Öykü Yarışmamızda Dereceye Giren Eserler Belli Oldu

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba arkadaşlar,

1 Mart 1 Haziran tarihleri arasında düzenlediğimiz "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışması" sonuçları bu akşam (17 Haziran Pazar 2012) Engelliler.Gen.Tr ve facebook üzerinden yapılan canlı yayınla ilan edilmiştir. Canlı yayında dereceye giren eserlerin duyurusu öykü yarışmamıza sponsor olan Ankara Yenimahalle Belediyesi başkan yardımcısı aynı zamanda yarışma jurisi olan Sayın Şenol Balaban tarafından bizzat yapılmıştır.

Buna göre "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında" şu eserler dereceye girmiştir.

BİRİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: UÇURTMA ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )

YAZAR: AHMET KARAKULAK

İKİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: EVLAT ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )

YAZAR: FUAT SEVİMAY

ÜÇÜNCÜLÜK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )

YAZAR: ERDAL GÖZE

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ ALAN ÖYKÜNÜN ADI: İPEK KANATLAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )

YAZAR: BÜŞRA DENİZ

Yarışmamızda dereceye eser sahiplerini tebrik eder başarılarının devamını dileriz...

Yarışmaya katılan tüm öyküleri okumak için buraya tıklayınız: 2012 Engelliler Konulu Öykü Yarışmasına Katılan Eserler

*************************

ÖYKÜ YARIŞMASINA DAİR KISA NOTLAR/GÖRÜŞLER:

Toplam katılan eser sayısı: 155

Dereceye giren eser sayısı: 4

Başta şunu belirtmeliyimki bu yarışmayı düzenlerken bu kadar ilginin olacağını tahmin edememiştik. Beklentilerimizin çok çok üzerinde bir katılım oldu. Yarışmamıza ilgi gösteren herkese bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Gelen 155 öykünün herbiri tüm juri üyeleri tarafından defalarca okunarak üzerinde düşünüldü, tartışıldı. Yarışma başvuru tarihleri arasında ve yarışmaya gelen öykülerin değerlendirmesi aşamasında tüm juri üyeleri gelen öyküler üzerine gerek e-mail gerek telefon gerekse anlık mesajlaşma yoluyla saatlerce konuştuk, saatlerce tartıştık. Bu konuşmalarımız esnasında defalarca "keşke dört değilde 24-34 esere derece verebilseydik" diye yakınmalarımız oldu. Zira yarışmamıza gelen öykülerin büyük bir çoğunluğu dereceye girmeyi hak eden eserler idi. Ama bu bir yarışmaydı ve bizler sadece dört eser seçmeliydik. Bu anlamda dereceye giren eserlerin belirlenmesinde çok yoğun bir mesai harcadık. Bu süreçte kendi kişisel yaşamlarından ve işlerinden zaman ayırıp günlerce haftalarca öykülerin değerlendirmesinde mesai harcayan juri üyelerimiz Satı İlen, Rahmi Vidinlioğlu, İskender Durgun ve Belediye başkan yardımcımız sayın Şenol Balaban'a bir kere daha sonsuz teşekkür ediyorum...

*************************

ÖYKÜ YARIŞMAMIZ HAKKINDA NE DEDİLER:

YAZAR: SATI İLEN

Tarihin eski çağlarından günümüze kadar, engelliler, dış görüntülerinden dolayı dışlanmış, şiddete uğramış, alay edilmiş ya da değersiz olarak nitelendirilmiş, koruma altına alınması gereken, sadakayla yaşayan bireyler olarak algılanmışlardır. Ne yazık ki, bu algı yazın dünyasına da yansımış, engellilerle ilgili toplumsal roller, edebiyat yapıtlarında da bu biçimde sergilenmiştir.
Kendi bilincimizin ayrımına varıncaya kadar, edebiyat yapıtlarındaki bu sunuş biçimi tüm engellileri olumsuz biçimde etkilemiş ve bizlere dayatılan/sunulan toplumsal rolleri içselleştirmemize yol açmıştır.
Engellilerle ilgili öykü yazmak, engellilerin sorunlarına nesnel olarak bakarak o sorunlara kulak tıkamamak, ötekileştirilenlerin acılarına ve sevinçlerine ortak olmak, asıl engelin “yetersiz bir organ” değil, içinde yaşadığımız kültürün bizlere dayattığı toplumsal bir koşullanmanın ürünü olduğunu açıkça göstermek, her türlü ayrımcılığı yok ederek insani bir dünyada yaşamak için özfarkındalık yaratmak, engellilerle ilgili her türlü eşitsizliği, adaletsizliği, tutsaklığı ortadan kaldırılması için bilinçlerin temizlenmesi için bir adım atmaktır.
Bu anlamda, asıl engelin “herhangi bir organ eksikliği” değil, gerek fiziki davranış ve tutum gerekse toplumsal engellerin ortadan kaldırılması için bir farkındalık yaratarak ezber bozmak, mevcut toplumda bulunan “engellilik” algısına başkaldırarak her türlü ayrımcılığın kaldırılması için anahtar olmaktır.
Engellilerin dünyasını öyküyle anlatmak, tüm insanlarla, tüm evrenle her türlü paradigmayı parçalayarak yeniden bütünleşmektir. Bu açıdan bakıldığında engellilerle ilgili öykü yazmanın toplumsal ortaklığın bir ürünü olduğunu düşündüğümden, bu konuda öykü yazanlara destek olmak ve toplumda bulunan mevcut olumsuz algının yok edilmesine katkı sağlamak için böyle bir yarışmanın değerlendirme kurulunda yer almaktan mutluluk duyuyorum.

Saygılarımla…
SATI İLEN

*************************

YAZAR: RAHMİ VİDİNLİOĞLU

Hem ülkemizde hem de tüm dünyada engelliler her zaman anlaşılmayı bekleyen ve diyalog ihtiyacı duyarken yabancılaştırma ile karşı karşıya kalan toplumunun çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bir edebiyatçı olarak benimle yapılan birçok röportaj olmuştu. Toplumun değişik kesimlerinden birçok yayın organına röportaj verme şansına sahip olan bir yazar olarak bundan gurur duyuyorum. Ancak bu röportajlardan birinde sorulan bir soruyu son nefesime kadar unutamayacağımdan eminim.
Soru çok basit ama vurucuydu, neden iki koca roman yazmama rağmen romanlarımda bir tek engelli karakter bile olmadığı soruluyordu. Geriye dönüp bakınca romanlarım içinde 80’den fazla karakter yarattığımı görüyor ama hiçbirinin toplumun %30’unu temsil eden engellileri temsil etmediğini üzülerek görüyordum.
Soruya cevap yazarken çok yoruldum. Defalarca cevabı sildim: tekrar yazdım! Edebiyatçı olarak bir acı tokat gibi yüzüme inen bu soruya verecek cevabım yoktu! Sustum!
Günler geçti! Günler sonra “Ben yalnız değilim!” diye avutmaya kalktım yaralı tarafımı “Hiçbir edebiyatçı engellilerden bahsetmiyor!” Oysa bu sığınabileceğim bir liman değildi! Fırtınanın ortasında yapayalnız kaldım! Vicdanımla baş başa!

Ve bu soruya “Eğer engelliler üzerine eğilen bir öykü yarışması düzenlenirse edebiyat dünyasının ilgisini buraya çekebiliriz.” Diyerek yanıt verdim. Verdiğim yanıtta oldukça samimiydim ve bu içten dilek bir anda gerçek oldu. Bir anda herkes engelliler odaklı bir edebiyat yarışmasının haklılığı konusunda uzlaştı ve http://engelliler.gen.tr önderliğinde düzenlenen bu yarışmada edebiyatçı kimliğim dolayısıyla bana teklif edilen jüri üyeliğini büyük bir şeref olarak kabul ettim.
Engelliler senden, benden, bizden farklı değiller! Acınmaya değil tek kelimeyle anlaşılmaya ihtiyaçları var. Duyma engelli bir adam dünyanın en büyük bestelerini yapabilir, görme engelli biri hız rekorlarını aşabilir ama düşünme engelli bir toplum engelli insanları anlayamaz ama sadece bu olsa affedilebilir: Düşünme engelli bir toplum normal insanları da öğütür ve bir çöplüğe dönüştürür.

Engelliler yalnızca anlaşılmanın derdinde bayrak açarken bu bayrağın gölgesinde durmayan her birey Güneş’in kavurucu sıcağı ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Saygılarımla,
Rahmi VİDİNLİOĞLU
 
Son düzenleme:

Tülayca

Üye
Üye
Katılım
Eyl 20, 2011
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhabalar,
Öncelikle bize yaşattığınız farklı heyecan için teşekkür ederim. Gerek öykü yarışması boyunca yaşadığımız heyecan gerekse dereceye giren öykülerin internetten CANLI YAYINLA duyurulması ilginç ve heyecan vericiydi.

Sizinde duyuruda açıkladığınız gibi "bu bir yarışmaydı ve birilerine ödül vermek gerekiyordu" evet bende bir öyküyle yarışmaya katıldım dereceye giremedim ama böylesi bir yarışmada engelliler konulu 155 öykünün gelmesi ve bizlerin bu öykülerin okuma imkanının olması başlı başına kazanılmış bir ödüldür.

Emeği geçen herkesi bir kere daha yürekten tebrik ederim.
 

Sairane

Üye
Üye
Katılım
May 23, 2012
Mesajlar
220
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
bu nasıl yarışma hiç adil değil :)))) . şaka bir tarafa tüm emeği geçenleri kutlarım. seneye devamının olması dileğiyle. yaşasın kalemin gücü.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Yarışma heyecanına dünkü canlı yayın ayrı bi renk kattı. Canlı yayınımız facebook, engelliler.gen.tr ve infial.com.tr aracılığıyla binlerce kişiye ulaştı. Bu seneki öykü yarışmamızı anlımızın akıyla tamamladık. Mükemmel bir engelliler konulu öykü arşivimiz oldu. Seneye ikincisi yapmak için kolları sıvadık. Bir kere daha ilgi gösteren tüm kalem tutan dostlara teşekkürler.
 
M

mavibalina2012

Guest
Öykü yarışmasına düzenleyenleri, katılımcıları ve tabiiki dereceye girenleri yürekten tebrik ederim.
 
M

mavibalina2012

Guest
Bu arada site yöneticileri bizim de görüş ve önerilerimize açık olduklarını beyan ederek 25-30 eserin değerlendirmeye alınacak düzeyde olduğunu dile getirmişler... Benim nacizane önerim bu yarışmanın ilklere imza atmasından dolayı yayınlanmaya değer bulunan öykülerin sponsor belediye tarafından derlenip kitap haline getirilmesi mümkün mü? Site yöneticileri yarışmayı geleneksel haline getirmeyi düşündüklerinden bahsetmişler. Yarışma öykü, resim, şiir gibi farklı kategoriler altında Dünya Engelliler Gününde de tekrarlanabilir mi? Amaç maddiyattan ziyade maneviyata hitap etmeli. Maneviyattan kastım engellilerin sesini arşı aleme duyurmak... Yani sponsor bulunmasa bile maddi taleplerden uzaklaşıp site yönetimini güç duruma düşürmemek olmalı...Nasıl öykü yarışmasıyla sesimizi duyurduk ise gün geçtikçe daha büyük başarılara imza atarak kimliğimizi bütün dünyaya duyurmalıyız tabi bunu da böylesi güzel yarışmaları desteklemeyi amaç edinen sitemiz aracılığı ile...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba mavibalina,
Adeta zihnimizi okumuşsunuz. :) Bir üst mesajda yazdığınız şeylerin hemen hemen tamamı tarafımızca masaya yatırılmış durumda. Gelen öyküleri kitaplaştırma fikri kafamızda var. Ve yine farklı kategorilerde (resim, şiir v.b gibi) yarışma yapma ve engelliler adına farkındalık yaratma çabası icinde olacağız. Bu öykü yarışması beklentilerimizin çok çok üzerinde ses getirdi. Neredeyse öykü yarışmamızın haberini yapmayan gazete web sitesi kalmadı desem yeridir. Amaç engelliler adına bugüne değin yapılmayanı yapmak. Yapabilirmiyiz bilemem ama bu uğurda tüm gücümüzü sarf ettiğimizden emin olabilirsiniz.
 
M

mavibalina2012

Guest
Sayın yöneticim, ancak başarılarımızla yükseliriz. Ben belirli bir süre sitenizi takip ettikten sonra sitenize üye olmaya karar verdim. Bunda şahsınızın ciddiyeti ve üyelerinizle yazışmanızda bile seviyenizi korumanız etken oldu. Çünkü ister site olsun ister dernek olsun ciddiyetsizliğe tahammülüm yoktur. Öyle lüzumsuz ve boş şeylerle uğraşmak yerine işimizi ciddiyetle yaparsak önemli işlere adım atarız. Sitenizin attığı adım değil adeta nefes nefese koşmak oldu. Bu anlamda başarmanın haklı gururunu taşımanın yanısıra hedefleriniz de başarılarınıza orantılı olarak büyük olmalı. Temennim yeni başarılara hep beraber ulaşmak...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Halil Kardeşim Selam,

Yok artık bu son dediysemde okumaktan, okuyup da ağlamaktan kendimi alamıyorum. Yok artık gerçekten de bu son okumayacağım artık yüreğim dayanmıyo ya.

Ama sana bi şey söylemem lazım ve o yüzden bu msjı göndermeliyim. Bu kadar güzel ve değerli öyküler sadece bu sitede sınırlı kalmamalı. Daha geniş kitlelere ulaşmalı. Bu yüzden eminim sen düşünmüşsündür belki de ama içimde kalmasın ya bi kitap haline getirilmeli ya da aylık, haftalık yayınlanan dergi vs. yani bu öyküler herkesçe okunmalı hatta yabancı dillere bile çevrilebilir.

Hoş beni hıçkırıklara boğsalar da hepsi birbirinden şahane ve sen bu konuda bi şeyler yapmalısın...

Bu yarışmayı düşündüğün, gerçekleştirdiğin ve bu öyküleri yayınladığın için tekrar tebrik ederim.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Selamlar kardelen, daha önce yazdığım gibi gelen öyküleri kitaplaştırma projemiz var. Bakalım zaman neyi gösterecek. Bu arada yarışma başlangıcından beri basın yarışmamıza büyük ilgi gösterdi. Son olarak SABAH gazetesi haber yaptı.

sabah-haber.jpg
 

kumandarya

Üye
Üye
Katılım
Haz 23, 2012
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selamlar kardelen, daha önce yazdığım gibi gelen öyküleri kitaplaştırma projemiz var. Bakalım zaman neyi gösterecek. Bu arada yarışma başlangıcından beri basın yarışmamıza büyük ilgi gösterdi. Son olarak SABAH gazetesi haber yaptı.

sabah-haber.jpg

Sabah gazetesi hangi gün, yarışmayı haber yapmıştı acaba? Ben haberi okumak istiyorum da!
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Hangi gün yaptığını bilmiyorum. Benimde sonradan haberim oldu. Ama yakında başka gazetelerde haber yapacaktır. :)
 

podcast

Üye
Üye
Katılım
Tem 31, 2012
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba,

Yenimahalle Belediyesi ve engelliler.gen.tr sitesi tarafından düzenlenen "engelliler" konulu öykü yarışmasında üçüncülük ödülü alan "Bir Küçük Dünyam Var" adlı öykünün bir bölümünün seslendirmesi yapıldı.
Ek olarak öykünün yazarı Erdal Göze ile kısa bir röportaj gerçekleştirildi.

Enlem ve Boylam 47 (Temmuz 2012) bölümünde yer alan bu röportaj ve seslendirmeye aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir.

http://www.mbirgin.com/?c=HTML&ID=431&t=enlemveboylam47temmuz2012
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,491
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Güzel bir roportaj olmuş. Özellikle çamaşır espirileri roportaja renk katmış. :) Emeği geçenlere teşekkürler...
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Öykü Yarışmamız bitti ama yankıları devam ediyor

Toplumda farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen, ‘engelliler’ konulu öykü yarışmasında, 155 öykü arasından ödül almaya hak kazanan dört kişi, engelsiz yarışmacılar oldu.



Yenimahalle Belediyesi’nin Türkiye’de bir ilke imza atarak düzenlediği, ‘engelliler’ konulu öykü yarışmasında, dereceye giren dört öykü sahibinin ‘engelsiz’ olması dikkat çekti.



Türkiye’nin dört bir tarafından gönderilen binlerce öykü arasından yarışmaya değer görülen 155 öykü, jüri karşısına çıktı. Her ne kadar öykü yarışmasının konusu ‘engelliler’ olsa da, hiçbir engeli olmayan 10 kişi yazdıkları öyküyle yarışmaya katıldı. Jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda ise 155 öykü arasından ödül almaya hak kazanan dört kişi, engelsiz yarışmacılar oldu.



Amaç farkındalık yaratmak



Edebiyat dünyasına engelliler ile ilgili öyküler kazandırmayı ve toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan yarışmanın sonuçlanmasının ardından Ankara Hürriyet, ödül almaya hak kazanan dört öykü sahibiyle bir araya geldi. Kendilerini, ‘engelsiz engelliler’ diye tanımlayan öykü yazarları, öykülerini nasıl kaleme aldıklarını anlattı. Engelli bir arkadaşının hayat hikayesinden esinlenen ve yarışmaya Sakarya’dan katılarak birinci olan Edebiyat Öğretmeni Ahmet Kurakulak, ‘Uçurtma’ adlı öyküsüyle, “Toplumda mağdur olmuş, ezilmiş insanların sesi olmak lazım” mesajını verdiğini söyledi.



Engelli olmak gerekmiyor



Engelli bir kişinin toplum tarafından dışlamasını, ‘kadavra’ olmakla eş değer gören yarışma ikincisi İstanbul’lu Fuat Sevimay ise ‘Evlat’ adlı öyküsüyle ilgili, “Topluma kızan bir yazı kaleme almaya çalıştım. Toplumda engelliler konusuna duyarsız bir kısım var. Engellilerin yaşadığı sıkıntıyı anlamak için illa engelli olmak gerekmiyor. İnsanların ellerini vicdanlarına koymaları ve o kişilerin yaşantılarını gözlemlemeleri bile yeterli” dedi. ‘Bir küçük dünyam var’ adlı öyküsüyle yakın bir arkadaşını anlatan üçüncü Erdal Göze de, günlük yaşamda insanların ‘empati’ kurarak kendilerini engelli birinin yerine koyması gerektiğine dikkat çekti.



Önyargım kırılmaya başladı



Yarışmanın belediye bünyesinde gerçekleşmesinde öncülük eden Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcısı Şenol Balaban, ‘Her engelli insanımızın bir öyküsü vardır’ sloganıyla yola çıktılarını söyledi. Balaban, şöyle devam etti:



“Yarışma sonuçlandığında ödül alan arkadaşlarımızın engelli olmadığını öğrendim. Toplumda duyarlılık yok diye bir ön yargım vardı ancak bu dört sağlıklı arkadaşı görünce önyargım kırılmaya başladı. Engellilere karşı duyarlı olmak için engelli olmak gerekmiyor. Önemli olan engelsiz bir insanın engelli birine kendisi gözüyle bakabilmesi. Şimdi biz bu öyküleri kitap haline getirip, tüm Türkiye’de dağıtımını sağlayacağız.”



Duyulmayacak çığlığın hikayesi



Edebiyat Öğretmeni Ahmet Kurakulak, birincilik ödülü alan ‘Uçurtma’ adlı öyküsünde engelli bir çocuğu şöyle anlattı:



“İnsanların öpmekten korktuğu bir yüzünüz varsa eğer, yaşamak can acısıdır. Niyetim, gözlerinizi avucuma alıp sıkmak değil. Fakat hikayem, hiç duyulmayacak bir çığlığın hikayesidir. Bu şehir ve insanları, yüzyıl öncesinin insanı gibidir. Ellerinde sigaraları, gölgelerini ezmek ister bir tavırla hep, bir yerlere akıp dururlar. Ölümün ve umudun aynı yoldan geleceğine ilişkin bir masal yaratmışlardır. Bir kusurum olmasaydı, belki ben de o masalın büyüsüyle yaşayabilirdim.”



Ne edeceğim ben bununla



‘Evlat’ isimli öyküsüyle ikinci olma başarısı gösteren İstanbul’lu Fuat Sevimay, engelli dünyaya gelen bir çocuğu, “Doğduğu vakit, babasının, çöküp kaldığı yerde başını iki elinin arasına aldığını görmüş, ne edeceğim ben bununla, dediğini duymuştunuz. Hani böyle, eli kolu, ağzı yüzü, eğri büğrü doğduydu da, aman evlerden ırak diye fısıldaştıydınız. Hatırlar mısınız, ilk gördüğünde babası, ömrünce bir daha bakmadığı kadar bakmıştı yüzüne. Gözleri kilit. Çokça bakarsa, çenesinden aşağı doğru gerilmiş yay gibi duran ağzı düzelir diye umduydu zağar. Belki de hiçbir şey düşünmeden, düşünemeden, düşünecek gücü kendisinde bulamadan bakmıştır, boş boş” diye anlattı.



Ayşe gelir gözlerimin arkasına



Görme engelli birinin yaşamını kaleme alarak üçüncü olan Erdal Göze, ‘Küçük bir dünyüm var’ öyküsünü, “Gözlerinizi kapadığınızda kaç dostunuzu tanıyabilirsiniz? Kaç kişiyle anlaşabilirsiniz gözleriniz kapalıyken? Onların onlar olduklarını nasıl anlarsınız? Örneğin ben, bana yaklaşan kişinin en yakın arkadaşım Ayşe olduğunu çok rahat anlarım. Onun yürüyüşünde ritmik bir bozukluk vardır. Yaklaştıkça belirginleşir. Tak… tak… tak diye yürümez. Tak tak… tak tak…tak tak… Onu tanıdıktan sonra bu ritim yer etti zihnimde. Bir yerde bir cama vurulsa… Tak tak… Ya da bir sofrada porselen kaplardan bir kaşık şıkırtısı gelse… Tak tak… Ayşe gelir gözlerimin önüne! Ya da kendi deyimler sözlüğümün diliyle konuşayım, en yakın arkadaşım Ayşe gelir gözlerimin arkasına” cümleleriyle anlatıyor.



Bir gün uçabileceğim



Jüri Özel Ödülü’nü alan ve yakın çevresindeki küçük bir kızın tekerlekli sandalyesi olmadan annesinin sırtında okulun ilk gününe başlamasını Büşra Deniz, öyküsünde şu ifadelere anlattı:



“Tekerlekli bir sandalyem olsa her yere gidebilirdim aslında. Geceleri hep bunun hayalini kuruyorum. Ne kadar özgür hissediyorum kendimi tekerlekli sandalye üstünde görünce. Bazen koşup koşup bir köşeye oturup dinlenen çocukları görüyorum annem beni parka taşıdığında. Ben olsam öyle koşabilsem hiç yorulmazdım ki. Ama Allah bazılarını koşabilir yaratmış bazılarını uçabilir hatta bazılarını yüzebilir yaratmış, bizim deredeki balıkları mesela. Onlar da çok hızlı yüzüyorlar hem de hiç dinlenmiyorlar. Ben koşabilsem, ben de hiç dinlenmezdim. Ben koşamıyorum, yüzemiyorum da ama biliyorum bir gün uçabileceğim. Kanatlarım sonradan çıkacak hissediyorum sırtımın iki yanından bembeyaz kocaman kanatlar çıkacak.”



02.08.2012 – Hürriyet
 

Carna_Leon

Üye
Üye
Katılım
Eki 29, 2011
Mesajlar
15
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
tebrikleer..:D yarışmayı kazananlar bu sitede üyemi
 
Tekerlekli Sandalye
Üst