Kronik yorgunluğunuzu hafife almayın

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kendinizi halsiz mi hissediyorsunuz? Zor mu uyuyorsunuz? O halde dikkat edin...
20 Aralık 2010 Pazartesi, 12:51:06
Kronik yorgunluğunuzu hafife almayın

HABERTURK.COM SAĞLIK HABERLERİ SERVİSİ

Sürekli kendinizi halsiz hissediyorsanız, zor uyuyup geceleri çok sık uyanıyorsanız, sabahları kendinizi dayak yemiş gibi hissediyorsanız ve buna benzer birçok yorgunluk belirtileri gösteriyorsanız sebeplerini mutlaka araştırın.

Yorgunluğun hafife alınmaması gerektiğinden bahseden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Uzm. Dr. Evren Kul Panza, “Yorgunluk, kişinin hayat kalitesini bozan, önemli ve mutlaka müdahale edilmesi gereken bir sağlık problemidir. Yorgunluk şikayetiyle gelen bir hastada, olayın yeni mi, yoksa kronik mi yani birkaç aydır devam edip etmediği sorgulandıktan sonra, bir takım kan tahlilleriyle, anemi, demir eksikliği, diabet, guatr, tiroid ve diğer hormon bozuklukları araştırılmalıdır. Tahliller normal olup, yorgunluğa uyku bozukluğu; yaygın, gezici tarzda kas ağrıları da eşlik ediyorsa akla ‘fibromiyalji sendromu’, diğer adıyla ‘yumuşak doku romatizması’ gelmelidir. Bu hastalar sabahları dinlenmemiş, yorgun kalkarlar. Sürekli bir halsizlik, yorgunluk içindedirler; tipik olarak’sabahları dayak yemiş gibi kalkıyorum’ derler. Uykuya dalmakta ve devam ettirmekte zorluk çekerler, diğer bir deyimle ‘kalitesiz’ bir uyku uyurlar. Gezici tarzda kas-eklem ağrılarından, bazen uyuşma-karıncalanmalardan yakınırlar. Örneğin hastanın birkaç gün kolunda ağrısı varken, ertesi gün bu ayağına, sonra sırtına, dizine ya da başka bölgesine geçebilir. Boyun, sırt ya da bel ağrıları çoğunlukla vardır.”dedi.

Yorgunluk nedenlerinin psikolojik olduğu düşünülebilir

Hastalığın teşhisinin zor olduğunu ve yorgunluğun psikolojik nedenlerle ortaya çıktığı yanılgısı içerisine düşülmemesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Kul Panza, “Yumuşak doku romatizmasının tanınıp, hastalığın belirlenmesi çok önemlidir, çünkü bu hastaların yapılan tetkiklerinde bir anormallik çıkmadığından, bu şikayetler sanki psikolojikmiş, ya da hastanın kişilik özelliğiymiş gibi düşünülüp, kişi gerçek bir ‘hasta’ olarak değerlendirilmeyebilir. Bu kişiler sanki sürekli sebepsiz yere şikayet eden ve ağrısı, yorgunluğu olan tipler olarak düşünülebilir. Bu nedenle hastalığın tanınıp, doktor tarafından bunun hastaya ve yakınlarına tam olarak açıklanması çok önemlidir. Hastalığın ortaya çıkmasında, beyinden normalde salgılanması gereken Serotonin, Noradrenalin tipi bir takım maddelerin salgılanmasında bozukluk ve uykunun derin uyku fazındaki bozukluklar suçlanmıştır. Bu tip hastalar fizik tedavi rehabilitasyon uzmanlarınca görülüp, ilaç tedavisi, egzersiz ve fizyoterapiyi içeren kapsamlı bir tedavi sürecine ve takibe alınmalıdırlar. Yoksa olayın tamamen psikolojik olduğu yanlışına kapılarak psikiyatri polikliniklerinde bu kişiler depresyon, anksiyete bozukluğu, ya da hipokondriak(hastalık hastası) gibi yanlış tanılarla değerlendirilebilirler.

Egzersiz yapmak iyi gelecek

Bu hastalar, yüzme, yürüyüş, bisiklet ve pilates tarzı germe egzersizlerinden son derece fayda görürler ve beraberinde ilaç tedavisi ve gerekirse fizyoterapinin de eklenmesiyle şikayetlerinden ve kronik yorgunluktan kalıcı olarak kurtulabilirler.” dedi.


KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kronik yorgunluk nasıl yenilir?

Bunları mutlaka uygulayın

Kronik yorgunluk sendromu, şimdilik kesin çözümü bulunmayan bir sağlık sorunu. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Doç. Dr. Özlem Harmankaya Kaptanoğulları, bu durumdaki hastalara genellikle dinlenmenin önerildiğini söylüyor.

Kronik yorgunluk sendromlu hasta, hastalığının ağırlığı oranında, hayat tarzında dramatik değişiklikler yapmaya zorlanıyor. (İş stilinin değişmesi ve bazı rutin işlerden vazgeçilmesi gibi.) Bazı hastaların daha önce hiç yapmadıkları kısıtlama konusunda zorluk çektiğini belirten Doç. Dr. Kaptanoğulları, “Bu durumda her hastaya göre yeni bir düzenleme gerekiyor. Dinlenme dönemleri de, hastalık belirtilerini önleme konusunda yararlı oluyor” diye konuşuyor.

EGZERSİZİN AŞIRISI ZARARLI
Kronik yorgunluğu olan hastaya, yoğunluğu artan ve kendisini zorlamayan bir egzersiz programı da uygulanabiliyor. Ancak egzersiz, iki ucu keskin bir kılıç olarak görülüyor. Egzersizin normal dozda yapılması yararlıyken; ağır egzersiz, hastalık belirtilerinin tekrarına yol açarak kişiye zarar verebiliyor.

Doç. Dr. Kaptanoğulları, “Hastalar yüzme, yürüyüş, bisiklet ve pilatesten yararlanabilir” diyor. Doktor tarafından gerekli görülmesi halinde, kronik yorgunluk sendromlu hastaya, antidepresan da verilebiliyor. İlaç tedavisi ve gerekli görülmesi halinde fizyoterapinin de tedaviye eklenmesiyle, hastanın şikâyetlerinden ve kronik yorgunluktan kalıcı olarak kurtulması söz konusu olabiliyor. Öte yandan, kronik yorgunluk sendromu olan hastaların strese karşı çok hassas olduklarının unutulmaması gerekiyor.

KİLO KONTROLÜ ÖNEMLİ
Kilo kontrolü ve mideyle ilgili şikâyetlerin azaltılması, kronik yorgunluk sendromunda önem taşıyor. Bu gibi durumlarda, gıda alerjileri görülüyor. Hastalarda önce kilo kaybı, sonra kilo artışı gözleniyor. Gerekli görülmesi halinde multivitamin ve mineral desteği yararlıyken, aşırı vitamin kullanımı zararlı bulunuyor. B12 ve C vitaminleri, magnezyum, Omega 3 yağ asitleri, lizin ve karnitin de, bu sendromla mücadelede etkili oluyor.

SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN
DOÇ. Dr. Kaptanoğulları, kronik yorgunlukla mücadelede demirden zengin beslenmenin önemli bir rol oynadığını söylüyor. İşte hastaların tüketmesi gereken demir zengini gıdalar:
Kırmızı et ve et ürünleri
Balık
Karaciğer
Dalak
Roka ve maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler
Fındık, fıstık, susam gibi kuruyemişler
Kuru meyveler
Üzüm, kayısı, çilek ve ayva gibi yaş meyveler
Pekmez, tahin

CEYDA ERENOĞLU- GAZETE HABERTURK HT MAGAZİN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst