[MENTION=25240]Suffle[/MENTION]
Merhaba Herkese,
Öncelikle (lütfen) yazdığım bir kelime veya cümleye takılıp kalmayın: yazdıklarımın ana fikrini anlamaya çalışın. Siz bu satırları okuyanların veya herhangi başka bir kişinin/kişilerin kötülüğünü isteyen biri değilim.
1- Hayat adil değildir. (Kimse kimseyle eşit şartlarda doğmuyor)
Bazılarımız zengin bir ailede doğuyor, bazımız engelli oluyor, bazımızın ailesi bile olmuyor. Hayat iyi kartlara sahip olma değil, bazen kötü bir eli iyi oynama meselesidir. Adil olan tek şey herkesin ölecek olması.
2- İzlediğiniz diziler, filmler; okuduğunuz kitaplar kurgudur. Yani gerçek hayat değildir. Dizide gördüğünüz doktor bir hayali karakterdir. Oysa gerçek dünya bambaşkadır. İzlediklerinizi gerçek sanırsanız daha başka konularda da birçok hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır.
3- Türkiye’de hatta dünyanın birçok ülkesinde doktor sayısı yetersizdir.
İşini/mesleğini bilinçli olarak seçmiş, en idealist meslek sahipleri bile(doktor, öğretmen, tesisatçı...) belli bir noktadan sonra bıkkınlık yaşayabilmektedir. Bu da sundukları hizmetlere yansımaktadır. Misal, severek doktor olmuş biri günde 40-80 arası hasta bakmak zorunda kalınca muayeneye gelen kişilere kayıtsız davranır hale geliyordur bence.(Size ayıracağı bir beş dakikası var doktorun ve siz de kendimi iyi hissetmiyorumdan başka kelam etmeyince sizi sonra gel diye başından savması bence bugünkü şartlarda gayet doğal. Belki bir Avrupa ülkesinde olsak veya Amerika’da sizi konuşturmaya çalışabilirdi ama burası Türkiye. Burada psikiyatrlar ilaç yazar veya ilacı değiştirir; başka bir ilaç yazar. Bu psikiyatrlara has bir durumda değil. Sağ böbreğimin üzerinde bir ağrım vardı, iki yıl oldu. Doktora gideyim dedim. Şimdi devlet hastanesi doktoru tahlil vs. yapmak istemeyebilir diye Özel hastaneye gittim. Anlattım derdimi kas gevşetici vermeye kalktı. Israrcı olunca ek ücret ödeyip ultrason çektirmeyi başardım. Meğer safra kesemde taş ve kum varmış. Ameliyat oldum. Yani kendi teşhisimi ısrarlarım sayesinde kendim koydurmuş oldum.)
Hızlı yaşıyoruz, herkes kendini dünyanın merkezi sanıyor, büyük çoğunluk mutsuz ve çalışanların çoğu hakkettiği ücreti alamadığını düşünüyor-alamıyoruz zaten-. Bizim gibi dezavantajlı grup insanları daha hassas oluyorlar ki bu da onların gerçek hayatta daha çok incinmelerine neden oluyor. İnsanların empati ve iletişim sorunları hat safhada. Çoğu insan ilgi budalası olmuş durumda. Hiç ölmeyecekmiş gibi biriktirenlerimiz de var bir kere bile tebessüm etmeden günü tamamlayanlarımız da var. Var da var.
Bence bir daha doktora giderken aklınızda birkaç cümleniz olsun. Ve iletişime geçmekten çekinmeyin
a- Kendimi iyi hissetmiyorum.
b- Hayattan zevk alamaz oldum.
c- İşlerim hep ters gidiyor.
d- Uykum bozuk, düzensiz.
e- Sürekli geçmişi düşünüyorum.
f- Hayal kurmaktan hayatı ıskalıyorum.
Bu vb. cümleler size antidepresan yazdırır.
a- Kulağıma sesler geliyor
b- Burnuma kötü kokular geliyor
c- Gözüme gerçek sandığım hayal ürünü varlıklar görünüyor.
d- Televizyonla konuşuyorum
e- Kendimin mehdi olduğuna inanıyorum.
Vb. cümleler kurmanızın daha ciddi sonuçları olur. Yatarak tedavi görmeniz gerekebilir.
Son olarak: “Kolay bir hayat için dua etme, zor olana dayanma gücü için dua et.”
Bruce Lee
Bol şanslar..