Ömrümde ilk kez psikiyatr'a gittim. Sonuç hayal kırıklığı.

Bugün ömrümde ilk kez psikiyatr'a gittim.

Gitmez olaydım.

Psikiyatrları dizilerde gördüğüm psikiyatrlar gibi cana yakın ve sıcak kanlı sanıyordum hayal kırıklığına uğradım.

İçeri girer girmez şoke oldum.

İlk cümlesi "evet ne vardı" oldu.

Nasıl ne vardı, muayeneye geldim dedim.

Ne problemin var dedi.

Yani aslında, şu anda ne söylesem bilemedim ki dedim.

Niye geldin beyfendi dedi.

Ee, kendimi iyi hissetmiyorum dedim.

Niye iyi hissetmiyorsun ne oldu dedi.

Aslında somut birşey olmadı dedim.

Tamam sen kendini ifade etmeye hazır olduğunda tekrar randevu al gel dedi..

Böyle bir tavırla karşılacağımı hiç sanmazdım...
 
bazı doktor ve asistanlar böyle saçmalayabiliyor bende dün kardiyolojiye gittim kalp doktoru demeye 1000 şahit lazım inşaat amelesi ondan daha iyi görünümlü idi


doktor göğsüm ağrıyor dedim kalp doktoruna muayeneye git diyor bana dedimki siz yorumlayabilirmisiniz bana tahlil sonuçları için gelmedinmi kendi doktoruna git ama hocam sonuçta siz kalp doktorusunuz benim gittiğim doktor ayrıldı covid bölümüne gitti bu sefer sinirleniyor seni kalp ameliyatı yapalım ozaman diyor ciddi ciddi adam bilgisayara anjiyo için not düşmeye hazırlandı dişini sıkarak bende dedimki hocam gerek yok ilk öncee sabahları yediğim yağlı yumurta ve sucuğu kaymak ve balı terkedersem iyi bir diyet yaparsak zamanla ağrılar geçer bana neeeee sen yağda sucukmu yiyorsun diyor derhal diyete geç



yani kısacası randevu aldım kendi kendimi muayene yapıp diyet verdim ameliyatıda erteledim


ne dersiniz bu işe


adana şehir hastahanesine gidenler sakın talat yiğit adlı doktordan randevu almasın adam bunamışş
 
7 senedir psikiyatra gider gelirim, zamanla alışıyorsun. Sen bir de manik atak geçirip gitseydin, bir süre deli muamelesi görüyorsun. Zorla bağlananlar falan oluyor, altına işeyen, büyük tuvaletini ortalığa yapan mı dersin! Kapatıyorlar bir yere, telefon yok, her şey saatli maarif takvimi gibi işliyor. Sigara içiyorsan saati ile falan. Diyeceğim o ki, o gördüğün ice bergin görünen kısmı!
 
Selam Suffle,

Filmlerde gördüğün psikiyatri doktorlarını unut hayatın içindeki doktorlar çok farklı çünkü hayat gerçek film değil ama yaşadığın olay tamamen şanssızlıktan ibaret :( Bu ülkede öyle doktorlar var ki branşı ne olursa olsun gerçekten hakkını veriyor yani daha kapıdan girer girmez elinde olmadan saygı duymaya başlıyorsun: Hastayı karşılaması, bakışı, duruşuyla elde ettiği ünvanı taşımasını sonuna kadar hakkediyor ama bazıları da var ki ne yazık sanırsın ki diplomasını pazardan elma alır gibi almış, öylesine doktorluk vasfı üstünde eğreti duruyor, bakışıyla duruşuyla bunun burada ne işi var diyorsun ki benim de başıma çok gelmişliği vardır sözüm meclisten dışarı doktor müsveddelerine denk gelmişsin kardeşim..

Özel sağlık kuruluşu yada devlet hastanesinde çalışıyor olması inanın hiç farketmiyor iyi doktor iyi doktordur her nerede hangi koşullarda çalışıyorsa çalışsın tıpkı iyi insanın her türlü koşulda iyi insan olması gibi o yüzden özel sağlık kuruluşuna gitseydim diye hiç hayıflanma ama bana kalırsa yeniden randevu al bir başka doktora görün..

Hayatta, karşına o iyi doktorlardan birinin çıkması dileğimle...
 
[MENTION=25240]Suffle[/MENTION]

Merhaba Herkese,

Öncelikle (lütfen) yazdığım bir kelime veya cümleye takılıp kalmayın: yazdıklarımın ana fikrini anlamaya çalışın. Siz bu satırları okuyanların veya herhangi başka bir kişinin/kişilerin kötülüğünü isteyen biri değilim.

1- Hayat adil değildir. (Kimse kimseyle eşit şartlarda doğmuyor)
Bazılarımız zengin bir ailede doğuyor, bazımız engelli oluyor, bazımızın ailesi bile olmuyor. Hayat iyi kartlara sahip olma değil, bazen kötü bir eli iyi oynama meselesidir. Adil olan tek şey herkesin ölecek olması.

2- İzlediğiniz diziler, filmler; okuduğunuz kitaplar kurgudur. Yani gerçek hayat değildir. Dizide gördüğünüz doktor bir hayali karakterdir. Oysa gerçek dünya bambaşkadır. İzlediklerinizi gerçek sanırsanız daha başka konularda da birçok hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır.

3- Türkiye’de hatta dünyanın birçok ülkesinde doktor sayısı yetersizdir.
İşini/mesleğini bilinçli olarak seçmiş, en idealist meslek sahipleri bile(doktor, öğretmen, tesisatçı...) belli bir noktadan sonra bıkkınlık yaşayabilmektedir. Bu da sundukları hizmetlere yansımaktadır. Misal, severek doktor olmuş biri günde 40-80 arası hasta bakmak zorunda kalınca muayeneye gelen kişilere kayıtsız davranır hale geliyordur bence.(Size ayıracağı bir beş dakikası var doktorun ve siz de kendimi iyi hissetmiyorumdan başka kelam etmeyince sizi sonra gel diye başından savması bence bugünkü şartlarda gayet doğal. Belki bir Avrupa ülkesinde olsak veya Amerika’da sizi konuşturmaya çalışabilirdi ama burası Türkiye. Burada psikiyatrlar ilaç yazar veya ilacı değiştirir; başka bir ilaç yazar. Bu psikiyatrlara has bir durumda değil. Sağ böbreğimin üzerinde bir ağrım vardı, iki yıl oldu. Doktora gideyim dedim. Şimdi devlet hastanesi doktoru tahlil vs. yapmak istemeyebilir diye Özel hastaneye gittim. Anlattım derdimi kas gevşetici vermeye kalktı. Israrcı olunca ek ücret ödeyip ultrason çektirmeyi başardım. Meğer safra kesemde taş ve kum varmış. Ameliyat oldum. Yani kendi teşhisimi ısrarlarım sayesinde kendim koydurmuş oldum.)

Hızlı yaşıyoruz, herkes kendini dünyanın merkezi sanıyor, büyük çoğunluk mutsuz ve çalışanların çoğu hakkettiği ücreti alamadığını düşünüyor-alamıyoruz zaten-. Bizim gibi dezavantajlı grup insanları daha hassas oluyorlar ki bu da onların gerçek hayatta daha çok incinmelerine neden oluyor. İnsanların empati ve iletişim sorunları hat safhada. Çoğu insan ilgi budalası olmuş durumda. Hiç ölmeyecekmiş gibi biriktirenlerimiz de var bir kere bile tebessüm etmeden günü tamamlayanlarımız da var. Var da var.

Bence bir daha doktora giderken aklınızda birkaç cümleniz olsun. Ve iletişime geçmekten çekinmeyin
a- Kendimi iyi hissetmiyorum.
b- Hayattan zevk alamaz oldum.
c- İşlerim hep ters gidiyor.
d- Uykum bozuk, düzensiz.
e- Sürekli geçmişi düşünüyorum.
f- Hayal kurmaktan hayatı ıskalıyorum.
Bu vb. cümleler size antidepresan yazdırır.


a- Kulağıma sesler geliyor
b- Burnuma kötü kokular geliyor
c- Gözüme gerçek sandığım hayal ürünü varlıklar görünüyor.
d- Televizyonla konuşuyorum
e- Kendimin mehdi olduğuna inanıyorum.
Vb. cümleler kurmanızın daha ciddi sonuçları olur. Yatarak tedavi görmeniz gerekebilir.

Son olarak: “Kolay bir hayat için dua etme, zor olana dayanma gücü için dua et.”
Bruce Lee

Bol şanslar..
 
Çok güzel yazmışsın unuttum. yazdıklarının tamamına katılıyor ve altına imza atıyorum. Bende bir anımı anlatayım.
Bu yaz fizik tedavi almak için rapor çıkartmam gerekti ve fizik doktoruna gittim.
DR'un adı Ali Altunay ve aynı zamanda da Anneminde doktoru ve annem dr met ede ede bir hal oluyor. Neyse randevumu aldım gittim. DR un kapısı ana baba günü. Kapıda bekleyen kalabalık viyana kapılarına dayanmış osmanlı askerleri gibi kapıyı zorlayarak içeri dalıyor.

Randevu saatim geldi 30 dk geçti ne çağıran ne eden. Bu arada hızlı davranan içeri dalıyor. bende burda sistem bu demekki ben davranmasam içeri almayacaklar beni dedim ve gömzümü kapıya diktim. Kapı açılır açılmaz 3 kişiyle birlikte içeri daldık. Evet tam 3 kişiyle daldık.
DR bizi görür görmez "içerde bayan hasta varken kimseyi almayın demedin mi" diye bastı fırçayı.
Bende randevu saatim geçeli 45 dk oldu hocam dedim.
Hoca ne randevusu deyip bilgisayarına baktı. Haklısın bu arkadaş hariç herkes dışarı dedi ama kimse tınlamıyor hocam şu şöyle bu böyle. DR cidden bunalmış herkesi kovdu.
Ben bu arada "hocam anam size o kadar övdükü evliya olduğunuzu sanıyordum ama içeri girer girmez baan fırça attınız" deyip espiri yaptım.
Oda oturdu 15 dk yaşanılan durumdan baan dert yandı.
Yani demem oki biz hepimiz dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü sanıyoruz.
Bu ülkedeki dr lar gerçekten zor şartlarda çalışıyor. Onlarıda anlamak lazım.
 
Hepinize değerli düşünceleriniz önerileriniz ve fikirleriniz için çok teşekkür ederim :)

Passiflora denen bitkisel bir ilaç varmış. Onu aldım kullanıyorum. Bi daha doktora gider miyim pek sanmıyorum :)
 
Bizim mahallede 72 yaşında bi teyze var. Zamanında ssk hastanesinde hizmetli olarak çalışmış. Ben her hastaneye gittiğimde kendimi emekli başhemşire olarak tanıtıyorum doktorlar her işimi görüyor saygıda kusur etmiyorlar diyor :) Kadın diyor ki, sağlıkçının sağlıkçıya olan saygısı sonsuzdur diyor. Belki hemşire değilim ama hemşirelerin yaptığı her işi bende yaptım diyor...
 
Herkese selamlar. Gittiğim yer küçük bir tıp merkezi olmasına rağmen bilgilerim e nabıza düşmüş. Detaylarda tanıyı gösteren bölümde "psikiyatrik muayene tanısı" yazıyor.

Ne anlamaya geliyor bu?

Belki 30-40 tane psikiyatri tanısı var literatürde.

Tanıyı araştırıp ben mi keşfedeceğim yani.

Doktorun vermek istediği mesaj bu olabilir mi?

Hani demişti ya kendini ifade etmeye hazır olduğunda gel diye.

Neyim olduğunu ben mi bulacağım yani :)
 
[MENTION=25240]Suffle[/MENTION]

Merhaba Herkese,

Öncelikle (lütfen) yazdığım bir kelime veya cümleye takılıp kalmayın: yazdıklarımın ana fikrini anlamaya çalışın. Siz bu satırları okuyanların veya herhangi başka bir kişinin/kişilerin kötülüğünü isteyen biri değilim.

1- Hayat adil değildir. (Kimse kimseyle eşit şartlarda doğmuyor)
Bazılarımız zengin bir ailede doğuyor, bazımız engelli oluyor, bazımızın ailesi bile olmuyor. Hayat iyi kartlara sahip olma değil, bazen kötü bir eli iyi oynama meselesidir. Adil olan tek şey herkesin ölecek olması.

2- İzlediğiniz diziler, filmler; okuduğunuz kitaplar kurgudur. Yani gerçek hayat değildir. Dizide gördüğünüz doktor bir hayali karakterdir. Oysa gerçek dünya bambaşkadır. İzlediklerinizi gerçek sanırsanız daha başka konularda da birçok hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır.

3- Türkiye’de hatta dünyanın birçok ülkesinde doktor sayısı yetersizdir.
İşini/mesleğini bilinçli olarak seçmiş, en idealist meslek sahipleri bile(doktor, öğretmen, tesisatçı...) belli bir noktadan sonra bıkkınlık yaşayabilmektedir. Bu da sundukları hizmetlere yansımaktadır. Misal, severek doktor olmuş biri günde 40-80 arası hasta bakmak zorunda kalınca muayeneye gelen kişilere kayıtsız davranır hale geliyordur bence.(Size ayıracağı bir beş dakikası var doktorun ve siz de kendimi iyi hissetmiyorumdan başka kelam etmeyince sizi sonra gel diye başından savması bence bugünkü şartlarda gayet doğal. Belki bir Avrupa ülkesinde olsak veya Amerika’da sizi konuşturmaya çalışabilirdi ama burası Türkiye. Burada psikiyatrlar ilaç yazar veya ilacı değiştirir; başka bir ilaç yazar. Bu psikiyatrlara has bir durumda değil. Sağ böbreğimin üzerinde bir ağrım vardı, iki yıl oldu. Doktora gideyim dedim. Şimdi devlet hastanesi doktoru tahlil vs. yapmak istemeyebilir diye Özel hastaneye gittim. Anlattım derdimi kas gevşetici vermeye kalktı. Israrcı olunca ek ücret ödeyip ultrason çektirmeyi başardım. Meğer safra kesemde taş ve kum varmış. Ameliyat oldum. Yani kendi teşhisimi ısrarlarım sayesinde kendim koydurmuş oldum.)

Hızlı yaşıyoruz, herkes kendini dünyanın merkezi sanıyor, büyük çoğunluk mutsuz ve çalışanların çoğu hakkettiği ücreti alamadığını düşünüyor-alamıyoruz zaten-. Bizim gibi dezavantajlı grup insanları daha hassas oluyorlar ki bu da onların gerçek hayatta daha çok incinmelerine neden oluyor. İnsanların empati ve iletişim sorunları hat safhada. Çoğu insan ilgi budalası olmuş durumda. Hiç ölmeyecekmiş gibi biriktirenlerimiz de var bir kere bile tebessüm etmeden günü tamamlayanlarımız da var. Var da var.

Bence bir daha doktora giderken aklınızda birkaç cümleniz olsun. Ve iletişime geçmekten çekinmeyin
a- Kendimi iyi hissetmiyorum.
b- Hayattan zevk alamaz oldum.
c- İşlerim hep ters gidiyor.
d- Uykum bozuk, düzensiz.
e- Sürekli geçmişi düşünüyorum.
f- Hayal kurmaktan hayatı ıskalıyorum.
Bu vb. cümleler size antidepresan yazdırır.


a- Kulağıma sesler geliyor
b- Burnuma kötü kokular geliyor
c- Gözüme gerçek sandığım hayal ürünü varlıklar görünüyor.
d- Televizyonla konuşuyorum
e- Kendimin mehdi olduğuna inanıyorum.
Vb. cümleler kurmanızın daha ciddi sonuçları olur. Yatarak tedavi görmeniz gerekebilir.

Son olarak: “Kolay bir hayat için dua etme, zor olana dayanma gücü için dua et.”
Bruce Lee

Bol şanslar..

Merhaba Hakan,

Uzun zamandır böyle hoş ve gerçekci bir yazı okumamıştım :)
Tüm cümlelerin için teşekkürler,
 
mesela ben en son 32 yaşında atak geçirdiğimde bakırköyde k 2 blok mu neydi tam hatırlamıyom beni taburcu ettiler
ablamla kavga edince ablam polisleri çağırdı bakırköye götürdüler en alt kattı ağır şizofrenler yatıyodu orda
oranın doktoru bayan bana dediki süleyman biz nerdeyiz dedi bakırköy akıl hastanedeyiz dedim bugün günlerden ne dedi pazartesi dedim
ama saat gece 12 yi geçti dedim salı oldu günlerden dedim yani o bana sorular sorarken acaba saçma sapan cevap vercemmi diye soruyo
sabah olunca beni iyileşecek durumda olanların koğuşuna eski yattığım yere gönderdiler
3 gün sonra taburcu oldum
 
yani suffle kardeş sana sormuş ya noldu neyin var diye demekki sende bişey yokmuş benim anladığım
 
[MENTION=4830]Gazoz Agacı[/MENTION]

Teşekkürler Ceylan Hanım,

Müsait bir zamanımda cevap yazmıştım, beğenmenize sevindim :)
 
Geri
Üst