Lidya Krallığına Katılın. Bu Son Çağrıdır!.

SARIUSTA

Üye
Üye
Katılım
May 11, 2011
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba arkadaşlar; size bu akşam Lidya tarihimizi ve şanlı krallarımızı anlatmaya çalışacam, şimdi geriye yaslanın ve büyük tarihimizi okuyun, bize katılın.
Lydia krallığı, Atys’in oğulları Lydos ve Torrhebos arasında ikiye bölünmüş ve her ikisi de Anadolu’da kalmıştır. Bu kralların yönettikleri halklar da onları onurlandırmak için kendilerine Lydialılar ve Torrhebialılar adını verdiler. “Lydos’un soyundan gelenlere Lydialılar, Torrhebos’un soyundan gelenlere Torrhebialılar denir.

Bunların dilleri çok az değişiklik gösterir ve şimdi hala onlar birbirlerini anlamakta güçlük çekmezler, tıpkı İonialılar ile Dorlar gibi. Fakat Lydialılar ile Torrhibialıların birbirlerinin lehçesinden hiçbir zaman ödünç sözcük almadıkları, aksine birbirlerini küçümseyip alay ettikleri de söylenir.”

Ulusal tarihin en önemli olaylarından biri kabul edilebilecek böylesi bir olayın Ksanthos tarafından da anlatılması, Lydialılar ve Torrhebialıların ortak bir tarihe sahip olduklarını gösterir.

Nikolaos, Atys’ün oğlu Torrhebos ile ilgili bir öykü anlatır: “Torrhebos bir göl kenarında dolaşırken (sonradan bu gölün adı, onu onurlandırmak için Torrhebia oldu) Lydialıların Musa dedikleri nymphaların sesini duydu ve onlardan müzik sanatını öğrendi. Kendisi de bu sanatı Lydialılara öğretti; bundan dolayı bu ezgilere Torrhebia ezgileri dendi.”
Katakekaumene: Anadolu’da iki volkanik bölgenin adı olan Katakekaumene “Yanık Ülke” anlamına gelir. Bunlardan ilki, eskiçağda Lydia ile Mysia sınırını oluşturan Kula Volkanları’dır, diğeri Laodikeia Katakekaumene’sidir ve Konya’nın Yorgan köyü yakınlarındadır.

“Lydialıların kralı Alyattes zamanında bir adam, karısı ve kızı ile Trakialıların ülkesi Mysia’dan yola çıkmış. (Homeros, bunları göğüs göğüse dövüşen Mysialılar ve şanlı Hippemolgolar olduklarını zikreder). Bu adam Küçük Asia’daki Lydia’ya gelir ve Sardeis yakınında bir yere yerleşir. Kral kent surlarının yanında otururken Trakialının karısı başında bir toprak testi taşıyarak ve ellerinde iğ ve öreke ile yularını koluna geçirdiği bir atı da ardında güderek önünden geçti. Kadının başında taşıdığı testi suyla doluydu, ellerinde taşıdığı iğ ve öreke ile de ip eğiriyor ve yuların koluna geçirdiği atı pınarda sulamış dönüyordu. Bunu gören kral hayretler içinde kaldı ve kadına nereli olduğunu sordu. Kadın “Trakia’da küçük bir kent olan Mysia’da doğduğunu” söyledi. Bunun üzerine kadının görünüşünden çok etkilenen kral, Kotys adlı Trakia kralına elçiler gönderdi ve erkekleri, kadın ve çocuklarıyla birlikte anayurtlarından alıp beraberinde buraya getirmelerini emretti. Trakia’ya adlarını veren ve Küçük Asia’ya yerleşen işte bu halktı,atalarım.
Kralımız Kamblites’in çok obur biri olduğu için karısını yediğini söylerler. Ama kralımız bunu ilaçların etkisiyle yaptığını söylemişse de, konu herkes tarafından duyulunca eline bir kılıç alarak agoradaki kalabalığın ortasına dalmış ve şöyle demiş “Ey Zeus! Eğer bunu kendi irademle yaptıysam izin ver kendimi cezalandırayım, yok eğer ilaçların etkisiyle yaptıysam da acımı yine ilaçlarla dindireyim.” Bunları söyledikten hemen sonra herkesin gözü önünde kendini öldürmüş. İnsanların bir kısmı obur biri olduğu için onunla alay etmiş, bazısı ilaçların etkisiyle delirdiğini düşünüp acımış ve Iardanos’un krala duyduğu kin nedeniyle onu zehirlediğini düşünmüşler. Bizim krallarımız böylesine onurlu insanlardı.

Şimdi erkeklere sesleniyorum, eger kralım Adramyttes olmasaydı, bugun hala erkekler fahişelik yapıyor olacaktı, kralımız Adramyttes’in kadınları ilk hadım ettiren ve erkek fahişelerin yerine onları çalıştıran ilk kraldır ve yaşanılan devirde bunu ancak çok kuvvetli bir kral yapabilirdi.

Yüzüklerin efendisi filmini bilmeyen yoktur aramızda değil mi? Ama yanlış biliyorsunuz, o flimde bahsedilen hobbitler ve bulduğu yüzün aslında benim kralımın bulduğu yüzüktür, her ne kadar hikayesi biraz ilginç olsada bütün dünyaya farklı anlatılan olayın gerçeği şöyledir, Kralım Gyges o zamanlar, Eski Lydia kralının hizmetinde bir çobanmış, günün birinde bir sağanak, bir deprem yüzünden yer çatlamış, hayvanların otladığı yerde derin bir yarık açılmış. Bunu görünce, şaşa kalan çoban, yarığın içine inmiş ve orada görülmedik birçok güzel şeyler arasında içi oyuk, üstü delik deşik, tunçtan bir at görmüş. Eğilip atın içine bakmış ve insan boyundan büyük bir ölü görmüş, ölünün parmağındaki altın yüzükten başka bir şeyi yokmuş. Bu yüzüğü alıp yukarı çıkmış. Çobanlar her ay sonunda olduğu gibi, krala hesap vermek için toplandıklarında, Gyges bu toplantıya parmağında yüzükle gelmiş. Otururken farkına varmadan yüzüğün taşını avucunun içinde çevirmiş. Bunu yapar yapmaz da yanında oturanlar kendisini görmez olmuşlar, nereye gitti diye soruşturmaya başlamışlar. Şaşakalmış herkes. Yüzükle oynarken taşı çevirince gene göze görünür olmuş. Böylece işi çakan Gyges, yüzüğün tılsımını denemiş, bakmışki, yüzüğün taşını içeri çevirince görünmez oluyor, düzeltince görünüyor. Bunun üzerine saraya girenlerin arasına katılmanın yolunu bulmuş. Sarayda kralın karısını baştan çıkarmış, onun yardımıyla sahte kralı öldürüp yerine geçmiş ve dünyanın tarihine yön vermiştir.

Bugun asya olarak bilinen topraklar kralımın oğlu Asias’tan almıştır, yunan mitoloji olarak bize aktarılan her şey aslında lidya mitolojisidir, tarihi olmayan ne kadar devlet ve kavim varsa atalarımın tarihini çalarak kendilerine uyarlamışlardır.

Şimdi hepinizi kurulacak yeni krallığımıza davet ediyorum, yeniden tüm dünya’ya yıllardır sakladığımız gücümüzü gösterme zamanı geldi.

Yaşasın tam bağımsız lidya krallığı.
 

DÜŞ GEZGİNİ

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
240
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Önce dükkanı görelim. :)

Futbol için söylenen güzel bir deyimde şöyle denir, "futbolda dün yoktur bugün vardır." Konuyla direk olmasada dolaylı ve kıştırtıcı başka bir deyimdede şöyle denir, "iflas etmiş bakkal eski defterleri karıştırır." zaar alacak var mı diye bakıyordur. :)

Eyvallah Lidya Krallığının şanlı bir tarihi olmuş olabilir amma velakin bizlere ne vaat ediyor?
Özelde biz engelliler için rampalar uygunmu, lidya krallığına ait binalara tekerlekli arabamızla sorunsuz girebilecekmiyiz, krallığa ait toplu taşım araçlarında asansör varmı?
Genelde tüm insan evlatlarına vaatleri nelerdir? çalışanlar asgari ücretlemi çalışacak sendikal haklar ne durumda babalar çocuklarına püskevit almakta zorluk çekecekmi???
 

SARIUSTA

Üye
Üye
Katılım
May 11, 2011
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
düş gezgini geyik yapıyoruz, seviyeyi yükseltmeyelim lütfen.
 

DÜŞ GEZGİNİ

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
240
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bak şimdi olmadı SARIUSTA(M) geyik yapmak bir sanattır, geyik yapmak için yüksek derecede IQ gereklidir ve en önemlisi geyik'de seviye her daim yüksek fitlerdedir. :):):)
 
Tekerlekli Sandalye
Üst