Özürlüler Kanunu ve Kamuoyunda Doğru Bilinen Yanlışlar

SARIUSTA

Üye
Üye
Katılım
May 11, 2011
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türkiye cumhuriyetinin yasalarının hiç birinin yürüğü hakkında tazminat talebi ile dava açılamaz, geçici maddelerin kapsadığı ilgili yürütmenin hakkında hiçbir şekilde dava açılamaz, bunun örneğini kenan evrenin darbe anayasasında 15. Geçici maddeden hatırlayınız, geçici maddenin yüzünden dava açılamadığı için anayasa değişikliği referanduma sunulmuş, referandumun sonucunda evet oranın fazla çıkması sebebiyle anayasanın geçici 15. maddesi değiştirilmiş ve Kenan EVREN e mahkeme yolu açılmıştı.

11d1294258368-oz-rl-ler_kanunu_engellilergentr.jpg


ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

Kanun No. 5378 Kabul Tarihi: 01.07.2005
Yayım Tarihi: 07.07.2005/25878 sayılı R.G.

İlgili geçici maddeleri, hükümleri, ve uygulanması.

GEÇİCİ MADDE 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.

GEÇİCİ MADDE 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.

Geçici madde nedir:

Geçici maddeler kanun tasarlayıcılarının genellikle daha sonradan değiştirilmesine ön ayak olan düzenlemeler ihtiyaç olduğunda kolaylıkla değiştirilebilecek ilgili yasanın maddeleridir, geçici madde koyulmasında ki amaç zaman ve mekan unsurlarının değişmesi yüzünden olabilecek aksaklıklarda değiştirilmeye müsait olmasıdır.

Toplum olarak geçici maddeleri aslında hepimiz biliyoruz, darbe anayasalarındaki geçici maddeler, eski anayasalardaki geçici maddeler sürekli olarak gündemimize gelmekte ve profesörler bu maddeleri tartışmaktadırlar, halk dili ile geçici maddenin kısa özeti; kanun koyucunun oluşabilecek muhtemel hatalar ortaya çıktığında maddenin yürürlüğünün durdurulmasıdır.

Belediyeler ve kamu kurumlarının sorumlulukları:

5378 sayılı kanunun geçici maddeleri yukarıdan da anlaşılacağı gibi, özürlü insanlarımızın Avrupa standartlarında bir yaşama kavuşması için oluşturulan ve kesinlikle uygulanması gereken maddelerdir, bu geçici maddelerin uygulama alanları kamusal alan ve toplu ulaşım araçları olarak belirtilse de, aslında çok geniş bir uygulama alanı vardır, lakin kamusal düzende bilinmesi gereken şunlardır.

Belediyelere bağlı toplu ulaşım araçlarının düzenlenmesi tüm belediye araçlarını değil sadece belirli %10 luk bölümünün yapılması ile sınırlıdır, örnek vermek gerekirse, şişli belediyesine bağlı 100 adet toplu ulaşım aracı varsa ve bunun yasa ile belirlenen %10 luk kısmı özürlülere kolaylık sağlayacak şekilde düzenlenmişse belediye toplu ulaşım taahhüdünü yerine getirmiş sayılır, ayrıca yol ve kaldırımlarda düzenlemeler de aynı şekile yapılmaktadır. Bir belediyenin metre tül olarak hesaplanan kaldırımlarının toplamının %10 luk kısmı özürlü insanlarımız için kullanılması için düzenlenmişse belediye ilgili geçici maddenin yükümlülüklerini yerine getirmiş sayılır. Ayrıca belediyeler kendi binalarında ve kamu binalarında sağır ve dilsiz özürlülerimizle ilgili çevirmen kadrosu bulunduruyorsa, bu konuda da gerekeni yapmış demektir.

Yapmamız gerekenler:

Bu konu ile ilgili kişiler, öncelikle bilmeniz gereken konu bulunduğunuz belediyenin ve kamusal alanların konu ile ilgili ne yaptıklarını araştırmaları, bilgi edinme hakkı yasası kapsamın ilgi kanunun geçici maddeleri hakkında bilgi almalarıdır. Size verilecek resmi bilgiler ışığında aşağıdaki yol haritası ile mahkemelerde hakkınızı arayabilirsiniz.

Yanlış bilinenler:

Türkiye cumhuriyetinin yasalarının hiç birinin yürüğü hakkında tazminat talebi ile dava açılamaz, geçici maddelerin kapsadığı ilgili yürütmenin hakkında hiçbir şekilde dava açılamaz, bunun örneğini kenan evrenin darbe anayasında 15. Geçici maddeden hatırlayınız, geçici maddenin yüzünden dava açılamadığı için anayasa değişikliği referanduma sunulmuş, referandumun sonucunda evet oranın fazla çıkması sebebiyle anayasanın geçici 15. maddesi değiştirilmiş ve Kenan EVREN e mahkeme yolu açılmıştı.

Kısaca geçici maddeler dava konusu olamaz, geçici maddeler yüzünden mağdur olan insanlar tazminat talep edemez, sadece geçici maddelerin kapsadığı süre zarfında yürütmesi kontrol edilebilir. Şu an ki yanlış bilinenin aksine 2012 den sonra mahkeme açma hakkı veya tazminat talep etme hakkı yoktur, sadece 2012 kadar ki sürecin nerede olduğunu, yapılmayanların ilgili maddelere uymaması sebebi ile mahkeme açılabilir.

Bağlı bulunduğunuz belediye devletin öngördüğü ölçülerde özürlü insanlarımız için gerekli düzenlemeleri yapmamışsa, ilgili maddeye uymadığı gerekçesi ile mahkemeye verebilirsiniz, mahkeme dava sonucunda ilgili belediyeyi, düzenlemeleri yapması konusunda tarih vererek mahkum eder, sizin bu konuda tazminat talep etme durumunuz yoktur.

Mantıksız olduğunu düşünen olursa bu konuda şöyle örneklenebilir, 1980 darbesinin den mağdur olan, cezaevinde işkence göre, yakınları kaybolan, öldürülen, idam edilen, işyerini kapatmak zorunda kalan, haksız cezaevinde yatan binlerce insan bu geçici maddelerin kurbanı olduklarında ne dava açabilmiş, ne de hakkını arayabilmişlerdir, ne zaman ki geçici maddeler kaldırılmış, davalar başlamış, maalesef ki bu seferde zaman aşımı denilen ortaya çıkmış hukukçular ikiye bölünmüşlerdir.

Bir yanlış bilinen konu hakkında uyarı yapmanın doğru olduğunu düşünüyorum, Devletler vatandaşlarına çıkardıkları yasa ile tazminat ödemezler, devletler vatandaşlarının haklarını koruyamadıkları zaman da tazminat ödemezler, en azından Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemeleri kendi devletlerini tazminata mahkum etmezler, yalnız şöyle bir durum vardır, Türkiye Cumhuriyeti devleti 1991 yılında Avrupa insan hakları mahkemesini tanımasıyla bazı durumlarda dava açmaya gerek kalmadan tazminat ödemeye başlamıştır, tazminat ödemelerin başlıca sebebi ve ana unsuru insan haklarıdır, insanın yaşama hakkı kamu kuruluşları tarafından elinden alındıysa bu Avrupa insan hakları mahkemesi tarafından belirlenen bir tazminat sebebedir ve devlet bu parayı öder.

Şimdi size kısaca Avrupa insan hakları mahkemelerinin tazminat hakkı kazanılan unsurlarını sıralayalım.

1-yaşama hakkı
2-barınma hakkı
3-sağlık hakkı
4-eğitim hakkı


Bilindiği üzere ülkemizin doğu tarafında köyleri askerler tarafından boşaltılan insanlarımıza devletimiz Avrupa insan hakları mahkemesinin verdiği cezalar yüzünden tazminat ödemiştir. Yanlışlıkla Cezaevlerinde tutulan, yanlış tedavi uygulanan, yanlış tedavi yüzünden ölen, başörtülü olup okula gidemeyen bir çok insan ülkemizde açtığı davaları kazanmışlardır, lakin kazanmalarının sebebi Türkiye Cumhuriyeti devletinin Avrupa insan hakları mahkemelerinde açılan davalar sonucu aldığı cezaları kabul etmesinden dolayı almışlardır, Devletimiz Avrupa insan hakları mahkemesini resmen tanır.

Daha önce yanlış tedavi yapılmış ve sakat kalmış bir insan Lahey e gidip tazminat talep etmiş ve açtığı davayı kazanmışsa bu emsal davadır ve bu konu ilgili Lahey in kararı olduğu için Türk mahkemelerine tazminat talebi dava açılabilir. Ama özürlü kardeşlerimiz kendi konuları ilgili tazminat talebi ile dava açarlarsa, mahkeme kabul etmez, bu konuda Lahey in bir kararı olması gerekiyor.

Sonuç:

Sanılanın aksine tazminat talep edilemeyecek hususları sıraladık, mahkemeleri bu konuda sadece yaptırıma sürükleme aracı olarak değerlendirebilirsiniz, bu işlem için mahkeme açmayı düşünüyorsanız, bilgi edinme hakkından faydalanıp, belediye ve kamusal alanların gerekli düzenlemeleri yapıp yapmadığına dair bilgileri alın, eksik gördüklerinizi aldığınız belge ile ilişkilendirip savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz, savcılık mahkemeye sevk edecek ve resmi işlemleriniz başlamış olacaktır.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
Murat Bey, yazınızda öne sürdüğünüz argümanların çoğuna katılıyorum. Gerek yazılı gerekse görsel medyada özürlüler kanunundaki geçici 2. ve 3. maddeye atıfta bulunularak "engellilerin 2012 yılında belediyeleri mahkemeye vererek zengin olacakları" yönünde tonlarca haber çıktı. (b.k.z )

Yasa koyucu ilgili yasayı hazırlarken olası aksaklıkları dikkate alarak ona göre bir düzenleme yapar. Dolayısıyla çıkan haberler hukuksal dayanaktan yoksun haberlerdir. Buraya kadar sözlerinize katılıyorum.

Ve fakat yazınızda "Belediyelere bağlı toplu ulaşım araçlarının düzenlenmesi tüm belediye araçlarını değil sadece belirli %10 luk bölümünün yapılması ile sınırlıdır." diyor ve devam ediyorsunuz. ayrıca yol ve kaldırımlarda düzenlemeler de aynı şekile yapılmaktadır. Bir belediyenin metre tül olarak hesaplanan kaldırımlarının toplamının %10 luk kısmı özürlü insanlarımız için kullanılması için düzenlenmişse belediye ilgili geçici maddenin yükümlülüklerini yerine getirmiş sayılır. Ayrıca belediyeler kendi binalarında ve kamu binalarında sağır ve dilsiz özürlülerimizle ilgili çevirmen kadrosu bulunduruyorsa, bu konuda da gerekeni yapmış demektir. Diyorsunuz.

Ancak geçici ikinci madde'de- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar denilerek herhangi bir oran belirtmeksizin tüm kamu binalarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesinin yasal zorunluluk olduğu belirtiliyor. Yani ben Halil Yılmaz, tekerlekli sandalyemle bir kamu binasına giremediğimde devlet yasal açıdan bana karşı suç işlemiş duruma düşmezmi?

Aynı şekilde geçici üçüncü madde'de, Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Denilmekte ve yine belli bir oran belirtilmemekte. Yine ben tekerlekli sandalyemle belediyeye ait bir toplum taşım aracından faydalanamadığımda beledeyi bana karşı yasal anlamda suç işlemiş sayılmaz mı?

Yazınızda belirtiğiniz %10 luk kısmı hangi hukuksal argumana dayanarak söylüyorsunuz bunu öğrenebilirmiyim?

Evet bu suçtan dolayı belki belediyeye tazminat davası açamam ama en azından sizinde yazınızda belirtiğiniz gibi, mahkemeye verildiğinde mahkeme ilgili belediyeye eksikliklerin giderilmesi konusunda süre verir. Fakat %10'luk kısma ısrarla itiraz ediyorum. :)
 

DÜŞ GEZGİNİ

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
240
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bu konuya dair belki yüztane gazete haberi okudum. Hepsinde engellilerin 2012 yılında "belediyeleri mahkemeye vererek zengin olacaklarından" bahsediyordu. Hukukcu değilim işin hukuksal boyutunu bilemem ama düz mantıklı düşündüğümde bu iş denilen gibi olursa Türkiye bütcesi tazminat ödemek den dibe vurar.:)
Bana görede tazminat işi şehir efsanesinden ibaret. Ama büyük büyük gazeteler büyük büyük dernekler bir hukukcuya danışmadanmı bu açıklamaları yapıyor onuda merak etmiyor değilim doğrusu!
 

SARIUSTA

Üye
Üye
Katılım
May 11, 2011
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
arkadaşlar, %10 kısmı soran arkadaşa cevabımı verip konuya biraz daha detay vereceğim.

Türkiye'de istatislik kurumu var biliyorsunuz, %10 yuvarlama yapılarak verilmiş bir rakamdır, türkiye de engelli vatandaşımızın oranı, 2010 yılı itibari ile alınmış rakamın %7,9 na tekabül etmektedir, bu rakamda 5,688,000 kişi demektir, kamu kurum ve kuruluşları bu istatislik veriler ışığında çalışmalarını yaparlar, diğer konu kamu kurumlarında tekerlekli sandalyele kullanan insanlarımız için geçiş platformu olmak zorundadır, eğer yoksa mahkemeye verebilirsiniz, davanın başında yapılma tahahüdü verilecek ve davanızı geri çekmeniz için size tebligat gelecektir.

diğer konu haberler, biliyorsunuz ülkemizde belli başlı haber ajansı sayısı bir elin parmaklarını geçmez, bütün haber siteleri televizyon kanalları bu bu ajanslardan aldıkları haberleri otomatik olarak yayınlarlar, doğru olup olmaması onları bağlamaz, çünkü haberin altına aldıkları ajansların adını geçerlerse sorumlulukları kalkar, ayrıca 5 milyon insanı ilgilendiren bir haber de traj değeri yüksek bir haberdir, malesef ülkemizde bu tarz istismarcılar çok, bazı doktorlarda kanser hastalarını otlarla tedavi ettiklerini söyleyip milyonlarca kanser hastasının kendilerini takip etmelerini sağlarlar ve onların bu durumu üzerinden para kazanırlar.

sizlere iyi şeyler söylemek isterdim arkadaşlar ama malesef durum bu, Allah yar ve yardımcınız olsun.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst