Mutlu Kör

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
Ben bir görme engelliyim.Bu özelliğim doğarken alınmış benden.Yani kendimi bildim bileli görmüyorum.Bu yüzden sizden daha şanslıyım çünkü görmek istemeyeceğim o kadar insan varmış ki şu hayatta; bunu anlamak için ille de görmek gerekmiyor.Gözlerimiz körse, beynimiz de mi kör?Ben sizden daha güçlüyüm; ama bedenen değil; ruhen.Hayattan ümidimi hiçbir zaman kesmedim,görme yeteneğimi benden aldığı için Yaradan’a isyan etmedim.Bu da benim sınavımmış,kaderimmiş dedim.Güneşi hiç göremedim, ama sıcaklığını hissettim.Çiçekleri hiç göremedim ama kokladım.Güzelliklerini hayal ettim zihnimde.Hayatı göremediğim halde sevdim.

Yaşamayı sevdim.Karanlığın içinde hep yıldızları gördüm.Yıldızların neye benzediğini bile bilmeden,bana okunan kitaplardaki tasvirleriyle canlandırdım gözümde.Elime bastonumu alıp tek başıma yürüyebildim sokaklarda. …birisine çarpmadan veya bir duvara toslamadan.Siz denemek bile istemezsiniz başaramam diye.En ümitsiz anlarınızda sapasağlamken her şeye isyan edip, pes edersiniz.Hayata teslim edersiniz kendinizi.Bunları ben bilebiliyorum.Sonuçta gözlerim körse, hislerim de mi kör?Ben sevdim, aşık bile oldum.Hem de görmeden.Kalp gözümle gördüm.Ötesine gerek yok.Yüreğini gördüm onun.O kadar sevgi dolu bir sesi vardı ki.O sevgi dolu sesle evlendim ben.Çünkü o sesin tınısında bir acıma yoktu.İçten içe ‘’yazık,zavallı ‘’gibi sıfatlar barındırmıyordu.Gayet saf, gayet samimi ve sevgi dolu bir ses tonuydu o.Sizin çoğunuzun bulamadığı nadir de olsa birkaçınızın bulduğu aşktı o.Ve ben o aşkı bulduğum için birkez daha şanslıyım.Görememenin dezavantaj olduğunu mu sanıyorsunuz? Ben size avantajlarını sayayım;bir kere ben asla görgü şahidi olamam. Görmek istemeyeceğim bir görüntüyle tesadüfen de olsa karşılaşamam.Sesini kısarsam televizyonun, asla ölüm haberlerini duymam.Kısacası dünyanın kötülüklerinden bihaber neşe içinde yaşarım karanlık dünyamda.Takarım kulaklığımı,radyodan da güzel bir musiki buldum mu ‘’ne mutlu körlüğünden zevk alana’’derim.Hele de sevdiğim insan bana dinlemekten bıkmadığım dünya klasiklerinden birini okuduğu zaman değmeyin keyfime.

Bir yandan çayımı yudumlarken,diğer yandan da anlatılan olayların içinde buluveririm kendimi.Bazen Hamlet olur Ophelia’ya soneler döktürürüm,bazen de Kral Lear gibi hayalkırıklıkları yaşarım.Hayalgücüm çok geniştir benim.Sevdiğimin sesiyle kılıktan kılığa girerimEngelli olmanın çok ötesine giderim.Karanlığım aydınlanıverir, hayal ettiğim çiçeklerimi sularım.Sevdiğime yemekler yaparım.Şarkı söylerim,şiirler yazarım aşık olduğum insanın gözlerine.’’Karanlıklarımın içinde bir güneş ‘’koyarım şiirimin adını.Onun gözlerindeki parıltıyı göremesem de hisseder ,yüreğindeki güzelliği görürüm.Görme engelli olmak bir eksiklik değil benim için.Önemli olan insan olabilmek.İnsan olmanın gerektirdiği duyguların eksikliği bir özürdür benim için. Merhametsiz ,şefkat siz ve en önemlisi sevgisiz bir insan en acınacak insandır.İşte gerçek özürlüler bunlardır.Göremiyoruz diye hayata küsmek de neymiş?Sevdiklerine yüz çeviren, aksileşen ,hayatı hem kendine hem de sevdiklerine zehir eden çok engelli arkadaşım var.Ama onları da anlamalı,şefkate ,ilgiye ihtiyaçları olduğunu unutmamalısınız.Eminim ki çabalarınız boşa gitmeyecek ve onlara da engellerine rağmen yaşamayı sevdireceksiniz.Allah kimseyi akıl özürlü yapmasın çünkü; görememek,duyamamak,yürüyememek onun yanında çok hafif kalıyor.Ben ve benim gibi daha birçok engelli insanın çok güçlü,dirayetli ve özel kişiler olduğunu düşünüyorum.

Fazla iyimser olduğumu düşünüyor olabilirsiniz ama inanın yapabilceğimiz en doğru şey bu engelimizi pozitif hale çevirmektir.Burda anlatmak istediğimi pekala anlamışsınızdır.Tabii ki kör olmak bir avantaj değil.Önemli olan hayata bakışımızdır.Hiçbir zaman hayat neşenizi kaybetmeyin.Engellilere de acımayın.Emin olun ki siz onlara acırsanız onlardan daha engelli olursunuz.Yardım edin; bir görme engelliye kitap okuyun, izlediğiniz bir tiyatroyu yada sinema filmini anlatın, rastlarsanız bir yerde halini hatrını sorun.Duyma engelliye şarkı söyleyin bağıra çağıra.O sizi duymasa da çekinmeyin etraftakiler bakacak diye.Bırakın herkes baksın.Utanmayın.Yürüme engelliyle maç yapın.O sizden daha hızlı sürer bacak yerine koyduğu tekerlerini…Yeter ki bir engelli gördüğünüz zaman acıyarak bakmayın,kayıtsız da kalmayın.Unutmayın hepiniz birgün engelli olabilirsiniz veya olabilirdiniz.Kendinizi bizim yerimize koyun ve bize asla acımayın.Sağlığınızın kıymetini bilin,gözlerinizin,kulaklarınızın,bacaklarınızın yani hayatınızın kıymetini bilin.Zorluklara karşı mücadele edin, pes etmek yerine.Çünkü ne kadar günden güne çirkinleşse de, hayat yine de yaşamaya değer…


Sibel UĞURSAL

1977 yılında İstanbul’da doğdum.İlk ve ortaöğrenimimi Trabzon’da, lise öğrenimimi İstanbulda,üniversite öğrenimimi Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümünde Örgün eğitim alarak tamamladım.Lise çağlarımdan bu yana edebiyata olan merakım beni kısa yazılar,monologlar,hikaye ve şiir yazımına yöneltti.Halen daha şiir çalışmalarım devam ederken aynı zamanda bir kitap üzerinde de çalışmalarım devam etmektedir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst