ÖMSS'de; 3 Soru Sorulacak Olan Türk Kültür ve Medeniyetleri Konusu

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Kültür ve Medeniyetleri Konusunda ÖSYM Detay vermemis malesef.. Ben Şoyle bir mantık kurdum .. En son yapılan KPSS SInavında ÖSYM içerik olarak şoyle bir konu paylaşımı yapmış:

a ) Selçuklular ve Önceki Dönem
b ) Osmanlılar Dönemi

ÖMSS - 2012 yi de ÖSYM yapacağına göre konular bu paralellikte olacaktır düşüncesindeyim.. ben de olan 1-2 dokumanı paylaşıyorum

TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ - I

İlkçağ Medeniyetleri


Anadolu Medeniyetleri


Anadolu, göç ve ticaret yollarının üzerinde bulunması, Asya ile Avrupa’yı birbirine
bağlaması, topraklarının verimli olması ve ikliminin insanların yaşayışına uygun
olması gibi nedenlerden dolayı zengin ve yüksek kültürlerin beşiği olmuştur.
Karşılıklı kültür alış - verişleri Anadolu’da uygarlıkların gelişmesini hızlandırmıştır.


M.Ö. II. Binden M.Ö. VI.Yüzyıla Kadar Türkiye


Hititler

Hititler, M.Ö. 2000 yılı başlarında Kafkaslardan Orta Anadolu’ya gelerek Kızılırmak
kıvrımı içine yerleşmişlerdir. Hititler, M.Ö. 1400 yıllarında imparatorluk haline
gelmişlerdir.
Bu dönemin en önemli gelişmesi, Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş
Savaşı Antlaşması’dır. M.Ö. 1296’da yapılan Kadeş Antlaşması tarihte bilinen ilk
yazılı antlaşmadır.
Hitit Devleti, M.Ö. 1200 yıllarında batıdan gelen kavimler tarafından parçalanmıştır.
Ege göçlerinden sonra şehir devletleri halinde yaşayan Hititlere M.Ö. 700 yıllarında
Asurlular son vermişlerdir.
Asurlulardan sonra Türkiye’de Pers egemenliği kurulmuş ve Hitit halkı tamamen
Pers hakimiyetine girmiştir.



Frigyalılar

Frigler, Ege göçleri sırasında Anadolu’ya gelerek M.Ö. 800 yıllarında Gordion
(Polatlı) merkezli bir devlet kurdular.

Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerlerin egemenliği altına giren Frigyalılara Persler
son vermişlerdir.



Lidyalılar

Lidyalılar, Frigyalılar gibi M.Ö. 1200’lerde Anadolu’ya gelerek, bugünkü Gediz ve
Küçük Menderes vadileri arasında kalan bölgede Kral Giges tarafından Sard
(Salihli) merkezli bir devlet kurmuşlardır. Pers saldırılarına dayanamayan Lidya
Devleti, M.Ö. 546 yıllarında yıkılmıştır.


İyonyalılar

Dorların baskısı sonucunda Akaların bir kısmı Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç
etmişler ve İzmir çevresindeki yerli halkla kaynaşarak şehir devletleri kurmuşlardır.
Bu şehir devletleri arasında siyasal birlik sağlanamamıştır. İyon şehir devletleri
arasında en tanınmışları Efes, Milet, Foça ve İzmir’dir.
Ön Asya’dan gelen ticaret yollarının bitim noktasında bulunan İyonyalılar, kısa
zamanda ileri bir medeniyet kurmuşlar ve kolonicilik faaliyetleriyle
zenginleşmişlerdir.

Urartular

Urartu Devleti, Doğu Anadolu’da Asya kökenli Hurriler tarafından kurulmuştur.
Urartuların merkezi Tuşpa (Van)’dır. Bölgenin en güçlü devletlerinden biri olan
Urartular, M.Ö. 600’lerde Medler tarafından yıkılmıştır.





M.Ö. II. Binden M.Ö. VI. Yüzyıla Kadar Türkiye’de Kültür ve Medeniyet


Devlet Yönetimi

İlkçağlarda Türkiye’de kurulan devletler krallıkla yönetilmiştir. Bütün yetkiyi elinde
bulunduran krallar, aynı zamanda başkomutan, baş yargıç ve baş rahiptir.

Bu durum kralların siyasi askeri ve dini yetkileri kendilerdinde topladıklarını ve
güçlerini arttırdıklarını göstermektedir
Başlangıçta Hitit Krallığı, feodal beyliklerden oluşuyordu. Daha sonraları bu
beylikler kaldırılarak yerlerine merkezden valiler atanmıştır. Böyle bir değişiklikle
Hititler merkezi otoriteyi güçlendirmeyi amaçlamışlardır.
Hititlerin ilk zamanlarında kralın yetkileri soylulardan oluşan Pankuş Meclisi
tarafından sınırlandırılmıştır. Ancak imparatorluk döneminde Pankuş Meclisi’nin
yetkileri azalırken kralın yetkileri artmıştır.
Dolayısıyla soylular yönetimden uzaklaştırılmıştır. Devlet yönetiminde kraldan
sonra en yetkili kişi Tavananna adı verilen kraliçeydi. Tavananna, dini törenlere ve
bayramlara başkanlık yapar, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. Hatta Kadeş
Antlaşması’nda Hitit kralının yanında kraliçenin de imzası yer almıştır. Bu durum
Hititlerde kadınların devlet idaresinde etkili olduğunu göstermektedir.
Hititlerde Pankuş Meclisi'nin bulunması meşrutiyete benzeyen bir yönetim varlığını
ve kralların yetkilerinin bir dönem kısıtlandığını göstermektedir.

Ordu

Türkiye; topraklarının verimli olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle
sık sık istilalara uğramıştır. Bu durum Anadolu’da kurulan devletleri askerliğe önem
vermeye zorlamıştır.
Ticaret faaliyetleriyle zenginleşen Lidyalılar, Anadolu’ da ücretli askerlik sistemini
kurmuşlardır. Ancak bu askerler arasında dil ve taktik birliği olmadığı gibi vatan -
millet sevgisi de yoktu. Sadece para için savaşan ücretli askerlerin başarı
kazanmasını zorlaştırmıştır. Bu durum Lidyalıların yıkılmasında etkili olmuştur.
Hukuk

Anadolu’da İlkçağ hukuku, komşu medeniyetlere göre yumuşak bir karakter
taşımaktadır. Anadolu’da yapılan kanunlarda komşu medeniyetlerin önemli etkisi
ve katkısı olmuştur.
Hititler, kanunlarını Mezopotamya’dan almakla beraber, ilaveler ve düzeltmelerle
Anadolu’da ilk kanunları yapmışlardır. Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük
gelişme göstermiştir. Hitit kanunları, hür vatandaşlara olduğu kadar kölelere de
mülkiyet hakkı tanıyordu.
İlkçağ devletlerinin temel geçim kaynağı tarım ve hayvanlılık olduğu için tarım ve
hayvanlığı korumaya yönelik ağır cezalar içeren kanunlar
yapmışlardır.Örneğin;Frigyalılarda öküz kesene ölüm cezası verilmiştir
Hititlerde krallın buyruklarına karşı gelmek develete baş kaldırmak büyük suç
sayılmış ve ölümle cezalandırılmıştır Bu da Hititlerin merkezi otoriteye önem
verdiklerini göstermektedir

Din ve İnanış

İlkçağlarda Türkiye’de çok tanrılı bir din anlayışı hakimdi. Bu nedenle Anadolu için
“Bin Tanrı İli” denilmiştir. Anadolu’nun batısında kurulan medeniyetler Yunan
tanrılarından, doğuda kurulan medeniyetler ise, Mezopotamya tanrılarından
etkilenmişlerdir. Bu durum, Türkiye’nin coğrafi konumundan doğan tabii bir
sonuçtur.
İlkçağ insanlarında uğraş alanlarındaki gelişmeler inançları üzerinde etkili
olmuştur.Örneğin tarım faaliyetlerine önem veren Frigyalılarda en büyük tanrı
olarak bereket tanrısı Kibele'yi kapul etmeleri gibi

Sosyal ve İktisadî Hayat

Anadolu’da halk sosyal sınıflara ayrılmıştı. En üst sınıf olarak kabul edilen kral ve
ailesi devletin yönetimini üstlenmiştir. Anadolu’da asillerden başka rahipler,
sanatçılar, askerler, memurlar ve köleler gibi sınıflar da bulunuyordu.

Anadolu'da bu sınıfların bulunması Türkiye'de yaşayan insan topluluklarının
arasında eşitsizliğin olduğunu göstermektedir.
Ticarete büyük önem veren Lidyalılar, bu amaçla Efes’ten başlayarak
Mezopotamya’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu yapmışlardır. Bu yolun yapılması
sonucunda;
* Lidyalılar zenginleşmiştir.
* Doğu - Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır.
* Takas usulünün gelişen ticareti karşılayamaması üzerine M.Ö. 700 yıllarında
Lidyalılar ilk parayı kullanmışlardır.
Lidayalıların parayı icat etmeleri;alışverişi kolaylaştırmış ekonomik hayatı
canlandırmış sermaye birikimine ve finans sektorünün oluşmasına ortam
hazırlamıştır. Paranın kullanılmasına başlanmasından sonra değiş dokuş(takas)
uygulaması ortadan kalkmıştır.
Denizci bir medeniyet olan İyonyalılar, Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurarak
ticaret faaliyetleriyle zenginleşmişlerdir.
Bir devletin ekonomik, siyasal ve sosyal nedenlerden dolayı, kendi sınırları dışında
ele geçirip yönettiği ülkeye veya topraklara koloni denir. Kolonilerin kurulmasında;
* Hammadde ihtiyaçlarının karşılanması
* Üretim fazlası mallar için pazar bulunması
* Askeri gücün artırılmak istenmesi
* Diğer devletlere askeri, siyasal ve ekonomik alanlarda üstünlük sağlama
düşüncesi etkili olmuştur.
Yazı ve Edebiyat

Anadolu’ya yazıyı Mezopotamya medeniyetlerinden Asurlular getirmiştir.

Hititler ve Urartular, Asurlulardan aldıkları çivi yazısını kullanmışlar, ayrıca Hititler
kendi icatları olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır. Frigyalılar, Lidyalılar ve
İyonyalılar Fenikelilerin alfabesini kullanmışlardır.
Hititlerden kalan en önemli yazılı eserler anal adı verilen yıllıklardır. Hititler
anallarla (yıllıklar) Anadolu’da tarih yazıcılığını başlatmışlardır.
Hitit yıllıklarında kralların,zaferi kadar yenilgilerininde yıllıklara yazdırılması tarafsız
bir tarih anlayışına sahip olduğunu göstermektedir.Bu yıllıklar ,İlkçağ Anadolu
tahihinin aydınlanmasında önemli rol oynamışlardır.

Bilim ve Sanat

Anadolu medeniyetleri içinde her yönden en ileri olanı İyonyalılardır. İyonyalılar
özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmaları yönüyle önem taşırlar.
Felsefe, matematik ve tıp bilimlerinin temeli İyonya’da atılmıştır.
Hitit sanatı, Mezopotamya sanatının etkisinde gelişmiştir. Heykelcilik ve
kabartmacılık gelişen başlıca sanatlar olmuştur. Hititlerin en önemli kabartmaları
Yazılıkaya ve İvriz kabartmalarıdır. Frigyalılarda dokumacılık, maden işçiliği, kaya
mimarisi, Lidyalılar da dokumacılık, çömlekçilik, dericilik ve madencilik, Urartular
da maden işlemeciliği, su mimarisi, İyonyalılarda ise, saray ve tapınak mimarisi
gelişmiştir.
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ - II

İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet


Devlet Yönetimi

Türklerde hükümdarlar ülkeyi törelere, gelenek ve göreneklere göre yönetirlerdi.
Hükümdarların görevi dağınık boyları toplamak, halkın ihtiyaçlarını gidermek,
toplumda adalet ve eşitliği sağlamak, halkın huzur ve güvenini sağlamaktı.
Türklerde iktidarı ve hükümdarı kontrol eden, savaş ve barış gibi konularda devleti
ilgilendiren önemli konuları görüşen ve kurultay adı verilen bir meclis bulunuyordu.
Bazı Türk hükümdarları kurultayın aldığı kararların bir kısmını uygulamamıştır. Bu
durum kurultayın danışma meclisine benzediğini göstermektedir.
Eski Türklerde, devlet yönetme görevinin Hükümdarlara tanrı tarafından verildiğine
olan inanç halkın Hakan’a mutlak bağlılığını sağlamıştır. Osmanlılara kadar Türk
devletlerinde “Ülke toprakları hükümdar ailesinin ortak malıdır.” anlayışı devam
etmiştir.
Bu uygulamanın sonuçları şunlardır:
* Aile üyeleri arasında sık sık taht kavgaları yaşanmıştır.
* Türk devletleri kısa sürede parçalanmış ve yıkılmıştır. Ayrıca irili ufaklı birçok
devletin kurulmasına neden olmuştur.

* İç mücadeleler Türk devletlerinin zayıflamasına ve dış müdahalelere ortam
hazırlamıştır.




Ordu

Türk devletlerinde hemen her Türk savaşa hazır durumda olduğundan, askerlik
özel bir meslek sayılmazdı. Türk ordusunun temeli, atlı askerlerden meydana
gelmiştir. Düzenli ve disiplinli ilk Türk ordusunun kurucusu Mete Han’dır. Mete
Han, Türk ordusunu “onlu sisteme” göre teşkilatlandırmıştır (Onbaşı, Yüzbaşı,
Binbaşı ve Tümenbaşı gibi).


Hukuk

Eski Türklerde yazılı hukuk yoktu. Türklerin âdet, gelenek ve göreneklerinden
oluşan yazısız hukuka “töre” (türe) denilirdi. Bununla beraber, törenin anayasa
niteliğinde, adalet, eşitlik ve iyilik gibi değişmez ilkeleri vardı.
Uygurlarla birlikte hukuk daha sağlam ve şekilci bir nitelik kazanmıştır. Ticaret
hayatının gelişmesi, kişiler arasındaki ilişkilerin “kanıtlanabilir” nitelikte olmasını
gerektirdiğinden yazılı ve tanıklı sözleşmeler önem kazanmıştır.
Türklerin ceza işlerinin kesin hükme bağlanması ve devlet tarafindan takip edilmesi
toplumda ''kan gütme'' geleneğinide engellemiştir.


Din ve İnanış

Türklerde en eski din Göktanrı dinidir. Gökten başka bazı dağ, ırmak, vadi gibi
varlıklarda bir takım gizli güçlerin bulunduğuna inanılırdı. Bu arada güneş ve ay
kutsal sayılmıştır. Eski Türklerde tanrı, sonsuzdur ve herhangi bir şekle sokulamaz.
Bundan dolayı Türklerde putçuluk olmadığı gibi putları korumak için yapılan
tapınaklar da yoktur.
Öldükten sonra dirilmeye inanan Hunlar, ölülerini günlük eşyalarıyla birlikte
gömerlerdi. Türklerdeki tek Allah inancı ve yeniden dirilme düşüncesi Türklerin
İslâm dinini kolaylıkla benimsemelerinde etkili olmuştur. Türkler Maniheizm,
Budizm, Nasturizm (tabiatçılık), Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi
inançları kabul etmişlerdir.


Sosyal ve İktisadi Hayat

Hunlar ve Göktürkler dönemlerinde göçebe bir hayat süren halk çadırlarda
yaşıyordu. Türklerin yaşadıkları coğrafi şartlar hayvancılık faaliyetlerini öne
çıkarmıştır.
Türkler Uygurlar döneminde yerleşik hayata geçmişlerdir. Bu gelişmeler
sonucunda Türklerde mimari gelişmiş, şehircilik ve şehir kültürü ortaya çıkmıştır.
Türk devletlerinde sosyal hayat sınıfsızdı. Başarılı olan bir kişi en üst görevlere
kadar çıkabilirdi. Ayrıca Türklerde kölecilik anlayışı yayılmamıştır.
Elverişli bölgelerde tarım faaliyetleriyle uğraşılmıştır. Türkler arpa, buğday ve darı
gibi tahılları yetiştirmişlerdir.
Yenilgiye uğratılan ve egemenlik altına alınan ülkelerden alınan yıllık vergiler ve
halktan toplanan vergiler Türk ekonomisine destek olmuştur.
Türkler yakın komşularıyla yoğun ticari ilişkilerde bulunmuşlar, ticaret yaptıkları
ülkelere canlı hayvan, konserve et, deri, kösele, kürk ve hayvani gıdalar
satmışlardır.
Türklerin yaşadığı topraklardan geçen İpek ve Kürk Yolları Türk devletlerine önemli
ölçüde gelir sağlamıştır.
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ - III


Osmanlı Kültür ve Medeniyeti


Osmanlılarda Devlet Anlayışı

I. Murat döneminde “devlet yönetiminin hükümdar ve oğullarına ait olduğu” kural
haline gelmiştir. Fatih döneminde devletin bütünlüğünü korumak için padişahlara
kardeşlerini öldürme izni verilmiştir. Bu kanunname ile Osmanlı İmparatorluğu
merkeziyetçi ve mutlakiyetçi bir karakter kazanmıştır.
XVI. yüzyıl başlarında halifeliğin Osmanlı padişahlarına geçmesinden sonra
Osmanlı Devleti, mutlakiyetçi ve teokratik bir imparatorluk haline gelmiştir. XVII.
yüzyıl başlarında I. Ahmet’ten sonra veraset sisteminde değişiklik yapılarak
“Yönetimin hanedanın en yaşlı üyesinin hakkı olduğu” kabul edilmiştir.

Merkez Teşkilatı

Divan-ı Hümayun

Bugünkü Bakanlar Kurulu’na benzeyen Divan-ı Hümayun’da devletin önemli
siyasal, sosyal, ekonomik, hukuksal sorunları görüşülürdü. Divan her milletten ve
dinden vatandaşlara açıktı.
Fatih’ten itibaren Divan üyelerinin fikirlerini rahatça söyleyebilmesi için padişahlar
Divan toplantılarına katılmamıştır. Bu uygulamadan sonra Divan’a sadrazamlar
başkanlık yapmaya başlamıştır.
Böylece;
* Sadrazamlık makamının önemi artmış ve sadrazamlar siyasal yönden
güçlenmiştir.
* Divan-ı Hümayun karar organı olmaktan çok danışma kurulu şeklinde
çalışmaya başlamıştır.


Toprak Yönetimi

Öşrî ve Haraci topraklar özel mülkiyeti olan topraklardır. Bu toprakların sahipleri
mülklerini satabilir, vakfedebilir veya miras bırakabilirdi.
Miri topraklar ise devlete aittir. Devlet bu toprakları idaresine alır ve ekip biçmek
koşuluyla halka dağıtırdı. Bu tür toprakları ekip biçenler kiracı durumunda olup
toprakları satamazlardı. Toprağını üç yıl üst üste boş bırakanlardan üretim
faaliyetlerini aksattıkları için “çiftbozan akçesi” adıyla vergi alınırdı. Miri araziler
yirmibeş kısma ayrılmıştır. Başlıcaları şunlardır:

1. Dirlik

Asker yetiştirmek veya devlet memurlarının maaşlarını karşılamak amacıyla
ayrılan devlet topraklarına dirlik denir. Miri arazilerin en önemli bölümü olan dirlik
arazilerini işleyenler ödemeleri gereken vergileri devletin göstereceği memurlara
veya sipahilere verirlerdi.
Dirlikler gelirlerine göre; Has, Zeamet ve Tımar olmak üzere üçe ayrılmıştır.
Tımar sisteminin Osmanlı Devleti’ne;
* Devletin vergi toplama yükü azalmıştır.

* Osmanlı ordusunun büyük bir bölümünü oluşturan tımarlı sipahiler sürekli
savaşa hazır tutulmuştur.
* Üretimin artışı ve devletin iktisadî yönden güçlenmesi sağlanmıştır.
* Ülkede güvenlik sağlanmıştır.
gibi faydalar sağlamıştır.


2. İltizam Sistemi

Osmanlı İmparatorluğu’nda XVI. yüzyılda bazı eyaletlerin vergi gelirlerinin açık
artırma yoluyla belirli bir bedel karşılığında şahıslara satılmasına iltizam sistemi
denilmiştir. Bu kişilere de mültezim adı verilmiştir.
İltizam sisteminin uygulanması sonucunda;
* Devlet eyaletlerin vergi gelirlerini peşin alarak nakit ihtiyacını karşılamış, alınan
paralarla yönetici ve askerlerin maaşlarını karşılamıştır.
* Mültezime bırakılan topraklarda asker yetişmemiş, tımarlı sipahilerin önemi
azalmıştır.
* Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve gerekli denetimlerin yapılmamasından
dolayı halktan fazla vergi alınarak zor duruma düşürülmüştür.

Ekonomik ve Sosyal Hayat

Tarım ve Hayvancılık

Osmanlı nüfusunun büyük bölümü köylerde ve mezralarda yaşadığı için ekonomik
hayatın temeli tarımsal faaliyetlere dayanıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu geniş topraklarından ve farklı iklim koşullarından
faydalanarak değişik ürünler yetiştirebilmiştir. Tarım ürünleri dünya ekonomisinin
şartlarında büyük değişimler olduğu XVIII. yüzyıl başlarına kadar genellikle
Osmanlı nüfusuna yeterli olmuştur. Ancak, zaman zaman susuzluk, çekirge
salgınları ve diğer afetler yüzünden kıtlıklar yaşanmıştır. Bu gelişmeler dışında
devlet, önlemler alarak toplumun sıkıntıya düşmesini engellemeye çalışmıştır.
Hayvancılık, tarım ekonomisinin önemli unsurlarından biridir. Osmanlı Devleti’nde
ulaşım, taşımacılık ve başta tarım olmak üzere insan gücünün üstünde kuvvet
kullanılması gereken bütün üretim dallarında hayvanlardan yararlanılmıştır.

Ticaret

Fatih döneminde, ülke sınırlarının genişlemesi ve doğudan gelen ticaret yollarının
Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi ticaretin gelişmesini sağlamıştır. XV. ve XVI.
yüzyıllarda Türk tüccarları uluslararası alanda görülmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti, ticaret faaliyetlerini teşvik etmiş, vergileri düşük tutmuş, Avrupalı
devletlere ticari imtiyazlar vermiş, önemli ticaret şehirlerine kapalı çarşılar,
bedestenler ve hanlar yaptırmıştır. Bu çalışmaların yanında devletin doğudan
gelen ticaret yollarını ele geçirmesi ülkede ticari canlılığı artırmıştır.


Sanayi

Osmanlı Devleti’nde esnaflar, Lonca adı verilen teşkilatlara üye idi. Her esnaf
kendi çalışma alanıyla ilgili bir loncaya üye olarak koruma ve denetim altına girerdi.
Osmanlı şehirlerinde ekonomik hayatın temeli durumunda olan loncaların dışında
esnaflık ve zanaatkarlık yapmak mümkün değildi.
Loncaların başlıca görevleri;
* Ürünlerin kaliteli yapılmasını sağlamak ve fiyatları belirlemek
* Esnaflarla hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek
* Üyelere kredi sağlamak ve zararlarını karşılamak
* Mesleki eğitim vermek
idi.
Müslümanlar ile diğer dinlere mensup olan halk arasında ayrım yapılmamıştır.
Osmanlı ülkesinde gayrimüslimler diledikleri işlerde çalışırlar, ibadetlerini serbestçe
yaparlar, kendi dillerine ve dinlerine göre eğitim görürlerdi. Bütün halk aynı huzur,
güven ve varlık ortamını paylaşarak barış içinde beraberce yaşarlardı.
Gayrimüslimler askere alınmamış, bunun yerine askerlik yapabilecek erkekler
devlete cizye adıyla vergi ödemişlerdir. Ticaret hayatında sürekli ve istikrarlı bir
faaliyet gösteren gayrimüslimler zenginliklerini artırmışlar ve Osmanlı ülkesinde
ticari hayata hakim olmuşlardır.

Osmanlı Devleti’nde Hukuk

Osmanlı Devleti fethettiği yerlerdeki halkın Osmanlı yönetimine uyum sağlamasını
kolaylaştırmak amacıyla yürürlükteki kanunları bir süre kaldırmamıştır.
Osmanlı Devleti’nde hukuk; şer’i ve örfi hukuk olmak üzere iki temele dayanıyordu.
Örfi hukukun şer’i hukuk kurallarına ters düşmemesine özen gösterilmiştir.

Eğitim ve Öğretim

Medrese

Osmanlı tarihinde ilk medrese Anadolu Selçukluları örnek alınarak Orhan Bey
döneminde İznik’te kurulmuştur (1331).
Daha sonraki dönemlerde başta Bursa, Edirne ve İstanbul olmak üzere birçok
şehirde medrese kurulmuştur.
Osmanlı medreseleri Tanzimat’a kadar ülkenin bilim, adalet ve yönetim hayatında
etkili olan kişileri yetiştirerek XIV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar geçen döneme
damgasını vurmuştur.

Enderun

Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar yetiştirmek amacıyla kurulan saray
okuluna Enderun denilmiştir. İlk defa II. Murat tarafından Edirne sarayında kurulan
bu okul, bazı düzenlemeler yapılarak ve ismi değiştirilerek 1910 yılına kadar
devam ettirilmiştir.
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ TESTİ - 1

1. Ünlü matematik bilginlerindendir, ilmin ilerlemesi için serbest düşüncenin şart olduğunu ve medeniyetlerin bu çeşitlilikten doğduğunu savunur.

Dünya tarihinin Arşimet, Leonardo ve Leibnitz gibi ilmi ve entelektüel dâhilerinden kabul edilen bu önemli bilim adamı kimdir?
A) İbn-r Sina
B) Farabi
C) Biruni
D) Harezmi
E) Ömer Hayyam

2. Aşağıdaki mimari eserlerden hangisi Selçuklularda sosyal devlet anlayışı ile ortaya konulan eserlere örnek verilemez?

A) Medrese
B) Saray
C) Şifahane
D) Külliye
E) İmarethane


3. I. Celali Takvimi'nin hazırlanması
II. Türkçenin resmi dil ilan edilmesi
III. İslam dünyasının siyasi liderliğinin Türklere geçmesi

Yukarıdakilerden hangileri Büyük Selçuklular döneminde gerçekleşmiştir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
E) I, II ve III


4. I. Karahanlılar
II. Büyük Selçuklular
III. Gazneliler
Yukarıdaki Türk Devletlerinden hangilerinde resmi yazışma dili Türkçe değildir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) II ve III
E) I ve III




5. Selçuklularda:
I. Lala
II. Atabey
III. Beylerbeyi
hangileri eyaletlere vali olarak gönderilen şehzade¬lerin eğitiminden sorumlu devlet görevlileridir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) II ve III
E) I, II ve III

6. I. Karabalgasun Yazıtları
II. KutadguBilig
III. Siyasetname
Yukarıdaki eserlerden hangisi ya da hangileri ilk Türk-İslam devletleri dönemine aittir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) II ve III
E) I, II ve III

7. I. Belirli bir toprağın işlenmesi
II. Atlı asker yetiştirilmesi
III. Yargı işlerinin denetlenmesi

Selçuklularda ikta sistemiyle yukarıdakilerden hangileri sağlanmıştır?
A) Yalnız I
B) YalnızII
C) YalnızIII
D) I ve II
E) I, II ve III


8. Büyük Selçuklu Devleti'nde, fethedilen toprağın fethedenin malı olması aşağıdakilerden hangisinde etkili olmuştur?

A) Bayındırlık işlerinin aksamasında
B) Merkeziyetçiliğin güçlenmesinde
C) Deneyimsiz kişilerin iş başına gelmesinde
D) Ekonominin güç kazanmasında
E) Feodal beyliklerin ortaya çıkmasında







9. - Tolunoğulları
- İhşitler
- Memluklar
- Eyyubiler

Yukarıda verilen devletlerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Orta Asya'da kurulan Türk devleti olmaları
B) Haçlılarla mücadele etmeleri
C) Melikler tarafından kurulmaları
D) Halifelere bağlı valilerce kurulmaları
E) Aynı bölgede kurulmuş olmaları


10. Selçuklularda her zaman hükümdarın yanında bulu¬nan ücretli askerler hangisidir?

A) Guleman-ı Saray
B) İkta askerleri
C) Cebeciler
D) Müsellemler
E) Türkmenler

11. I. Atabet'ül Hakayık
II. Mirat'ül Memalik
III. Kutadgu Bilig

Yukarıdaki eserlerden hangileri Karahanlılar döne¬minde yazılmıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III


12. Selçuklu hükümdarlarının halifenin üstünlüğünü tanımalarına,
I. Halife adına hutbe okutulması,
II. Halifeden aldıkları yetkiyle devleti yönetmeleri,
III. Tuğrul Bey'in, halifeyi Büveyhoğullarının baskısın¬dan kurtarması

durumlarından hangilerinin kanıt olduğu savunula¬bilir?
A) Yalnız I
B) YalnızII
C) YalnızIII
D) I ve II
E) II ve III



13. Türk tarihinde ilk defa "Sultan" unvanını kullanan hükümdar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gazneli Mahmut
B) Tuğrul Bey
C) I. Murat
D) Melik Şah
E) Alp Aslan

14. Türk İslam Devletlerinde;

I. İkta
II. Vakıf
III. Mülk

topraklardan hangileri askeri ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlamıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III

15. Büyük Selçuklu Devletine kadar kurulan Türk - İslâm devletleri halifeye bağlı durumdaydılar. Büyük Selçuklu Devleti ise eski Türk hükümdarlık anlayışını devam etti¬rerek, ülkeyi yönetme yetkisini Tanrı'dan aldıklarını sa¬vunmuş ve yetkilerini halifeye devretmemişlerdir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin oluşmasında etkili olmuştur?
A) Dini anlayışa dayalı devlet kurulmamıştır.
B) Merkezi yönetim kurulmuştur.
C) Arapları egemenlikleri altına almışlardır.
D) Sultan adına hutbe okutulmuş ve sultan adına para basılmıştır.
E) Örfi hukuk düzeni kaldırılmıştır.







CEVAP ANAHTARI : 1-C 2-B 3-D 4-D 5-B 6-D 7-D 8-E 9-E 10-A 11-C 12-D 13-A 14-A 15-D
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ TESTİ - 2

1. I. Atabet'ül Hakayık
II. Mirat'ül Memalik
III. KutadguBilig
Yukarıdaki eserlerden hangileri Karahanlılar döne¬minde yazılmıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III

2. Selçuklu hükümdarlarının halifenin üstünlüğünü tanımalarına,
I. Halife adına hutbe okutulması,
II. Halifeden aldıkları yetkiyle devleti yönetmeleri,
III. Tuğrul Bey'in, halifeyi Büveyhoğullarının baskısın¬dan kurtarması
durumlarından hangilerinin kanıt olduğu savunula¬bilir?
A) Yalnız I
B) YalnızII
C) YalnızIII
D) I ve II
E) II ve III

3. Türk tarihinde ilk defa "Sultan" unvanını kullanan hükümdar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gazneli Mahmut
B) Tuğrul Bey
C) I. Murat
D) Melik Şah
E) Alp Aslan

4. Türk İslam Devletlerinde;
I. İkta
II. Vakıf
III. Mülk
topraklardan hangileri askeri ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlamıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III

5. Büyük Selçuklu Devletine kadar kurulan Türk - İslâm devletleri halifeye bağlı durumdaydılar. Büyük Selçuklu Devleti ise eski Türk hükümdarlık anlayışını devam etti¬rerek, ülkeyi yönetme yetkisini Tanrı'dan aldıklarını sa¬vunmuş ve yetkilerini halifeye devretmemişlerdir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin oluşmasında etkili olmuştur?
A) Dini anlayışa dayalı devlet kurulmamıştır.
B) Merkezi yönetim kurulmuştur.
C) Arapları egemenlikleri altına almışlardır.
D) Sultan adına hutbe okutulmuş ve sultan adına para basılmıştır.
E) Örfi hukuk düzeni kaldırılmıştır.

6. Türk - İslam devletlerinin ortaya koyduğu eserler¬den hangisi toplumun sosyal ihtiyaçlarının karşı¬lanmasına yönelik değildir?
A) Türbeler
B) Kervansaraylar
C) Medreseler
D) Darüşşifalar
E) İmarethaneler

7. Kutadgu Bilig ile ilgili,
I. Karahanlılar dönemine aittir.
II. Türk - İslam edebiyatının ilk yazılı örneğidir.
III. Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır.
bilgilerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
E) II ve III

8. I. Toprağın verimli işlenmesi
II. Atlı asker yetiştirilmesi
III. Yargı işlerinin denetlenmesi
Selçuklularda ikta sistemiyle yukarıdakilerden hangileri sağlanmıştır?
A) Yalnız I
B) YalnızII
C) YalnızIII
D) I ve II
E) I, II ve III

9. XI. yy.ın sonlarıyla XIII. yy.da Anadolu'da bilim ve düşünce hayatında bir durgunluk yaşanmıştır.
Bu durgunlukta, aşağıdakilerden hangisinin etkisi vardır?
A) Loncalar
B) Sûfilik
C) Tarikatlar
D) Haçlı Seferleri
E) Coğrafi keşifler

10. Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Büyük Selçuk¬lu Devletine bağlı birçok beylik kurulmuştur.
Kurulan beyliklerin birden fazla olmasında;
I. Fethedilen toprağın fethedenin malı olması
II. Eski Türk geleneklerinin terk edilmesi
III. Abbasi halifelerinin yönetimdeki etkisi gibi durumlardan hangileri etkilidir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
E) I, II ve III


Cevap Anahtarı: 1-C 2-D 3-A 4-A 5-D 6-A 7-C 8-D 9-D 10-A
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
karamel ; Ben Her konudan size soru bulucam demedim.. Bulduklarimi paylastim ve konu hakkında bir bilgi vermeye calistim. Osmanli Dönemi ile ilgili sorular bulmak icin biraz gayret gosterip, Google dan faydalanabilirsiniz .. Saygılarımla
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Vijdanatilla Rica Ederim ..
 

gulay_06

Üye
Üye
Katılım
Ara 11, 2011
Mesajlar
50
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
teşekkürler bu güzel paylaşımlar için çok sağol:)
 

bendane27

Üye
Üye
Katılım
Eki 14, 2011
Mesajlar
40
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
özkancey çok teşekkürler, iyi ki varsin...
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
bendane27 Rica Ederim .. Her zaman Buradayım ve Her zaman Tüm Engelli Kardeşlerimin Yanındayım.. ÖMSS - 2012'de Atansam da Atanamasam da :) Hakkımızda Hayırlısı ...
 

talihsiz

Üye
Üye
Katılım
Mar 7, 2012
Mesajlar
52
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Paylaşım için tşkler...özkan bey...helal olsun valla nediyim ...adamın biride yazmışş osmanlıyla ilgili bişe göremedim...
Bizahmet onuda sen araştırr...ukalaa
 

Sevda_Mevsimi

Üye
Üye
Katılım
Şub 8, 2012
Mesajlar
44
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
çok tşek ederim sağol :) gerçekten emeğine ve yüreğine sağlık yüreği güzel insan...
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
talihsiz & Sevda_Mevsimi Rica Ederim :) :)
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ARKADAŞLAR TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETLERİ KONUSUNDA BİR DÖKÜMAN DAHA PAYLAŞACAĞIM.. TARİH BÖLÜMÜ MEZUNU BİR ARKADAŞIMIN TAVSİYESİDİR :


TÜRK KÜLTÜRÜ VE MEDENİYETLERİ

Türklerin Orta Asya’dan göç etmelerinin nedenleri:
• Çin baskıları
• Boylar arasındaki mücadele
• Ani iklim değişiklikleri ve kuraklık
• Salgın hayvan hastalıkları
1. Türklerin anayurttan Orta Asya’dan diğer bölgelere göçlerini kolaylaştıran ve başka yerlere dağıl¬malarını sağlayan temel etken: Atı evcilleştirmiş olmaları ve tekerleği kullanmaları
2. Eski Türklerde vergi işlerine bakan görevli : Todun
3. Eski Türklerde ölen bir kişinin cesedinin hemen gömülmey erek belli bir süre bekletilmesinin nedeni: Kötü ruhların bedeni terk edeceğine inanıldığı için
4. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde toplum düzenini sağlayan en üst kural :Töre Eski Türklerde devlet işleyişini ve toplum düzenini sağlayan en üst kuraldı. Hükümdarın koyduğu hukuk kurallarının kaynağını da töre teşkil etmekteydi.
5. Eski Türklerde göçebe yaşam tarzının yaygın olduğunu gösteren kanıtlar:Çadır sanatının gelişmiş olması Avcılık ve hayvancılığın gelişmiş olması Mimarinin ileri boyutlara ulaşamamış olması Askerlik sanatının gelişmiş olması
6. Osmanlı Devleti dışında kalan Türk devletlerinin kısa Ömürlü olmalarının temel nedeni : Ülke topraklarının hükümdar ailesinin ortak malı sayılmasıdır
7. Uygurlara ait Türk destanı : Türeyiş Eski Türklerde cenaze merasimlerine verilen ad: Yuğ Türklerin bilinen ilk alfabeleri : Göktürk Alfabesi Kıpçaklarla Oğuzlar arasındaki mücadeleyi anlatan Türk destanı: Dede Korkut Hikayeleridir
8. Türklerin bilinen İlk yazılı edebi metinleri : Orhun Yazıtları
9. Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğu : Uygurlar
10. Türklerde ilk devlet teşkilatının kurulduğu devlet dönemi: Büyük Hun Devleti
11. Eski Türklerde ölümden sonra da yaşamın devam edeceğine olan inancı gösteren kanıtlar: Ölen kişinin eşyalarıyla birlikte gömülmesi
12. Uygurların yerleşik hayata seçtiğini gösteren kanıtlar: Tarım ve ticaretin gelişmesi Şehirlerin kurulması Mülkiyet kavramının doğması Hukuk kurallarının gelişmesi
13. Türk devletlerinde Devletin ömrünün kısa olmasının sebebi: Veraset sisteminin belli bir esasa dayanmaması ve ülke topraklarının hükümdar ailesinin ortak malı sayılması
14. İslamiyet Öncesi Türk devletlerinde paralı askerlik uygulamasının olduğu devlet: Hazarlar
15. Türklerin bilinen en eski edebi metinleri olarak görülen Orhun Yazıtları hangi Türk Devletinindir?
16. II. Göktürk Devleti
17. İslamiyet öncesi Türk topluluklarında en yaygın dini İnanç: Gök Tanrı Dini
18. Eski Türklerde mülkiyet kavramının ve kölecilik anlayışının gelişmemesinin temel nedeni: Göçebelik yaşam tarzının yaygın olması
19. Ergenekon Destanının konusu: Türklerin tarih sahnesine çıkışlarını
20. Bîr toplumun göçebe şekilde yaşadıklarını gösteren kanıtlar: Avcılık Hayvancılık Toplayıcılık
21. İslamiyet öncesi Türklerde orduda onlu sistemi ilk kuran hükümdar: Mete Han
22. Göçebe bir toplumda en çok gelişen sanat: Çadır sanatı

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İslam Öncesi Türk Kültür ve Medeniyeti

TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ
TÜRKLERİN ANAYURDU
ANAYURTTA KURULAN UYGARLIKLAR
TOPLUM YAPISI
SOSYAL HAYAT
DEVLET YÖNETİMİ
ORDU
DİN VE İNANIŞ

1.TÜRK Adının AnLamı

Türk Adının anlamı:

Güçlü, kuvvetli, kudretli,

Doğan, türeyen, çoğalan, artan anlamlarına gelmektedir.

Türk” kelimesi ilk defa siyasi ad olarak, Göktürk Devleti tarafından kullanılmıştır. Daha sonra Türk soyuna ait olan bütün toplulukları ifade eden milli bir ad olmuştur.

Coğrafi bir ad olarak, ilk defa Bizans kaynaklarında Orta Asya için kullanılmıştır. Anadolu ise XII yüzyıldan itibaren Avrupalılarca Türkiye olarak anılmıştır

2.TÜRKLERİN AnaYurdu

Türklerin ana yurdu Orta Asya'dır. Orta Asya; Altay-Sayan Dağları’nın kuzeybatısı, Tanrı Dağları’nın kuzeyi, Sibirya steplerinin güneyi ve Hazar Denizi’nin doğusu ile çevrili olan bölgedir.

3.ANAYURTTA KuruLan UygarLıkLar

Anav Kültürü: MÖ 4500–1000 arası Türkistan’ın Başkenti Aşkabat yakınlarında ortaya çıkarılmıştır. Yapılan kazılarda dokuma parçaları, seramik ve süs eşyaları bulunmuştur.

Afanasyevo Kültürü: MÖ 3000–1700 de Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında bulunmuştur. Türklerin en eski kültürüdür. Afanasyevo tolumu, avcı ve savaşçı bir toplumdu. Bu toplumun koyun ve at gibi hayvanları besledikleri bilinmektedir. Bu kültür Orta Asya uygarlığının temelini oluşturmuştur.

Andronova Kültürü: MÖ 1700–1200 yıllarında Altay-Tanrı dağları, Güney Sibirya ve Hazar Denizi’nin doğusuna kadar olan bölgede oluşmuş bir kültürdür. Orta Asya kültürleri içinde yayılma alanı en geniş olanıdır. Afanasyevo Kültürünün gelişmiş bir şekli olarak karşımıza çıkar. Bakırdan yapılanların yanında ilk defa tunçtan ve altından yapılmış eşyalara bu kültürde rastlanır.

Karasuk Kültürü: MÖ 1200–700 yılları arasında Yenisey’de bulunmuştur. Orta Asya uygarlığında demir, ilk olarak bu kültürde işlenmiştir. Karasuk kültürü mensupları yünlü dokumayı ve keçeden çadır yapmayı öğrenmişler ve üzeri çadırla örtülü, dört tekerlekli arabalar kullanmışlardır.

Tagar Kültürü: M.Ö.700–100 arası Abakan bölgesinde görülmüştür. Bu kültüre ait çok sayıda keskin ahançer, ok uçları vb. eşyalar bulunmuştur.

4.TopLum YapıSı

Aile sosyal hayatın ve toplumun en küçük birimidir.

Ailelerin birleşmesiyle urug (aileler birliği), urugların birleşmesiyle boy, boyların birleşmesiyle budun ( millet ), budunların birleşmesiyle il ( devlet ) meydana gelir.

Aile = Oğuş denmiştir. Aile kalabalık değildir, küçük aileler şeklindedir. Bunu sağlayan göçebe hayattır. Anne – baba – çocuklar vardır. Evlenenler ayrılır, en küçük erkek çocuk baba ocağını devam ettirir. Kadın erkekle genelde eşit haklara sahiptir. Tek kadınla evlenme yaygındır. Aile, düğün töreniyle yapılan evlenme ile kurulur, kız evi oğlan evinden kalıng denilen bir başlık alırdı.

Urug = Ailelerin birleşmesiyle oluşur. Bağımsız bir yapı değildir. Siyasi yönden bir boyun parçasıdır.

Boy = Urugların birleşmesiyle oluşur. Başlarında boy beyi denilen kişiler vardır. Boyun çıkarlarını korumak, adaleti ve dayanışmayı sağlamak görevidir. Her boyun belli toprağı ve askeri gücü vardır.

Budun = Boyların birleşmesiyle oluşur. Başında Han bulunur. Han’ın başkanlığında bir merkezden idare edilir. Siyasi yönden bağımsız olduğu gibi, il’e de bağlı olabilir.

İl ( el ) – Devlet = Budunlar birleşerek il’i meydana getirir. Belli toprağı, halkı, hukuki düzeni olan siyasi bir topluluktur. il dağıldığında onu oluşturan alt birlikler aynen özelliklerini korur. Böylece yıkılan bir Türk devletinin yerine yenisi kolaylıkla kurulur. Bu sosyal teşkilat tarih sahnesinden silinmemelerinde önemli rol oynamıştır.

5.SosyaL HayaT

Bozkır yaşantısı mücadeleci ve pratik olmalarını sağlamıştır.

Halk sınıflara ayrılmaz, toplumda eşitlik esastır.

Ekonomik ve dini özgürlük vardır. Kölelik ve soyluluk kavramları yoktur. Din adamları ayrıcalıklı bir sınıf değildir.

Hayvancılık yaygındır. Atı evcilleştirmişlerdir. Göçleri kolaylaştırmıştır.

Yazın yaşadıkları yerler yaylak, kışın ise kışlak olarak ifade edilmiştir.

Avcılık yaygındır. Aynı zamanda avcılık önemli bir savaş eğitimi görevine sahiptir.

Sosyal hayat yerleşik hayata geçmeleriyle beraber değişikliğe uğramıştır.

Göktürkler döneminde şehirler kurmuşlardır fakat yaygın olarak ilk kez Uygurlar döneminde yerleşik hayata geçmişlerdir.

Uygurlar evlerini tuğladan yaparlardı, şehirlerine balık demişlerdir. Ordu balık önemli ticaret merkezi olmuştur. Uygurlar bataklıkları kurutup tarlalar açmış, sulama kanalları yapmışlardır.

Genellikle at ve koyun eti yenirdi. Sütlü darı, peynir ve yoğurt yaygındır. İçki olarak kımız, kısrak sütünün mayasından yapılırdı.

İpek, pamuk, devetüyü ve yünden elbiseler giyilir, Turfan’da dokunan çiçekli Uygur kumaşları ünlüdür.

Dini ve ulusal törenlere bütün millet katılırdı. Baharda büyük şölenler düzenlenirdi. Şölenlerin diğer adı toy’dur. Kurban kesilir, yarışlar yapılır, dans edilirdi. Kopuz çalınırdı. Halkın ihtiyaçları karşılanırdı. Sürek avları, at yarışları, okçuluk, güreş, kılıç oyunu ve çevgen adı verilen atlı top oyunu sportif faaliyetlerdendir.

6.DevLet YöneTimi

Teşkilatçı olmaları çok devlet kurmalarına sebep olmuştur. Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.

Toplumun siyasi teşkilatlanmasının en üst basamağı il (devlet) olmuştur. Ülke sınırlarını koruyan ve halkı belli kurallara göre yöneten siyasi kuruluşa devlet denmiştir. Başında hakan bulunur.

Hükümdar ( ilig )

Egemenliğin ve siyasi iktidarın en başta gelen unsurudur.

Kağan, hakan, han, şanyü, yabgu, tanhu, ilteber, idikut, erkin hükümdarın unvanlarıdır.

Hükümdarlığın kaynağı ilahidir. Kutlu hanedan soyundan olanlar hükümdar olabilir. Göktanrı yetkiyi verir, buna kut denir. Kan yoluyla babadan oğla geçer.

Ülke töre ( türe )’ye göre yönetilir. Devlet ve topum yaşamını düzenleyen kurallardır.

Kağan resmi törenlerle tahta çıkar.

Hükümdarlık Sembolleri; Otağ ( hakan çadırı ), örgin (taht), kotuz ( sorguç ), tuğ ( sancak ), yay ve davul.

Hakan çadırı kubbelidir, kapısı doğuya açılır. Rengi ve şekliyle sahiplerinin konumunu belirtir.

Hükümdar alp ( cesur ve kahraman ), bilge ( akıllı ), adil ve erdemli olması gerekir.

Görevi orduya komuta etmek, töre hükümlerini uygulamak, ülkede birliği, dirliği, adaleti sağlamak, dağınık Türk boylarını toplayarak, halkı doyurmak ve giydirmektir.

Eşlerine katun ( hatun ) denilir. Söz sahibidirler, gerekirse naip ( vekil ) olarak devlet başkanlığı yapar, elçileri kabul eder, devlet meclisine katılır.

Veraset Sistemi

Türk devletlerinin en zayıf yönü tahta geçme konusunun belli kurala bağlanmamış olmasıdır.

Töreye göre hükümdar öldüğünde oğullarının hepsi tahta geçme hakkına sahiptir. Bu durum taht kavgalarına sebep olmuştur.

Turfan Uygurlarında tahta geçme hukukunun yazılı belgeler ve senetlere dayandırıldığı bilinmektedir. Tahta geçme baş hatunun çocuklarının hakkıdır. Türk kağanlarında siyasi amaçla başka ülke prensesleriyle evlenme de olmuştur.

Çocuklar küçükse, amcaları tahta geçer. Zaman zaman kurultay seçmiştir. Bazen yaşı en büyük ve bilgili olan tahta geçmiştir.( Ekberiyet Sistemi ).

En çok karşılaşılan durum hanedan üyelerinin mücadelesi olmuştur.

Kurultay – Hükümet

Devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı büyük meclise kurultay – toy - kengeş denmiştir.

Belli zamanlarda toplanır, önemli konular görüşülür, karara bağlanır.

Asker ve sivil tüm yöneticilerle boy beyleri, bağlı kavimlerin yöneticileri katılır. Toygun; meclise katılma hakkına sahip olanlara denir.

Hakan meclisin doğal başkanıdır. Ekonomik, siyasi, sosyal, dini, askeri konular görüşülür ve karara bağlanır.

Her yılın dokuzuncu ayında genel toplantı yapılırdı. Hayvanların sayım sonuçları, ordunun durumu, genel sorunlar görüşülür.

Ayukı ( hükümet ): Siyasi örgütlenmenin kurumlarından biridir. Hakanın ve meclisin emirlerini uygulardı.

Ayguci ( başbakan ): Hükümetin başında bulunur.

Buyruk ( bakan ): Hükümet üyeleridir.

Bitikçi ve tamgacı; Yazışmaları yapar ve dış politikayı yürütür.

Tarkan, Apa; Saray görevlilerindendir. Askeri ve sivil yönetimden sorumludur.

Tudun: Denetim ve vergi işleriyle ilgilenir. Vali.

Ordu; Hükümet konağının bulunduğu şehre denilir.

İl ( el ) – örgin ( saray ) devlet başkanının oturduğu yer.
Ebi ( hükümet konağı )

Bitigciler: Kâtip

Agı (Agılıg): Hazine

Agıcı: Hazinedar

Kenetçi: Danışman

Subaşı: Ordu Komutanı

Tigin: Hükümdar Çocukları (Tekin)

Şad: Diğer Hanedan Mensupları

Tamgacı: Dış siyaset işlerini yürüten görevliler

Kımız: Kısrak Sütünden Elde Edilen Türklerim Milli İçkisi

Balık: ygurların Şehirlerine Verdikleri Ad (Beşbalık Ve Ordubalık Gibi).

Bitik Taş: Kitabe, Yazılı Taş

Börk: Genellikle Hayvan Postundan Yapılan Başlık

Kült: Tapma, Tapınma. Din.

Minyatür: çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük renkli resim tekniği.

Mani Dini (MANİHEİZM) : Hıristiyanlık, Budizm ve Zerdüştlük dinlerinin karışımı bir din.


İkili Teşkilat

Türklerde ilk devlet teşkilatı Mete Han tarafından kurulmuştur.

Ülke sağ – sol ( doğu – batı ) şeklinde ikiye ayrılarak yönetilir.

Doğu batıya göre üstündür. Güneşin doğduğu yer olduğu için. Hakan doğuda oturur, batıyı yabgu unvanıyla kardeşi yönetir. Yabgu iç işlerinde serbest, dış işlerde büyük hakana bağlıdır.

Tigin hükümdarın çocuklarıdır. Şad unvanıyla çeşitli yerlere tecrübe kazanmaları için gönderilir. Selçuklu ve Osmanlı’da da görülür.

6.ORDU

Kadın erkek her Türk savaşa hazırdır ( Ordu millet anlayışı )

Ücretli değildir.

Her Türk bir asker sayılır.

Ordunun temeli süvarilere dayanır.

Boy beyi, han, şad, tigin gibi yöneticiler savaşa hazır bir komutandır.

İlk düzenli Türk ordusu Mete Han tarafından kurulmuştur. Mete Han’ın başa geçtiği M.Ö.209 yılı Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kutlanmaktadır.

Onlu sistem vardır. En küçük on, en büyük onbin kişilik birlikler vardır. Onbin kişilik birimlere tümen denir. Ordu 24 tümenden oluşur.

Avrupa bu sistemden etkilenmiştir. Romalılar, Ruslar, Moğollar, Çinliler vb. devletler taklit etmişlerdir.

Bugünkü flama ve sancak yerine tuğlar kullanılmıştır.

Genellikle hafif silahlar; ok, yay, kılıç, kalkan, kargı, mızrak, süngü ve hançer kullanılmıştır. Düşman ve araziye göre taktik vardır. Keşif, yıpratma, ani baskın ve Turan Taktiği ( kurt oyunu ) savaş taktikleridir. ( Malazgirt, Niğbolu, Mohaç)

7.DİN VE İNANIŞ

Türkler dini bir toplum değildir. Daha çok siyasi bir karaktere sahiptir.

Din adamları ayrı bir sınıf değildir.

Türklerde şamanizm’den etkilenme vardır fakat din değildir, büyü ve gizli güçlere inanma vardır. Temsilcilerine şaman denir. Şifa vericilik esastır.

Eski Türklerde dini inanç üç noktada toplanmıştır;

Tabiat Kuvvetlerine İnanma

Atalar Kültü

Gök Tanrı İnancı

Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ, tepe, kaya, ırmak, vadi, ağaç, orman, güneş, ay ve yıldız gibi varlıklarda bir takım gizli güçlerin var olduğuna inanılır.

Ruhlar, iyilik seven ve kötülük getiren olarak ikiye ayrılır.

Doğadaki bu ruhlara iduk yer- su ( kutsal yer su ) denir.

Umay tanrıça adıdır.

Yada taşı; yağmur yağdırmak ve rüzgar estirmek için sihrine başvurulan kutsal taştır.

İlkbaharda ve sonbaharda at ve koyun kurban edilir. İlkbaharda törenler yapılır ( Nevruz: Yenigün )

Atalar Kültü: Ölen kişilere ve atalara ait hatıralar kutsaldır. Ataların ruhlarının kendilerini koruduğuna inanılır ve kurban kesilir. Mezarlara yapılan saldırı savaş nedeni olabilir.

Gök Tanrı İnancı: Türklerin asıl dinidir. Bütün kâinatı yaratan Göktanrı’dır.

Bugünkü Tanrı sözcüğü, Orhun yazıtlarında Tengri veya Tengiri biçimindedir.

Göktanrı can veren yaşatan ve öldürendir. Yol gösterir, hükmeder, cezalandırır ve mükâfatlandırır.

Türklerin devlet kurması Göktanrı’nın isteği ile olmuş ve hakana verilmiştir. Tanrı tarafından verilen devleti yönetme yetkisine kut denir.

Ölenlerin ardından yas tutulur ve yuğ adı verilen törenler yapılır. Bu törenlerde ziyafet verilir, at yarışları yapılır.

Ölüler kurgan adı verilen mezarlara gömülür.

Ölümden sonraki hayata inanç vardır. Eşyalar da gömülür. Mezarlara balbal adını verdiğimiz taşlar dikilir.

Gök kutsaldır, gök ve yer yedi kattan yaratılmıştır.

Uçmağ; Cennet, Tamu; Cehennem olarak ifade edilmiştir, öldükten sonra dirilişe inanılmıştır.

Din adamlarına kam denilmiştir.

Türk topluluklarının asıl dini Gök Tanrı dini olmasına rağmen, bazı topluluklarda değişik dinlerin yayıldığı da görülmektedir.

Uygurlar arasında Budizm, Maniheizm, Hıristiyanlık ve İslamiyet yayılmıştır. Hazarlar da Museviliği kabul etmişlerdir. Macarlar, Kumanlar, Peçenekler, Tuna Bulgarları Hıristiyanlığı kabul etmiş, itil Bulgarları ise İslamiyet’i seçmişlerdi.

Hazarlar ve Uygurlar din konusunda daha çok hoşgörülü olmuşlardır.

İslamiyet dışındaki dinler genellikle Türklerin milli benliklerini kaybetmelerine ve diğer milletlerin arasında yok olmalarına sebep olmuştur.
 
V

Vijdanatilla

Guest
ozkancey;paylaşım için Teşekkürler. Emeğine ve Yüreğine sağlık... :)
 

YassaX

Üye
Üye
Katılım
Şub 21, 2011
Mesajlar
3,458
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Vijdanatilla Rica Ederim :)
 

Mcaglar

Üye
Üye
Katılım
Ocak 30, 2012
Mesajlar
59
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
m.ö hititlere kadar ösym konu olarak alıyor mu? ben asya hun imp. itibaren konu olarak alıyor biliyorum.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst