Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta)

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
gozyasi2282929.jpg


Okuma güçlüğü, kırık, çarpık, dalgalı görme ile kendini belli eden rahatsızlıkta en önemli risk faktörü yaş..

Halk arasında 'Sarı Nokta Hastalığı' olarak bilinen bu hastalık gerçekte görme fonksiyonlarının en önemli rol oynayan, renkli görmemizi ve görme keskinliğimizin yüzde 90'ı gibi büyük bir bölümünü sağlayan makulayı tutan patolojileri ifade etmektedir. Makula Hastalıkları içinde en sık rastlanan bölümü de yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak sayıları gittikçe artan 'Yaşa Bağlı Makula' hastalıkları yani 'Yaşa Bağlı Sarı Nokta Hastalığı' oluşturmaktadır.

Anadolu Sağlık Merkezi'nden, göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Oğuz Gülecek, daha çok yaşlılarda görülen sarı nokta hastalığı hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?

Hastalığın ortaya çıkışında en önemli patolojınin retina tabakalarından birisi olan pigment epitel tabakasında yaşlanma ve fonksiyonlarında azalma olduğu bilinmektedir. Retinanın bu fonksiyonlarındaki azalma sonucu, görme işlevi esnasında ortaya çıkan metabolik artıkların atılarak, retinanın altındaki damar tabakası tarafından uzaklaştırılması işlemi zamanla bozulacağından retina altında gittikçe artan birikintiler meydana gelir. Bu birikintilerin yarattığı tablo sonucu retina altında meydana gelen anormal damar yapılı oluşumlar ve kanamalar sonucu ortaya çıkan görme kayıpları en belirgin özellikleridir. Hasta başlangıçta okuma güçlüğü, kırık, çarpık, dalgalı görme, renkli görmede bozukluk gibi şikayetlerle hekime müracaat eder. İleri safhalarda ise baktığı yeri göremediğini ancak baktığı yerin etrafını görebildiğini ifade eder.

TEDAVİ EDİLMEZSE

Tedavi edilmezse ileri seviyede görme kayıpları meydana gelir. Ancak görmeyi artıracak bir tedavi yoktur. Azalmış olan görmeyi o seviyede muhafaza etmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Risk faktörleri

HASTALIĞI arttıran risk faktörleri incelendiğinde tartışılmayan ve etkinliği kesin olan en önemli risk faktörü yaştır. Hastalık yaş ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Yaş faktörüne ilave olarak risk faktörleri sıralandığında özellikle güneş ışığının fototoksik etkisi nedeniyle güneş ışınına fazla maruz kalan mesleklerde çalışanlarda (denizciler, pilotlar, çiftçiler vb) ve kadınlarda daha sık görülür. Ayrıca kişide hipertansiyon bulunması, kan yağlarının yüksek olması ve ailevi hikayesinin olması önemli faktörlerdir.

AÇIK RENKLİ GÖZLER

Öte yandan göz ve göze ait bazı faktörler de bu hastalığa ait riskler taşımaktadır. Özellikle
açık renkli gözler, hipermetroplar ve katarakt ameliyatlı şahıslar öncelikli risk grubuna girerler. Oksidatif mekanizma üzerine olumsuz etkileri nedeniyle ağır sigara içiciler önemli bir risk gurubu oluştururlar. Sigara, serum antioksidan seviyesini düşürür ve kan akımını bozar. Yine bu mekanizma ile vitamin A – C den zengin beslenme alışkanlığı olan ve çeşitli nedenlerle antioksidan (çinko, magnezyum, selenyum) kullanan şahıslarda sarı nokta hastalığı riski azalır.

GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?

Hastalığın görülme sıklığı yaşın ilerlemesi ile birlikte artmaktadır. 70-74 yaşları arasında görülme sıklığı yüzde 25 iken 90 yaşın üzerinde yüzde 100'e yakın oranda görülür. Hastalık, 65 yaş üzeri şahısların yüzde 2'sine yakın bir bölümünde görmeyi yüzde 10 ve daha altına indiren önemli bir faktördür.

habervitrini
 
F

Fırtına

Guest
Sarı Nokta’dan korunmada ya da ilerlemesini önlemede 'antioksidan' takviyesi

12229033.jpg


Avrupa’da görme kayıplarının en önemli nedenlerinden biri olarak bilinen Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta) üzerine yapılan son araştırmalara göre; kesin bir tedavi yöntemi olmayan Sarı Nokta’dan korunmada ya da ilerlemesini önlemede antioksidan takviyesinin etkili olduğu belirlendi.

National Göz Enstitüsü klinik araştırmalar direktörü Frederick Ferris tarafından yapılan son araştırmalar, dışarıdan alınan antioksidan takviyesinin Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’na yakalanma riskini azalttığını ve ilerlemesini engellediğini gösteriyor.

Gözün arka, retinanın orta kısmında bulunan makulanın hasara uğraması ile meydana gelen Sarı Nokta belirtileri genellikle, 50- 60 yaş aralığında görülüyor. İleri dönemlerinde kitap okuma, araba kullanma gibi odaklanma gerektiren görme eylemlerini engelleyen hastalık, 65 yaş üzerindeki bireylerin yaklaşık yüzde 25’ini etkisi altına alıyor.

Yaşa Bağlı Göz Hastalıkları Araştırmasının (AREDS) Amerika’da 55-80 yaşları arasındaki 4,757 gönüllü ile gerçekleştirdiği araştırmada gönüllülerin antioksidan ve çeşitli vitaminler içeren ek maddeler alması sağlanmıştır.

AREDS’in başkanı ve National Göz Enstitüsü klinik araştırmalar direktörü Frederick Ferris, araştırma sonucuna göre, antioksidan içeren katkı maddelerini kullanan kişilerin önemli derecede avantaj elde ettiklerini belirtti.

Antioksidanlar genellikle meyve ve sebzelerde bulunuyor. Ancak Sarı Nokta’yı önleyecek derecede antioksidan alımını yalnızca beslenme ile sağlamak güç.. Bunun için antioksidan içeren katkı maddelerinin tüketilerek, antioksidan açığının tamamlanması önem taşımaktadır.

Mikronutrisyon, mikro beslenme ile eş anlamlı olup, özellikle vücut için gerekli besin desteklerinin istenen oranda alınması şeklinde tanımlanabilir. Mikro beslenmenin en net örneklerinden birinin lutein ve diğer antioksidanlar içeren vitaminler olduğu söylenebilir.


hürriyet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Gözde sarı nokta riski yaşla artıyor

Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, yani sarı nokta hastalığı, retinada meydana gelen hasarla ve görüşün azalmasıyla oluşuyor. Hastalık genellikle 50 yaş ve üzeri yetişkinlerde görülüyor.

Sarı nokta hastalığının iki tipi olduğunu belirten Türkiye Oftalmoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Gülipek Müftüoğlu, kuru tipin, hastalığın en sık görülen formu olduğunu belirtti. Hastalığın genellikle kuru tip ile başladığını söyleyen Müftüoğlu, “Hastalığın bu tipinde makula hücreleri kademeli olarak bozulmakta ve bunun sonucunda görme merkezinde bulanıklık meydana gelmektedir. Yaş tipte ise normal olmayan kan damarları retinanın merkezinde oluşmaya başlamaktadır. Oluşan bu kan damarları retinaya zarar vermektedir. Kuru tipe kıyasla yaş tipte görüş kaybı daha hızlı olur” diye konuştu.

Prof. Dr. Gülipek Müftüoğlu, makula dejenerasyonunun belirtilerini sıraladı ve hastalık hakkında merak edilen noktalara açıklık getirdi:

“Hastalığın erken evrelerinde eğer tek göz etkilenmiş ise belirti görülmeyebilir. Her iki tipi de acıya neden olmaz. Ancak bir göz doktoru hastalığın erken belirtilerini gözlemleyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenesinden geçmek, erken belirtileri yakalamak açısından önemlidir. Kuru tip makula dejenerasyonu başlangıç safhalarında genellikle bulanık merkez görüşüne neden olur. Görüş alanının merkezi bulanık ve karanlık olabilmekte ve bu alan hastalık ilerledikçe büyümektedir. Kör noktalar giderek genişleyebilmekte; renkleri ve detayları görmek zorlaşabilmektedir. Yaş tip makula dejenerasyonunda ayrıca düz çizgiler de dalgalı görülür. Ayrıca yine bu tip hastalıkta görüş kaybı hızla oluşmaktadır.

Makula dejenerasyonunun risk faktörleri nelerdir?

• Yaş: Hastalıkta en önemli risk faktörü ileri yaştır. 75 yaş üstü her üç yetişkinden birinde yaşa bağlı makula dejenerasyonu görülmektedir.

• Sigara kullanımı: Sigara kullanımı riski artıran faktörlerden biridir. Retina yüksek oranda oksijen tüketimi gerçekleştirmektedir. Oksijenin retinaya ulaşmasını etkileyen her faktörün görüşe yönelik negatif etkisi bulunmaktadır.

• Genetik faktörler: Ailesinde sarı nokta hastalığı bulunan kişilerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir.

• Cinsiyet: Kadınların sarı nokta hastalığına yakalanma oranı daha yüksektir. Ancak, kadınların yaşam süresi daha yüksek olduğundan; bu durum kadınların hastalığın gelişmesi için daha çok zamana sahip olmalarıyla da açıklanabilir.

• Uzun Sure güneşe maruz kalma: UV ışınlar doğrudan retina dokusuna zarar vermekte ve retinada zararlı ürünlerin birikmesine neden olmaktadır.

• Yağlı ve antioksidan içermeyen beslenme tarzı: Yüksek yağ, kolesterol ve şekerli gıdalar tüketen ve besin değeri düşük, antioksidan içermeyen beslenme tarzına sahip kişilerde makula dejenerasyonuna rastlanma oranının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

• Hareketsizlik: Düzenli egzersiz yapmayan kişilerin sarı nokta hastalığından etkilenme olasılığı daha yüksektir. Hareketsizlik sebebiyle kuru makula dejenerasyonunda, retinanın yeterli oksijen alamaması, makulada hücre ölümüne neden olmaktadır. Kalp ve damar sağlığını iyileştirmeye yönelik egzersizlerin makula dejenerasyonunun gelişimine de olumlu yönde etki ettiği gözlemlenmiştir.

Makula dejenerasyonunun tedavi yöntemleri nelerdir?

Makula dejenerasyonuna sahip kişilerin, düzenli olarak göz kontrolleri yaptırması gerekmektedir. Kuru makula dejenerasyonu için özel bir tedavi şekli bulunmamaktadır. Ancak, mineral-vitamin ve lutein gibi pigment takviyeleri almak hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktadır. Makula dejenerasyonu tedavi edilmediği takdirde merkezi görme kaybına neden olabilmektedir.

Sarı nokta hastalığını önlemek için neler yapılabilir?

• Yeşil yapraklı sebze, meyve, balık, Vitamin D, E ve C, omega-3 yağ asitleri ve lutein içeren bir beslenme tarzı benimsenmelidir.

• Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır. Haftada en az 3 kez spor yapan kişilerde ileri yaşa bağlı makula dejenerasyonunun spor yapmayanlara oranla yüzde 25 daha yavaş ilerlediği tespit edilmiştir.

• Sağlıklı kilo korunmalıdır.

• Tansiyon normal seviyede tutulmalıdır. 120/80’den daha yüksek tansiyona sahip kişilerde kuru tip makula dejenerasyonu riski artmaktadır.

• Sigara içilmemelidir. Yaşa bağlı olarak gelişen kuru makula dejenerayonu riski sigara içenlerde, içmeyenlere oranla 2-3 kat daha fazladır.

• Şapka ve güneş gözlüğü takmadan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.

• Kapsamlı göz muayeneleri için düzenli olarak göz doktoru ziyaret edilmelidir.

• Düzenli olarak evde de yapılabilen ve makula dejenerasyonunu tespit için kullanıla Amsler Grid testi uygulanmalıdır.

NTV
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Sigara içenlerin gözlerinde ‘sarı nokta’ hastalığı riski yüksek

Sigara kullanıcılarına bir kötü haber de göz hekimlerinden geldi. Uzmanlar, karanlığa sürükleyen ve 55 yaş üzerinde sık görülen ‘sarı nokta’ hastalığının nedenlerinden biri olarak sigarayı işaret ediyor. Dünyagöz Bursa Hastanesi'nden Prof. Dr. Selim Doğanay, 75 ila 85 yaş arası her 3 kişiden birinde görülen sarı nokta hastalığının sigara içenlerde daha sık yaşandığını söyledi.

Sarı nokta hastalığının tedavi edilmediği takdirde görme oranının yüzde 95 oranında azaldığını, hastanın kitap-gazete okuyamaz, televizyon seyredemez ve araba kullanamaz hatta tek başına dışarı çıkamaz hale geldiğini ifade eden Prof. Dr. Doğanay, görme kaybı, ani görme kaybı, cisimleri, çizgileri eğri veya kırık görme, görme kalitesinde bozulma, renk görmede bozukluklar ve göz önünde karartıların hastalığın belli başlı belirtileri olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Doğanay, sarı nokta hastalığının risk faktörleri hakkında şu bilgileri verdi: "Yaşa bağlı sarı nokta hastalığının esas risk etkenleri, sigara kullanımı, kişinin yaşı, güneş ışığına uzun süre maruz ve kalıtımsal özellikleri. Diğer risk etkenleri ise hipertansiyon, beslenme şekli, kolesterol yüksekliği ve şişmanlık. Yaşa bağlı ve kalıtımsal etkenleri ortadan kaldırmak mümkün değil. Fakat diğer risk etkenleri kontrol edilebilir. Sigara içiliyorsa bırakılması gerekir. Güneş için filtreli güneş gözlüğü takılması şart. Kolesterolü dengede tutmak için beslenmede Akdeniz diyeti öneriyoruz. Tereyağı, kırmızı et ve kolesterol içeren yiyeceklerden de uzak durulmalı.”

YAŞ TİP KÖRLÜĞE SEBEP OLUYOR

Hastalığın, sarı nokta tomografisi, göz anjiyosu ve göz dibi muayenesi ile teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Doğanay, hastalığın yaş ve kuru sarı nokta olmak üzere iki ayrı tipinin olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Doğanay, hastalığın tiplerini şöyle açıkladı: “Kuru tip yüzde 80 oranında, yaş tip ise yüzde 20 oranında görülür. Fakat görme kaybına yol açması sebebiyle yaş tipte erken teşhis daha büyük önem taşır. Kuru tipe oranla daha hızlı ilerleyen hastalık, ani görme kaybı ile birlikte renkli görmenin ve kontrast hassasiyetinin bozulmasına, zamanla retina ve makulada oluşan yeni damarlarda kanama yapması sonucu körlüğe sebep olur.”

Sarı nokta hastalığının tedavisi ise tipine göre farklılık gösteriyor. Kuru tipte sarı nokta hastalarına koruyucu tedavi ve destek olarak, anti-oksidan, A, C, E vitaminleri ile lutein ve çinko önerildiğini belirten Prof. Dr. Doğanay, yaş tipte göz içine iğne tedavisi ve fotodinamik tedavi uygulandığını söyledi.

FOTODİNAMİK TEDAVİ

Yaş tip sarı nokta hastalığının tedavisinin ağrısız olduğunun altını çizen Prof. Dr. Doğanay, şöyle devam etti: “Göz içine iğne tedavisi ile müdahale ediliyor. Önce göz damla ile uyuşturuluyor. Bu uygulama sırasında hasta herhangi bir ağrı hissetmiyor. Fotodinamik tedavide ise önce toplardamardan özel bileşimde bir ilaç verildikten birkaç saniye sonra lazer tedavisi uygulanıyor. 4-6 hafta aralıklarla göz içine enjekte edilen bu ilaç, göz arkasındaki göz hücreleri tarafından hastalık durumunda salgılanan ve yeni damar oluşturan proteini engelleyerek görme kaybını önlüyor. Bu tedavi başlangıçta en az 3 kez uygulanır ancak bazı hastalara takip sırasında aralıklarla uygulanması da gerekebilir.”

Cihan Haber Ajansı
 
Tekerlekli Sandalye
Üst