Ötenazi bir hak mıdır? Türkiye'de bu hak yasal olmalı MI?

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Acılarına Son Vermek İçin Ölüm Hakkını Kullanmak İsteyenlerin Sığınağı: Ötenazi

Ötenazi, insanın yaşamının dayanılmayacak bir hale gelmesi sonucu kendisinin ya da yakınlarının isteğiyle tıbbi yardımla acısız bir şekilde hayatına son verilmesidir.

Yunanca'daki (εὐθανασία) kelimesinin karşılığı olarak Türkçe'ye geçmiştir ve "iyi,güzel ölüm" anlamına gelir.

Yaşamı dayanılmayacak hale getiren, tedavisi olmayan fiziksel rahatsızlıklar olabileceği gibi psikolojik rahatsızlıklar da olabilir.

Sizce tedavisi olmayan hastalıkları nedeniyle acı çeken kişilere ötenazi hakkı verilmeli mi?

Yaşamak nasıl bir haksa, yaşamdan vazgeçmek de neden hak olmasın? Konuyu islam açısından değerlendirirsek konunun en başında 1-0 yenik düşeriz ama kendi duygu ve düşüncelerimizle en ince ayrıntısına kadar tartışmaya açmak istiyorum. Bu nedenle sizlerden sadece size ait olan fikirlerinizi yazmanızı istiyorum.

Bana gelince yaşama hakkı nasıl insana yaradan tarafından bağışlanmış bir haksa yaşamaktan vazgeçme yani ölüm hakkı da bir insanın en az yemek yemeyi reddetmesi yada hasta haklarından biri olan tedaviyi reddetmek gibi yani yaşamdan çekilmesi kadar olağan olmalı. Kimse kimseyi zorla yaşatamaz! Yaşatmamalı! İçinde bulunduğu fiziksel ve ruhsal durum insanın insanca yaşama iradesine engel oluyorsa ve her gün içinden binlerce kez yaşamı reddetme isteğiyle günü tamamlıyorsa neden böyle bir hakkı olmasın???

Ötekileştirilen yaşamasını, yaşam hakkını neden ötekinin istek ve toplumun genel doktrinlerine bağlı kılsın ki? Bu senin yaşamın kardeşim istersen çekip gidebilmelisin kime ne? ellere ne? diyebilmeli mi insan?

Stephen Hawking'in çevremdekilere katkı yapmak yerine yük olduğumu hissediyorsam ötanaziyi düşünebilirim demesi son yıllarda dünyadaki tartışmaları alevlendiren bazı örnekler olmuştu.

Yasal olmamasına karşın yapılan araştırmalar Türkiye'deki doktorların yüzde 20'sinin, hemşirelerin ise yüzde 25'inin en az bir kere ötanazi isteği aldıklarını gösteriyor.

Üstelik böyle bir gerçek varken bu ülkede ben sadece sitemizde konuyu tartışmaya açmak istiyorum. Dileyen, dilediğini yazabilir. Sonuçta sizler düşünceleri hür bireylersiniz. Kimse sizi yazdığınız yorumlardan dolayı yargılama hakkına sahip değil. O nedenle haydi buyrun;
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Merhabalar,
Ötenazi hakkımın olmasını isterim. Ama ülkemizde bu hakkın yasalaşabileceğini sanmıyorum.
Bireye, çekeceği sıkıntıları rağmen yaşamaya devam etmesi gerektiği dayatılmamalıdır.
Nasıl ki Yaşama-Dünyaya gelirken kimse önceden bilgilendirilmemişse; ayrılırken de bireyin bu konuda seçme hakkı olmalıdır diye düşünüyorum.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,484
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Ötenazi tartışmaları ne zaman açılsa ben tavrım hep net olmuştur. Bu hak kesinlikle tanınmalı. Buna dair geçenlerde gazetelerin 3. Sayfalarına düşen bir haberi aktarayım. Kanser hastası bir anne önce engelli çocuğunu öldürüp sonrada intihar etmiş.
Bu haberi dinleyince birini öldürecek kadar çok sevmenin trajedisi bu olsa gerek dedim. Hani meşhur söz var. Engelli çocukların annelerinin en büyük korkusu çocuklarından önce ölmek, diye. İnsanlar ölmekten değil geride bıraktıkları çocuklarının geleceklerinden kaygılı. Elbette bu kaygıyı gidermek devletin görevi ama oda nereye kadar.
Türkiye gibi bir ülkede ötenazi hakkı yasallaşır mı hiç sanmıyorum. Çoğu Avrupa ülkesinde bile bu hak henüz yasallaşmamış durumda. Birkaç Avrupa ülkesi hariç.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Hernekadar bu can benimse tüm kararlarda bana ait olmalı diye düşünsemde derinlerden bir düşüncede hayır diyor. Hani arada kalırda işte bu diyemezsinizya ezelden beri ötenazi konusunda hep arada kalmışımdır.

Bir yanım bu hakkımın olması gerek derken diğer yanım hep hayır demiştir. Bir takım nedenler hayatı yaşanmaz kılarak bu yaşanmaz kılınan hayatta neden yaşamaya mecbur bırakılıyorum düşüncesiyle ötenazi olmalı diyorum.
Bir başka düşünceyle ise insanların yaşadığı sorunlar canlarına tak dedirtip kolaylıkla canından vazgeçirebilecek psikolojilere bürünülmesine neden olabilir. İnanıyorumki bu yolu seçecek çok fazla insan vardır. Yaşanılan sorun neticesinde bu kararı vermek nekadar doğru işte ben hep bu noktada takılıp kalıyorum.

Başındada söylediğim gibi ben bu konu hakkında tereddütte olanlardanım. Hangisi doğrudur diye kendisiyle çelişenlerdenim.
 

Entropi

Üye
Üye
Katılım
Ağu 15, 2017
Mesajlar
41
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Zor bir karar
 
Son düzenleme:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selamlar,

Yanıtlarınız ne olursa olsun ben bu samimiyeti seviyorum :) Bu içtenliği, bu dürüstlüğü, bu paylaşımı... Forumlarda yeralan her düşünceye katılmıyor olabilirsiniz zaten birebir katılma gibi bir zorunluluğunuz da yok ama yüreğinizin sesini yazıya döktüğünüz zaman işte sonuç mükemmel duruyor...

Paylaşımla kalın, sağlıcakla kalın dileğimle...
 

Murteza

Üye
Üye
Katılım
Mar 29, 2019
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
1
Puanları
3
İnsan, tesadüflerle ortaya çıkamayacak kadar kompleks bir yapıdır.

Dna ile ilgili bilgilerde;

Sahip olduğunuz genetik veri, yaklaşık 100 trilyon hücrenizin her birinde bir kopya olarak tutuluyor. Bu veriyi, yarısı annemizden diğer yarısı da babamızdan gelen 46 ciltlik bir ansiklopedi serisi gibi düşünebilirsiniz. Tipik bir ansiklopedinin yazıldığı 27 harf yerine, genomik ansiklopediniz sadece 4 harf ile yazılıyor. Ve bunlar, Adenin (A), Timin (T), Sitozin (C) ve Guanin (G) olarak adlandırılıyor. ATGTCATGCA… şeklinde sürüp giden 6 milyar harf, sizi siz yapan tüm özelliklerinizi ortaya koyuyor.

deniyor.

İnsanın, üstün bir tasarım, bilgi ve gücün eseri olduğunu düşünmek gayet mantıklıdır.
Bir yaratıcı olmadığını iddia edenler, herhangi bir organın, evrim aşamasına katılımını nasıl açıklayabiliyor?
Ses telinin olmadığı bir aşamada, bunun dna kodlarına, o ses tellerinin nereye nasıl ekleneceği, kaslarının nasıl olacağı, beyin ile bağlantılarını sağlayacak sinirlerin üretimi ve ilgili yerlere doğru şekilde bağlanmasını sağlayan kodların, var olan dna kodlarının arasına nasıl yerleştirileceğine ne karar veriyor da bunu hatasız uygulayabiliyor?
Ses teli eklerken, kulağın yapısının tasarlanması da gerekiyor tabi.

Durum böyle olunca, olası ölüm sonrası sonsuz yaşamda, insanın, ölümün ve acıların olmadığı, hayal bile edemeyeceği güzelliklerle dolu bir yaşama kavuşma olasılığını neden tepsin ki, geçici-geçici-geçici olan bu dünyada?

Ötenazi, intihardan daha kötü bir seçimdir. Her iki durum da, öncelikle geride kalanlara çok uzun acılar-pişmanlıklar yaşatır ama, dinler açısından, ötenaziyi uygulayan da suçludur.

"Çaresiz kaldım" diyenin, kendine, farklı bilinç durumlarına ulaşmak için şans tanıması ve çabalaması gerekir.
"Nasıl olacak" denirse, bunun astral seyahati var, imgeleme ile var olan-olmayan cisimlerin içlerine bakabilme, inceleyebilme var, (Mesela, bu yeteneğe sahip olanlar, kendi veya başkalarındaki sinir yapısına bile bakabilirler, kopuk-hasarlı yerleri açıkça görebilirler, bir papatyanın sapına girip, içten yukarı çıkıp çiçeğin üstünde yatıp, milyonda bir insanın ancak tadabileceği bir durumlara erişebilirler), meditasyon ile üst bilince çıkıp, varoluşu izleme moduna geçmek var (Bu durumda mutlak bir sakinlik oluyor, saçma olan olmayan düşüncelerin hepsi susuyor)
 

evolution

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2020
Mesajlar
18
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
kesinlikle haktır....bu ülkede de uygulanmalı bence ....qéç bile kalınmış...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst