- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Gürkan Özkoç, tıp dilinde "Osteoartrit" olarak bilinen kalça kireçlenmesinin önemli bir orta yaş üstü sorunu olduğunu bildirdi.
Kalça eklemini ilgilendiren kırıkların erken yaşta kireçlenmeye sebep olabildiğini belirten Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Özkoç, "Kalça çıkığı veya tam çıkık olmadan kalça eklemlerinin birbiri ile uyumlu eklem yapmaması da kıkırdak yüzlerin tahribatı ile başlayan eklem kireçlenmesine sebep olabilir" dedi.
Eklem kıkırdağının genetik yatkınlığı da erken kireçlenmeye sebep olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özkoç, "Bir diğer sebep de femur başına giden kan damarlarının kronik kortizon kullanımı, kronik alkolizm, Güney bölgelerimizde sık görülen orak hücreli anemi gibi bir takım kan hastalıkları da önemli bir etkendir. Kireçlenme, travmaya bağlı bölge damarlarının etkilenmesi sonucu kemikte ölü hücrelerin olduğu bölgenin çökmesi ile de gelişebilir. Bu durum 3-6 yaşlar arasında olan bir diğer kalça rahatsızlığının 55 yaşlardaki sonucu da olabilmektedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Özkoç, hastalığın belirtilerine de dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Hastalığın erken evrelerinde kalçanın içe doğru dönüşü karşı tarafa göre kısıtlanır. Hastanın uzun yürümesi ile ağrı oluşur. Aksama bazen hasta yakınları tarafından fark edilir. Hastalık ilerledikçe bacakta kısalma olur. Ağrı başlarda önde kasıkta ve bazen kalça ağrısı fazla olmadan dize doğru vuran ağrı şeklinde olabilir. Hastanın tipik olarak çorabını giymede zorlanma ve yere çömelememe şikayetleri de olur. İleri aşamalarında geceleri de devam eden ağrı hastanın günlük yaşantısını bozar."
Hastanın çocukluk yaşı kalça problemleri, ağrının süresi ve yerinin tanı açısından önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özkoç, "Kalça muayenesi sırasında kısalık ve hareket kısıtlılığı tanıyı destekler. Tanı ön arka kalça grafisi ile konabilir. Erken evrelerde diğer sebepleri de anlamak için kan tahlili ve MR’da yaptırılması gereken tetkiklerdendir" dedi. Prof. Dr. Özkoç, bu hastalığın cerrahi yöntemlerle tedavisinde teknolojik gelişmeler sayesinde olumlu sonuçlar alındığını kaydetti.
Prof. Dr. Özkoç, Yapılan cerrahinin özelliğine bağlı olarak hastalara ameliyat sonrası birinci gün tam ağırlık verdirebildiklerini vurgulayarak, "Bu durum hastanın hiçbir destek almadan yürüyebileceği anlamına gelmeyebiliyor. Kişisel farklılıklara ve ağrıya olan dayanıklılığa bağlı olarak tam ağırlık verdiğinde bir şey olmayacağı anlamına gelir. Yine de dinç hastaların büyük çoğunluğu 2 hafta içinde koltuk değneğini atabilmektedir" dedi.
Kalça eklemini ilgilendiren kırıkların erken yaşta kireçlenmeye sebep olabildiğini belirten Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Özkoç, "Kalça çıkığı veya tam çıkık olmadan kalça eklemlerinin birbiri ile uyumlu eklem yapmaması da kıkırdak yüzlerin tahribatı ile başlayan eklem kireçlenmesine sebep olabilir" dedi.
Eklem kıkırdağının genetik yatkınlığı da erken kireçlenmeye sebep olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özkoç, "Bir diğer sebep de femur başına giden kan damarlarının kronik kortizon kullanımı, kronik alkolizm, Güney bölgelerimizde sık görülen orak hücreli anemi gibi bir takım kan hastalıkları da önemli bir etkendir. Kireçlenme, travmaya bağlı bölge damarlarının etkilenmesi sonucu kemikte ölü hücrelerin olduğu bölgenin çökmesi ile de gelişebilir. Bu durum 3-6 yaşlar arasında olan bir diğer kalça rahatsızlığının 55 yaşlardaki sonucu da olabilmektedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Özkoç, hastalığın belirtilerine de dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Hastalığın erken evrelerinde kalçanın içe doğru dönüşü karşı tarafa göre kısıtlanır. Hastanın uzun yürümesi ile ağrı oluşur. Aksama bazen hasta yakınları tarafından fark edilir. Hastalık ilerledikçe bacakta kısalma olur. Ağrı başlarda önde kasıkta ve bazen kalça ağrısı fazla olmadan dize doğru vuran ağrı şeklinde olabilir. Hastanın tipik olarak çorabını giymede zorlanma ve yere çömelememe şikayetleri de olur. İleri aşamalarında geceleri de devam eden ağrı hastanın günlük yaşantısını bozar."
Hastanın çocukluk yaşı kalça problemleri, ağrının süresi ve yerinin tanı açısından önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özkoç, "Kalça muayenesi sırasında kısalık ve hareket kısıtlılığı tanıyı destekler. Tanı ön arka kalça grafisi ile konabilir. Erken evrelerde diğer sebepleri de anlamak için kan tahlili ve MR’da yaptırılması gereken tetkiklerdendir" dedi. Prof. Dr. Özkoç, bu hastalığın cerrahi yöntemlerle tedavisinde teknolojik gelişmeler sayesinde olumlu sonuçlar alındığını kaydetti.
Prof. Dr. Özkoç, Yapılan cerrahinin özelliğine bağlı olarak hastalara ameliyat sonrası birinci gün tam ağırlık verdirebildiklerini vurgulayarak, "Bu durum hastanın hiçbir destek almadan yürüyebileceği anlamına gelmeyebiliyor. Kişisel farklılıklara ve ağrıya olan dayanıklılığa bağlı olarak tam ağırlık verdiğinde bir şey olmayacağı anlamına gelir. Yine de dinç hastaların büyük çoğunluğu 2 hafta içinde koltuk değneğini atabilmektedir" dedi.
Bazen ağrılar o kadar şiddetlenir ki hasta yaşamaktan bezer...canına tak eder ve ameliyat olmak için sabırsızlanmaya başlar...artık dayanabileceği son noktadadır...tüm yaşamı , tüm sevinçleri alt üst olur...yaşam kalitesi düşmek ne kelime ortada yaşam mı vardır ki artık kalitesi olsun ? bir hastanın son sessiz çığlıklarıdır aslında ameliyat olma isteği...çaresizlik diz boyudur...artık ne geriye dönebilir ne ameliyat olabilir durumdaysa işte o zaman kim kime nasıl yardım edecektir ? doktor mu hastaya moral vermeli hasta mı doktora umut vermeli aşamasına gelinir ki iki tarafta aslında kendine göre haklıdır...
