Menopoz nedir, ne zaman gerçekleşir.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Menopoz nedir?

Menopoz menstrual kanamaların (adet kanamalarının) sonlanmasıdır. Adet kanaması ve siklusların bir yıl süresince olmaması menopoz olarak değerlendirilir. Menopoz kadının üreme döneminin sona ermesidir. Menopoz terimi 1812'de Fransız jinekolog Gardanne'nin hayatın değişmesini anlatan bir monografından gelmektedir, bu monografta Gardanne Latince ay ve son kelimelerini birleştirerek menopozu oluşturmuştur. Menopoz teknik olarak kadının en son adet kanaması anlamına gelir.

Menopoz ne zaman gerçekleşir?

Menopoz genellikle 45-55 yaşları arasında gerçekleşir. Menopozun gerçekleştiği bu on yıllık dönem klimakterium olarak adlandırılır. Ortalama menopoz yaşı 51 olmasına rağmen menopoz 35-58 yaşları arasında görülebilir. Menopoz sonrası yıllara yayılan dönem postmenopoz olarak adlandırılır.

Perimenopoz (premenopoz) nedir?

Perimenopoz veya premenopoz olarak adlandırılan dönem kırklı yaşlarda başlar ve 4-6 yıl devam eder. Bu dönemde adet kanamaları ve siklusları düzensizleşir. Adet siklusları uzar, kanama miktarı ve süresi değişir. Bu dönemde ateş basması, gece terlemesi, uykusuzluk, duygusal değişiklikler ve vajinal kuruluk görülebilir.

Erken menopoz nedir?

Adet kanamalarının kırk yaşından önce kesilmesi erken menopoz olarak adlandırılır. Nadir olarak görülen bu durumda yumurtalıklar fonksiyonunu sürdürmez. Erken menopozda tedavi çok önemlidir, erken menopoz vakalarında kemik erimesi problemi erken yaşlarda başlayarak geriye dönüşü olmayan ciddi kemik zayıflıklarına neden olur. Bu yaşlarda adet kanamalarının kesilmesi (amenore); ani kilo kaybı, aşırı egzersiz, stres, kürtaj veya diğer cerrahi girişimler sonrasında rahim içinde oluşan yapışıklıklara bağlı olarak da görülebilir. Amenore vakalarında östrojen hormonun azalmasına bağlı kemik kayıpları görülebileceğinden mutlaka hekime baş vurulması gerekir.

Erken Menopozun nedenleri nelerdir?

- Otoimmün bozukluklar;

Son zamanlarda yapılan çalışmalar otoimmün bozuklukların erken menopoz vakalarının üçte ikisinden sorumlu olduğunu göstermiştir. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi kendine ait olan bazı dokuları yabancı gibi algılayarak kendi dokularına karşı antikor üretir ve bu dokulara zarar verir. Erken menopoz vakalarında yumurtalıklara, endometriuma (rahmin içini döşeyen tabakaya) veya yumurtlamayı düzenleyen üreme hormonlarına karşı antikorlar üretilir. Bu antikorlar üreme organlarına zarar verir ve yumurtalık fonksiyonları bozulur. Otoimmün bozukluğa bağlı erken menopoz vakalarında tiroid bezinin bozuklukları, diabet (şeker hastalığı) romatizma gibi diğer otoimmün hastalıklar da görülür. Bunun yanında otoimmün hastalıkları olan kadınlarda da erken menopoz sık görülür.

- Cerrahi menopoz;

Cerrahi ile iki yumurtalığı birden çıkartılan kadınlarda erken menopoz görülür. Bu kadınlarda cerrahi sonrasında östrojen ve progesteron hormonlarının düzeyi düşer ve menopoza ait yakınmalar başlar.

- Diğer cerrahi işlemler sırasında yumurtalıkların zarar görmesi;

Rahmin alınması veya yumurtalık kistlerinin çıkartılması sırasında yumurtalıkları besleyen damarlar zarar görürse, yumurtalıklardaki foliküller dejenere olur, yumurtalık fonksiyonları bozulur ve erken menopoz başlar.

- Kanser tedavisi;

Kanser tedavisi için radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilaç tedavisi) görenlerde yumurtalıklar etkilenir ve erken menopoz görülür. Yumurtalıkların gördüğü zararın derecesini kanserin tipi, tedavinin süresi, kullanılan ilaçların tipi ve dozu, radyasyon tedavisinin uygulandığı bölge belirler. Yumurtalıklar veya üreme organlarının bulunduğu pelvik bölgeye uygulanan tedavi yumurtalıkları kalıcı olarak etkiler. Düşük dozda yapılan ve kısa süreli olan tedavilerde geçici menopoz görülebilir.

- Tamoksifen;

Meme kanseri tedavisinde kullanılan tamoksifen östrojen reseptörlerine bağlanarak östrojenin etkisini engeller ve östrojen eksikliği erken menopoza yol açar.

- Aile öyküsü;

Ailede erken menopoza giren kadınların olması erken menopoz görülme riskini arttırır.

- Kromozomal Bozukluklar;

- Frajil X Sendromu olarak adlandırılan sendromun görüldüğü kadınlara menopoza 6-8 yıl önce girer.

- Turner Sendromu olarak adlandırılan sendromda bir X kromozomu eksiktir. Bu kadınların birçoğu hiç adet görmez.

- Viral enfeksiyonlar (Virüslerin yol açtığı enfeksiyonlar)

Bazı viral enfeksiyonların yumurtalıkları etkileyerek erken menopoza yol açtığı düşünülür.

- Yaşam tarzı;

Sigara içen kadınlarda menopoz daha erken başlar. Sigaranın östrojen düzeyinin düşmesine neden olarak erken menopoza yol açabilir. Alkol fazla alındığında östrojen düzeylerini düşürür ve adet sikluslarının düzeni bozulur. Menopoz daha erken yaşlarda başlayabilir.

- Stres;

Stres erken menopoza neden olan diğer faktörlere yardımcı olur ve erken menopozun yakınmalarını arttırabilir, fakat yalnız başına erken menopoza neden olmaz.

- Çevresel Faktörler;

Östrojene benzeyen maddeler içeren kimyasallar östrojen reseptörlerine bağlanarak östrojenin etkisini engeller. Bu durum adet sikluslarını engeller ve erken menopoza neden olabilir.

Geç menopoz nedir?

Bir kadın 54 yaşını geçmesine rağmen hale adet kanamaları devam ediyorsa geç menopozdan bahsedilir. Geç menopoz ailesel olabilir, bunun yanında şeker hastası olan kadınlarda da geç menopoz görülür. Menopoza geç giren kadınlarda rahim kanseri ve meme kanseri daha çok görülür.

Menopozun en sık görülen bulguları nelerdir?

Menopoz öncesi görülen en sık bulgu adet sikluslarının düzeninin bozulmasıdır. Adet sikluslarının süresi kısalabilir, uzayabilir veya adet kanamasının miktarı artabilir. Ateş basması (% 75), gece terlemeleri (% 68), hassasiyet, sinirlilik ve depresyon (% 60) en sık görülen bulgulardır. Bunların yanı sıra sık idrara çıkma, ödem (vücutta şişkinlik) ve uykusuzluk gibi bulgular görülebilir. Vücutta östrojenin azalmasına bağlı olarak vajinada kuruluk ve cinsel istekte azalma görülür.

Ateş basmaları neden olur?

Ateş basmaları perimenopoz döneminden itibaren en sık görülen yakınmalardan biridir. Genellikle boyundan başlayan ve yüze yayılan sıcaklık hissine çarpıntı ve terleme eşlik eder. Bazı kadınlarda günde birkaç kez görülebilen bu durum diğerlerinde haftada birkaç kez görülebilir. Uykusuzluk ve stres bu yakınmanın sıklığını arttırır. Sıcak basması hipofiz bezinin azalan östrojene verdiği yanıttan kaynaklanır; ani LH salınımı ani ısı artışına neden olur.

Ateş basmaları nasıl tedavi edilir?

Ateş basmalarının hangi durumlarda daha sık olduğunu bir çizelge tutarak belirleyin. Kafein, stres, uykusuzluk ateş basması sıklığını arttırabilir. Ateş basmasını arttıran nedenlerden uzak durmaya çalışın. Sıcak basması durumunda üzerinizdekilerin bir kısmını çıkartabilecek şekilde kat kat giyinin. Yaşadığınız yeri serin tutun. Gece terlemelerini önlemek için yatak odanızı serin tutun. Stresten kaçının, diyetinize dikkat edin, acılı, yağlı yiyeceklerden ve alkollü içeceklerden kaçının. Sıcak basması sırasında bileklerinize ve yüzünüze soğuk su çarpın. Derin nefes alma egzersizleri uygulayın. Vitamin E içeren besinlerden zengin beslenin ve hormon replasman tedavisi için hekiminize danışın.

Vajinal kuruluk nasıl tedavi edilebilir?

Östrojen azalmasına bağlı vajina duvarını kaplayan dokulardaki incelme, elastikiyetin ve salgıların azalması vajinal kuruluk, ağrılı cinsel ilişki ve cinsel ilişki sonrası kanama ve yanma hissine neden olur. Vajinal kuruluğu önlemek için cinsel aktivitenizi azaltmayın, haftada en az bir kez cinsel ilişkide bulunan kadınlarda vajinal kaslar daha sağlıklı olur, vajinal kanlanma artar. Kegel egzersizleri vajinal kasları güçlendirdiğinden bu dönemdeki kadınlara önerilir. Su bazlı lubrikantların kullanılması da vajinal kuruluğu engeller.

Uykusuzluk nasıl önlenebilir?

Uyku düzeninizi koruyabilmek için her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya özen gösterin. Uyku ilaçlarını kullanmaktan kaçının, yattığınız ortamın serin, sessiz ve karanlık olmasına özen gösterin. Akşam kafein almayın, diyetinize dikkat edin akşam öğünlerinizde fazla miktarda ve ağır yemekler yemeyin. Yatağa girmeden önce ılık duş almak, kitap okumak ve televizyon seyretmek gevşemenize yardımcı olarak uyumanızı kolaylaştırabilir.

Menopoz döneminde ne gibi duygusal değişiklikler görülür?

Unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, anksiyete, rahatsızlık ve depresyon sık görülür. Bu yakınmalar östrojen eksikliğine bağlıdır. Duygusal değişimleri uykusuzluk arttırır. Östrojen miktarı azaldıkça beyinde endorfin olarak adlandırılan ve kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlayan kimyasallar azalır.

Menopoz döneminde başka ne gibi fiziksel değişiklikler görülür?

Östrojen kadınların fiziksel ve duygusal durumlarını etkileyen bir hormondur. Üreme organları, memeler, kemikler, kalp, santral sinir sistemi, cilt ve saç üzerine direkt etkileri vardır.

Östrojen düzeyi azalınca;

- Vajina, rahim ağzı ve rahim ve yumurtalıklar küçülür,

- Vajina kısalır, kas tonusu azalır ve vajina duvarını döşeyen dokular incelir,

- Pelvik bölgedeki bağlar zayıflar,

- Vajinal ve servikal salgılar azalır,

- Kemik kaybı olur,

- Cilt tonusu azalır ve kırışıklıklar oluşur,

- Metabolizma yavaşlar,

- Saç, kol, bacak ve genital bölgede tüy azalması olur,

- Yüzde yanak, çene ve bıyık hizasında tüylenme görülebilir,

Menopoz döneminde kalp hastalıkları niçin artar?

Menopoz öncesi dönemde östrojen kadınları kalp hastalıklarından korur. Kadınlarda menopoz döneminden sonra iskemik kalp hastalıkları görülmeye başlar. Östrojen kolesterolün azalmasını sağlayarak, HDL olarak adlandırılan lipoproteinleri arttırarak ve LDL olarak adlandırılan zararlı kolesterolü azaltarak kadınları kalp krizinden korur. Menopoz döneminden sonra kalp hastalıkları ailesinde kalp hastalıkları olan, menopoz öncesi dönemde kalp hastalığı olan, yüksek tansiyon problemi olan, fazla miktarda yağlı gıdalar tüketen ve şişman olan, sigara içen ve fazla strese maruz kalan kadınlarda daha sık görülür.

Menopoz döneminde kalp hastalıklarının görülme ihtimali nasıl azaltılabilir?

Dengeli beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak, kan basıncını kontrol altında tutmak, diabet için düzenli kontroller yaptırmak, stresten uzak durmak, hormon replasman tedavisi uygulamak bu dönemdeki kadınlarda kalp hastalıkları görülme ihtimalini azaltır. Menopoz sonrası dönemde östrojen tedavisi kan yağlarını olumlu yönde etkileyip kalp krizi riskini % 40 azaltır. Ayrıca yemekler ile her gün 50 mg beta-karoten ve selenyum alınması da faydalıdır.

Osteoporoz nedir?

Osteoporoz, kemik erimesi olarak da adlandırılan bu durum kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalıktır. Kırk beş yaşından sonra kadınların bir çoğunda osteoporoz görülür. Kemik dokusu sürekli değişen bir dokudur ve kan ile sürekli kalsiyum alışverişi içindedir. Kemikler yapım ve yıkımın dengede olduğu doğal bir süreç yaşar. Menopoz sonrası yapımın çok azalması ile denge yıkım lehine bozulur. Sonuçta kemik kitlesi menopozu takip eden ilk beş yıl içinde her yıl % 3 oranında azalır. Takip eden yıllarda ise her yıl kemik kitlesi %1 oranında azalır. Kemiklerin ve dişleri daha sağlam olmasını sağlayan kalsiyum kasların kasılmasında, kalbin fonksiyonlarında, sinirsel iletilerinin düzenlenmesinde ve kan pıhtılaşmasında görev alır. Menopoz sonrası dönemde östrojen eksikliğine bağlı olarak kemiklerden kalsiyum kaybı artar. Kemikler zayıflar ve küçük darbelerle kırılabilir, 60 yaşından sonra omurgada eğrilmeler ve sırt ağrısı yakınması artar, 70 yaşından sonra kalça kırığı görülme ihtimali artar.

Osteoporoz riskini arttıran faktörler nelerdir?

Vücut yapısı önemlidir, küçük kemikli kadınlarda osteoporoz daha sık görülür. Şişman kadınlarda fazla vücut ağırlığına cevap olarak kemikler gelişir ve fazla miktarda olan yağ dokusunda östrojen üretimi fazla olur bu durum osteoporozu önler. Açık tenli olan, ailesinde osteoporoz problemi olan, diyabet, karaciğer, böbrek hastalığı ve tiroid bezi bozuklukları olan kadınlarda osteoporoz daha sık görülür. Kortizon, epilepsi ilaçları, antiasitler, diyüretikler kalsiyum emilimini engelleyerek osteoporoza neden olabilir. Fazla miktarda protein almak, sigara içmek ve alkol almak kemik erimesini arttırır.

Osteoporozun bulguları nelerdir?

Osteoporoz kronik sırt ağrısına, boy kısalmasına, akşamları bacak kramplarına, eklem ağrılarına, diş kaybına ve dişeti problemlerine yol açar.

Osteoporozun önlenmesinde diyetin önemi nedir?

Diyetle alınan kalsiyum osteoporozun önlenmesinde önemli rol oynar. Birçok kadın besinler ile günde 500mg kadar kalsiyum alabilir. Kalsiyum preparatları alarak ile günlük kalsiyum ihtiyacını (1000-1500mg) karşılamak gerekir. D vitamini kalsiyumun emilebilmesi için gereklidir.Yeterli miktarda güneş ışığı almayanlarda D vitamini eksikliği görülür, bir çok gıda D vitamini ile zenginleştirilmiştir. Kalsiyum emilimi için diyetinizin bir miktar yağ içermesi gerekir. Günlük kalori ihtiyacının % 30'�unu yağlardan karşılamanız önerilir.

Günlük kalsiyum ihtiyacı ne kadardır?

Yetişkin bir insan için günlük kalsiyum ihtiyacı 800 miligramdır. Menopoz öncesi bu ihtiyaç 1000 mg iken menopoz sonrası 1500 mg'a yükselir. Östrojen tedavisi alan kadınlarda günlük 1000 mg'da yeterli olabilir. Diyet ile alınamayan kalsiyum hazır tabletler veya bazı kalsiyum içeren tabletler ile takviye edilebilir. Kalsiyum tabletlerinin emilimi artacağından yemekle birlikte alınması tercih edilir.

Menopoz sonrası oluşan osteoporozun en iyi tedavisi nedir?

Hormon replasman tedavisinin yanında kalsiyumun emilimini sağlayan kalsitonin hormonu ve kalsiyum alınması ve uzun yürüyüşler menopoz sonrası osteoporozun en iyi tedavisidir.

Osteoporozun önlenmesinde hormon replasman tedavisinin yeri nedir?

Östrojen almasında sakınca olmayan kadınlarda östrojen ile yapılacak hormon replasman tedavisi osteoporoz riskini azaltır.

Menopozun hafıza üzerine etkisi var mıdır?

Menopozun kısa dönem hafıza üzerine olan etkisini gösteren az sayıda çalışma vardır. Hastalar bu etkiyi daha çok konsantre olamama ve gözlük, araba anahtarı gibi elindeki bir şeyi nereye koyduğunu hatırlayamama şeklinde ifade eder.

Hormon replasman tedavisi nedir?

Hormon replasman tedavisinde amaç kadında eksilen hormonları menopoz öncesi dönemdeki seviyeye getirmektir. 1960 yılından itibaren menopoz dönemindeki kadınlara östrojen preparatları verilmeğe başlandı. Östrojen kullanımının rahim kanseri görülme olasılığını arttırdığının belirlenmesi üzerine 1975 yılından itibaren tedaviye progestinler eklenmiştir. Hekim hormon replasman tedavisinde kullanacağı preparatları ve dozunu kadının özelliklerine göre ayarlar.

Hormon replasman tedavisinin yan etkileri var mı?

Östrojen tedavisi gören kadınlarda bulantı, su tutulumu, göğüslerde gerginlik, kilo alma ve vajinal akıntı gibi yan etkiler görülebilir. Önceden migreni olan kadınlarda baş ağrısı yakınması artabilir. Progestin ile dengelenmemiş östrojen tedavilerinde rahim kanseri riski artar.

Hormon replasman tedavisinin sakıncalı olduğu durumlar nelerdir?

Hormon replasman tedavisinin sakıncalı olduğu durumlar; rahim kanseri, meme kanseri, kan pıhtılaşma problemleri, aktif safra kesesi ve karaciğer hastalıklarıdır. Bunun yanı sıra önceden geçirilmiş karaciğer ve safra kesesi hastalıkları ile şeker hastası olan kadınlar hormon replasman tedavisi sırasında yakın takip gerektirir.

Hormon replasman tedavisine ne zaman başlanmalıdır?

Hormon replasman tedavisinin yararları kesin olmasına rağmen tedaviye ne zaman başlanması gerektiği kesin değildir. Bir grup hekim menopoz öncesi dönemde başlanmasını önerirken diğer bir grup 1 yıl adet kanamasız dönem geçtikten sonra tedaviye başlanmasını önerir. Osteoporozun engellenebilmesi için menopoz dönemi ile beraber hormon replasman tedavisine başlamak gerekir.

Rahimde myom veya göğüslerde iyi huylu tümör varlığında hormon replasman tedavisi sakıncalı mıdır?

Bu çok sık karşılaşılan bir sorudur. Progestin ile dengelenmiş düşük doz östrojen ve yakın klinik takip ile hormon replasman tedavisini öneren hekimler vardır. Fakat genelde bu durumların varlığında östrojen tedavisi önerilmez.

Hormon replasman tedavisi adetlerin başlamasına neden olur mu? Adetler ne kadar devam eder?

Menopozdan önce doğal olarak gerçekleşen östrojen ve progestin dengesi menopoz sonrasında tedavi ile sağlanırsa bir çok bayanda adetler başlar. Bu durum birkaç yıl sürer ve sonrasında tedaviye rağmen adetler görülmeyebilir.

Ailesinde meme kanseri olan kadınlara hormon replasman tedavisi önerilebilir mi?

Ailesinde meme kanseri olan bayanlarda meme kanseri görülme riski yüksektir. Bu durumda bir çok hekim düşük doz östrojen ve sık kontrol önerir. Böylelikle hem menopoza dair problemler yaşanmaz, hem de erken teşhis ile meme kanserine karşı önlem alınmış olur.

Bir kadının annesinin zor bir menopoz dönemi geçirmiş olması, kendisinin de aynı sorunu yaşayacağını gösterir mi?

Kalıtım menopozda büyük rol oynar. Bununla birlikte sigara, yaşam tarzı, vücut yapısı ve stres gibi faktörlerde menopoza girme yaşını ve zorluğunu etkiler.

Fazla sayıda çocuk doğurmak menopozu geciktirir mi?

Fazla sayıda çocuk doğurmak menopozun bulgularını hafifletse de geciktirmez. Bunun yanı sıra geciken menopoz geç gebeliklere neden olabilir.

Geç menopoz ile uzun yaşam arasında bir bağlantı var mıdır?

Geç menopoz uzun süreli yüksek östrojen seviyesi ve daha genç görünme anlamına gelir. Geç menopoza girmek uzun yaşam ve genç kalmanın yanı sıra geç yaşanan gebelik ve yumurtalık kanseri gibi riskleri de beraberinde taşır. Geç menopozun avantajlarını yaşamak ve risklerinden korunmak için doktorunuzun kontrolünde olmanız gerekir.

Doğum kontrol hapı kullanırken menopoza girildiği nasıl anlaşılır?

Bu çok zordur, çünkü menopoz bulguları hapın etkisi ile maskelenir. Kan FSH ve Östrojen seviyeleri de yanıltıcı olabilir. Bunu anlayabilmek için bir süre doğum kontrol hapı kullanmaya ara vermeniz ve takiben hormon düzeylerinin belirlenmesi gerekir.

Menopozun bulguları ne kadar sürer?

Menopoz öncesi dönem kişiden kişiye değiştiği gibi menopoz bulguları da birkaç yıl veya daha fazla sürebilir. Hormon replasman tedavisi gören bayanlarda ise menopoz bulguları hiç yaşanmaz.

Cerrahi menopoz ile doğal menopoz arasındaki fark nedir?

Doğal menopoz yumurtalıkların yumurta rezervlerini tüketmesi ile 45-55 yaşları arasında ve genellikle bir geçiş dönemi sonucu ortaya çıkar. Cerrahi menopoz yumurtalıkların ameliyat sonucu çıkartılması ile aniden oluşur. Eğer hormon replasman tedavisi uygulanmaz ise cerrahi menopozun bulguları ameliyattan birkaç gün sonra ortaya çıkar.

Ameliyat ile rahim alınıp yumurtalıklar bırakılırsa, ileride menopoza girildiği nasıl anlaşılır?

Menopoz başladığında çoğunlukla ateş basması, gece terlemeleri, uyku problemleri ve vajinal kuruluk gibi yakınmalar başlar. Menopoz dönemine girilip girilmediği yapılan hormon incelemeleri ile kesinleştirilir.

Vücudun su toplaması nasıl engellenebilir?

Yemeklerde alınan ekstra tuz vücutta su tutulmasına neden olur. Bu nedenle yemeklere tuz eklenmemeli ve tuz tüketimi mümkün olduğunca azaltılmalıdır.

Menopoz sonrası dönemde cinsel isteksizlik için ne yapılabilir?

Bu problemin giderilmesinde hormon replasman tedavisi önemlidir. Bu tedavi ile bayanların % 90�nı menopoz öncesi dönemdeki cinsel isteğini geri kazanır. Hormon tedavisi vajinadaki kuruluğu giderir, vajina duvarının güçlenmesini sağlayan egzersizler ve kayganlaştırıcı kremlerde cinsel ilişki sırasındaki yakınmaları azaltır. Kişisel bakımınıza ve cinsel yaşamınıza göstereceğiniz özen kendinize olan güveninizi arttırarak sizi daha mutlu ve sağlıklı kılacaktır.

Menopozun vücut ağırlığı üzerindeki etkisi nedir?

Geçen her on yıl ile birlikte kalori ihtiyacı % 2-8 azalır. Yapılan düzenli egzersiz fazla kilo alınmasını önler. Yaş ilerledikçe vücuttaki yağ yüzdesi artar ve kas kitlesi azalır. Bu nedenle düşük yağlı diet ve düzenli egzersiz ideal kilonuzu korumanızı sağlar.

Cildimin genç görünmesini nasıl sağlayabilirim?

Cildinizin direk olarak güneş ışığına maruz kalmasından kaçının. Bu nedenle saat 10:00 ile 14:00 arasında gölgede veya içerde olun. Aksi halde cilt koruyucu faktörü en az 15 olan kremler kullanın. Sigarayı bırakın. Sigara ciltte yaşlanmayı ve özellikle ağız etrafındaki kırışıkları arttırır. Egzersiz, dolaşımı ve cilt beslenmesini olumlu yönde etkiler. Vitamin A ve E içeren ve sebzelerden zengin dengeli bir diyet ve bol su cildinizi besleyerek yumuşatır. Ayrıca cildiniz için uygun temizleyici ve nemlendiriciler ile düzenli bir bakım genç ve sağlıklı görünmenizi sağlayacaktır.


fertijin.com
 
F

Fırtına

Guest
Menopozun zararları bitmiyor!

Diyarbakır Akdemir Baharat Kuruluşu Herbalisti Cahit Gürkaş, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, şeker hastalığı ile böbrek iltihabının gut hastalığına yol açabildiğini, kadınlarda menopozdan sonra hastalığın görülme riskinin arttığını söyledi.

Diyarbakır Akdemir Baharat Kuruluşu Herbalisti Cahit Gürkaş, "Gut hastalığı eklemlerde ve bunların çevresinde ürat kristallerinin birikmesi sonucu gelişen ve kanda ürik asit fazlalığıyla seyreden tekrarlayıcı eklem iltihaplarına neden olan metabolizma bozukluğu hastalığıdır" dedi.

Gürkaş, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Kanda fazla miktarda bulunan ürik asit sodyumla birleşip ürat oluşturmaktadır. Buda kristaller biçiminde eklemlere, kemiklere, deri altına böbreklere ve eklem çevresindeki dokularda birikerek iltihabın oluşmasına neden olur. Gut hastalığına sebep olan faktörlerin başında sigara ve alkol kullanımı gelmektedir. Diğer etki eden faktörler ise şişmanlık ve şeker hastalığıdır. Ayrıca böbrek iltihabı olanlar ve kadınlarda menopoz sonrası bu hastalığın oluşma riski yüksektir" ifadelerini kullandı.

Hastalığın önlenmesinde beslenmenin önemine dikkat çeken Gürkaş, "Deniz ürünleri ve hayvansal gıda ve yağlardan uzak durmak, tansiyon ve kolesterolü normal sınırları içinde tutmak, ideal kiloda olmak ve diyet yapmak, günde 3 litre kadar su tüketmek gerekiyor. İçilen bol su idrar yapımını artırarak böbreklerin hasar görmesini engeller. Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli yiyecekler terk edilmelidir.

Dana, koyun ve kuzu eti yenmemeli, diğer etlerle yağlı ve nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Şeker yerine bal kullanılabilir. Az patates, yağsız beyaz peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut, çilek, erik, kara turp, domates, ve pırasa yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilmelidir" şeklinde konuştu.

Gürkaş, gut hastalığının tedavisinde yardımcı olacak bitkilerin ise andız kökü, sarı yoğurt otu, kırmızı kantaron, çıban otu, lavanta çiçeği, ısırgan otu, civan perçemi ve hayıt tohumu, biberiye, peygamber çiçeği, şakayık kökü, havlıcan, papatya, geven otu olduğunu söyledi. "Bu bitkilerden bir veya birkaçını bir uzmana danışarak kullanmak mümkün olmakla beraber tedavide olumlu sonuç alınmaktadır" diyen Gürkaş, gut hastalığının tedavisinde etkili olan kürlerden birinin tarifini vererek şöyle konuştu:

"Koyun otu (1 yemek kaşığı), yapışkan otu (1 tatlı kaşığı) ve sarı yoğurt otu (1 tatlı kaşığı) 3 su bardağı kaynar suya ilave edilir. 1 kaynar getirildikten sonra ılımaya bırakılıp 1 tatlı kaşığı bal ile tatlandırılarak yemeklerden önce 1 bardak içilir. Bu uygulamaya 1 ay devam edilir. 1 hafta ara verilir. Sonra 1 ay daha devam edilir. Bu kür oldukça başarılı sonuç vermektedir."
 
F

Fırtına

Guest
AHM hormon testi, menopoz yaşının tahmin edilmesine yardımcı oluyor

669861_detay.jpg



Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opt. Dr. Tolga Ecemiş, doğurganlık yeteneğinin kaybolduğu 48-55 yaş arası dönemin “menopoz” olarak tanımlandığını belirterek, menopoza giren kadınların çocuk sahibi olmasının tıbben mümkün olmadığını söyledi.

Doğum yapmış, spor yapan, düzenli cinsel hayatı olan ve erken adet gören kadınların genellikle menopoza geç girdiklerini dile getiren Ecemiş, doğum yapmamış, spor yapmayan, düzensiz cinsel hayatı bulunan, genel yaşama düzeni bozuk, sigara, alkol, stres faktörleri bulunan kadınların ise menopoza daha erken girdiğini vurguladı.

Ecemiş, erken menopoza giren kadınlarda yumurta hücrelerinin sayısının doğuştan az olabildiğini, stres ya da tıbbi tedaviler sonucu yumurta hücrelerinin hasar görebildiğini ve yumurta hücrelerinde erken bir fonksiyon bozukluğu ortaya çıkabildiğini dile getirdi.

Kadının sosyal ve çalışma yaşamında daha aktif olması ve çocuk yapmayı bir süre ertelemesiyle menopoza girme yaşının daha da önem kazandığını vurgulayan Ecemiş, son yıllarda kanda yapılan basit bir hormon testiyle kadınların biyolojik saatinin ne hızla işlediğinin ölçülerek, menopoz yaşının tahmin edilebildiğini anlattı. Ecemiş, “AMH testi, özellikle kadınların kariyer endişesiyle geç yaşlara ertelediği doğum sürecini daha ne kadar erteleyebileceğini gösteriyor. Aile planlamasında devrim yaratacak bu gelişme ile kadının ne zaman menopoza gireceği ve doğum yapmayı ne kadar erteleyebileceği öğrenilebiliyor” diye konuştu.

AMH hormon testinin, yumurta rezervi belirlemedeki önemine değinen Ecemiş, şöyle devam etti;

“Üreme tıbbında son dönemlerde artan çalışmalar, yumurtalık fonksiyonunu belirlemede en iyi göstergenin ne olabileceği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yumurtalık rezervi değerlendirilmesinde son yıllarda FSH ve estradiol testleri, adetin iki veya üçüncü gününde bakılır ve bu sonuçlar ultrasonda görülen yumurta rezervi verileriyle değerlendirilirdi. Artık tıbbi gelişmeler gösteriyor ki yumurtalık rezervini gösterebilecek tahlillerden biri de AMH hormonudur. Bu testle kadınların yaşına ve AMH değerine bakılarak, çocuk sahibi olabilmek için ne kadar sürelerinin kaldığı anlayabilmek yaklaşık olarak mümkün olabilecek.”

AMH TESTİ NE ZAMAN YAPILIR?

Ecemiş'in verdiği bilgiye göre, AMH testi yumurtalıkların değerlendirilmesi amacıyla adet döneminden bağımsız herhangi bir zamanda yapılabiliyor.

Öte yandan tüp bebek tedavisinde de AMH hormonu, gerek yumurtalık rezervi değerlendirilmesi gerek tedavi planlanması gerekse tüp bebek tedavisinin değerlendirilmesinde bir veri olarak kullanılabiliyor.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Menopozla ilgili merak edilenler

Bu dönemde kadınlara neler olur? Hangi hastalıklar tehdit eder?

Kadınlar için hayatlarının en zor dönemlerinden biri menopozdur. Üreme faaliyetlerinin durup, hormon üretiminin azalması ile birlikte kadınların vücutlarında önemli değişiklikler görülür.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Emrah Kol menopoz ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı!

MENOPOZ NEDİR?
Ergenlikte 300 - 400 bin yumurta taslağı içeren yumurtalık, 40’lı yaşların başına kadar 300 civarında olgun yumurta üretip gebelik oluşumunda kullanılmasını sağlar.
Diğer binlerce yumurta taslağı olgunlaşanlara destek görevinde bulunurlar. 50 yaşa gelindiğinde yumurta üretimi durup, yumurta üretimiyle tetiklenen östrojen üretimi azalınca rahim içinde aylık kalınlaşma olmaz ve artık ritmik kanama görülmez. Bu durumun adı menopozdur. Bu dönemde sadece östrojenin değil diğer hormonların da kan seviyelerinde de belli seviyelerde düşüşler olur.

HANGİ YAŞTA GÖRÜLÜR?
Toplumlar arası farklılıklar olmakla beraber menopoz yaşı için genel kabul 49-52 yaşlardır.

MENOPOZ YAŞI DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
Her kız çocuk doğduğunda genetik kodları ile menopoz yaşı belirlenmiştir. Bu nedenle menopoz yaşını daha ileriye taşımak mümkün değildir. Ancak bazı olumsuz faktörler (sigara tüketimi, ilaç kullanımı, ameliyat, otoimmün hastalıklar, X-ışını) menopoz yaşını öne çekebilir.

MENOPOZ ÖNCESİ DÖNEM NEDİR?
Aktif dönemden sonra yumurta oluşumu, kanama ve doğurma fonksiyonunun tamamen bittiği ana kadar geçen dönem menopoz öncesi dönem olarak adlandırılır. Bu süreç 42 - 45 yaşlarında başlar ve her kadında farklı belirtilerle seyreder. Belirti yelpazesi o kadar geniştir ki, bir kadın fiziksel ve ruhsal sıkıntı yaşamazken, diğeri menopozun tüm zorluklarını bu dönemde de omuzlarında taşır.

ERKEN MENOPOZ NEDİR?
30 - 35 yaşlar ve daha öncesinde menopoz gerçekleşmesi erken menopoz olarak tanımlanır. Ameliyat, ilaç kullanımı, X-ışını ve başka nedenler olmaksızın ortaya çıkar, genetik özellik taşır ve görülme sıklığı % 1’dir.

MENOPOZ DÖNEMİ ŞİKÂYETLERİ
Sıcak basması
Sıcak basması, menopoz geçiş döneminde ve sonrasında en sık görülen şikayettir. Beyindeki lokal doku maddelerinin salınımı ve etkileri azalan östrojene bağlı olarak değişim gösterir. Bunun sonucunda bedenin sıcaklık ayar merkezi olumsuz etkilenir. Bu olumsuzluk sonucunda, menopozdaki kadında nöbetler halinde ısı yükselmesi meydana gelir. Adı geçen lokal doku maddelerindeki değişiklikler ayrıca ruhsal emosyonel sorunları da beraberinde getirir. Uyku bozuklukları, anlık günlük ruhsal dalgalanmalar, hafıza sorunları, konsantrasyon eksikliği kadının yaşam kalitesini bozar ve bu tablo yıllar boyu sürebildiğinden içinden çıkılmaz bir hal alır.

Fiziksel sorunlar
Cilt, kemikler, cinsel organlar menopozdan olumsuz etkilenir. Kolay yorulma, güç kaybı yaşamı zorlaştıran diğer faktörlerdir.Kemik erimesi bu dönemde zellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Cilt değişiklikleri
Cilt, vücudun en büyük organıdır ve östrojene çok duyarlıdır. Böyle olunca menopozla birlikte çok hızlı ve geri döndürülemez değişiklikler olmaktadır. Sıcak basması ile birlikte kadını en çok rahatsız eden durumdur ancak çoğunlukla östrojenle ilişkisi düşünülmediği ve yönlendirilmediği için çaresiz kalmaktadır.

Cinsel organ değişiklikleri
Menopozda cinsel organlarda da ciltteki değişikliklere paralel gerileme olur. Fiziksel görünümdeki değişikliklerin yanı sıra kuruluk ve yanma hissi, idrar şikayetleri ve enfeksiyon riskinde artış diğer önemli sorunlardır.

HANGİ HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKAR?
Kalp Hastalıkları
Menopozdan önce kalp krizi riski erkeklere göre daha düşükken menopozla birlikte bu oran erkeklerle eşit seviyeye yükselir. Bu durum ciddi sorun olarak menopozdaki kadının karşısında durmaktadır.

Kemik Erimesi
Kemik erimesi iki ayrı nedenle olur. Birinde östrojen azlığı temel sebep iken diğerinde yaşlanmanın kendisi erimenin nedenidir. Irk, doğum sayısı, iklim, beslenme kemik erimesini etkilemektedir. Doğum sayısı, kalça kemik açısı, ülkemizin güneşli gün sayısı Türk kadınını bu konuda kuzey ülkelerinde yaşayanlara göre şanslı hale getirmektedir. Bununla birlikte östrojen azalması kemik erime ve kırık riskini artırmaktadır.

Mopoz DöneMenmi Kanserleri
Menopoz döneminde öncelikle meme, rahim, yumurtalık ve bağırsak kanseri üzerinde durulmalı kontroller bu kanser tipleri üzerinde yoğunlaştırılmalıdır.
Menopoz döneminde hangi tetkikler yapılmalı?
Rutin kan tetkikleri, CA 125,CEA, EKG, tüm batın ve jinekolojik USG, smear testi, mamografi, kemik yoğunluk ölçümü, gaitada gizli kan araştırması menopozdaki kadında başlıca yapılması gerekenlerdir.

TEDAVİSİNİN AMACI NEDİR?
Menopozda eksilen hormonu yerine koyma tedavisi esastır (hormon replasman tedavisi). Menopozda esas olan şikayet ve bulguları esas alarak kadını (hasta değil) bir bütün olarak ele almaktır. O halde temel eksik östrojen olduğu için onun eksikliğini gidermek gerekmektedir. Cilt için kozmetik ürünler kullanılabilir, kemik erimesi için sadece o amaca dönük ürünler kullanılabilir, kalp hastalığı olunca bazı ilaçlar alınabilir ancak hiçbirisi yeterli olmayacağı gibi zaman kaybına da yol açacaktır. O halde hasta değerlendirilmeli risk içermiyorsa en az 5 yıl, risk içeriyorsa riske göre daha kısa süre hormon tedavisi yapılmalıdır. Var olan kanser hastalığı temel engel teşkil eder. Onun dışındaki tüm durumlarda menopozdaki kadının durumu bireyselleştirilerek ele alınmalı multidisipliner yaklaşımla hayat kalitesi yükseltilmeye çalışılmalıdır. Ergenlik döneminden itibaren hayatının bir parçası olan östrojen hormonunun düşük dozda yani, menopoz öncesi döneminde ritmik kanamalarının 3.günündeki kan seviyesiyle desteklenmesi ve yanına doğada olduğu gibi progesteron ilavesi konusunda cesaretlendirilmelidir.

CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİR Mİ?
Gebelikten korunma kaygısından uzak olup hormon tedavisi ile de günlük şikayetlerinden kurtulan kadınların menopoz döneminde de doyurucu cinsellik yaşayabilecekleri öngörülmektedir.

KORUNMA
42 Yaşından sonra menopoz dönemine kadar yumurta oluşumu az da olsa devam eder. Bu nedenle aktif cinsel yaşamı olanlara düşük dozlu doğum kontrol hapları önerilir.

Menopozla birlikte yumurta üretimi olamayacağı için hormon replasman tedavisi alınsa bile gebelik ihtimali olamayacağı için gebelikten korunmaya gerek yoktur.

NASIL BİR YOL İZLENMELİ?
İçinde bulunduğu durumun hastalık tablosu olmadığını bilmeli, uzayan ortalama ömürle 30 -40 yıl süreyle yaşam kalitesinin düşmesine izin vermemeli, destek almak için aktif çaba göstermeli, akıl fonksiyonları, kalbi, cildi ve kemikleri için, risk faktörü içermiyorsa ve uygun takip aralıklarıyla hormon tedavisinden uzak durmamalıdır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst