Kızıl Hastalığı Belirtileri, Tedavi ve Teşhisi

Mehmet Yalçın

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
5,369
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Bu hastalığa, dış etkenlere karşı son derece dirençli bir bakteri neden olur. Çoğunlukla hastalık damlacık yoluyla bulaşır. Daha çok soğuk mevsimlerde salgın halinde görülür. Mikroplar, hastanın dokunduğu tüm eşyalarda uzun süre kalır. Üstelik, kurumuş halde bile aylarca hastalık yapma niteliklerini korurlar. Bu nedenle hastalık sırasında dezenfeksiyona çok önem vermelidir. Mikroplar genellikle boğazdan girerler.

kızıl.jpg

Bazı durumlarda yaralardan da geçebilirler ve bu tür kızıla yara kızılı adı verilir. Genellikle çocuklar bir yaşına kadar, yetişkinler ise elli yaşından sonra kızıla yakalanmazlar. Hastalığın en sık görüldüğü yaşlar 3-9 yaş arasıdır. Hastalık çok kolay bulaşır. Fakat yine de kızamık kadar bulaşıcı değildir. Aşırı beslenmiş şişman çocuklarda çok tehlikelidir. Hastalığın, daha belirtileri başlamadan yayılma olasılığı büyüktür.
Kuluçka devri: 1-7 gün .

Kızıl Belirtileri:

Birdenbire yüksek ateşle başlar. Titreme, kusma, kuvvetli baş ağrısı, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutma güçlükleri görülür. Bademcikler şişer, kızarır ve sarımsı fiske halinde lekelerle kaplanır. Boyun lenf bezleri şişer, bastırıldığı zaman acır. Dilin üstünde beyaz bir tabaka oluşur. Hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasından 12-25 saat sonra bütün vücutta küçük, kırmızı lekeler belirir. Bu lekeler öylesine birbirine yakındır ki, bütün vücut kırmızı boya ile boyanmış gibi bir görünüm alır. Lekeler boğaz ve göğüsten başlayıp vücuda yayılır. Burun, çene ve ağız dışında yüz kıpkırmızıdır. Bu durum, kızıl hastalığına özgüdür. Lekeler birkaç saat ile birkaç gün arasında değişen bir süre çok belirgindir. Hastalığın 3. ve 5. günlerinde dilin beyazlığı kaybolur ve yine kızıl hastalığının tipik belirtisi olan ağaç çileğini andıran kırmızı lekelerle kaplanır. Lenf bezlerindeki şişlik sürer. Birinci haftanın sonuna doğru ateş düşer. Boğazın anjin durumu ve lenf bezlerindeki şişlik kaybolur. İkinci hafta deride pullanma görülür ve deri dökülür. Pullanma eller ve ayaklarda büyük yapraklar halindedir. Böyle pullanma kızıl hastalığına özgü bir özelliktir; eğer başlangıç belirtileri pek belirgin değilse, hastalığın teşhisinde yardımcıdır. Soyulan deriler hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla yakılmalıdır. İkinci haftadan sonra ortaya çıkabilecek yan etkiler sonucu şu hastalıklar görülebilir:
Yüksek ateş, lenf bezlerinin şişmesi, tekrarlayan ateş, böbrek iltihabı, kalp kaslarının iltihabı, çene boşluğu ve ortakulak iltihabı, romatizma ve eklem hastalıkları.
Hasta özellikle bu dönemde çok yakından ve dikkatle izlenmelidir. Kızıl hastalığından sonra böbrek iltihaplanması çok sık görüldüğü için doktorun sık sık idrar tahlillerine baş vurması gerekmektedir. Kalp rahatsızlıkları çoğu kez hiçbir iz bırakmadan geçer.

Kızıl hastalığının gidişatı:

Kızıl hastalığı hiç ateş yapmadan çok hafif olarak atlatılabilir. Yalnızca boğazda biraz ağrı olabilir. Daha sonra derinin pullanıp dökülmesi ya da böbrek ağrılarının başlaması ile kızıl teşhisi kesinleşir. Ancak, hastalığın çok ağır seyrettiği durumlar da vardır. Bazı durumlarda vücuttaki döküntüler mavimsidir ve hastayı birkaç gün gibi kısa bir sürede öldürebilir. Kimi zaman difteri ile birlikte görülebilir. Genellikle 6 hafta süreyle bulaşıcı niteliğini korur. Hastanın bu süre içinde ayrılması gerekmektedir. Ortakulakta iltihap durumu olduğu sürece hastalık geçse bile bulaşıcılığını korur.

Kızıl Hastalığı Tedavisi:

Günümüzde hastalık penisilinle tedavi edilebilmektedir.
Tedaviden şu yararlar sağlanmaktadır:

— Çabuk iyileşme, ateşin kesilmesi.
— Yan etkilerin önlenmesi (ikincil bir hastalığın önlenmesi).
— Hastanın ayrılma süresini kısaltması ve hastalık mikroplarının kısa sürede yok edilerek, yayılmasının önlenmesi.

Modern tıp çocuklara penisilin iğnesi yerine aynı derecede etkili olan penisilinli tabletler verilmesini uygun görmektedir. Penisilin tedavisi on gün sürer. Hastaya, kızıl belirtileri kaybolduktan sonra banyo yaptırılır ve odası baştan aşağı dezenfekte edilir. Hasta bu arada başka bir odaya alınır. Bir süre daha yatak dinlenmesi gereklidir. Ancak doktor izin verdikten sonra kısa süre dolaşabilir. Hasta en az 12-22 gün yatak dinlenmesinde kalmalıdır.
Korunma: Hastanın yanında bulunan kişilere belirli- bir süre penisilin uygulanır.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,090
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Kızıl Hastalığı Tedavisi

Bulaşıcı bir hastalık türüdür. Genellikle kızıl geçiren hastaların bir daha kızıl hastalığını geçirmeleri mümkün değildir. Solunum yolları ve teneffüs yoluyla bulaşması oluşmaktadır. Belirtileri arasında sayabileceğimiz aniden yükselen ve artış gösteren ateş ve daha sonrasında ise vücut üzerinde oluşan renkli döküntüler ile kendisini belli etmektedir.

Kızıl Hastalığı Nedir


Her yerde sıklıkla rastlayabileceğimiz ve göreceğimiz kızıl hastalığı daha ziyade kış aylarında daha fazla görülebilmektedir. Hastalığın bulaşması ve yayılması hasta olan kişinin taşıdığı ve yayacağı mikroptur. Kızıl hastalığının en tipik belirgin özelliği ise dil içinde bulunan kırmızı noktalı görünümlerdir. Bu hastaya oldukça sıkıntı ve zahmet vermekte ve sonrasında ise ateş artışı gözlemlenmektedir. Erkeklerde görülme riski daha fazla, kadınlarda ise daha seyrek bir hastalık tipidir.

Kızıl Hastalığı Belirtileri

Kızıl mikrobu vücuda yerleştiğinde farklı şekilde konaklar bunlardan biri kızıl hastalığının oluşumunu sağlarken diğeri ise anjin hastalığını başlatır. Hastalığın çıkışında ve yayılmasında hastalardan çok sağlam taşıyıcı görevini üstlenen mikroplar etkindirler. Hastanın kullandığı nevresim takımları, havluları, tabak, bıçak ve çatalı hastalık mikrobunun taşınmasında etken olabilir bunun için kızıl hastalığı süresince hastanın tüm kullandığı eşyalar kendisine özel olmalı sıkça yıkanmalı temizlenmeli ve yatarak istirahat ettiği oda mutlaka günde birkaç kez havalandırılarak temizlenmelidir.

Bulaşıcı Hastalıklar


Kızıl hastalığının kuluçka dönemi oldukça kısa olmakla birlikte tüm belirtiler ve döküntüler biranda kendisini gösterebilir. Yüksek ateş hastayı oldukça rahatsız etmekte ve yormaktadır işte bu gibi durumlarda yüksek ateşi önlemek için ateş düşürücü ilaçlardan yararlanmak gereklidir. Yeni doğan bebekler kızıla hassas değildir. Genellikle daha çok 4-5 yaşlarında hassasiyet gelişmektedir. Vücut direnci düşük hassas olan kişilerde anjine sebep olan mikrobun ve toksinlerin neticesi olarak vücutta alerjik bir cevap meydana gelmekte ve kızıl adıyla bulaşan bir hastalık oluşmaktadır. Anjin ile kızıl arasında vücudun tüm bölgesinde görülen döküntülerden başka bir farklılık bulunmamaktadır. Her ikisinde de ortak belirtiler ve emareler aynıdır. Kendisini ateş ile belli eden kızıl daha sonrasında baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı, kusma, yutkunmada güçlük ve halsizlik gibi belirtiler ile kendisini daha fazla hissettirir. Bu süreçte hasta tamamen yorgun ve bitkindir.
Koleston Kızıl

Bademcikler tamamen kırmızı bir haldedir ve hasta yutkunmakta oldukça zahmet çeker. Ağız içi kızıl döküntüleri de vardır. Dil üzerinde bulunan kırmızı döküntüler dili aynen çilek görüntüsüne büründürmüş olduğundan kızıl hastalığın teşhisinde ki en önemli özelliklerin en başında gelir. Kızıl ilk günden itibaren yükselen ateş ile nüksetmekte daha sonrasında kırmızı görünümlü döküntüler çoğalarak tüm vücudu kaplamaktadır. En sonunda ise kızıl döküntüleri tamamen kabuklanarak kendiliğinden kaybolurlar. Hastalığın tedavisinde mutlaka bir doktor kontrolünden geçilerek hastanın anjin mi? yoksa kızıl hastalığının başlangıcı mı? yaşadığı değerlendirmesi öğrenilmelidir. Bunun sonucunda uygulanacak tedavi ile ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler kullanılarak hastanın rahatlaması sağlanabilir. Kızılda bütün vücut tamamen kırmızı şekilde bulunan döküntülerin esiri olmuş haldedir ama uygulanan serum ve yardımcı ilaçlar sayesinde hastanın ağız ve boğazında oluşan rahatsızlığından kolay bir şekilde etkilenmeden korunması sağlanabilmektedir. Kızıl aşısı ile hastalığın oluşumu safhası oldukça rahat bir şekilde geçirilmektedir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst