Oruç tutacak diyabetliler dikkat!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kimler risk grubunda? Oruç tutan diyabetlileri bekleyen tahlikeler neler? Dr. Halil Kutlu Erol anlattı...




Diyabet hastalarının oruç tutması konusunda genel yasaklama ya da genel izinler yerine ‘hastaya özel’ kararlar verilmesi gerektiğinin altını çizen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Kutlu Erol’dan oruç tutması riskli olan diyabet hastalarını ve ramazanı nasıl geçirmeleri gerektiğini anlattı...

Kan şekeri sık sık normalin altına (<60-70 mg/dl) düşenler, hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar, kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar, ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış, hikâyesi olan hastalar, tip 1 diyabet hastaları, mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar, kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören hastalar, gebe diyabetliler, yalnız yaşayan diyabet hastaları, yaşlı diyabet hastaları oruç tutmaları yüksek risk taşıyan hastalar grubuna girer.

Yüksek riskli diyabet hastaları oruç tuttukları takdirde, özellikle ciddi kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi), diyabetik koma (ketoasidoz), vücutta ciddi susuzluk (dehidratasyon) ve damarlarda pıhtılaşmaya meyil (tromboz) risklerine maruz kalabilirler. Diyabetik koma riski, özellikle ramazan ayı öncesinde kan şekeri kontrollerinin sonuçları iyi olmayan tip 1 diyabet hastalarında belirgin düzeyde daha fazla görülmektedir. Uzun süre susuz kalmak, hem tansiyon düşmesi, bayılma, düşme ve kırık oluşma riskinin artmasına hem de pıhtılaşma bozukluklarına yol açabilir.

RAMAZANI RAHAT GEÇİRMEK İSTİYOR MUSUNUZ?

Doktor ve diyetisyen yardımıyla günlük kalori miktarı ayarlanmış ve Ramazan ayına göre güncellenmiş bir beslenme programı uygulayın. İlaçlarınızın programını iftar ve sahurda alınacak şekilde hekiminizle birlikte yapın. İftar ve sahur arasında ‘az’ ama ‘sık’ yeme ilkesini uygulayın. Yani, sahur ve iftarda iki ‘ana’ öğün, iftardan sonra 1-1,5 saat arayla bir veya iki kez ‘ara’ öğünler yiyin. Sahur ve iftarın yanı sıra, gece saat 10-11 arasında alınacak bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını en az üçe çıkarın. Yiyecek seçiminde; ekmek, pide, hamur işi yiyecekler, pirinç pilavı, makarna, patates ile şekerli yiyecekler gibi kan şekerini yükseltme potansiyeli yüksek basit karbonhidratları kısıtlayın.

Süt, peynir, yoğurt, yumurta, zeytin, sebze, kepekli ekmek veya ızgara tavuk gibi ‘proteinden zengin’ besinleri ve domates, salatalık ve meyve çeşitlerinin bulunduğu ‘kahvaltı tarzı’ beslenmeyi tercih edin. Mutlaka çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekleri tüketin. Gün içerisinde aşırı acıkma sorununuz varsa kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi protein ağırlıklı besinleri tüketin. Protein içeren besinler, midede daha uzun süre kaldığından, uzun süreli tokluk sağlar. Tek seferde büyük porsiyonlar seklinde beslenmek yerine, daha küçük ölçülü porsiyonları tercih edin.

Uzun süre susuz kalınca, böbrek fonksiyonları bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Diyabet hastalığının en çok hasar verdiği organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile sahur arasında en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su için.

Suyu birden ve hızlı şekilde içmeyin. Bu şekilde su tüketimi mide-barsak sistemindeki ani genişlemeye bağlı olarak, kan basıncında ani düşüklük ve buna bağlı baş dönmesi ve bayılmaya neden olabilir. Suyu, tercihen oturarak ve yudumlayarak yavaş bir şekilde için.

Yemek sırasında çok su tüketmeyin. Çünkü midede bulunan fazla su, mide asidini sulandırarak hazmı zorlaştırabilir. Yemeğin hemen üzerine de çok su içmeyin. Bu durum da hazımsızlık ve şişkinliğe neden olabilir. Birden fazla yemeği çok hızlı yemeyin. Çünkü gıda miktarının fazlalığına ve fazla hava yutulmasına bağlı olarak, mide ve onikiparmak barsağı fazla genişler ve kan şekeri hızla yükselir. Kan şekerini düşürmek için insülin hormonu seviyesi hızlı bir şekilde yükselir ve kan şekerini hızlı bir şekilde düşürür. Bu duruma bağlı olarak, yemeği takiben halsizlik, uyuma isteği, baş dönmesi, terleme gibi şikâyetler oluşabilir.

İftarda aşırı şerbetli, yağlı, hamur işi tatlılar yerine, ölçüyü kaçırmadan, sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlılarını tercih edin.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Diyabetli hastalara özel sahur ve iftar

Diyabetlilerin en önemli tedavi basamakları beslenme tedavisidir. Oruç bu tedaviyle uyuşmaz.

Kan şeker düzeyleri yükselerek hiperglisemi koması, felç ya da ölüme neden olabilir. Ancak oruç tutmakta ısrar ediliyorsa, birtakım kurallara uyulması zorunludur. İşte A'dan Z'ye diyabetlilerin Ramazan günlüğü...

Diyabet (şeker hastalığı) en basit tanımıyla, vücudun besinlerdeki enerjiyi kullanmasını etkileyen bir hastalık durumudur. Başka bir deyişle, pankreastan salgılanan ve kan şekerinin belirli bir düzeyde kalmasını sağlayan insülin hormonunun yetersizliği ya da efektif kullanılmaması durumu sonucunda kan şekerinin istenilen düzeyin üzerine çıkması sonucunda şeker hastalığı oluşmaktadır. Kanda glikozun sürekli olarak yüksek olması çok ciddi sorunlara yol açabildiği gibi düşük ya da sürekli değişken olması da tehlikelidir.

KAÇ ÇEŞİT DİYABET VARDIR?

İnsüline bağımlı (Tip 1) diyabet:

Daha az görülür. Pankreastan salgılanan insülin hiç yoktur veya etkisizdir. Diyabetin bu çeşidi genellikle çocukluk çağında ya da genç yetişkinlik döneminde başlar. Hastaya dışarıdan insülin tedavisi gereklidir.

İnsülinden bağımsız (Tip 2) diyabet:

Daha sık görülür. İnsülin pankreastan yeterli salgılanmaz. Ailede diyabet hikayesi olanlar risk altındadır. Tip 2 diyabet yavaş gelişen bir hastalıktır ve genelde 40 yaştan sonra ortaya çıkar. Bu diyabet çeşidi için aşırı kilo önemli bir risk faktörüdür. Tedavisi; diyet, egzersiz, medikal tedavi ve eğitimden oluşan bir kompleks ile mümkündür. Bu kompleksin en önemli halkası diyet tedavisidir.

Gestasyonel diyabet:

Hormonlardaki değişikliğin bir sonucu olarak, hamilelik döneminde ortaya çıkabilen bir durumdur. Genelde doğumdan sonra kaybolmasına rağmen, hamilelik süresince kontrol edilmelidir.

SIK GÖRÜLEBİLEN SAĞLIK SORUNLARI:

*Sık enfeksiyonlara yakalanma
*Göz rahatsızlıkları
*Böbrek sorunları
*Sinir iletimi bozuklukları
*Kalp rahatsızlıkları
*Yaraların iyileşemeyip kangrenlere dönüşmesi
*Hiper ya da hipoglisemi ataklarıgibi sorunlar temelde diyet tedavisi ile aşılıp kontrol altına alınabilecek sorunlardır...

Kan şekerini hızla yükselten besinler:

Aşağıdaki karbonhidrat türlerinin tüketilmemesi gerekir.

¢Şeker
¢Bal
¢Pekmez
¢Reçel
¢Çikolata
¢Şekerleme
¢Hazır meyve suları
¢Meşrubatlar.

Kan şekerini yavaş yükselten besinler:

1.Düşük posa içerenler

¢Beyaz ekmek
¢Un
¢Tuzlu bisküvi
¢Patates
¢Pirinç
¢Makarna.

2.Yüksek posa içerenler

¢Kuru baklagiller
¢Kepekli ekmek
¢Bulgur
¢Sebze ve meyveler.

Posa tüketimi:

Yüksek posa içeren besinler kan şekerini düzenlediği ve kolesterolü düşürdüğü için daha fazla tercih edilmelidir.

Protein tüketimi:

Proteinden zengin gıdalar (et, süt, yumurta vb) yeterli miktarlarda alındığında kan şekerini düzenleyici rol oynamaktadırlar. Bu nedenle günlük diyette protein alımına dikkat edilmelidir. Kırmızı et yerine tavuk, balık veya hindi eti, süt ve yoğurtta yarım yağlı veya yağsızlar tercih edilmelidir.

Yağ tüketimi:

Katı yağlar yerine sıvı yağlar (zeytin yağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı) tercih edilmelidir.

Öğün sayısı:

Diyabette önerilen yiyeceklerin zamanında ve gerekli miktarlarda yenilmesi çok önemlidir. Besinler 3 ana 3 ara öğün şeklinde tüketilmelidir. Bu şekilde insülinin daha dengeli kullanımı ve dolayısıyla insüline olan ihtiyacın azalması sağlanır. Uzun süre aç kalınması ve düzensiz yemek yenilmesi hipo ve hiperglisemiye yol açar. Bu nedenle oruç tutmak, bir veya birkaç öğünü atlamak gibi davranışlardan kaçınılmalıdır.

HİPOGLİSEMİ (Düşük kan glikoz düzeyi)

Aşağıda yer alan belirtiler ile kendini gösterir:
Titreme
Huzursuzluk
Taşikardi (çarpıntı)
Nemli soluk deri
Baş ağrısı
Kusma
Çift görme
Baygınlık hissi.

HİPERGLİSEMİ (Yüksek kan glikoz düzeyi)

Aşağıda yer alan belirtilerle kendini gösterir:

Bulantı, kusma
Yorgunluk
Karında ağrı
Dalgınlık
Deride kırmızılık, kuruluk
Düşük tansiyon

DİYABETİK BİREYLER İÇİN GENEL BESLENME ÖNERİLERİ

Kan şekerinizi kontrol altına almada öğün sayınız son derece önemlidir. Bu yüzden öğünlerinizi zamanında, önerilen miktarlarda ve 3 ana 3ara öğün biçiminde tüketmeye çalışınız...

Beslenme programınızdan pekmez, reçel, bal, marmelat, sofra şekeri gibi saf basit şeker kaynaklarını, hamur işlerini, yağda kızarmış veya kavrulmuş ve sos ilave edilmiş yiyecekleri, kuruyemişleri, kaymak, krema, mayonez gibi yağlı gıdaları, içeriği tam olarak bilinmeyen hazır besinleri çıkarınız...

Beslenmenizde lifli besinlere öncelik veriniz. Bol miktarda çiğ sebze (domates,salatalık) ve sebze yemeği yiyiniz.

Kepekli ekmek kan şekerinizi daha yavaş yükselteceğinden beyaz ekmeğe oranla kepekli ekmeği tercih ediniz...

Yemekleri pişirdiğiniz yağın cinsine dikkat ediniz.yemeklerinizi ve salatalarınızı bitkisel kaynaklı sıvı yağların karışımı ile (mısırözü, ay çiçek, zeytinyağı ve fındık yağı) hazırlayınız.

Hayvansal kaynaklı katı yağlardan (tereyağı, içyağı, kuyrukyağı) ve margarinden uzak durunuz.

Meyveleri tek başına tüketmemeye özen gösteriniz. Meyveler kan şekerinizi hızlı yükseltir. Bu yüzden meyveleri proteinli gıdalarla birlikte ya da yemeklerle beraber tüketiniz.

Peki ya ORUÇ?

Diyabet hastalarının en önemli tedavi basamakları beslenme tedavisidir. Oruç ise diyabet tedavisi ile uyuşmayan bir durumdur. Oruç durumunda, iftarla birlikte vücuda fazla miktarda besin alınması söz konusu. Şeker hastalarında ise insülin miktarı yetersiz olduğundan bunu karşılayamayarak kan şekerinin yükselmesi durumu oluşacaktır. Yüksek kan şeker düzeyleri ise vücutta birçok hasara neden olabilmektedir. İftardan sonra oluşabilecek hiperglisemi koması, felç ya da ölüme neden olabilir. Bu nedenden dolayı şeker hastalarının sık sık ve az az yemeleri gerekir. Ve oruç tutmaları son derece sakıncalıdır.

ORUÇ TUTMAKTA ISRAR EDEN DİYABETLİLER NELERE DİKKAT ETMELİ?

Diyabet hastalarının kesinlikle oruç tutmamamları gerektiğini bir kez daha hatırlattıktan sonra, bu konuda ısrarcı olan diyabetlilerin özellikle dikkat etmesi gereken noktaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Bu hastalarda;

*Fizyolojik ve metabolik kontrolün iyi olması gerekir.
*Evde glikoz düzeylerinin monitörize edilmesi gerekir.
*Oruç boyunca diyet kontrolünün düzgün olması gerekir.
*Yeniden İlaç düzenlemesi gerekebilir.
*Fiziksel aktivite düzenlenmelidir.
*Dehidratasyon, hipoglisemi ve diğer komplikasyonların belirtilerinin öğrenilmesi gerekir.
*Hiperglisemi ve kilo alımına eğilim, yağlı ve karbonhidratlı besinlerin alımına bağlıdır. Diyabetli hastalarda kontrolü sağlamak için, bu ayda yüksek kalorili ve oldukça rafine olan besinler tüketilmemelidir.
*Birçok çalışma Ramazan boyunca düzenli hafif egzersizin diyabet için zararsız olduğunu göstermektedir. Bu nedenle diyabetik hastalara oruç olmadıkları zamanki fiziksel aktivitelerine devam etmelerinin gerekli olduğunun bildirilmesi gerekir. Yani gerekli dinlenme ve egzersiz programlarını bilmeleri gerekmektedir.
*Ramazan ayı boyunca diyabet hastalarının 3 temel faktör üzerinde durması gerekmektedir.

Bunlar şöyle sıralanabilir;

*Diyet kontrolü

*İlaç kullanımı

*Günlük aktivite.

Uzman Diyetisyen: Banu TOPALAKÇI
 
Tekerlekli Sandalye
Üst