Mavi Düşler

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,506
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Masmavi bir gökyüzü. Masmavi bir deniz. Bütün bu maviliklerin arasında bir genç. Hayat denilen oyun ona hiçte beklenen şeyleri vermedi. Daha on yaşında geçirdiği hastalık nedeniyle görme yetisini kaybeden Hayat on beşinde annesini kaybetti. Babası yaklaşık iki ay içerisinde başka biriyle evlendi. Bizim küçük ama hayalleri büyük kahramanımız annesine çok bağlıydı. Anne demek can demektir, anne demek hayat demektir, anne demek seni her şeye rağmen kabullenen demektir, kısacası anne demek her şey demekti kahramanımız için. Babasına gelince, babalar sevgilerini gösteremezler diye bir ön yargı vardır toplumumuzda ki bu böyledir. Hayatın hiç kardeşi yoktu, annesi de vefat edince babası biraz da mecbur kaldı evlenmek için çünkü işe gidince Hayat’ı kime bırakacaktı.
Dedim ya hayatına istediği gibi başlayamamış Hayat. Hayata dört elle sarılsa da hep bir yerde tıkanıp kaldı. Her şey yarım kaldı. Önceleri deniz ve gökyüzü Hayatın vazgeçilmezleriydi. Çocukken hep annesiyle sahile gider orada martılara simit atar ve gökyüzünü seyrederdi. Bunu annesinden öğrenmişti. Hayata olumlu bakabilmek her şeyiyle kabullenmek. Aslında öylede başladı. Anaokuluna gitti ve akranlarından farklı olarak okuma yazmayı öğrenmdi. Yedi yaşına gelince okulunda parmakla gösterilen öğrencilerden biriydi. Yedi, sekiz ve dokuz yaşına gelmişti Hayat. O yaşta yani çocukluk döneminde birde aşkı vardı. Aşk insanın diğer yarısını bulmasıydı. Belki o yaşta biraz erken ama Hayat hayata erken başlamıştı zaten. Her şey erkendi sevmesi, ağlaması, gülmesi, kısacası her şeyi erkendi. Sevmek dünyanın beklide en güzel duygusuydu Hayat’a göre. Sevmek, martıları sevmek, denizi sevmek, gökyüzünü sevmek, maviyi sevmek, insanları sevmek ve seveni sevgilini aşığını sevmek. İnsanlar bu dünyada sevgi olmadan yaşayamazlar diyordu Hayat. Haklıydı, sevgi her şeyi bir bir yeniyordu. Taki Hayat’ın bir gün kitap okurken gözlerinin kararmasının başlamasıyla. İlk önceleri fazla üzerine düşmedi, fakat daha sonra bu olay sık sık tekrarlanınca annesine olayı anlatı ve hemen doktora gittiler. Doktor uzun süren muayeneden sonra teşhisi koymuştu; Hayat doğuştan süregelen bir hastalık yüzünden yaklaşık bir yıl sonra görme yetisini kaybedecekti. Hayat bir daha maviyi göremeyecekti. Mavi denizi mavi gökyüzünü ve en önemlisi de annesinin gözlerini bir daha göremeyecekti.
Aylardan nisan çiçekler açmış ve bahar gelmişti, beraberinde masmavi gökyüzünü de getirmişti. Hayat bu sayılı günlerini hep dışarda geçiriyor ve hiç eve gelmek istemiyordu. Nitekim öylede yaptı, son bir yıldır sürekli dışardaydı mavisine kavuşmak maviye doymak istiyordu. Bir bahar günüydü ve Hayat bir daha mavisini görmemek üzere görme yetisini kaybetti. O anda dünya sanki başına yıkılmıştı, mavi yarım kalmıştı. Erkek arkadaşı bu zor günlerinde Hayat’ı yalnız bırakmıyordu. DEVAMI İÇİN YIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst