Lösemi Hastalığı Tedavi Edilebilir

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Lösemi Bir Zamanların En Çok Korkulan Hastalıklarından Biriydi.

Aslında halen öyle olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak her geçen gün bu hastalıkla savaşta daha başarılı olduğumuzu da görmezden gelemeyiz.

Lösemi halk arasında kan kanseri olarak bilinen ve kemik iliğinde yapılan normal kan hücrelerinden bazılarının – bazı seri hücrelerin - anormal çoğalması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Normal koşullarda kan hücreleri genetik kontrol yolları ile organizmanın gereksinimine göre kemik iliğindeki kök hücreden dönüşerek oluşur.

Lösemide doğumdan sonra ortaya çıkan genetik anormalliklerin hastalığın gelişiminde rolü olduğunu biliyoruz. Ancak unutmamak gerekir ki; bu anormallikler doğumsal değildir ve dolayısıyla kuşaktan kuşağa aktarılmazlar, dolayısıyla da genetik geçiş göstermezler. Sözünü ettiğim bu genetik anormallikler sonrasında kemik iliği hücreleri bir anlamda ölümsüz bir özellik kazanırlar.

Bu hücreler aynı zamanda kontrolsüz çoğalma eğilimindedirler. Yani normal hücrelerde olduğu gibi kontrollü çoğalmaz ve işlevleri sona erdiğinde ortadan kalkmaz ve varlıklarını devam ettirirler. Dahası bu anormal hücrelerin kontrolsuz artışı sonucu normal kemik iliği hücreleri de yapılamaz ve buna bağlı olarak kansızlık, sık infeksiyonlar ve kanamalar ortaya çıkar.

Normal koşullarda kemik iliğinde yapılan kan hücreleri ilik içinde belli bir olgunluğa gelir ve daha sonra kana geçerek belirlenmiş işlevlerini yerine getirirler. Oysa lösemide anormal olan ve blast adı verilen hücreler veya kan hücrelerinin normalde kana çıkmaması gereken genç formları çevre kanında yer almaya başlarlar.

Lösemiler kabaca iki ana gruba ayrılır. Bunlardan ilki kronik lösemiler, ikincisi ise akut lösemilerdir. Kronik lösemiler genellikle yavaş seyirli, akut lösemiler ise hızlı seyirli kanserlerdir.

Kronik Lösemi:Bu hastalığın erken döneminde anormal artış gösteren lösemi hücreleri yine de fonksiyonlarını bir ölçüde yerine getirebilmektedirler. Bu nedenle hastaların önemli bir bölümünde başlangıç döneminde hiçbir klinik yakınma olmayabilir. Buna karşılık hastalık ilerledikçe ve anormal hücre sayısı arttıkça klinik bulgular ve yakınmalar ortaya çıkmaya başlar.

Akut Lösemi: Her zaman ani başlangıçlıdır. Hücreler tamamen fonksiyonlarını kaybetmişlerdir. Kırmızı küre hücrelerinin fonksiyon bozukluğuna bağlı hızla ortaya çıkan kansızlık, beyaz kan hücrelerinin fonksiyonlarının bozulmasına bağlı ortaya çıkan infeksiyonlar, trombosit fonksiyonlarının ve sayılarının azalmasına bağlı oluşan kanamalar ile klinik son derece gürültülüdür.

Lösemiye neden olan faktörler tam olarak bilinmemektedir. Neden kimilerinde lösemi hastalığı gelişmekte, diğerlerinde ise gelişmemektedir sorusu yanıtsızdır. Buna karşılık günümüzde lösemi gelişimine neden olabilen bazı risk faktörleri belirlenmiştir. İkinci dünya savaşı sırasında Nagazaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombalarının neden olduğu radyasyon sonucu o bölgelerde lösemi sıklığının arttığı bilinmektedir.

Benzer bir durum 1986 yılında Çernobil'de yaşanan nükleer kaza sonucu yüksek dozda radyasyona maruz kalanlarda da ortaya çıkmıştır. Bazı kimyasal maddelere maruz kalmakta löseminin nedeni olabilir. Bu maddelerin başında "benzen" gelmektedir. "Fomaldehit" ile yakın teması olanlarda da lösemi riskinin arttığı ileri sürülmektedir. Çeşitli kanserlerin tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları, izleyen dönemlerde lösemi gelişimine neden olmaktadır.

Özellikle alkile edici ajanlar başlığı altında toplanan ilaçların ikincil lösemilere neden olduğu iyi bilinmektedir. Başta Down sendromu olmak üzere doğuştan kromozomal anormallikler ile giden kimi hastalıklarda lösemi görülme sıklığı yüksektir. Özellikle ileri yaşların hastalığı olan "myelodisplastik sendrom" adı verilen bir hastalık grubunda da lösemi gelişme riski normal insanlara göre onlarca kez daha yüksektir. Bu konu son yılların en popüler konularından biridir.

Kimi Kaynaklar elektromanyetik alanların lösemi gelişim riskini arttırdığını ileri sürmektedir. Hastalığın tedavisinin artık mümkün olabildiğinin altını çizmek gerekir. Bilinmelidir ki; kronik bir lösemi olan KML, her gün ağızdan alınan bir ilaç ile kontrol edilebilen kronik bir hastalık haline gelmiştir. Diğer bir kronik lösemi olan KLL'de uzun yıllar sorunsuz takip ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Akur lösemiler için ise durum farklıdır. Akut lösemilerin tedavisi çok emekli ve zordur. Ancak bu hastalıkta da başarı oranlarının her geçen gün arttığını bilmek gerekir.

Günümüz tıbbı bir zamanlar mutlak ölümcül olarak tanınan akut löseminin tedavisinde büyük yol aldı. Çocukluk çağı lösemilerinde tedavi yanıt oranları %80'lere ulaştı, yetişkinlerde akut löseminin bir türü olan AML'de kür şansı ortalama olarak %40'ları aştı.
Haberler
 
Tekerlekli Sandalye
Üst