapabileceğimizi danıştık. Ona verilen ayrı sınıf, giriş katındaydı. Sürekli gürültü oldu. Uyarmamıza rağmen kapının önünde telefonla konuşuldu. Kapının açık olması gerekiyormuş sınav kuralları gereği.. Sürekli gelen geçen olduğu için Uluğ’un dikkati dağılmış, çok rahatsız olmuş.. Konsantrasyonu zaten yeterli olmadığından gerçek performansını gösteremedi sınavda.. Sonrasında yerleştirme sırasında engellilere tanınan hiçbir haktan faydalanamadı. ÖSYM yetkileri, Uluğ’un durumu ÖSYM kılavuzunda belirtilen “özürlü öğrenci” tanımına uymasına rağmen merkezlerince yapılacak bir işlem bulunmadığını belirttiler. Tanım gayet net ama bize hiçbir gerekçe göstermediler. Uluğ “Keşke hakkımı aldıkları gibi özrümü de alabilselerdi” diyor.

fft16_mf1585472.Jpeg


Uluğ’un annesi makine mühendisi Semra Özaydınlık; “Asperger deyince insanlar anlamıyor, bizlerle birlikte yavaş yavaş öğrenecekler..”

“İnsanların Uluğ’a ihtiyacı var, bilim adamına ihtiyacımız var..”

Uluğ Ankara’da bir üniversite kazandı. Siz Erzurum’da oturuyorsunuz. Zor olmayacak mı?

Ortam değişikliği Uluğ’u çok zorlayacağından biz ailecek Ankara’ya gitmeye karar verdik. Uzmanlarla da görüştüm, onlar da benim Ankara’ya gitmem gerektiğini söylediler. Ankara ataması için müracaat ettim. Sonuçları bekliyorum şu anda.. Uluğ lise sondayken benim tayinim çıktığında Erzurum’a taşınmak zorunda kaldık. Başlarda sadece ben gidip geliyordum Erzurum’a.. Çok zorlu bir süreçti.. Uluğ gelmek istemedi. Çok ağır bedeller ödedik. Mesela Edirne’de yaşıyorken, İstanbul’daki Çapa Hastanesi’ne götürdüğümde aynı gün içinde geri dönmek zorunda kalıyorduk çünkü Uluğ değişiklikleri kabul etmiyordu. Dışarıdan bir şey yemez, içmezdi. Hep yanımda taşıdım yemekleri. Zamanla aşmaya başladık bunları, artık dışarıdan su alıp içebiliyoruz.

Teşhis konduktan sonraki süreçten bahsedelim biraz.. Uluğ’a hemen söylediniz mi durumunu? Nasıl karşıladı?

Bilinen bir sendrom değil, biz de ilk öğrendiğimizde ne olduğunu anlamadık. Testlere tabi tutuldu, incelemeler yapıldı. İlkokul 3’teyken Çapa’da tanı konuldu. Sonra hep uzmanların yönlendirmesiyle hareket ettik. Uluğ da bizimle birlikte öğrendi. Sadece Asperger değil, yan tanı olarak dikkat eksikliği ve hiperaktivite de konuldu. Daha sonra ilk “özürlü raporu” alındığında çok üzülmüştü Uluğ.. Biz ona durumu “Herkesin farklı engelleri oluyor. Kiminin görme engeli oluyor, kiminin yürüme engeli.. Bu da bir engel türü” diye açıkladık. Normal yaşama uyum sağlamada bazı hakları alabilmeniz için durumunun raporla tanımlanması gerekiyor. Uluğ da bunu böyle kabul etti. Biz kimseyle konuşmuyor, kendini soyutluyor diye üzülüyorduk. Teşhisi koyan Prof. Nahit Motavallı “Uluğ’un onlara ihtiyacı yok, onların Uluğ’a ihtiyacı olacak. Bilim adamına ihtiyacımız var” dedi. Bu gözle bakılıyor yani.!

Neden doktora götürme ihtiyacı hissettiniz?

Başka bir rahatsızlığı dolayısıyla hastanedeydik.. Psikiyatriden yardım alınmasını istediler. Onların yönlendirmeleriyle gittik. Mesela okula gitmede sıkıntı yaşıyordu, öğretmenlerini sorguluyordu. Öğretmeni diğer arkadaşlarına göre çok zeki olduğunu söylemişti zaten.. Her şeyi kabullenemiyordu. Mesela kuralları var Uluğ’un, uymayanı dışlıyor. Öğretmeni diğer arkadaşlarıyla iletişim kurmuyor, onlarla oynamıyor diye baskı yapıyordu. “Beton zeminde top oynuyorlar, düşüp bir yerlerini kırabilirler diye oynamıyorum” diyordu. 6 yaşındayken bile insanların kurallara uymaması onu rahatsız ediyordu. Karşıdan karşıya geçerken insanların kırmızı ışıkta geçmesinden çok rahatsızlık duyuyordu. İlkokuldayken yaşıtları gibi çocuk kitapları da okumazdı. Evdeki coğrafya ansiklopedisi okurdu.

“Kolay değil zor soruları çözer çünkü Muzaffer İzgü öyle demiş..”


Eğitim hayatında ne gibi zorluklar yaşadınız?

Soruları çözerken ara işlemleri yapmadan hemen sonucu söyler.. Eğitim sürecinde en büyük sıkıntılarımızdan biri de buydu. Öğretmenleri ara işlemleri yapsın diye baskı yapardı. Uluğ’un kafası karışıyor o zaman.. Bazı öğretmenler kopya çektiğini bile söylerdi. Bir de zor soruları çözerdi sadece, kolayları ellemezdi bile.. Seneler sonra öğrendik ki Muzaffer İzgü okullarına konuşma yapmaya geldiğinde “Kolayları herkes yapar, mühim olan zorları yapmak” demiş.. Uluğ bundan etkilenerek kolay soruları çözmeyi bırakmış.. Öğretmenleri bunu anlayamıyordu tabii.. Motive edildiği zaman her konuda başarılı olabiliyor. Lisede müzik öğretmenin açtığı ney kursuna katılmak istedi. Biz de memnuniyetle kabul ettik, yeter ki Uluğ diğer arkadaşlarıyla iletişime geçsin.. Edebiyata da meraklı. Asperger’le ilgili bir şiiri de var mesela. Bir de arkadaşlıklarını sürdürmede zorluk çekiyordu. Çünkü arkadaşlarıyla farklı lisanları konuşuyorlar.

Uluğ Özaydınlık’ın Asperger Sendromu ile yaşamayı anlattığı “AS’li Yaşam” şiirinden bir bölüm;

“...Yalnız görünüyordum
Çevremdekileri fazla anlamıyordum
Anlamamamın sebebi
Kalite anlayışım
Bunu yapış şeklimde
Hiç de medeni olmayan
Anlaşmayı denedim, denedim, denedim
Başarısız olunca
Onlar kendi mutluluk anlayışında
Mutlu olsunlar diyerek kendi hallerine bıraktım...”


Asperger sendromu nedir?

Asperger Sendromu otizmin yüksek işlevli hafif bir çeşididir. Adını 1944’te hastalığı ilk kez tanımlayan Avusturyalı doktor Hans Asperger’den alır.. Başlıca belirtileri sosyal ilişki kurmada zorlanma, içe kapanıklık, tekrarlayan davranış biçimleridir. Yalnızca belli başlı konulara ilgi duyarak bu konuları çok detaylı olarak araştırma, yalnızca bu konulardan bahsetme gibi davranış biçimleri sergileyen Asperger Sendromlular genellikle ortalamanın üstü zeka seviyesine sahiptir. Konuşmada veya bilişsel süreçlerinde önemli bir gecikme gözlemlenmezken, sakarlık, göz teması kurmaktan kaçınma da belirtiler arasında sayılabilir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst