Ofisin en enerjik çalışanı olabilirsiniz...

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Ofiste düşen enerjinizi yükseltmek için temponun yavaşlamasını beklemek çoğu zaman işe yaramaz. Çünkü iş yaşamında tempo yavaşlamak bir yana genelde katlanarak hızlanır. Tempo artarken enerjinizi korumak ise imkansız değil. İşte ofiste enerijinizi korumanın yolları...

OFİSTE ENERJİK OLMANIN YOLLARI


“Ah, keşke deli gibi zengin olsamda çalışmasam” diye kıvransak da, her sabah karşı koyamadığımız zorunluluklarla çıkarız yataktan; hazırlanıp gideriz işimize. Ofise adım atmamızla birlikte, herkesin bir ağızdan konuştuğu, okunmamış e-postaların limitini doldurup taşırdığı bir ortamla karşılaşırız.

Zaten mevsim geçişiyle birlikte baş gösteren yaz yorgunluğu üzerine serin gece partilerinden kalma uykusuz bünye de eklenince, “Ah şu masamda bir yastık olsaydı da uyusaydım” diye hayaller kurarız. İşte tam bu noktada size enerjinizi nasıl geri kazanabileceğinizin sırlarını vereceğim. Önerdiğim bütün maddeler birçok bilimsel kaynak ve eğitimlerden derlenmiştir, söyleyeyim. Sırrı baştan verelim; gün boyu enerjinin kilit noktası dengedir.

İniş çıkışlardansa, gün boyunca düzgün, yumuşak bir enerji grafiği çizmeye gayret edin. Enerjik olacağım diye kahkahalar atıp, yarım saat sonra tepki veremeyen bir beyne sahip olmak, çevrenizin sizi sorunlu biri gibi algılamasına yol açacaktır. Oysa ki abartmadan, kendinizi zorlamadan da enerjinizi kazanabilirsiniz. Hazırsanız başlıyoruz en önemli ipuçlarına:

Dışarı Çıkın! Sadece uyumak ve dinlenmek düşüncesine odaklanmış bedeninize, söz geçiremeyeceğinizi hissedebilirsiniz. Yanlış! Yorgunluk çöktüğünde, artık göz kapakları yer çekimine dayanamayarak kapanmaya başladığında, hemen dışarı çıkın! Derin bir nefes çekin içinize. Hava kirli ve tozlu olabilir, önemli değil. Her halükarda ofislerin kurum tutmuş filtreli havalandırma sistemlerinden daha doğal olacaktır. Eğer kullanıyorsanız bir sigara içebilirsiniz ama unutmayın, kısa vadede beyninize giden nikotin, keyif ve enerji verse de, bir ya da iki saat sonra şu anki halinizden daha kötü bir durumda olacaksınız. Bu yüzden siz daha çok, temiz ve doğal havaya odaklanın. Derin nefesler alın ve vaktiniz varsa biraz yürüyün. Sadece 10 dakika yürüyüşten bahsediyorum. Nasıl ki sigara içenlerin “sigara molası” hakkı varsa, siz de kendinize “temiz hava molası” verin. Buradaki amaç, ciğerlerinize klima filtrelerinden geçmemiş doğal hava almanızdır. Sakin olduğunu bildiğiniz bir yere kadar yürüyüp dönmeniz yeter. Yürümek, kan dolaşımızı hızlandırıp temiz kanın beyne gitmesini sağlayacaktır. Eğer mümkünse, bunu her iki saatte bir tekrarlayın. Öğle yemeğinizi şirkette yeme zorunluluğunuz yoksa özellikle yaz aylarında mutlaka, dışarıda bahçesi/terası olan bir mekanı tercih edin.

Gözlerinizi Dinlendirin
Ofislerin yapay ışıklandırmaları ile, LCD ekranların birleşimi gözlerinizde kızarıklıkların oluşmasına yol açabilir. Ne yazık ki uzun süre boyunca bilgisayar başında çalışanlarda görülen “göz kuruluğu” ya da “kuru göz sendromu” ileride kişiyi yapay göz yaşı damlaları kullanmaya mahkum edebiliyor. Gözünüzde yanma/batma hissi ve beraberinde uzun süreli kızarıklık varsa, siz de bu sendromun başlangıcında olabilirsiniz. Endişelenmeyin, bu sorunun çözümü var. Dışarı çıkmanızın bir yararı da gözleriniz için faydalı olan doğal ışıkla karşılaşmanızdır. Ayrıca gözlerinizi rahatlatmanın en etkili yollarından biri de uzak bir noktaya bakmaktır. Sürekli olarak ekranlara, kağıtlara, birbirimizin yüzüne (yani 35 santim ve daha yakın mesafedeki yerlere) bakmaktan yakın odak bağımlısı olan göz mercekleriniz, şöyle 250-300 metre uzaklıkta bir noktaya baktığında rahatlayacaktır. Yaklaşık bir dakika boyunca, uzak mesafede bir yere bakın. Doğadaki yeşil, gözleri en çok dinlendiren renktir. Çevrenizde bir ağaç bulun ve 30 saniye kadar yapraklarını inceleyin. Gözlerinizin ağaca adapte olduğunu ve doğal ışığı algıladığını hissedin. Nasıl bir duygu?

Sevdiğiniz Şarkılardan Oluşan Bir Liste Yapın Takım çalışmasının ön planda olduğu ofislerde müzik dinlemek zor olabilir. Yine de yalnız yaptığınız işlerde, takın kulaklığı başlayın dinlemeye favori şarkılarınızı. Ani iniş çıkışlı, sert ya da depresif şarkılardansa, mutluluk ve huzur veren şarkıları seçmeniz tavsiyemdir. Benim böyle anlar için hazırladığım bir şarkı listem var ve adını “Sakin” koydum. Açtığımda karışık olarak sadece dinlendirici ve mutluluk veren şarkılar çalıyor. Eğer şarkıları seçip bir liste yapmakla uğraşamayacaksanız, açın Joy FM‘i. Her daim sakin çalıyor zaten.

Dürüst Olun Çevrenizdekilere biraz yorgun olduğunuzu söylemenizde hiçbir sakınca yok. Zaman zaman herkes böyle günler geçirebileceği için sizi anlayışla karşılayacaklardır. Tabii aynı yorgunluk her gün tekrarlanmadığı sürece. Bildiğiniz gibi ofis ortamları vahşidir; o gün çok kritik bir toplantı, yetiştirilmesi gereken bir rapor olabilir. İşte bu tip bir durumda arkadaşlarınızdan yardım almanız, günü kolay bir şekilde atlatmanızı sağlayacaktır. Dürüst olun. Büyük bir hata yapmaktansa arkadaşlarınızın desteğini almak işinizi kolaylaştıracaktır.

Neşeli İnsanlarla İletişim Kurun Çevremizdeki insanlar bize duygularını geçirirler. Hatta psikolojide duygusal etkileşim kavramı, insanların arasında güçlü bir alışveriş olarak kabul edilir. Bu, özetle etkileşimde olduğunuz kişinin, karakterin(Bu televizyonda izlediğiniz bir kişi de olabilir, mutlaka karşılıklı iletişimde olmanız gerekmez) mutluluğunu, sevincini olduğu kadar üzüntüsünü, negatifliğini de kendimize alabiliyoruz demektir. Çevrenizdeki neşeli insanlarla (Baş ağrıtacak derecede hareketli olmayanlardan) konuşun. En basitinden bu hafta sonu neler yaptığınızı anlatın ve diğerlerinin güzel anılarını dinleyin. Göreceksiniz bu pozitif enerji sayesinde kendinizi çok daha mutlu ve zinde hissedeceksiniz.

Doğru Beslenin Kötü hissettiğimizde daha kötü yemeye eğilimliyizdir. Farkında olmadığımız, sağlıksız gıdaların ruh halimizi daha da aşağı çekebileceğidir. Midenin sindirmekte zorlandığı bir atıştırma, asit salınımının artmasına ve zaten az olan enerjimizin sindirim sistemine aktarılmasına sebep olur. Sağlıklı sebze, meyve yemek; bitki çayları içmek, sindirim sistemiyle vücudu da rahatlatacaktır. Bol su içmeyi de ihmal etmeyin.

Önceliklerinizi Belirleyin
Stratejik yaklaşın olaya. Enerji az, iş çok. İşlerin kendisinden çok yarattığı psikolojik baskı ezer bizi. Öncelikle boş bir kağıt alın önünüze. Boş bir kağıt diyorum çünkü ajandamız zaten üst üste binmiş, karalanmış bir sürü görev ve hatırlatmayla dolu. O boş kağıdın ortasına tepesinden aşağısını bir çizgiyle ikiye bölün. Sol tarafa acil olarak yapmanız gereken işleri yazın. Sağa ise yapmanız gereken ama daha acil olmayan işlerinizi yazın. Her yazdığınızın yanına, ne zamana yetişmesi gerektiğini eklemeyi de unutmayın. Böylece gerçekten acil olanları görebilirsiniz. Şimdi önünüzde daha gerçek bir liste var. Aciller listesine bakın. En acilindense en kısa sürecek işten başlamanız sizi rahatlatacak. Görevlerin üzeri çizildikçe yarattıkları baskı azalacak ve hem motivasyonunuzu artıracak hem de size çok gibi görünen işin aslında biraz gayretle bitebileceğini gösterecektir.

Masanızı Temizleyin
Çoğunlukla dağıtmaya daha meyilliyizdir zor günlerde. Oradan aldığımızı buraya koyarız, bazı şeyleri nereden aldığımızı hatırlamayız bile. Fakat düzenli bir masa sizi psikolojik olarak rahatlatmakla beraber, kontrolü hâlâ kaybetmediğiniz duygusu verecektir. Bu, böyle anlarda özellikle oluşacak dikkatsizlik ve kafa karışıklığından doğabilecek hataları da engelleyecektir. Masanıza bakın. Tam şu anneye ihtiyacınız yok? İlla ki o zımba masanızda olmalı mı? Ya da makyaj çantanız? Bugün okumayacağınız dosyalar da kalksın lütfen. Neyi nereye koyacağınıza karar verecek kadar bile beyin gücünüz yoksa boşverin, kaldırın her şeyi çekmeceye! Dinlenmiş bir günde düzenlersiniz tekrar. Neticede masanızda ne kadar az eşya görürseniz o kadar hafif ve iş bitirmiş hissedeceksiniz.

Kahve ve Enerji İçeceklerine Dikkat! Ne güzeldir üniversite yılları... Son güne kadar kitap açmayıp, finallerden bir önceki gece çalışmaya otururdum. O zamanlar “Atom” diye bir formülasyonum vardı: 3ölçek enerji içeceği, 1 ölçek kahve, 2 ölçek kola (şekerlisinden). Bunu içtikten sonra bırakın masaya oturmayı, odada duramazdım. İlla ki sınava barlarda sabahlamış bir şekilde girerdim. Üniversiteden alınabilecek en düşük notlarla mezun olmuş olsam da, öğrencilik hayatından farklı olarak iş hayatında bir patronun varlığı sizi bu tarz aktivitelerden alıkoyuyor. Açıkça uyarıyorum: Eğer çok yorgunsanız, çok kahve içmeyin! Evet doğru kahvenin dikkatinizi artırmadan, yaşlanmayı geciktirmeye kadar pek çok iyi tarafı var ama yorgun olduğunuzda eğer günlük tüketiminizden fazlasını alırsanız, sadece kafein töleransı yükselmiş bir kahve bağımlısı olursunuz. Kahveyi içtikten 10-15 dakika sonra sanki dün gece misler gibi uyumuş hissedebilirsiniz lakin, vücudunuzun kafeine olan alışkanlığına bağlı olarak yaklaşık 1-2 saat sonunda, içmeden önceki halinizden daha kötü duruma geleceksiniz.


facebook-motivasyon-kapak-resimleri.png



Gözleriniz kapanmak için daha fazla zorlayacak, beyniniz şalteri kapatıp artık uyumak isteyecektir. Çünkü kendisini uyandıran kafeinin kandaki seviyesi beyne artık yeterli gelmemeye başlamıştır. Böyle bir durumda yeni bir bardak içmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Yukarıda tavsiye ettiklerimi yapın. Eğer içerseniz, o 1-2 saatlik etki muhtemelen 45 dakika, sonraki bardakta yarım saate inecek ve en sonunda kendinize kafein serumu bağlatmak isteyeceksiniz. Gün sonunda, o hasretle beklediğiniz an geldiğinde ve aşık olduğunuz huzurlu yatağınıza kavuştuğunuzda istediğiniz derin uykuya bir türlü geçemediğinizi göreceksiniz. Enerji içecekleri için ise durum daha vahim, çünkü kahveye ilaveten kaslarınızı çalıştırıcı kimyasallar ve şeker içeren bu içecekler, oturduğunuz yerde devamlı ayağınızı, elinizi oynatmanıza ve gerilmenize neden olacaktır. Başında söylediğim gibi, yöntemlerin hepsi bizzat tarafımdan denenmiştir. Böyle bir günde paniklememeye ve olaylara pozitif yaklaşmaya çalışın. Unutmayın, işin sırrı gün boyunca dengeyi koruma becerinizde. Size önerdiğimiz yöntemlerin hepsi etkili. İspatıda ortada; eğer işe yaramıyor olsalardı bu yazının olduğu yerde başka bir şey okuyor olurdunuz.

Yazar: Can Yayımlar
 
Tekerlekli Sandalye
Üst