Okula Gitme İsteksizliği Öğrenme Güçlüğü Belirtisi

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bazı çocuklar okula kolay uyum sağlarken, bazıları zorlanıyor. Bunun birçok nedeni olabilir. Eğer bir çocuk okula isteksizse, dersler ilgisini çekmiyorsa, sınıfta kendisinden beklenen beceri ve gelişmeleri gösteremiyorsa mutlaka altında yatan nedenleri araştırmak gerekir. Psikolog Nur Dinçer Genç'e göre, öğrenme problemi olan çocukların zekaları normaldir, ancak derslerde başarısız ve okula isteksizdirler. Kendilerini doğru ifade edemedikleri için arkadaş ilişkilerinde de zorlanırlar. Öğrenme bozukluğu olan bir çocuğu okul öncesi dönemde saptayabilmek mümkün. Yapılacak bazı testler, değerlendirmeler ve aile ile okul öncesi eğitim kurumundan alınacak bilgilerle bunu anlayabilmek ve çocuğun gelişmesine yardımcı olmak mümkün. Bu çocuklar için dershane, kurs gibi çalışmalardan ziyade önce gelişmesi gereken alanlarını saptayıp, sonra bunları geliştirici çalışmalar yapılmalı. Dikkat eksikliği de çocukların okulda zorluk yaşamasına neden olan bir sorun.

Psikolog Nur Dinçer Genç, bu çocukların dikkatlerini uzun süre odaklayamadıklarını belirterek 'Genellikle yerlerinde oturmakta zorlanırlar, çabuk sıkılırlar ve sınıfta ya da ödev yaparken uzun süre masa başında oturamazlar. Dikkatlerini verdikleri anda kolayca öğrenirler, ancak bu süre genellikle kısadır. Uzun süre okumak ve yazmak çabuk sıkılmalarına neden olur, bu nedenle ödev yapmaktan hoşlanmaz, sürekli 'susadım, tuvaletim geldi' gibi bahanelerle yerlerinden kalkmak isterler' diyor. İşte Genç'in dikkat çektiği diğer noktalar:

Yazıları genellikle okunaksız, okuma hızları yavaştır, sınavlarda dikkat hataları yaparlar. Öğrenme bozuklukları, dikkat sorunları ergenlik döneminde değil daha çok çocuk okula başladığı, okuma yazma, ödev yapma gibi yeni sorumluluklar oluşmaya başladığı dönemde ortaya çıkar.

Peki, bu sorunlar için anne ve babalar ne yapmalı? Sorunun çözümü için Psikolog Genç'in en başta söylediği, çocuğunuzu olduğu gibi kabul etmeniz. Ders başarısı düşük olsa bile aslında zeki ve değerli olduğunu ve onu sevdiğinizi hissettirin. Başarması için baskı yapmak yerine destek olun. Başarması için küçük görevler vererek başarıyı tatmasını sağlayın. Onu başka çocuklarla kıyaslamayın. Okul korkusu yaşayan ve okula gitmek istemeyen, ağlayan ya da fiziksel şikayetler yaşayan çocuklarda karşılaşabileceğimiz bir diğer sorun alanı da travmalar olabilir. Çocuğun okulda yaşadığı ve anlatmadığı herhangi korkutucu bir olay da çocukların okuldan korkmasına neden olabilir. Bu durum ele alınmazsa çocuğun tüm eğitim yaşantısını etkiler... Çocukların okula ağlayarak gitmeleri ve annelerinden ayrılmak istememelerinin bir diğer nedeni de aşırı bağımlı ve koruyucu anneler. Bu anne modeli kendi kaygıları nedeniyle çocuğu kendi kontrolü dışında bir yere gönderirse başına bir şey gelebileceği endişesiyle çocuğun da kaygı hissetmesine, anneden ayrılırsa başına bir şeyler gelebileceği için ağlamasına, sınıfta huzursuzluk, dikkatini verememe gibi sorunlara neden olabilir.

Öğrenme Zorluğunu Nasıl Anlarsınız?

- Unutkan ve dalgındırlar, eşyalarını koydukları yeri hatırlama da zorluk çekerler.

- Yaptığı bir hatayı defalarca tekrarlar.

- Yazarken ve okurken harfleri, heceleri birbirine karıştırırlar, özellikle birbirine şekil ya da söyleyiş olarak benzeyen harfleri karıştırırlar.

- Okula ve ödevlere isteksizdirler. Ödev yapmaları çok uzun sürer.

- Zamanı doğru kullanamaz, 10 dakikalık işi bir saatte yapar. Zaman kavramlarını yanlış kullanır.

- Bilmeleri gerektiği mekanlarda bile kolayca kaybolabilirler.

- İmla kurallarını unuturlar.

- Motor becerileri genellikle zayıftır. Spor yapma, elişi faaliyetleri, yazı yazma gibi alanlarda zorlanabilirler.

- Okuması yavaştır, heceleyerek ya da parmaklarıyla takip ederek okur. Kitap okumaya isteksizdir.

- Okuduklarını anlamakta da zorlanır. Ödev yaparken birinin kendine soruyu okumasını ister.

- Dil gelişimleri genelde zayıftır. Kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler. Duygu ve düşüncelerini aktaramazlar.

- Matematikte zorlanabilirler. Çarpım tablosunu ezberlemede güçlük çeker, sembolleri karıştırır, toplama, çıkarmaya soldan başlama gibi hatalar yapar.

23.10.11 – Akşam
 

Yağmur

Üye
Üye
Katılım
Eki 12, 2010
Mesajlar
117
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
bu tanımlara uyan benim yeğenim var peki bu durum karşısında ne yapmalıyız nasıl bir önlem alalım yeğenim 5.sınıfa gidiyor ve bu güne kadar etüt,özel hoca takviyeli devam ediyor ama yinede üstesinden gelemiyoruz teşekkürler
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Okula Gitmek Istemeyen Çocuklar

Okul fobisi kuvvetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ya da bu konuda isteksiz görünmesidir. Okul fobisi olan çocuklar, okula olan isteksizliklerini tipik bir biçimde bedensel yakınmalarla dile getirmeye çalışan, bu nedenle kendilerini evde tutumları yolunda anne babalarını ikna etmeye çalışan çocuklardır.

Okul fobisi olan çocukların mide bulantısı, karın ya da baş ağrısı şeklindeki bedensel şikayetleri genellikle sabahları uyanır uyanmaz görülmekte ve okula gitmemelerine karar verildiğindeyse kendiliğinden kaybolmaktadır. Kendilerine o gün için okula gönderilmeyecekleri hususunda söz verilirse, ertesi gün belirtilerin yeniden ortaya çıktığı görülmektedir. Eğer anne baba bir hafta süreyle çocuğun okulu unutmasına karar verirse, çocuğun bir sonraki pazartesiye kadar sağlığının yerinde olduğu görülür.

Psikosomatik kökenli şikayetleri ortadan kaldırmak üzere öğretmen değiştirme, çocuğu daha az başarılı bir sınıfa gönderme ya da başka bir okula gönderme gibi alınabilecek önlemler sadece geçici bir çözüm sağlar. Bu gibi durumlarda başlangıçta çocuk yeni ortama büyük bir coşkuyla başlayabilir ancak bir süre sonra tekrar yakınmalara başlar.

Çocuğun okula gitmemesinin temelinde başarısızlık korkusu ve sınıf içinde aktif olmama korkusu bulunur. Okul fobisi olan çocuklar evlerinde mutludurlar. Bu çocukların okul başarıları orta düzeydedir.

Okul fobisi tepkileri ilk görülmeye başladığı sıralarda şiddetli bir takım belirtiler göze çarpar. Akut okul fobisi olan çocuklar evde kaldıkları sürece mutludurlar, arkadaş ilişkilerinde faaliyetlerde etkindirler. Akut okul fobisi ilköğretimden liseye kadar her yaşta görülebilmektedir.

Sıklıkla ilkokul çağındaki çocuklarda görülen okul fobisinin bası belirtileri şunlardır:

-Çocuk ‘okul' kelimesini duyunca atağa geçer.
-Okulla ilgili son derece ilgisiz ve isteksizdir,
-Uyku düzeni bozulur,
-Genellikle aile bireyleri dışındaki kişilerle olan ilişkilerinde utangaçtır
-Başarı ve takdir kaygısı taşırlar,
-Öğretmenden ve evinin dışındaki yapıdan korkar,
-Telaşlı, huzursuz ve içe dönük yaşamayı seçerler
-Okula gitmemek için herhangi bir fiziksel nedene dayanmayan asılsız hastalıklar ortaya atarlar,
-Okul gereçlerine son derece itinasız davranır,
-Arkadaş edinmez,
-Okuldan korkar

Çoğunlukla çocuklar büyüdüğünde okul fobisi görülmez ancak bunun yerini kronik okul fobisi alabilir. Kronik okul fobisi olan çocuklar sadece okulda değil zevk aldıkları alanlardan da uzaklaşmaya başlarlar. Bu çocuklar ne ders çalışırlar ne de faaliyetlere katılmak isterler. Sonuç olarak hem insan ilişkileri hem de akademik başarıları zedelenir.

OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ

Bu korkuyu oluşturan bazı temel etmenler vardır. Bunların başında yaygın bir baskının egemen olduğu aile ortamı sayılabilir. Okul fobisi olan çocukların yaşamlarının daha önceki yıllarında anneleri tarafından aşırı özen içinde büyütüldüğü görülür. Bu tür annelerin sürekli olarak çocuklarını memnun ederek onların sevgilerini kazanma çabası içinde oldukları, tüm gereksinimlerini karşıladıkları ve onları sürekli olarak kırıklığa uğramaktan korudukları dikkat çeker. Bu anneler çocuklarını anaokuluna göndermekten kaçındıkları gibi, arkadaşlarının evine bile oyun oynamak için gönderilmekten kaçınırlar. İşte yaşamın ilk yıllarındaki bu tür bir anne çocuk ilişkisi çocuğun okula başladığı sırada önemli bir engel oluşturur. Annelerin bu koruyucu tavrı ve baskılı tutumundan uzak kalmamış çocuklar yabancı insanlarla yalnız kalmaktan huzursuzluk duyarlar. Bu çocukların babaları da aşırı bağımlılık ve koruma konusunda eşleriyle işbirliği içindedir. Böyle bir ebeveyn tavrı çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Tüm gereksinimlerinin karşılanması, çocuğun çok isteyen ve hileye başvuran bir birey olmasına yol açar.

Uzmanların çoğu, çocuğun okula dönmesinden önce sorunun nedenlerini anlamasına yardımcı olmak ve endişelerini azaltmak amacıyla bir süre için psikoterapi yapılmasını önermektedir. 6 12 ay gibi bir tedavi sürecinden sonra çocuk okula gelmek isteyecektir. Ancak anne ve babalar bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeli ve hatalarını görüp, çözüm yollarına yönelmelidir.

Verimli en çok ilköğretim öğrencilerinde görülen okul fobisinin tipik belirtilerini şöyle sıraladı:

OKUL FOBİSİNİ ÖNEMSEYİN

6-11 yaş arası çocuklarda daha sık görülen okul fobisinin, kız öğrencilerde görülme oranının yüzde 13, erkek öğrencilerde görülme oranının ise yüzde 9 olduğunu bildiren Verimli, şöyle devam etti:

Okul fobisi, aşırı kollamacı, telaşlı, sarmalayan ailelerin çocuklarında, okula başlayana kadar ailesi dışında bir sosyal hayatı olmayan çocuklarda, boşanan ailelerin bir ebeveynine bağlı olarak yaşayan çocuklarda, ailesinden birini ölüm, hastalık, taşınma gibi bir sebeple kaybeden çocuklarda daha sık görülür. Okul Fobisinde öğretmen ve okul faktörü, çok kalabalık sınıflarda, sert mizaçlı bir öğretmenin sınıfında, baskıcı, ezberci, hırpalayan ve aşırı kuralcı eğitim sistemlerinde daha sık görülür. Eğer çocuğun okula karşı isteksizliği ve korkusu aile ve öğretmen tarafından önemsenmezse, okul fobisi kronikleşir ve yarıda kesilen bir okul hayatıyla sonuçlanabilir. Bu sebeple okula gitmek istemeyen ve okul kelimesi duyunca telaşla atağa geçen çocuklarınızı dikkate alın öğretmeninden ve bir uzmandan mutlaka yardım isteyin.

Uzman Klinik Psikolog

Yasemin Meriç
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklar

Öğrenme güçlüğü olan çocuklar, zihinsel yetenekleri normal sınırlar içinde yer alan, ancak öğrenme güçlüğü gösteren çocuklardır.

Öğrenme güçlüğü olan çocukları, zihinsel yetersiz ve davranış bozukluğu olan çocuklardan ayırmak gerekir.

Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar; dinleme, düşünme, konuşma, yazma veya matematik problemlerini çözmede güçlükleri görülen, anlama ya da yazılı ve sözlü dili kullanmadaki psikolojik süreçlerden birinde/birkaçında yetersizliği olan çocuklardır.

Öğrenme güçlüğü terimi; algısal güçlükleri, beyin zedelemesinden etkilenmiş olanları, disleksi ve gelişimsel afaziyi içermektedir. Ancak öğrenme güçlüğü tanımı ekonomik, kültürel, çevresel yoksunlukları, davranış bozukluklarını, zihinsel, bedensel, görme ya da işitme yetersizliği sonucunda oluşan öğrenme güçlüklerini kapsamamaktadır.

2509 sayılı Tebliğler Dergisi özel öğrenme güçlüğünü; yazılı veya sözlü dili anlamak ya da kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinden birinde ya da birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkati yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesidir biçiminde tanımlamaktadır.

Çocuğun, bilgi işlem süreçleri ile ilgili bir problemle birlikte kendini idare etme ve sosyal becerilerdeki zorluğunu da yansıtır.

*Eğer çocuk potansiyeli oranında başarılı değilse; bunun nedeni düşük güdülenme, sık okul değiştirme sonucu temel becerileri edinememe, ekonomik, kültürel ve çevresel yoksunluklar, dil ya da davranış problemleri gibi başka bir problem de olabilir.

NEDENLER

Öğrenme güçlüğünün nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte bilim adamları tarafından desteklenen bazı bulgular vardır.

1-Beynin Hatalı İşleyişi

Öğrenme güçlüklerini beynin zedelenmesi sonucu oluşan tahribatların oluşturduğu düşünülmektedir.

2-Biyo-KimyasalBozukluklar

Fizyolojik ya da biyo-kimyasal bozukluklardan dolayı öğrenme güçlüğünün oluştuğu öne sürülmektedir.

Ayrıca vitamin eksikliği, alerjiler, genetik eğilimler, kan uyuşmazlığı, oksijen eksikliği, doğum aletlerinin yol açtığı yaralanmalar, beyin hasarı, çarpma ve tümörler gibi doğum sonrası etkenlerin öğrenme güçlüğüne neden olabileceği düşünülmektedir.



ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ GÖSTEREN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ

1-Çalışma Becerilerini Kullanma Yetersizliği

Öğrenme güçlüğü gösteren çocukların çoğunda ortak olarak görülen özelliklerden biri çalışma becerilerini kullanma yeteneğindeki yetersizliktir.

Çalışma Becerileri

a)Problemi etkili bir şekilde yapabilmek için gerekli olan kaynakların, stratejilerin ve becerilerin farkına varılması.

b)İşin ya da problemin başarıyla tamamlanmasına yol açacak şekilde yapılacak işlerin plânlanması, çalışmaların etkinliğinin sürekli değerlendirilmesi gibi unsurları kapsayan kendi kendini düzenleme mekanizmasını kullanma yeteneğidir.

2-Algısal Bozukluklar

Öğrenme güçlüğü gösteren çocukların önemli bir özelliği de algısal bozukluklarının olmasıdır.Görsel algılama ya da görsel duyulardan gelen uyaranların yorumlanması ve örgütlenmesinde güçlük çekerler.Görsel agılama güçlüğü olan çocuklar, harfleri ve geometrik şekilleri kopya etmede zorlanırlar.

3-Genel Eşgüdüm Problemleri, Algısal, Devinimsel Problemler

Yaşlarına göre devinimsel becerilerin kullanmasını gerektiren bedensel etkinliklerde yetersizliklerin ve eşgüdüm problemlerinin olmasıdır.Top atma, yakalama, zıplama, koşmada yetersizlik ya da yavaş gelişim söz konusudur. Öğrenme güçlüğüyle bağlantılı olabilir, fakat nedeni değildir.

4-Dikkat Bozukluğu ve Aşırı Hareketlilik

Dikkatle ilgili güçlüklere hem işitsel hem de görsel alanda rastlanılmaktadır. Dikkatleri normal çocuklara göre daha kolay dağılmaktadır.

Sınıfta dikkatsiz ve aşırı hareketlidirler. Sınıfta uzun süre yerinde oturamazlar.Birinci ya da ikinci sınıfa giden bir öğrenci üç dört yaşlarındaki çocuklar kadar hareketli ise öğrenmesi olumsuz yönde etkilenecektir.

5-Düşünme ve Bellek Problemleri

İşitsel ve görsel uyaranların bellekte tutulamaması bakımından yetersizlik gösterirler.Herhangi bir yetersizliği olmamasına rağmen, bir dizi kelimeyi ezberlerken zorlanır. Birbirine benzeyen kelimeleri ayırmada güçlük çekerler.

6-Sosyal Uyum

Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar, duygusal bozukluk gösteren çocukların davranış özelliklerini gösterirler. Çoğu zaman mutsuzdurlar, kendini değerlendirmeleri olumsuzdur, kendi kendilerini kontrol edemediklerine inanırlar ve başlarına gelen olayların diğer kişi ve olaylardan kaynaklandığını düşünürler.Çabalarının işe yaramadığını, ne kadar çabalarsa çabalasın öğrenemediğini düşünürler.

DİSLEKSİ

Gelişimsel, nörolojik bozukluğa, yetersizliğe bağlı okuma ve yazma bozukluğudur.

Belirgin Disleksi Özellikleri

– Okuma yavaştır ve akıcı değildir, bazen hiç yoktur, harf harf okur.Özellikle bilmediği kelimeleri ve uzun kelimeleri okurken duraklar, okuyamaz.

- p, b, d, g, h, y, s, z, u gibi harfleri yazarken karıştırır ve ters yazar.

-Yazarken bazı harfleri unutur, bazılarını fazladan ekler.

-Ayna hâli yazı yazabilirler.(q İI AT) Talip

-Kelimeleri kısaltarak okur.

-Tahmin ederek okur.

-Yüksek sesle okurken anlamı ifade eden ritim, tını ve tonlama bozuktur.

-Yanlış vurgulama yapar.

-Okuduğu öykünün anlamını çıkaramaz.

-Yazması bozuktur, karalama, harfleri yanlış dizme görülür.

-Kalem tutması bozuktur, çabuk yorulur.

-Birbirine yakın kelimeleri ayıramaz.

-Bir satırı takip edemez, karıştırır.

-Satır başına geçerken zorlanır.

-İçinden okurken bazı sesler çıkarır.

-Kelimenin yerine başka bir kelime yerleştirme, atlama görülür.

Disleksinin yüzde 39 u dikkat sorunlarıyla, yüzde 37 si görsel-motor sorunlarla, yüzde 16 sı görsel mekânsal sorunlarla ilgili olduğu tespit edilmiştir.

Dislekside sağ-sol, yukarı-aşağı gibi kavramlar karıştırılabilir, perspektiften yoksundurlar.Bisiklet ya da saat resmi çizerken sorun yaşarlar.

Disleksinin belli bir tedavisi yoktur.Sorunların erken tanınması, okulun ve ailenin teşvik edici olması oldukça önemlidir.Sık okul değiştirme, evde ikinci bir dilin kullanılması önemli bir olumsuzluktur.Yaş ilerledikçe okuma sorunları düzelebilir. Ancak yazı hataları ve yavaş okuma kalıcı olur.

Akademik açıdan pek çoğu başarısızdır.Yaşla birlikte (8. sınıfa doğru) okuduğunu anlamada düzelmeler olur. Sözlü anlatımda ve sözlü sınavlarda daha başarılı olurlar.

MATEMATİK BOZUKLUĞU (DİSKALKULİ)

Sayısal ilişkileri kavramada, hesaplamada, sayısal sembolleri tanıma, kullanma ve yazmada açığa çıkan bozukluk, yetersizliktir.

Çocuklarda iki tip bozukluk vardır.

1-Hesaplama,

2-Akıl Yürütme

1-Hesaplama

Matematik bozukluğu olan(Diskalkuli) çocuklar

-Sayıları bozuk yazar, sıklıkla yer değiştirirler, (ters dönmüş ya da baş aşağı)

-Sayıları eksik ya da fazla yazarlar,(324 sayısını 30020, 286 sayısı 200806 şeklinde yazabilirler.)

- Geometrik ilişkileri kavramada zorlanırlar.

-Basit işlemleri yapamazlar.

-Aritmetik sembolleri tanımada zorlanırlar.

-Çok basamaklı sayıları okuma ve yazma da zorlanırlar.

-İşlemleri bozuk sıra ile yaparlar.

-Çarpma, bölme gibi işlemlerde sayıları alt alta yazmada zorlanırlar.

-Sayıları atlar, sağlama yapamazlar.

-İşlemleri yanlış yaparlar.

2-Akıl Yürütme

Akıl yürütmede dil sorunu da olabilir.Sözel problem çözme, komutları anlama, akılda tutma, plâna göre adım adım çözme bozuktur.

Genel olarak bu yetersizliklerin yanı sıra dikkat sorunları yaşanır.Dikkati çabuk dağılır ve kısa sürer.

Öğrenme bozukluğu olan çocuklar, okul başarısızlığı, okul reddi, okul fobisi, davranış sorunları; özellikle düzen bozucu davranışlar, hiperaktivite, migren, enüresiz (altını ıslatma) depresyon vb. duygusal ve sosyal uyum sorunları yaşar.

Genel Olarak Öğrenme Güçlüğünün Kaynağında;

-Hafıza,

-Organizasyon,

-Bir konu üzerinde yoğunlaşma ya da dikkatini toplama yetisi,

-Bilgiyi hatırlanacak şekilde düzenleme yetisi,

-Öğrenilmiş bir bilgiyi yeniden akla getirme (hatırlama)

-Olayları uygun bir düzen içinde anlama yeteneklerinde problem bulunabilir.

Öğrenme güçlüğünün olması ayrıca çocuğun duyduğunu ya da gördüğünü algılamakta, yazılı malzemeleri ve sözlü sunuları anlamakta zorlandığı anlamına da gelebilir.

İlkokulun ilk üç yılında sık rastlanan özel öğrenme güçlüğü belirtileri şunlardır:

-Ana okulunu bitirdiğinde ev telefonunu hâlâ ezberleyememiş olabilir.

-Çabalamasına rağmen bebek ninnilerini ezberleyip tekrarlayamaz.

- Öyküleri dinlerken dikkatini toplamakta ve kavramada güçlük çeker.

-Öykünün ayrıntılarını hatırlamada zorlanır.

-Birinci sınıfta iken harfleri seslendirmede öğrenmekte ya da sayı ve harfleri yazmakta zorlanır.Buna bağlı olarak duygusal açıdan çok çabuk kırılır, çok çabuk sinirlenir, kâğıtları yırtar, ağlar, okula gitmek istemez aptal ya da akılsız olduğunu söyler.

-Sınıfta davranış problemi vardır; dikkat çekici, düşüncesiz hareketlerde bulunur.

-Sınıf ödevlerini bitirmez.

-Öğretmeninden ya da ana-babasından sürekli yardım ister.

-Bir gün öğrendiğini ertesi gün unutur. Örneğin sözcükleri hecelemeye çalışır, öğrenmiş gibi gözükür ama testte başarısız olur, unuttuğunu söyler. Aynı şey okumada da olur; kalın sesli bir harfle örneğin“a” ile başlayan bazı sözcükleri gayet güzel okur, ancak bir sonraki hafta aynı sözcüklerle karşılaştığında, yeniden öğretmeniz, çalıştırmanız gerekir.

- İkinci sınıfta basit toplamaları yapmakta zorlanır.Üçüncü ve dördüncü sınıfta çarpım tablosunu, her gece birlikte tekrar ettiğiniz hâlde ezberleyemez.

-Düşüncelerini kâğıda dökmekten kaçınır ya da güçlük çeker.

-Soruları sesli olarak yanıtlar, ancak bunları yazmaya çalıştığında aynı başarıyı gösteremez.

-Konuşurken kelime dağarcığı yeterli olduğu hâlde yazarken çok basit bir dil kullanır. Çünkü uzun sözcükler yazmak daha zor gelir.

-Okula gitmek istemez.

-Okul ödevlerinin çok zor olduğunu söyler.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE ÖNERİLER

Eğer çocuğunuz okulda başarısız oluyorsa ve öğrenme güçlüğü tanısı konmuşsa;

-Öncelikle bunun nedenlerini araştırın.

-Öğretmeninden bilgi ve yardım isteyin. Gerekli tıbbî ve psikolojik ölçümleri yaptırın, gerekirse profesyonel yardım isteyin.

-Öğretmeniyle ortak bir çalışma plânı geliştirin.

-Çocuğunuzun tüm özelliklerini ve kapasitelerini tanıyın.

-Harfleri ters yazıyorsa: Harflerin yazılı olduğu kartlar hazırlayın.Yazarken kartlara bakarak doğru yazmasını ve hatalarını düzeltmesini sağlayın, yazma alıştırmaları yapın.

- Doğru hecelemekte, yazmakta zorlanıyorsa: Cümleleri, kelimeleri gruplara ayırın.Her gün belli bir grubu yazmasını ve kurmasını sağlayıp çalıştırın.Bakmadan yazdırın, hatalarını düzeltip tekrar yazdırın ve okutun.

-Matematik problemlerinde zorlanıyorsa: Matematik seviyesini tespit edin.Eski bilgilerini tekrarlatın, çok kısa basamaklar hâlinde yavaş yavaş ilerleyin.Çalışırken birden fazla duyuya hitap edin(görsel, işitsel, olay yaşayarak, dokunarak).

-Okumayı öğrenmede güçlük çekiyorsa:

-Okuma seviyesini tespit edin. Tümden gelim(bütünden parçaya)yöntemini kullanın.

-Sık sık tekrarlama yapın.

-Sabırlı ve olumlu tutum içinde olun.

-Güdüleyici ve teşvik edici olun.

-Çocuğun kendisini rahat ve güvencede hissettiğinden emin olun.

-Dikkati çabuk dağıldığından çalışmaları kısa tutun.

-Bir basamağı öğrendiğinden emin olmadan diğer basamağa geçmeyin, yavaş ilerleyin, öğrendiklerini karıştırmasına engel olun.

-Çalışma becerilerini geliştirmek için ev egzersizleri ve sorumluluklar verin.Günlük işlerde olaylara katılmasını sağlayın(temizlik, yardım vb.)

-Başardıkça teşvik edin, onaylayın.

-Dikkati yoğunlaştırıcı etkinlikler yaptırın(oyunlar, boncuk dizme, nesneleri gruplama, ayırma, düzeltme vb.)

-Başaramayacağı ödevler, görevler, sorumluluklar vermeyin.Kendisini başarısız ve olumsuz değerlendirmesine engel olun.

-Hatırlamayı ve tekrarlamayı gerektirecek hafıza oyunları oynatın.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER

-Çocuğun bireysel özelliklerini, kapasitelerini, sınırlılıklarını bilin.

-Aileyle diyalog hâlinde olun.

-Sınıfta öğrenme etkinliklerine katılmalarını sağlayıcı sorumluluklar, görevler verin.

-Kullandığınız komutların basit, kısa ve net olmasına dikkat edin.

-Hafızaları zayıf olduğundan öğrendiklerinin bellekte kalıcı olmasını sağlamak amacıyla birden fazla duyuya hitap edin(görsel, işitsel, drama vb.).

-Güven verici ve teşvik edici olun.

-Tedirginlik ve güvensizlik öğrenmeyi her durumda ve yerde olumsuz etkiler.

-Ön sıralara oturtun sık sık jest ve mimiklerle katılımını sağlayın.

-Aşırı hareketliliği varsa sınıf ortamında farklı düzenlemeler yapın.

-Başaramayacağı ödevler, sorular ve sorumluluklar vermeyin.

-Kendisinin başarabileceğine inandırın.

-Kendisini olumlu değerlendirmesini ve iyi hissetmesini sağlayın.

-Sosyal aktivitelere katılmasını sağlayın, iş yapma becerisi kazandırın.

-Gruplama, ayırt etme vb. ödevler verin.

-Görsel algı becerilerinin gelişimine yönelik etkinlikler yapın.

-İçinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilin.

-Olumsuz etiketlemelerden kaçının(yaramaz, tembel, dikkatsiz vb.).

-Öğrenme güçlüğü gösteren öğrencinizi diğer öğrencilerinizle kıyaslamayın ve onu olduğu gibi kabullenin.

Fetanet KARLIDAG-Suna ERTÜRK
Rehberlik ve Araştırma Merkezi/ELAZIĞ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst