Osmanlı kuruluşundan fetret devrine kadarki dönem 1299-1402

ibrahim ylmz

Üye
Üye
Katılım
Kas 27, 2012
Mesajlar
196
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
1299 yılına gelindiğinde Anadolu'da hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma süreci içindeydi. Bu yıllarda Osman Bey, yakın arkadaşları ile birlikte Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü fethetti. 1301'de Yenişehir fethedildi. Osmanlı Beyliği, 1299'da resmen kuruldu. (Bunun yanı sıra tarihçilerin bazıları beyliği kuruluşunu 1301 kabul eder. Halil İnalcık'a göre ise beylik 1302'de gerçekleşen Koyunhisar Savaşı ile kurulmuştur.) 1302'de Bizans İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Bey'i durdurmak için yola çıktı. Osman Bey, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı ilk savaş olarak kabul edilen Koyunhisar Savaşı'nın kazananı oldu.
1326'da Osman Bey, Bursa'yı kuşattı. Fakat kendisinin rahatsızlanması üzerine kuşatmaya Orhan Bey devam etti. Aynı yıl Bursa fethedildi ve başkent yapıldı. Döneminde kendi adına para bastırarak beyliği devlet haline getirdi. 1329'da III. Andronikos'un başında bulunduğu Bizans ordusu ile yaptığı Maltepe Savaşı'nı kazandı. 1331'de İznik'i, 1337'de İzmit'i topraklarına kattı. Ayrıca kendisinin döneminde devletin sınırları, komşu Türk beyliklerinin toprakları yönünde de genişlemeye başladı. 1345'te Karesioğulları Beyliği Osmanlı egemenliği altına girdi. Böylece Osmanlı, hem beyliğin donanmasından yararlandı, hem de Rumeli'ye geçiş için alınması gereken önemli bazı noktalara sahip oldu. 1352'de, taht kavgaları ile mücadele eden Bizans yöneticilerinden Kantakuzen'e isteği üzerine yardım kuvveti gönderen Orhan Bey, yardımın karşılığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Çimpe Kalesi'nin sahibi oldu.Çimpe Kalesi'nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Devleti, ilk Rumeli toprağını kazandı.
Orhan Bey'den sonra yerine I. Murad geçti. Murad Hüdavendigâr olarakta bilinen I. Murad, Osmanlı topraklarını Balkanlar yönünde genişletmeyi sürdürdü. İlk olarak Edirne yakınlarında yapılan Sazlıdere Savaşı ile Türk ilerleyişini durdurmak isteyen bir Bizans-Bulgar ordusunu yenilgiye uğrattı ve zaferin ardından Edirne'yi ele geçirdi. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar, Sırp, Bulgar, Eflâk ve Bosna birleşik ordusu ile Edirne yakınlarında karşılaştı. Yapılan Sırpsındığı Savaşı'nda karşı tarafı yenilgiye uğrattı. Döneminde, Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardı. Döneminde, Hamitoğulları Beyliği'nden para karşılığı Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve Isparta'yı; Germiyanoğulları Beyliği'nden çeyiz yoluyla Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Emet'i aldı. Balkan ve Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın Avrupa yönündeki ilerlemesini durdurma çabaları I. Kosova Savaşı (1389) savaşı ile devam etti. Osmanlı, savaşın kazananı oldu fakat I. Murad, savaşın bitmesinin ardından şehit edildi.
I. Murad'ın I. Kosova Savaşı sonrasında şehit edilmesi üzerine Osmanlı tahtına daha sonraları Yıldırım Bayezid olarakta tanınacak olan I. Bayezid geçti. I. Bayezid, Balkanlar'ın yanı sıra Anadolu'da siyasi birlik sağlama çabasına girişti. Bu kapsamda Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Hamitoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları beyliklerini topraklarına kattı. 1392'de Candaroğulları topraklarını ele geçirdi. Saltanatı süresince dört kez İstanbul'u abluka altına aldı. Bunlardan üçüncüsünü 1396 yılında yaptı fakat Haçlı ordusunun Niğbolu'ya kadar gelmesi üzerine ablukayı kaldırdı. Eylül 1396'da yapılan Niğbolu Savaşı'nı kazandı. Savaşın ardından İstanbul'u dördüncü kez abluka altına aldı fakat bu albukayı da doğuda beliren Timur tehlikesi sebebiyle kaldırdı. Çin'e sefer düzenlemek isteyen ve batısında güçlü bir devlet barındırmak istemeyen Timur, daha önceleri savaşarak yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu ile Celayirîli hükümdarlarının Osmanlı'ya sığınmasını ve istediği şartların kabul edilmemesini ileri sürerek Osmanlı'ya savaş açtı. İki ordu, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid, kendisine bağlı Türk beylerinin Timur'un tarafına geçmesininde etkisi ile de yenilgiye uğradı. Böylece 9 yıl sürecek olan fetret(iki padişah arasında padişahsız geçen süre) devri başlamış oldu.
 

anka düşüm

Üye
Üye
Katılım
Ocak 13, 2013
Mesajlar
4
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Osmanlı son döneminde bilinenen aymazlıkları sayesinde 28 ülkeye parçalanmıştı. öyle görülüyor ki gereken dersi almamışız. tarih Atatürk'ün Nutuk isimli güncesindeki uyarılarınına ve "Gençliğe Hitabı"ndaki etkili çığlıksal bitişine rağmen tekerrür edecek gibi. ama bu elimizde diyorum. ya bu çirkefe dur diyeceğiz yada bakalım Türkiye'm kaça bölünecek, seçim bizim...


Mehmet Akif Ersoy'un da dediği gibi “ O şiir (İstiklal Marşı) bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Allah, bir daha bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyerek, onu Türk Milletine armağan etmiştir.

Milletçe aynı kararlılıkla, İstiklal Marşımızda en güzel ifadesini bulan ortak değerler ve amaçlar etrafında birleşerek, daha iyi, daha mureffeh bir gelecek için azimle, inançla çalışmaya devam edeceğiz. Bugün hepimize düşen en büyük görev, geçmişte gösterilen çabaların anlam ve öneminin bilincine vararak, atalarımızın emaneti olan yurt topraklarına sahip çıkmak, Cumhuriyetimizi sonsuza değin yaşatmaktır.

Rahmetli Mehmet Âkif’in Mısır dönüşü, “Mısır’da on bir yıl kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane bir fikrimi söyleyeyim mi: İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de, Müslümanlık da Türkiye’de, hürriyetçilik de Türkiye’de... Eğer varsa, Allah benim ömrümden alıp, (Mustafa Kemal’i kastederek) O’na versin”

Allah hiç olmazsa ben yaşaken o günleri göstermesin, öyle içleniyorum ki...
 

ibrahim ylmz

Üye
Üye
Katılım
Kas 27, 2012
Mesajlar
196
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Söyledikleriniz dogru ama Yüce Türk milleti bu oyunların farkında emin olabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti 100'üncü yılında dünyanın sayılı ülkeleri arasında olacaktır. Bizi yönetenler ki şu anda AKP, CHP, MHP çogunlugun temsilcileri ülkenin nereye gittigini görüyorlar ve bunlara önlem alıyorlar. Bu iş emin olun o kadar da basit bir iş değil. Gerek dış mihraklarca olsun gerekse içimizdeki hainler ülkemizin bütünlüğünü bozmak için türlü türlü oyunlar içerisindeler. Osmanlı'nın son dönemine bakarsak eger ülkenin yönetiminin tamamen dış mihraklarca oldugunu görmekteyiz. Eger bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız onu içeriden daha kolay yıkarsınız yabancı devletlerde bunu yapmışlardır.Ama şu andaki yöneticilerin bunun farkında olduklarını temenni etmekten başka çaremiz yok ki bence ülkemizi yönetenler bunun farkındalar ve attıkları her adıma dikkat ediyorlar. Her alanda gelişim gösteriyorsanız sizin düşmanlarınız olacak elbette önemli olan tek vücut durabilmek. Ben eminim ülkemizin geleceği aydınlık olacaktır. Ya bir de geçmişten gelen yani yakın geçmişten gelen dışa bağımlılık var bunun yavaş yavaş eritebilirsiniz bir anda olmaz.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst