Olumlu Düşünmenin Gücü!...

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Hayat bir aynadır. Siz ona gülümserseniz, o da size gülümser.

Yaşamını iyileştirmek isteyen herkes ilk önce olumlu düşünmeyi öğrenmelidir. Çünkü, düşünceler inançları, inançlar davranışları, davranışlar da çevre ile etkileşimi belirler.

Zihni sağlıklı olanların, bedenleri de daha sağlıklı olur. Dolayısıyla, olumlu düşünce hayatın kalitesini ve süresini de artırır.

Olumlu düşünce yeteneği öğrenilebilecek bir yetenektir. Bu yeteneği geliştirmek için başkalarının deneyimlerinden faydalanmak etkili bir ilk adım olur. Dolayısıyla, çevredeki iyimser insanları belirleyip, onları örnek almak olumlu düşünce yeteneğini geliştirmeye yardımcı olur.

Olumlu düşünme yeteneğini kazanmak için insan öncelikle kendisiyle barışık olmalıdır. Bunun için düşüncenin, söylemlerin ve eylemlerin tutarlı olması gereğini hiç unutmamalıyız. Bu tutarlılık gösterilmediğinde hem toplumun güveni yitirilir, hem de insanın iç huzuru zedelenir.

En acımasız kritiği insanlar çoğu zaman kendileri yaparlar. Hatasız kul olmaz. Yapılan hataları eleştirmek yerine, kendini geliştirme fırsatı olarak görmek daha yapıcı sonuçlar verir. Olumlu düşünmek, hataları reddetmek değil, onları birer iyileştirme fırsatı olarak görmek demektir. Olumlu düşünmek, hataların bir daha ki sefer nasıl önlenebileceğini düşünmek ve bunun için plan yapmaktır.

Bu yaklaşımı çevrenizdekiler için de uygulamak, insanların sizinle daha olumlu bir etkileşim kurabilmesine yardımcı olur. Bir adada tek başına yaşamanın güçlüğünü göz önüne getirdiğimizde çevremizle etkileşimin hayatımızın ne kadar önemli bir parçası olduğunu daha iyi anlarız. Bu etkileşimin kalitesini artırmak, hayat kalitemizin de artırılmasına yardımcı olur.

Olumlu düşünebilmek için cümlelerinizden olumsuz kelimeleri silmeye çalışın. Bu yaklaşım, her olayın olumlu yönlerini görebilme yeteneğini
geliştirmeye de yardımcı olur. Çünkü kelimeler, düşünceyi ve inançları tetikler.

Hayata yaklaşımda sorumluluk almak, ancak esnek bir yaklaşımı benimsemek olumlu yaşam için önemli bir girdidir. Hayatta ulaşmak istediklerimizin kendiliğinden gelmeyeceğini, geleceği şekillendirmek için bugünden çaba gösterilmesi gerektiğini kavramalıyız. Ancak, geleceği şekillendirmenin, geleceği belirlemek manasına gelmediğini de anlamalıyız.

Dolayısıyla, zihinsel açıdan sağlıklı olabilmek için gerçekleri kabullenmeyi de öğrenmek gerekir. Ancak, gerçekleri kabullenmek, onlara boyun eğmek demek değildir. Önemli olan gerçekleri görmek ve onlardan değiştirebilecek olduklarımız için yapıcı eylemlerde bulunmaktır.

Olumlu düşünmek ve olumlu yaşamak için insan kendine ve çevresine güvenmelidir. Hayatı sadece onu değiştirebileceğine inananlar iyileştirir. Kendine ve çevresine güvenen, inançlı ve azimli insanlar hayatın kalitesini geliştirir, kendileri ve çevreleri için mutluluk kaynağı olur.

Dünyada iki büyük güç vardır: biri korku, diğer iise inançtır. Olumlu düşünebilmek için insanın korkularını da yenmesi gerekr. Korkuları yenmenin en etkili aracı ise inançtır.

Tanrıya inanmak hayatta değiştiremediklerimiz karşısında iç huzuru bulabilmeyi sağlar. Değiştirmek istedikleriniz için elinizden gelen çabayı gösterdikten sonra hayırlı br sonuç beklentisiyle tanrıya havale etmek stresi azaltır ve daha sağlıklı bir hayat yaşamaya fırsat tanır.

Düzenli olarak fiziksel ve ruhsal egsersiz yapmak insanda olumlu düşünceyi, sağlıklı ve dengeli yaşamı geliştirir.

Yaşam ulaşılan sonuçlar değil, istenilene ulaşmak için yürüttüğümüz süreçtir. Bu süreçte bilinçli çaba göstermek, tutarlı olmak, çevremize güven vermek ulaşılan sonuçlardan çok daha büyük mutluluk kaynağıdır.

Bu süreçte en önemli ve kalıcı kazanımlardan biri de elde edilen sonuçlar değil, öğrenimlerdir. Öğrenmek için sürekli bir çaba göstermek gelişmenin temelidir. Bu çaba gerçekleri kabullenme ve aynı zamanda onları değiştirme gücünü kazanmak için faydalıdır.

Yaptığı işe inançla sarılan kişiler büyük bir çoşku ile çalışırlar. Bu coşku onları başarıya ve olumlu etki yapmaya taşır. Bu nedenle insanın sevdiği konulara eğilmesi büyük önem taşır.

Hayatta en demokratik olarak dağıtılmış kaynak zamandır. Herkes için gün 24 saattir. Zamanı iyi kullanmak ve ileride değişmesini istedikleriniz için önceden adımlar atacak cesaret ve uzak görüşlülüğü göstermek insanın olumlu düşünce yeteneğini de geliştirir.

Olumlu düşüncenin temelinde sevgi yatar. Olumlu düşünebilmek için insanları sevmek, onlara birşeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşamak gerekir. Kendini iyi hissetmenin yolu, içten bir duyguyla başkalarına yardım edebilmektir.

Hayatta iki değer var ki, paylaştıkça artıyor: sevgi ve bilgi. Sevgisini ve bilgisini paylaşan insanlar en büyük zenginliğe kavuşan insanlardır.
Hayatta mutluluk olumlu düşünce ile başlar, olumlu söylem ve eylemlerle gelişir, paylaşılan sevgi ve bilgiyle doruğa erişir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Pozitif Düşünce

Düşüncenin gücü ile istediğimiz şeylere sahip olabiliriz.

Düşünce çok etkili bir güçtür. Eğer kişiler her günkü düşünce kalıplarını kontrol etmek için çaba harcamazlarsa yaşamlarında olumsuz birçok olay yaşayabilirler. Kişiler negatif düşünce stillerini değiştirerek bilinçaltlarına pozitif düşünce tohumlarını ektiklerinde yaşamlarında olumlu yönde çok büyük değişiklikler olmaktadır.

İnsanlar düşünerek inandıkları, imgeledikleri ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Düşünce yaşamımızı yöneten farkında olmadığımız en önemli unsurdur. Düşünce hızlı ve kolayca değişebilen,hafif ve ince bir enerji biçimidir. Enerjiler, kendilerine benzer nitelik ve titreşime sahip enerjileri çekme eğilimindedirler. Bu nedenle düşünce ve duygular da benzer yapıdaki enerjileri kendilerine çekerler. Sıklıkla ‘Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi’ deriz veya az önce düşündüğümüz kişi bizi telefonla arar.

Bir şeyi önce düşünce şeklinde yaratırız. Fikir bir proje gibi zihnimizde programlanıp, yaratılır. Bir düşünceyi alıp onu zihinde tutmak da bir enerjidir ve bu enerji, bu düşünce modelini kendine çekerek, onu maddi düzlemde yaratmaya çalışacaktır. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.

Etki – tepki yasasına göre evrene ne gönderirseniz bu size geri yansıyacaktır.

‘Ne ekerseniz onu biçersiniz.’

Kısacası, yaşamda, en derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz. Ne var ki, eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir. Demek ki, kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönecektir.

Bilinçaltının Önemi

Bilinç düşüncenin farkındalık içinde kullanımıdır. Bir başka deyişle uyanıkken işlev görür. Oysa düşüncenin bilinçaltı bölümünün işlevi, uyurken de kısacası hiç kesilmeksizin sürer. Bilinçaltının bir görevi de beden fonksiyonlarını düzenlemektir. Bedenimizi bilinçli düşünceden rahat bıraktığımızda, bilinçaltımız hemen devreye girer. Çünkü bedeni kusursuzca yönetebilmek için neler yapması gerektiğini bilir. Öyleyse diyebiliriz ki, arı ve temiz bir bilinçaltının önemi, her şeyden önce bedenimiz için çok büyüktür. Bilinçaltını tanımak ve onu istediğimiz biçimde kullanmak aslında kolaydır. Bilinçaltına ilettiğimiz her düşünce, ona yüklediğimiz her duygu ve öneri, uygulanır. Durum böyleyken, neden çoğu zaman mutsuzuz peki? Çünkü, bilinçaltını, o büyük gücü yararlı biçimde kullanmayı bilmiyoruz. Unutmayalım: Yönetimi yürürlüğe koyan bilinçtir. Bilinç yaşama ilişkin kararlarımızı alan ve bilinçaltına emir veren güçtür. Bilinçaltı bir anlamda,bilinçli biçimde tasarlanıp planlanan bir değer olarak varlığını sürdürür. O halde seçimlerimizi akıllıca yapmak zorundayız. Bu seçimleri yaparken, karar vermek çok önemlidir. Çünkü yanlış bir karar sonucunda,bilinçaltına zararlı bir emir vermiş oluruz. Bu emirle başarısızlığı ve mutsuzluğu, hatta sağlığımızı yitirmeyi seçmiş oluruz. Öyleyse, yaşamımız kararlarımıza ve seçimlerimize bağlıdır.

Zenginlik ve bolluk mu istiyorsunuz?

Kim istemez ki bunları… Elde etmek kolay. Bilinçaltını temizlemek, doğru onaylamalarla zenginliğe veya başka bir amacınıza ulaşmak, yapılması gereken yalnızca bu…

Huzur ve sağlık mı istiyorsunuz?

Önce gevşeyin. Gergin yatarsanız, gergin uyursunuz. Sanki kol saatinizi çıkarıyormuş gibi tüm sıkıntılı düşüncelerinizi, gün içinde yaşadığınız olumsuz durumları, çıkarıp bir kenara koyun. Şimdi kendinize zaman ayırmanın vakti geldi. Şımartın kendinizi,siz çok değerlisiniz. Rahatlama zihinsel dengeyle başlar. Dengeli insan sağlıklıdır. Dengeli insanın yaşamla uyuşmazlığı yoktur. İçsel denge bir başkası tarafından sağlanacak bir şey değildir. O sizin içinizde zaten. Gün boyunca kendi kendinize, fırsat buldukça ‘Huzurluyum’, ‘Sağlıklıyım’, ‘Mutluyum’ demek dengeyi kurmanıza yardımcı olacaktır. Dengeli bir gün, dengeli bir geceyi ardından getirecek, denge ve huzur sizi sağlıklı yapacak…Düşüncelerimize göre yaşadığımızı unutmayalım…

Kendini Yönetmenin Yöntemi

Her şey ‘bir’ dir. Bu tümceden hareketle, diyebiliriz ki,düşünce ve madde birdir.

Çünkü, her şey görünen ve görünmeyen enerjiden oluşur. Öyleyse içsel ve dışsal görüntü de aynı olacaktır.

Düşüncelerimizi yönetmeliyiz. Onları başıboş bırakırsak, geminden kurtulmuş atlar gibi boşanırlar ve içinde bulunduğumuz arabayı uçuruma sürüklerler. Bir başka deyişle, kendimizi yönetmeyi yaşam tarzı olarak benimsemeliyiz. Yaşadıklarımızı değiştirerek, istediklerimizi yaşayacak güce sahibiz. Bu güç düşünceleri yönetmekten geçer.

Peki bunu nasıl yapacağız?

Direktif ve onaylamalarla ,direktiflerimizin yerine gelmesi için ‘şimdi’ sözcüğünü kullanmalıyız. Eğer, arzularımızın, dileklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşmesi için uzun zaman gerektiğini düşünürsek, bunu böylece programlamış oluruz. Oysa ki, zaman bizim yarattığımız bir kavramdır. Düşünceler ve bilinçaltı zamandan ve mekandan bağımsızdır.

Öyleyse arzularımızı ertelemeyelim. Yapmamız gereken bu ertelememe işlemi size olanaksız gözükebilir. Öncelikle düşüncelerimizden ‘olanaksız’ sözcüğünü çıkarmamız gerek. Amaçlarımızı belirlemek ve hedefe doğru ilerlemek bir sonraki aşamayı oluşturur.

Önce inanın !

Kendiniz için ideal olan düşünsel imgeyi bulun. Bu imgeyi en ince ayrıntısına kadar hayalinizde canlandırın.
Arzuladığınız hedef için elbette çalışmak gerekir. Çaba göstermeden imgeleme çok işe yaramaz.
Düşüncelerinizi ve hedeflerinizi herkesle paylaşmayın. Belki sizi ilerlediğiniz yoldan geri çevirmek isteyenler çıkabilir.
Çabaladığınız yolda esnek olun,gerekirse planlarınızı değiştirin.
Hedefleriniz üzerine yoğunlaşın. Arzularınızı yazın, onlara olumlu enerji yükleyin. Olumlu onaylamalarla bunu destekleyin. O mutlaka sizin olacak, çünkü bunun için çalışıyorsunuz ve elde edeceğinize inanıyorsunuz. Hedefinize ulaşamayacağınızı bir an bile düşünmeyin. Siz bir avcısınız, hedefinizse avınız, avınızdan gözünüzü ayırmayın.

Gerekli Onaylamalara Birkaç Örnek

Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum.
Ben güzelim ve sevgiyi hakediyorum.
Mutluyum ve başarıya hazırım.
Yetenekliyim, deneyimlerimi başka insanlarla paylaşıyorum.
Tüm çevremle uyum ve denge içindeyim.
Hayatta emin adımlarla ilerliyorum.
Doğru zamanda ve doğru yerdeyim.
Yaşamla bütünleştim,bolluk ve huzur içindeyim.
Tüm düşlerim birbiri ardına gerçekleşiyor.
Zengin olmaya ve bolluk içinde yaşamaya hazırım.
Sağlıklıyım.
Geçmişimi sevgiyle affediyorum.
Hayatla derin bir uyum içindeyim.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
POZİTİF DÜŞÜNCE STRESİ ÖNLÜYOR !

Pozitif düşünce, stres, heyecan, kaygı, kendine güvensizlik ve sinirlilik gibi insan hayatını etkileyen olumsuzlukları ortadan kaldırıyor. Anormal beyin dalgalarını sağlıklı beyin dalgalarıyla değiştirme tekniği olarak bilinen Neurofeedback sistemi sayesinde, öğrenciler özellikle Haziran ayında yapılacak Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı öncesi heyecan ve stresle artık baş edebilecek.

Türkiye´de ilk defa Tanı Eğitim, İletişim ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından uygulanan sistemle öğrenciler, başarılarını frenleyen iç engelleri tanıyarak onları ortadan kaldırabilecek, olumludüşünceyle bilgilerini en üst noktaya çıkararak başarıya daha çabuk ulaşabilecek.

Neurofeedback uzmanı Kemal Pancar, yaptığı açıklamada, insan beyninin biyoelektriksel ve biyokimyasal bir yapıyla çalıştığını belirterek, beyin dalgalarının insan yaşantısına etkileri hakkında bilgi verdi.

Pancar, beynin uyku anındaki dalga seviyesi olan delta dalgasının alt seviyeye çekilmesi gerektiğine işaret ederek, bilincin açıklığını temsil eden delta dalgasının yüksek tutulmasının bilginin ortaya çıkarılmasında önemli olduğunu vurguladı.

Şimdiki zamanı kullanarak düşünceyi istenilen noktaya konsantre edebilmenin önemine değinen Pancar, şunları söyledi: (Ben başarıyorum), (Ben kazanıyorum) demek çok önemli. Beynimize hangi komutu verirsek onu aynı şekilde geri alırız.

Negatif şekilde bir komut verdiğimiz zaman duygu, düşünce ve davranışlarımız çok alt seviyeye iner. Vücudumuzdaki elektrik yapısı da negatife indiği için düşünce yapımız alt seviyede olur. Böylece başarı motivemizi de çok alta indirmiş oluruz.

´Ben başarıyorum´ deyip beyin gücümüzü belli bir noktaya topladığımız an, yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Genellikle imtihananında heyecanlanmadan bu komutu beyinlerine veren kişiler daha başarılı oluyorlar.

Doğru nefes almak çok önemli

Neurofeedback Uzmanı Kemal Pancar, yanlış nefes alma nedeniyle beyine az oksijen gittiği için beynin tam olarak kullanılmadığına dikkat çekerek, doğru nefes almanın karından alınan nefes olduğunu söyledi.

Beynin glikozla beslendiğine işaret eden Pancar, şunları söyledi: Dolayısıyla beynin yakıtı da glikoz oluyor. Ancak, glikozu doğalşekerden almak gerekiyor. Öğrencilere kuru kayısı, incir, çekirdekli üzümü tavsiye ediyoruz.

Diğer çikolata tarzı yiyecekler bir anda kana karışır, hızlı çıkar ve çabuk şekilde de aşağıya iner. Bu, antrenmansız bir kişiyi 100 metre koşturmaya benzer. Yani öğrenciler sınav süresince ihtiyaçları olan enerjiye çikolatayla kavuşamazlar.

Sınava girecek öğrencilere bu bilgiler ışığında tavsiyelerde bulunan Pancar, her şeyden önce beyine doğru komut verilmesini istedi. Pancar, şöyle konuştu: Sınava girecek kişinin endişelenmemesi gerek. Bunu, düşüncesinden silmeli. Çünkü endişe duygusu bütün beyindeki biyokimyasal yapıyı değiştirir.

Bu biyokimyasal yapının değişmesi stres hormonunu fazlalaştırır. Stres hormonlarının fazlalaşması da diğer fiziksel hormonlarımızı olumsuz etkiler. Mide ağrıları ve mide krampları ortaya çıkar. Öğrenci, ´Ben üniversite sınavına giriyorum vebütün bilgiler beynimde´ diyerek beynine doğru komutu vermeli ve doğrunefes almalı.

Hayatınızı olumlu yönde değiştirebilirsiniz

Tanı Eğitim, İletişim ve Danışmanlık´da psikolojik danışmanlık yapan Doktor Işın Akı da sistemin nasıl işlediği hakkında bilgi verdi. Dr. Akı, Neurofeedback aleti aracılığıyla baş derisine ve kulak memelerine yerleştirilen elektrotlar kullanılarak beyin dalga frekanslarının ölçüldüğünü söyledi.

Daha sonra kişiyle görüşerek asıl sorunun ne olduğunun tespit edildiğini anlatan Dr. Akı, bunun ardından çözüme yönelik bir tedavi sürecinin geliştirildiğini kaydetti.

Dr. Akı, düşünce gücüyle olumlu beyin dalgasının artırıldığını belirterek, sakin ve mutlu halin tüm beyin loblarını etkileyerek beyini en uygun öğrenme haline soktuğunu bildirdi. Dr. Akı, şunları kaydetti:

Bir insan 14 yaşına kadar 48 bin tane olumsuz ileti alır. Dolayısıyla öncelikle, kişinin temel sorununun nereden kaynaklandığınıbulmak gerekiyor. Bazı insanlar ´Ben başaramıyorum´ veya ´ben şanssızım´ gibi inanışlara yönelmiştir. Bunun ortadan kaldırılması önemli.

İnsan hayatındaki değerlerin önemine de işaret eden Dr. Akı, Örneğin ders çalışan, sınava girecek bir öğrenci için mutluluk değil, başarı ve cesaret birinci derecede değer olmalıdır diye konuştu. Dr. Akı, uygulamanın 1,5 saatlik seanslar halinde yapıldığını ve kişiye göre tedavinin 10 seansa kadar çıkabildiğini bildirdi.

Dr. Akı, bu yöntemden sadece sınav stresi altındaki öğrencilerin değil, kilolarıyla başedemeyenlerin, iş bulamayanların, kayınvalidesiyle anlaşamayanların, aşk acısı çekenlerin, yeteneğini geliştirmek isteyenlerin de yararlanabileceğini söyledi.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
POZİTİF DÜŞÜNME, İSTENMEYEN DÜŞÜNCELERİ ENGELLEME !

İstenmeyen düşünceler, kendinizi endişeli ya da bunalımlı hissetmenize neden olabilir ve hayattan zevk almanızı engelleyebilir. Düşünce durdurma denilen bir teknik istenmeyen düşünceleri durdurmanıza yardımcı olabilir.

İstenmeyen düşünceler, kendinizi endişeli ya da bunalımlı hissetmenize neden olabilir ve hayattan zevk almanızı engelleyebilir.

Düşünce durdurma denilen bir teknik istenmeyen düşünceleri durdurmanıza yardımcı olabilir.

Düşünce durdurma nedir?
Düşünce durdurma, istenmeyen düşüncelerden kurtulmanın bir yoludur. Endişeli, üzgün ya da kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlarda aslında düşünceler içinde ya da onlara saplanıp kalmış olabilirsiniz. Bir araştırma ise düşünce durdurmanın işe yaradığını gösteriyor. Düşünce durdurma tekniğinde istenmeyen düşüncelere odaklanıyor ve daha sonra onları bir teknik kullanarak durduruyorsunuz.

Düşünce durdurmayı denediğiniz zaman istenmeyen düşünceler daha az ortaya çıkar. Zamanla düşünceyi göz ardı etmek, daha kolay bir hal alır ya da söz konusu düşünce bir daha hiç ortaya çıkmayacaktır. Bazı durumlarda düşünceler, endişeler olabilir. Örneğin, kendi sağlığınız ya da bir yakınınızın sağlığı konusunda çok endişelenebilirsiniz. Veya okulda aldığınız kötü bir not ya da iş yerinde amiriniz tarafından yapılan bir eleştiri üzerinde tekrar tekrar düşünebilirsiniz. Düşünce durdurma tekniği, bu düşüncelerle başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Düşünce durdurma üzerinde kendi başınıza da bir danışman ya da terapistle de çalışabilirsiniz.

Neden düşünce durdurmayı öğrenmelisiniz?

Çalışmalar düşündüğünüz şeyi değiştirdiğinizde ruh halinizin de değişebileceğini gösteriyor. Düşünce durdurmayı öğrenmek, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Olumsuz, istenmeyen düşünceler anksiyete ya da depresyona yol açabilir. İyi uyumanızı engelleyebilir, hayattan zevk almanızı ve çalışmanızı zor hale getirebilirler.

Bu nedenle düşünce durdurma aynı zamanda anksiyete veya depresyon durumunda da yardımcı olabilir. Bu, tedavinizde etkin bir rol almak için tek yol olabilir. Ayrıca, sizi endişeli ya da bunalımlı hale getiren bazı düşünceleri önleyebilir, evde ya da işte herhangi bir yerde bunu yapabilirsiniz. Düşünce durdurmayı öğrenmek kolaydır ama biraz pratik ister.

Bazı durumlarda, endişelenmenize ya da kendinizi kötü hissetmenize neden olan düşünceleri durdurmak için daha fazla yardıma ihtiyacınız olabilir. Bazı düşünceler veya davranışlarla düşünce durdurmayla başa çıkamazsınız. Eğer istenmeyen düşünceleri kendi başınıza durduramıyorsanız doktorunuzdan, lisanslı bir terapistten ya da danışmandan yardım isteyin.

Düşünceleri nasıl durdurabilirsiniz?

İstenmeyen düşünceleri durdurmak için düşünceye odaklanın ve sona erdirmek için o düşünceye "Dur" demeyi öğrenin. İlk başta, genellikle yüksek sesle "Dur!" diye bağırmanız gerekebilir. Daha sonra bu tekniği her yerde kullanabilmek için aklınızdan söylemeyi öğrenirsiniz. Başlamak için şunları yapabilirsiniz:

En stresli düşüncelerinizi listeleyin. Bunlar, sizi günlük aktivitelerden alıkoyan ve daha fazla endişelenmenize yol açan düşüncelerdir. Bu düşünceleri durdurabilmeyi istiyorsunuz fakat ortaya çıkıp duruyorlar. Sizi altüst eden düşünceleri en stresli olandan en az stresli olana doğru, sırasıyla yazın. En az stresli olandan başlayarak düşünce durdurmayı denemeye başlayın. İşte, en az stresli ile başlayan bir liste örneği:

Herzaman çocuğuma kötü bir şey olacak diye endişeleniyorum, soğuk algınlığı geçirse bile.
Aramızdan birinin işten çıkarılacağını biliyorum.
İş yerinde bir sunum yapma konusunda çok tedirgin hissediyorum, düşünebildiğim tek şey bu oluyor.
Düşünce hayal edin. Yalnız olabildiğiniz bir yere oturun ya da uzanın (böylece utanmadan yüksek sesle "Dur!" diyebilirsiniz). Gözlerinizi kapatın. İçinde bu stresli düşüncenin ortaya çıkabileceği bir durum düşünün. Daha sonra kendinizi bu düşünceye odaklanmaya bırakın.
Düşünceyi durdurun. Kendinizi ürkütmek, düşünceyi durdurmak için iyi bir yoldur. Bu iki teknikten birini deneyin:
Bir zamanlayıcı, saat ya da başka bir alarmı 3 dakika sonrası için ayarlayın. Sonra istenmeyen düşüncenize odaklanın. Zamanlayıcı veya alarm çaldığında "Dur!" diye bağırın. İsterseniz "Dur!" derken ayağa kalkın. Bazı insanlar parmaklarını şıklatır ya da ellerini çırpar. Bu eylemler ve "Dur" demek düşünceyi durdurmak için ipuçlarıdır. Zihninizi boşaltın ve yaklaşık 30 saniye boyunca boş tutmaya çalışın. Üzücü düşünce bu süre içinde geri gelirse tekrar "Dur!" diye bağırın.
Bir zamanlayıcı kullanmak yerine kendi "Dur!" deyişinizi 3 dakika, 2 dakika ve 1 dakikalık aralıklarla kaydedebilirsiniz. Düşünce durdurma egzersizi yapın. Düşünceye odaklanın, daha sonra istenmeyen düşünceyi ya da başka herhangi bir şeyi düşünmeyi durdurun, kaydettiğiniz sesi duyunca "Dur" deyin. Kendi sesinizin size dur dediğini duymanız istenmeyen düşünceden kurtulmadaki kararlılığınızı güçlendirebilir.
1''den 3''e kadar olan adımları düşünce kaybolana kadar tekrarlayın. Daha sonra işlemi yeniden deneyin. Bu sefer, düşünceyi normal bir sesle "Dur!" diyerek durdurun.
Normal sesinizle düşünceyi durdurabildikten sonra fısıldayarak "Dur" demeyi deneyin. Zamanla, sadece aklınıza "Dur" sesini getirebileceksiniz. Bu noktada, düşünce her nerede ve her ne zaman ortaya çıkarsa çıksın onu durdurabilirsiniz.
Sizi bir öncekinden daha fazla rahatsız eden bir düşünce seçin ve düşünce durdurmaya devam edin.

Düşünceleri durdurmak için başka yollar;

Düşünce durdurma yönteminizi aşağıdakilerle değiştirebilirsiniz:

Bileğinize lastik bir bant takın. İstenmeyen bir düşünceyi her ne zaman durdurmak isterseniz kendinize "Dur" deyin ve aynı anda lastik bandı çekip bırakın. Bir süre sonra, sadece lastik bandı şaklatarak istenmeyen bir düşünceyi durdurabilirsiniz.
Kendinizi istenmeyen bir düşünceniz olduğundan haberdar etmek için, kendinize örneğin, "İşimi kaybedebileceğim düşüncesini taşıyorum" veya "İşimi kaybedebileceğimi düşünüyorum" deyin. Bu size bu düşüncelerin gerçekleşecek şeyler olmadığını hatırlatır.
İstenmeyen bir düşünceyi durdurduğunuzda onun yerine, olumlu bir düşünce ya da daha sakin hissetmenizi sağlayacak bir imge koyun. Bu düşünce ya da imge istenmeyen düşünceyle ilgili olmasın. Örneğin, kendinizi çocuklarınızla oynarken ya da arkadaşlarınızla dışarı çıkarken düşünebilirsiniz. Veya kendinizi bir plajda uzanırken düşünebilirsiniz.
Bu olumlu imge veya fikir, olumsuz düşüncenin yerine onunla alakalı olumlu bir düşünce koymakla aynı şey değildir.

Bir düşünce durdurma örneği;

İşte düşünce durdurmanın nasıl işe yarayabileceğine dair bir örnek:

İş yerinde gün içinde yaşacağınız bir sunum için endişeleniyorsunuz. İyi hazırlandınız. Hazır olduğunuzu biliyorsunuz. Ama bunu dert etmeden duramıyorsunuz. Bir hata yaptığınızı hayal ediyorsunuz.

Dilinizin sürçtüğünü düşünmeye başladığınız zaman, aklınızdan usulca "Dur" deyin. "Dur" derken ayağa kalkıp etrafta biraz dolaşın ya da lastik bandınızı çekip bırakın. Daha sonra, planladığınız bir seyahat ya da son zamanlarda izlediğiniz ve sizi güldüren bir film gibi aklınızı bu düşünceden uzaklaştıracak hoş bir şey düşünün.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
12730_402507349819849_1103467066_n.jpg
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Mevlana-Sozleri-3.jpg
 
Tekerlekli Sandalye
Üst