'Kuru göz' kör edebilir

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kuru göz, tedavide geç kalındığında körlüğe kadar gidebilecek bir sorun. Bu nedenle gözyaşını mümkün olduğu kadar korumak ve gözü ıslak tutmak önem taşıyor.

Toplumda göz kuruluğu olarak adlandırılan, tıptaki adıyla kuru göz hastalığı, belli hastalık grubuyla ilişkilendirilen bir durum. Göz kuruluğunun daha genel bir terim olduğunu belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İffet Emel Çolakoğlu, bu hastalığın oluşmaması için 3 koşul gerektiğine dikkati çekiyor: Gözyaşı miktarının ve kalitesinin iyi olması, kornea yüzeyinin düzgün olması ve gözkapaklarının fonksiyonlarının iyi olması.

ACIMA, YANMA, BATMA…

Normalde bir kişi dakikada 12-15 kez göz kırpıyor ve gözyaşı film tabakası homojenliğini bozmadan 15-45 saniye boyunca kornea yüzeyinde kalabiliyor. Ancak çok dikkatli bir noktaya odaklanmak, kitap okumak, bilgisayar başında uzun süreler geçirmek göz kırpma sayısını azaltabiliyor. Normalde saatte 900 defa göz kırparken, bu sayı 100’e iniyor. Klima ve sigara dumanı gibi faktörler de gözyaşı kırılma zamanını azaltıyor. Kuru göz hastalığının başlıca belirtileri arasında; kızarıklık, acıma, yanma ve batma, bulanık görme, yapışma, takılma hissi, aşırı sulanma geliyor. Ayrıca A vitamini eksikliklerinde de kuru göz ortaya çıkabiliyor.

KÖRLÜĞE KADAR GİDEBİLİYOR

Göz kuruluğunun körlüğe kadar gidebilecek bir sorun olduğunu ifade eden Dr. Emel Çolakoğlu, “Çünkü gözyaşının fonksiyonları ortadan kalkınca, gözler enfeksiyona yatkın hale geliyor, oksijen sağlıklı bir şekilde taşınamıyor. Kornea damarsız bir yapı olduğu için oksijenle besleniyor. Bu beslenme bozulunca korneada damarlanmalar ve çatlaklar meydana geliyor. Bunlar enfeksiyon için bir odak oluşturuyor. Gerçekten kalıcı görme kaybına neden olacak yapısal değişiklikler oluşabiliyor. Bu nedenle gözyaşını mümkün olduğu kadar korumak ve gözü ıslak tutmak önem taşıyor” diyor.

KURU GÖZÜ YARATAN 4 NEDEN

Dr. Emel Çolakoğlu, kuru göz hastalığının başlıca nedenlerini şöyle sıralıyor:

Göz Kırpma Refleksinin Azalması: Bazı hastalıkların varlığı nedeniyle kırpma mekanizmasını düzenleyen sinirlerde sorunlar olabiliyor ve keratit oluşuyor.

Kapak Sorunları: Yüz felcinin gelişmesiyle kapak fonksiyonunda zayıflık ortaya çıkabiliyor. Tiroit veya tümör gibi nedenlerle gözün dışa fırlak olması, yaşlılıkta ya da travma sonrasında kapağın dışa doğru dönmesi kapak fonksiyonunda bozulmaya yol açıyor.

Kirpik Sorunları: Yağ bezlerinin enfeksiyonu, trahom gibi göz hastalıkları, özel konjoktivit tipleri, bazı ilaç reaksiyonları ve cilt hastalıkları göz yapısındaki dengeleri bozabiliyor.

Gözyaşında Azalma: Gözyaşı bezlerinde sorun oluyor. Bu sorunlar gözyaşı bezinin yokluğu veya küçüklüğü olabildiği gibi; enflamasyon, tümör, radyasyon, yanık ve travma gibi nedenlerle gözyaşı bezinin zarar görmesi ile de ortaya çıkabiliyor. Vücutta salgı yapan diğer bezlerde de eş zamanlı bozuklukların araştırılması gerekiyor. Menopoz ve hamilelikte hormonal etkilerle de gözyaşı miktarı azabiliyor.

KURU GÖZÜ NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?

Kuru göz hastalığının tedavisi mümkün. Tedavide birçok yöntem kullanılıyor. Dr. Emel Çolakoğlu bu yöntemleri şöyle sıralıyor:

• Çeşitli ilaçlar yardımıyla gözyaşının üretimini artırmayı hedefliyoruz.

• Çeşitli tedavi yöntemleriyle gözyaşının kaçmasını engellemeye çalışıyoruz.

• Gözyaşını göllendirirsek kuruluğu azaltabiliriz. Kanallara geçişi sağlayan minik delikler var, bunları tıkıyoruz. Lazer uygulaması veya silikon tıkaçlar koyuyoruz. Bu tıkaçlar altı ay bir yıla kadar orada kalabiliyor.

• Düşük su içerikli lensler ve/veya gözlük uygulamaları ile gözyaşının buharlaşmasını azaltmaya çalışıyoruz.

• Gözyaşını yerine koyabiliriz. Bunlar damla ve jel şeklinde olabileceği gibi, pomad şeklinde de olabiliyor.

• Eğer kişinin vücudunda A ve B12 vitamini eksikliği varsa vitamin desteği yapılıyor. PH oranının belli seviyede tutulması gerekiyor.

• Kapak dışa dönmüşse ve kapak felci varsa kapak cerrahisi yapılabiliyor.

• Kişinin çevre şartları da önem taşıyor. Sigarasız ortam, klima, bilgisayar, evin neminin ayarlanması önemlidir. Dış faktörler dengelenerek daha sağlıklı bir ortam yaratabilir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Gözün Doğal İlacı Gözyaşını Kurutmayın!

Günümüzde, göz kuruluğu çoğu insanda, kronik bir rahatsızlık halini aldı.


Teknolojinin gelişmesi, atmosferdeki değişimler ve çalışma şartlarındaki değişiklikler nedeniyle son 10 yılda göz kuruluğu insanları göz hekimlerine götüren en önemli şikayetlerden biri haline geldi. Dolayısıyla, günümüzde, göz kuruluğu çoğu insanda, kronik bir rahatsızlık halini aldı.

Gözde yanma, batma, kızarma, kumlanma, göz yorgunluğu, kontakt lens takmada zorluk gibi şikayetler ile ortaya çıkabilen göz kurluğunun ileri aşamaları, gözün tahriş olmasına ve çok ciddi sorunlara yol açabiliyor.

Dünyagöz Hastanesi doktorlarından Op.Dr. Nursen Şen'e göz kuruluğunun nedenlerini ve tedavisi hakkında şunları söyledi: "Gözyaşının temel görevleri, gözün şeffaf ön yüzeyi olan korneanın sinirlerinin tahriş olmasını engellemek ve gözün net, rahat görüşünü sağlamaktır. Gözün ön tabakasını kaplayarak pürüzsüz hale getiren gözyaşı, gözün oksijen almasına ve beslenmesine yol açar. Yapısında bulunan maddeler sayesinde dışarıdan gelen hastalıklara karşı gözün savunma bariyeri konumunda olan gözyaşı, yabancı maddelerin göze teması durumunda gözü yıkayarak temizler." Nursen Şen, "Gözyaşının görevlerinden de anlaşılacağı gibi eksikliği gözde uzun vadede ciddi problemlere hatta körlüğe gidebilecek durumlara yol açabilir. Bu sebeple ciddi olarak değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gereken bir durumdur. " diyerek sözlerini noktaladı.

Göz kuruluğu kimlerde görülür?

Günümüzde maalesef zamanımızın büyük kısmı, klimalı, kuru hava ile havalandırılan ofislerde ve bilgisayar başında geçiyor. Ortam havasının kuruluğu ve bilgisayar başında saatler geçirmek ciddi göz kuruluklarına yol açabiliyor. Bu sebeple ekran başında ve ofiste çalışanların düzenli olarak göz kontrolü yaptırmaları gerekiyor.

Bunun yanı sıra açık hava şartlarında çalışanlar için de belli riskler mevcut. Küresel ısınma ile birlikte atmosferin değişmesi, açık hava şartlarında çalışanlar için benzer durumların ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Uzun süreli kontakt lens kullanıcılarının da göz kurluğu konusunda dikkatli olması gerekiyor.

Tıpkı cilt ve saçta olduğu gibi, gözyaşı miktarımızda yaşın ilerlemesiyle birlikte azalma görülür. Göz kuruluğu hem erkekleri hem de kadınları her yaşta etkileyebilse de, bu rahatsızlık kadınlar arasında, özelikle menopozdan sonra daha Yaygın olarak görülüyor.

Göz Kuruluğunun Tedavisinde Kanser İlacı

Göz kuruluğu tedavisinde temel amaç, göz ıslaklığını temin etmek. Bu da, gözyaşını arttırma ya da kaybını azaltma anlamına geliyor. Öncelikle bulunulan odanın nem oranı arttırılmalı, Güneşli ortamlarda güneş gözlüğü kullanılmalı. Sık aralıklarla kullanılan suni gözyaşları ise tedavinin ilk basamağı olarak büyük önem taşıyor. Fakat bu orta ve az dereceli kuruluklarda yeterli olup daha ileri durumlarda yeterli olmayabilir.

Tedavide, ayrıca, gözyaşı boşalma kanallarına gözyaşı kaybını azaltmak adına geçici olarak tıkaç takılması, aynı bölgenin kalıcı olarak lazer ile kapatılması ve daha da ileri durumlarda, temel olarak kanser tedavisinde kullanılan ilaçların seyreltilmiş hallerinden oluşan ilaçlarla gözyaşı salgılama sisteminin yeniden düzenlenmesi gibi yöntemler uygulanıyor.

Kanser ve vücudun savunma mekanizmasının dengesini Bozan (otoimmun) hastalıklarda kullanılan Siklosporin A'nın sulandırılmasıyla elde edilen ilaç, göz kuruluğunun tedavisinde de kullanılarak ciddi olumlu sonuçlar sağlıyor. İlaç, şu an başarıyla ileri derece göz kuruluklarında ve göz kuruluğu ile giden sistemik hastalıklarda kullanılıyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst