Merdiven ve yokuş çıkarken göğüste baskı hissedenler dikkat!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Pek çoğumuzun çevresinde halk tabiri ile anjio olan bir eşi, dostu veya tanıdığı vardır. Buna rağmen çoğumuz anjionun ne olduğunu tam olarak bilmez. Özellikle merdiven, yokuş çıkarken göğüste baskı veya ağrı hissediyorsanız sizde kalp hastası adayı olabilirsiniz ve anjioya ihtiyacınız olabilir. Kalp hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynayan ve hem hastaya, hem hekime büyük avantajlar sağlayan anjiografi hakkında bilinmesi gerekenleri KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Güven Caner derledi.

Koroner anjiografi kalbi besleyen koroner damarların görüntülenmesini sağlayan tanı yöntemidir. Vücuttaki tüm organ ve dokuların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için kana gereksinimleri vardır. Bu kanı organ ve dokulara pompalayan organ aslında bir kastan ibaret olan kalptir. Ancak diğer tüm organlar gibi kalp kasının kendisinin de kana ihtiyacı vardır. Bu kanı kalbe taşıyan damarlar da koroner damarlardır.

Merdiven ve yokuş çıkarken göğüste baskı hissedenler dikkat etmeli!

Koroner damarların ateroskleroz (damar sertliği) sonucu daralması koroner yetmezliği, tıkanması ise akut miyokard infarktüsü (kalp krizi) denen çok ciddi sonuçları olabilen hastalıklardır.

Özellikle yolda yürürken ya da yokuş merdiven çıkarken göğsünde baskı veya ağrı hisseden kişilerde bunun kalple ilgili olup olmadığının araştırılması şarttır. Bu amaçla hastaya önce elektrokardiogram (EKG) çekilir.

Şayet EKG de tipik koroner yetmezliği bulguları varsa hastaya koroner anjiografi yapılmalıdır. EKG de tipik koroner arter hastalığı bulguları yok ancak yinede koroner arter hastalığından şüphe ediyorsak sonraki aşamada yapılması gereken ekokardiografik inceleme ve efor testidir. Ekokardiokrafik incelemede kalbin sol karıncığında kasılmaya iştirak etmeyen ya da az kasılan bir bölüm varsa bu koroner arter hastalığı lehinedir. Efor testi ise hastaya belirli düzeyde efor yaptırılarak efor esnasındaki EKG değişikliğinin gözlenmesidir. Şayet efor testinde koroner arter hastalığı bulguları ortaya çıkarsa hastaya anjiografi yapılmalıdır.

Eko ve efor testinde kesin olamayıp şüpheli bulgular oluştuysa bir diğer tanı yöntemi miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS) dir. Talium ya da teknesyum gibi sadece kalp adelesinde tutulan radyoaktif bir madde çok küçük dozda verildikten sonra kalp adelesindeki tutulumu izlenir. Şayet kalp adelesinde homojen olarak tutulmamışsa kalp damarlarında sorun var demektir ve yine koroner anjiografi gerekir.

İki türlü koroner anjiografi vardır

Birincisi klasik koroner anjiografi dediğimiz yöntemde kol ya da kasıktan bir atardamara girilerek kalpten çıkan ana damarın (aort) çıkış yerinde bulunan koroner arter ağızlarına ulaşılıp radyoopak (röntgen ışını geçirmeyen) bir madde verilerek görüntüler elde edilir ve bu elde edilen görüntüler tekrar tekrar izlenerek darlığın yeri ve derecesi saptanır. Bu yöntemin önemli bir üstülüğü ciddi bir darlığın varlığında aynı seansta stent uygulanarak tedavinin de sonuçlandırılılabilmesidir.

Diğer yöntem ise CT koroner anjiografi dir. CT koroner anjiogarfinin üstün tarafı küçükte olsa bir cerrahi girişim gerektirmemesidir. Dolayısıyla bir gecede olsa hastanede yatma ihtiyacı duyulmamasıdır. Bir diğer iyi tarafı damarda darlık yapan plakların sert ya da yumuşak plak olup olmadığının anlaşılmasıdır. Yumuşak plak sert plağa oranla daha tehlikelidir. Zira yırtılıp damarı tıkama şansı daha fazladır. Dezavantajı ise damarda belli bir oranın üzerinde darlık tesbit edilirse tekrar klasik anjio yapılmak zorunluluğudur. Tabiki bir sakıncası da alınacak şua miktarıdır. Önceleri ailesinde kalp hastalığı fazla olan kişilerin yad a yüksek risk grubundakilerin (sigara, şeker hastalığı, tansiyon vs nedeniyle) belli aralıklarla CT anjio yaptırmasını önerenler olmuşsada bunun belli aralıklarla yapılan rutin bir muayene yöntemi olmaması gerektiği konusunda fikir birliği vardır.

Anjiyografi tıbbi açıdan önemli bir avantajdır!

Sonuç olarak koroner anjiografi gerekirse stent ve hatta gerekirse koroner by pass ameliyatları tıbbın son senelerdeki en büyük gelişmelerinden biridir. Bundan 30 sene kadar öncesine kadar koroner damarlarında sorun olan hastalara ilaç tedavisi dışında hiçbir şey yapılamazken bu gün tıp bu hastalara stent gibi koroner by pass gibi çok büyük imkanlar sunmaktadır. Bu nedenle hekimi anjio önerdiğinde hastanın bunu tereddütsüz kabul etmesi, tıbbın kendisine sunduğu bu olanaklardan sonuna kadar yararlanması gerekir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kalp nasıl alarm veriyor?

Yürürken ya da merdiven çıkarken zorlanıyor, geceleri boğulma hissine kapılıyor, düz yatınca rahat edemiyor ve birkaç yastıkla uyuma ihtiyacı hissediyorsanız kalp yetersizliği sorunu yaşıyor olabilirsiniz. İşte şüphelenmenizi ve önlem almanızı gerektiren belirtiler...

Kalp yetersizliği çok sayıda kişide görülen ve yaşam kalitesini bozan bir sağlık sorunu. Organların beslenmesi ve iyi çalışması için gereken oksijeni taşıyan kan, vücuda kalbin pompalamasıyla dağılır. Kalp yetersizliği ise kalbin gücünün zayıflaması anlamına gelir. Gücü zayıflayan kalp, organlara yeteri kadar kan pompalayamaz. Normal kalp kendine akciğerlerden temizlenmiş ve oksijenlenmiş olarak gelen kanın yüzde 50-80’ini her pompalamada vücuda dağıtır.

Kalbin bu performansı, kalp yetersizliğinde yüzde 50’nin altına düştüğü için kalbe gelen kanın bir kısmının vücuda pompalanamaması akciğerlerde sıvı halde birikerek nefes darlığına yol açar. Kalbin gücü dahada azalırsa su sadece akciğerlerde değil bacaklarda ve karında da birikir.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ertan Ökmen, “Henüz kalp yetersizliğinin tamamen giderilmesi ve kalbin tekrar normal gücüne kavuşturulmasını sağlayacak bir tedavi yöntemi bulunmadı” diyor. Ancak sıvı toplanması başta olmak üzere, kalp yetersizliğinin belirti ve sıkıntıları ile kalbin yükünü azaltarak daha iyi performansla çalışmasını sağlayan ve güçsüzleşmesini önleyerek hastanın hayat kalitesini iyileştiren pek çok tedavi yöntemi bulunuyor. İlaçlara ek olarak cerrahi girişimler, pil tedavisi, kalp nakli, kök hücre uygulaması gibi yöntemler bunların önde gelenleri arasında kabul ediliyor.

İŞTE NEDENLER

Koroner arter darlıkları ve damarın tam tıkanması ile meydana gelen kalp krizi 
Kalp kapakçıklarının hastalıkları 
Yüksek tansiyon 
Diyabet 
Virüslerle olan kalp kası iltihabı 
Doğumsal kalp hastalıkları 
Kalp kasının aşırı derecede kalın olması 
Ailevi kalp kası hastalığı 

Bazı bağ dokukas hastalıkları kalp yetmezliğine yol açabilir.

AŞIRI HALSİZLİK VE TANSİYONA DİKKAT

-Yürürken, merdiven veya yokuş çıkarken nefes darlığı. (Kişi eskiden rahatça yapabildiği aktiviteler sırasında sorun yaşar. Önce efor gerektiren konularda sonra da basit işler sırasında nefes darlığı görülür.) 

-Düz yatınca rahat edememe, rahat nefes alamama ve birkaç yastıkla uyuma ihtiyacı duyma (Geceleri boğuluyormuş hissine kapılıp, kapı ve pencerenin açılması hissi de kalp yetersizliğine işaret edebilir.) 

-Kaslara yeterince kan pompalanmadığı için kişide aşırı yorgunluk ve halsizlik hali oluşması 

-Tansiyon düşmesi veya yükselmesi (Tansiyondan kaynaklanan bir kalp yetmezliğinde tansiyon yükseldiğinde kalp yetmezliği daha fazla belirti veriyor. Bu nedenle tansiyonun mutlaka ideal seviyelerde olması gerekir.) 

-İleri seviyedeki kalp yetmezliğinde sindirim bozuklukları. (Karında şişkinlik ve gerginlik hissi meydana gelir.)  Ani kilo alma 

-Öksürük

-Ayaklarda, ayak bileklerinde, bacaklarda ve karında şişme 

-Nabzın hızlanması, ritim bozuklukları 

-Sık idrara çıkma (özellikle geceleri)
haberturk
 
Tekerlekli Sandalye
Üst