Erken teşhisle bağlantılı olarak özel eğitim desteği alınması gereken genetik alt yapıya dayalı bir gelişim bozukluğudur. Otizm li bireylerin özel eğitim alması koşuluyla hayatlarını idame edebilecek hale gelmeleri mümkündür. Fakat verilen desteğin devlet tarafından karşılanan kısmı yeterlimi işte bu kocaman bir soru işaretidir. Otizm li bireyler için tedavi niteliğinde olan özel eğitimin karşılanaması dar gelirli aileler için oldukca büyük bir sıkıntıdır. Dileriz bu konu hakkında yetkililer önemli ve faydalı kararlar alıp aileleri bu zorluklardan kurtarırlar.
Yazımızda otizm ile alakalı bir çok önemli noktaya değineceğiz.

TÜRKİYE’DE OTİZM
OTİZM NEDİR?
Otizm, doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nöro – biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor.
OTİZMİN GÖRÜLME SIKLIĞI
Amerikan Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugün dünya genelinde okul çağındaki her 88 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla görülüyor, her 54 erkek çocuktan biri günümüzde otizm riski taşıyor. Dünyada son yıllarda şeker, kanser ve AIDS dahil olmak üzere bir çok hastalıktan daha fazla sayıda otizm teşhisi alınıyor.
Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmaması nedeniyle, Otizm Platformu’nun önceki yıllarda öngördüğü verilere göre, tahmini olarak 550.000 otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli çocuk bulunduğu “varsayılıyor.” Otizmli bireylerin ebeveynleri, kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de hesaba katıldığı zaman, Türkiye’de her ile yayılmış durumda otizmden etkilenen 2 milyondan fazla vatandaşımızdan bahsedebiliriz.
OTİZMİN TEŞHİS VE TEDAVİSİ
Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım, erken teşhis. Erken teşhis, otizmli çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri alarak hayata katılması için ilk önemli adım.
Otizm Kuşkusuna Yönelik Doktor ve Sağlık Personeli Görüşü Alınması
Çocuğunuzun gelişimini takip eden çocuk doktoruna, Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlama Merkezlerinde ya da sağlık ocaklarında görev yapan aile hekimlerine çocuğunuzda fark ettiğiniz sorunları ve neden otizmden kuşkulandığınızı anlatabilirsiniz. Bu kişiler çocuğunuzun rutin gelişim takibini yaparken sizin otizmle ilgili kuşkularınıza da ışık tutabilirler.
Tanı için ülkemizde öncelikle Çocuk Psikiatri Kliniklerince konulmaktadır. Ancak eşlik eden sorunlar var ise Çocuk Nörolojisine de müracaat edilmektedir.
Eğer çocuğunuza otizm tanısı konmuşsa; Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) eğitsel değerlendirme ve tanılama için başvurmalısınız.
Eğitsel değerlendirmesinin yapılması, eğitim ortamına yerleştirilmesi ve devletin sağlayacağı özel eğitim desteğinden yararlanabilmesi için ilinizdeki yada ilçenizdeki RAM’a başvurmanız gerekir.
RAM
Otizm Tanısına Yönelik Ayrıntılı Değerlendirme Yapılması
Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve çocuk nörologlarıdır. Bu uzmanlar tanı koyma amacıyla otizme yönelik ayrıntılı değerlendirme yaparlar. Çocuklarda otizm olup olmadığını, otizmin derecesini, zeka düzeyini, uyum becerilerini, iletişim becerilerini ve davranış gelişimini değerlendirmek için çeşitli testler vardır. Çocuk ruh sağlığı uzmanları ve çocuk nörologları ayrıntılı değerlendirme sırasında bu testlerin hangilerinin sizin çocuğunuza uygulanması gerektiği konusunda sizi bilgilendirirler ve çocuğunuza test uygulanması için sizi yönlendirirler.
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Çıkarılması
Eğer çocuğunuz otizm tanısı alırsa, Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almanız gerekir. Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almak için, bünyesinde Özürlü Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvur
BELİRTİLER
Eğer çocuğunuz;
• Sizinle ve başkalarıyla göz kontağı kurmuyorsa,
• İsmi söylendiğinde veya çağrıldığında dönüp bakmıyorsa, söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
• Konuşmada yaşıtlarının gerisinde kalmışsa, başkaları ile söyleşiyi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğu varsa, basmakalıp, yineleyici (ekolali) ya da özel bir dil kullanarak garip konuşuyorsa veya konuşması hiç gelişmemişse,
• Gözleri sık sık bir şeye takılıp kalıyorsa,
• Anlamsız gülme veya ağlama krizleri varsa,
• Parmağıyla istediği şeyi işaret ederek göstermiyorsa,
• Oyuncaklara amacına uygun oynamayı beceremiyorsa, yaşıtlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
• Ellerini kanat gibi çırpma, parmak uçlarında yürüme, kendi çevresinde veya eşyalar etrafında dönme, sallanma, çırpınma şeklinde garip ve yineleyici hareketleri (stereotipi) varsa,
• Bir şarkının bir bölümünü tekrar tekrar söylemek, dolapların kapaklarını sürekli olarak açıp kapatmak, ayak parmaklarının ucunda odanın bir ucundan öbür ucuna koşturmak, bazı eşyaları döndürmek veya sürekli sıraya dizmek gibi çeşitli ilgi ve davranış takıntıları varsa,
• Günlük yaşamındaki düzen ve program değişimlere aşırı tepkiler veriyor ve uyum sağlayamıyorsa,
• Kendisine ve çevresine yönelik zarar verici davranışlara sahipse,
vakit kaybetmeden teşhis için uzmanlara başvurmak gerekiyor.
Otizmin tedavisi var mı? Otizm, beş bilinmeyenli bir denklem gibi: Nedenleri tam olarak saptanamadığı gibi tek bir kesin tedavisi de günümüzde “henüz” mevcut değil! Otizm, toplumsal fark, ırk, dil, din gözetmiyor, çocuk yetiştirme biçiminizle veya sosyo-ekonomik koşullarınızla da ilgilenmiyor. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel koşulların – yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu maddeler vb.- otizmi tetiklediği düşünülüyor.
BİLİNEN EN BÜYÜK TEDAVİ EĞİTİM
Bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için kanıtlanmış yoğun eğitim süresi haftada bireysel ve grup eğitimi olarak 40 saat. Oysa ülkemizde sosyal güvenlik kapsamında “otizm özel eğitim raporlu” çocuklar için aylık 6- 12 saat olan özel eğitim süreci, dünya genelinin oldukça gerisinde kalıyor.
Otizmli çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerekiyor. Çünkü eğitim, otizmli birey için her şeyden önce “tedavi” anlamına geliyor. Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli fark; erken tanı ve erken bireysel/kaynaştırma eğitimiyle otizmli çocukların sorunlarının büyük bir kısmını aşmaları.
Yazımızda otizm ile alakalı bir çok önemli noktaya değineceğiz.

TÜRKİYE’DE OTİZM
OTİZM NEDİR?
Otizm, doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nöro – biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor.
OTİZMİN GÖRÜLME SIKLIĞI
Amerikan Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugün dünya genelinde okul çağındaki her 88 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla görülüyor, her 54 erkek çocuktan biri günümüzde otizm riski taşıyor. Dünyada son yıllarda şeker, kanser ve AIDS dahil olmak üzere bir çok hastalıktan daha fazla sayıda otizm teşhisi alınıyor.
Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmaması nedeniyle, Otizm Platformu’nun önceki yıllarda öngördüğü verilere göre, tahmini olarak 550.000 otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli çocuk bulunduğu “varsayılıyor.” Otizmli bireylerin ebeveynleri, kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de hesaba katıldığı zaman, Türkiye’de her ile yayılmış durumda otizmden etkilenen 2 milyondan fazla vatandaşımızdan bahsedebiliriz.
OTİZMİN TEŞHİS VE TEDAVİSİ
Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım, erken teşhis. Erken teşhis, otizmli çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri alarak hayata katılması için ilk önemli adım.
Otizm Kuşkusuna Yönelik Doktor ve Sağlık Personeli Görüşü Alınması
Çocuğunuzun gelişimini takip eden çocuk doktoruna, Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlama Merkezlerinde ya da sağlık ocaklarında görev yapan aile hekimlerine çocuğunuzda fark ettiğiniz sorunları ve neden otizmden kuşkulandığınızı anlatabilirsiniz. Bu kişiler çocuğunuzun rutin gelişim takibini yaparken sizin otizmle ilgili kuşkularınıza da ışık tutabilirler.
Tanı için ülkemizde öncelikle Çocuk Psikiatri Kliniklerince konulmaktadır. Ancak eşlik eden sorunlar var ise Çocuk Nörolojisine de müracaat edilmektedir.
Eğer çocuğunuza otizm tanısı konmuşsa; Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) eğitsel değerlendirme ve tanılama için başvurmalısınız.
Eğitsel değerlendirmesinin yapılması, eğitim ortamına yerleştirilmesi ve devletin sağlayacağı özel eğitim desteğinden yararlanabilmesi için ilinizdeki yada ilçenizdeki RAM’a başvurmanız gerekir.
RAM
Otizm Tanısına Yönelik Ayrıntılı Değerlendirme Yapılması
Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve çocuk nörologlarıdır. Bu uzmanlar tanı koyma amacıyla otizme yönelik ayrıntılı değerlendirme yaparlar. Çocuklarda otizm olup olmadığını, otizmin derecesini, zeka düzeyini, uyum becerilerini, iletişim becerilerini ve davranış gelişimini değerlendirmek için çeşitli testler vardır. Çocuk ruh sağlığı uzmanları ve çocuk nörologları ayrıntılı değerlendirme sırasında bu testlerin hangilerinin sizin çocuğunuza uygulanması gerektiği konusunda sizi bilgilendirirler ve çocuğunuza test uygulanması için sizi yönlendirirler.
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Çıkarılması
Eğer çocuğunuz otizm tanısı alırsa, Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almanız gerekir. Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almak için, bünyesinde Özürlü Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvur
BELİRTİLER
Eğer çocuğunuz;
• Sizinle ve başkalarıyla göz kontağı kurmuyorsa,
• İsmi söylendiğinde veya çağrıldığında dönüp bakmıyorsa, söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
• Konuşmada yaşıtlarının gerisinde kalmışsa, başkaları ile söyleşiyi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğu varsa, basmakalıp, yineleyici (ekolali) ya da özel bir dil kullanarak garip konuşuyorsa veya konuşması hiç gelişmemişse,
• Gözleri sık sık bir şeye takılıp kalıyorsa,
• Anlamsız gülme veya ağlama krizleri varsa,
• Parmağıyla istediği şeyi işaret ederek göstermiyorsa,
• Oyuncaklara amacına uygun oynamayı beceremiyorsa, yaşıtlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
• Ellerini kanat gibi çırpma, parmak uçlarında yürüme, kendi çevresinde veya eşyalar etrafında dönme, sallanma, çırpınma şeklinde garip ve yineleyici hareketleri (stereotipi) varsa,
• Bir şarkının bir bölümünü tekrar tekrar söylemek, dolapların kapaklarını sürekli olarak açıp kapatmak, ayak parmaklarının ucunda odanın bir ucundan öbür ucuna koşturmak, bazı eşyaları döndürmek veya sürekli sıraya dizmek gibi çeşitli ilgi ve davranış takıntıları varsa,
• Günlük yaşamındaki düzen ve program değişimlere aşırı tepkiler veriyor ve uyum sağlayamıyorsa,
• Kendisine ve çevresine yönelik zarar verici davranışlara sahipse,
vakit kaybetmeden teşhis için uzmanlara başvurmak gerekiyor.
Otizmin tedavisi var mı? Otizm, beş bilinmeyenli bir denklem gibi: Nedenleri tam olarak saptanamadığı gibi tek bir kesin tedavisi de günümüzde “henüz” mevcut değil! Otizm, toplumsal fark, ırk, dil, din gözetmiyor, çocuk yetiştirme biçiminizle veya sosyo-ekonomik koşullarınızla da ilgilenmiyor. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel koşulların – yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu maddeler vb.- otizmi tetiklediği düşünülüyor.
BİLİNEN EN BÜYÜK TEDAVİ EĞİTİM
Bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için kanıtlanmış yoğun eğitim süresi haftada bireysel ve grup eğitimi olarak 40 saat. Oysa ülkemizde sosyal güvenlik kapsamında “otizm özel eğitim raporlu” çocuklar için aylık 6- 12 saat olan özel eğitim süreci, dünya genelinin oldukça gerisinde kalıyor.
Otizmli çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerekiyor. Çünkü eğitim, otizmli birey için her şeyden önce “tedavi” anlamına geliyor. Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli fark; erken tanı ve erken bireysel/kaynaştırma eğitimiyle otizmli çocukların sorunlarının büyük bir kısmını aşmaları.